Topic: 2024 yılında okulları velilerin temizlemesi (Read 169 times)

Muhalefetin ben de bu konuyu gündeme getirdiğini görmedim. Halbuki yapmaları gereken tek bir şey var. Halkın sorunlarını dile getirmek ve unutulmamasını sağlamak. Fakat bizde yaşanan bir olay en fazla birkaç gün sonra unutulur gider. Okulların temizliği konusunda da yeni temizlik personeli alacağız denildi ama göreceğiz. Her aile de çocuğunu özele yazdıramıyor sonuçta yıllığı olmuş milyon lira.    Devlet okullarına daha fazla özen gösterilmesi lazım.

Hocam bir daldan diğer dala fazlasıyla zıplamaya çok münasip bir konu bu ve bambaşka bir açıdan devam edeceğiz şimdide:)

Hocam aynı kefeye koymaya çalışmıyorum ki Sizlere toplumsal sürü psikolojisinden bahsediyorum yazdıklarımla. Eksiklikler çok(!) diyebilirizde diyemeyizde. Bakın 8 sene ilkokul+4 sene lise+4 sene de üniversite etti mi 16 yıl eğitim bu süre zarfında herşeyden biraz hiçbirşey tam birşeyler elde edemedik. Hatta ailelerimiz tüm varını yoğunu bizim eksikliklerimizi kapatmaya harcasa bile hep yine bi tık ilerisi olacak. Hep o komşunun çocuğu sizden bizden 5-10 puan fazla almış olacak Ama gelin beraber bu konunun temeline, gelişmesine ve sonucuna daha farklı bir açıdan bakalım;

Bakın önceki senelerde Maslow piramidinden yazılarımda çok bahsetmiştim. Şuan Abraham Maslow mezarından bizim aile yapımızı görse ters dönerdi yani. Niye mi? Bu adamın teoremi "Fizyolojik, Güvenlik, Sevgi/Ait olma, Saygınlık, Kendini Gerçekleştirme" bu adımları içeriyor ve hemen hemen tipik bir Türk vatandaşının aslına bakarsanız hepsini elde etmiş gibi görürsünüz ama hepsinden çok az sahiptir ve kırılgan bir yapıya sahiptir.

Fizyolojik; Yeme içme, cinsellik, sağlıklı metabolizma gibi şeyleri içerir ki bunları tam anlamıyla yaşıyorum diyen çıkmaz. Aynı ürünün farklı ülkelerde daha sağlıklı üretildiğini görür, müge anlı gibi programlarda insanımızın nasıl çarpık cinsi sapık olduğunu görür, sağlık sorunlarımız için gittiğimiz hastane de tedavi için yeri gelir aylarca sonrası için randevu alırız. Hiç unutmam bundan 7-8 sene önce bir diş kanal tedavisi için devlet hastanesinde bana 4 ay sonrasına randevu verdikleri için dayanamayıp özelde para verip tedaviyi yaptırmıştım.

Güvenlik; Ne barındığımız evimizde tamamen güvendeyiz ki geçen sene ki deprem bizlere bunu çok net gösterdi, ne sokakta giderken güvendeyiz (Manyağın biri kılıcıyla saldırabilir yani!). Ama sözde güvenliğimiz var yani!

Sevgi/Ait olma; Genel olarak bizim büyüklerimizin dönemiyle kıyaslamayıp konunun evlatlarımızı kapsadığı için Z kuşağını net gören birisi olarak diyebilirim ki çorap değiştirir gibi değil nefes alır gibi sevgili değiştirilen bir dönemdeyiz. Yani sürekli mental açıdan kalp kırıklığıyla yaşayabilir ya da aile evinden kaçmak isteyen bir kızla evlenip bazen 3-5 yıl sonra boşanmayla sonuçlanabilir bazen ruhumuz duymadan aldatılmayla sonuçlanabilir. Ya da adam olsun diye zorla bir kız çocuğu serseri itin kopuğun tekiyle evlendirip şiddet görebilir, canına kıyılabilir vs.

Saygınlık; Saygınlığı ne yazık ki bu dönemde yaptıklarımızla değil makamımızla ve ya holiganı olduğumuz oluşumlar sayesinde alabiliyoruz. Ha saygımlığımız oluyor mu oluyor ama bir anda tak diye elimizden alınabilir yani(!)

Kendini geliştirme; İşte dananın koptuğu yer tamda bu hocam ailelerin çocuklarına çizdiği gelecekte bir önceki adımları başarıp en iyi 9-17 arası işe sahip olup burada bir makamınca bir saygısı oluyor iyi kötü bir ailesi 10-15 yaşından büyük bir arabası ve 65'ine geldiğinde 5-10 yaşayacağı bir emekliliği oluyor.

Ve son nefesini verirken de yaptıklarını değil yapamadıklarını hatırlayıp derin bir ah çekip bu dünyadan göçüp gidiyor.

Şimdi gel ve de bana tüm aileleri aynı kefeye koyma tamam koymam ama %0.01'i falan koymam o kefeye onun dışında seri üretim bir geleceğimiz oluyor tamamen bozuk bir şekilde. Hiçbirşekilde tam anlamıyla savunulacak bir yeri yok bu düzenin hocam ya da biz bu noktada şunu farklı yapıyoruz diyerek günah çıkartmanında bir manası yok. Hayat 18-20 yaşında başlar ve bizim okullarda aldığımız eğitimle başlamaz gerçek dünyayla başlar. Bunun farkında olanlar ve buna uygun çabalayanlar gerçekten birşeyler başarır.

Okullarda ne doğru gidiyor ki? Okullarda okuyan Türk öğrenci çoğunluğu kalmadı çoğu şehirde. Artık öğrencilerin çoğunluğu Suriyeli ve öğrencilerin bunlardan uzak durmasını isteyen veliler özel okullara gücü yetmese de kredi falan çekip gönderiyor. Özel okullar da bunu bildiği için bunları sağıyor da o başka mevzu artık. Bizim zamanımızda okullar ak pak olurdu. Yani en azından sınıfta ilk derse girip dersin içine etmeden önce tüm sınıflar tertemiz olurdu. Bugün ise öğrenciler temiz sınıfta olmuyorlar. İleri yerine geri gitmeyi nasıl başarıyoruz anlamıyorum. Zaten herhalde 100 bin ücretli öğretmen falan vardır iki yıllık diploması bile olan var aralarında.  Öğrencilerimize nasıl eğitim verdiriyoruz? Ülke olarak bunu bir türlü fark edemediler. Eğitim her şeyin başı.

Zorunlu eğitimin ne olduğu belli cahil vatandaş yaratılması için gereken herşeyi yapıyorlar ancak her aileyi aynı kefeye koyamazsınız okul dışı kurslar vs ile o eksiği kapatmaya çalışıyorlar ee adam daha fazlasını yapamıyor ne yapsın?  Temizlik en önemli konulardan biridir covidde görmedik mi?

Bu bahsettiğiniz ise benim yaklaşımım dışındaki bir nokta. Bireylerin verdiği vergiler ile her Türk vatandaşı eğitim alma hakkına sahip ve bu ortamı sağlamak devletin görevi. Bu ortamın sağlanması 4 duvar ve birkaç öğretmen ile bitmiyor. Kurumun fiziki sağlamlığı, bireysel ve toplumsal güvenliği ve hijyeni gibi bir çok unsuru da gerektiriyor. Bu açıdan baktiginiz zaman devlet tabiki de sınıfta kalıyor. Ülkemizde ne yazık ki zamanla herşey biraz hicbirseyden tam elde etme durumu normallesti yani. Şey gibi bu durum çalışıyor isliyorsa fazla dokunma. İşte bu mental bizi geriletiyor. Ki şuanda konuşulan konu ikincil bir konu yani. Genel açıdan cocuklarinin zihnini etkileyen öğretmen ve eğitim durumu yerine bir okulun temizliğini daha fazla önemsiyor veliler. İş bu raddeye gelmeseydi veliler çocuklarına ne var yani biz 2-3 sınıf birlikte okuduk, soba yakardik karda kışta kaç km yururduk gibi şeyler söylerlerdi.

Ki hatırlarsanız covid patladığında hacilarimizi geldiklerinde karantina diye kyklada yerlestirmislerdi ve kaçma durumları olmuş ve buraya it bağlasan durmaz gibi söylemlerde bulunmuslardi. O yüzden çocuklarının eğitiminin kalitesi yerine üstlerine temizlik vazife olunca ses cikartanlari görürsem alır cekirdegimi oturur izler citlerim 😊

MEB para istemiyor kayıt için ama okul aile birliği öyle bir istiyor ki. Benim çocuğum adrese göre kayıt olduğu halde okula aile birliği para istiyor.
Sebep olarakta bu durumu gösteriyorlar. Okul müdürleri haklı mi bence haklı. O TV'ye çıkıp öten tiplerin hepsi okul müdürlerini çöz de nasıl çözersen çöz diyor.
Onlarda parasını velilerden karşılayıp temizlik işçisi tutuyor.

hadi dediğiniz gibi olsun cidden fena fikir değil ancak koca ülke okullara deterjan bile dağıtmıyor o ne olacak?

Gördüğüm kadarıyla en sevilmeyen Milli Eğitim Bakanı olarak anılan bir isim zaten. İmam hatiplerin arttırılmasında rolü büyük. Müsteşar olduğu zamandan beri eğitim adına kötü şeylere imza atıyor. Bilim ve sanattan uzak bir nesil isteyen düşünce yapısına sahip olduğunu söylüyorlar.
Hatta sırf rektörlük yapabilsin diye zamanında ona özel üniversite açıldı, bir iki gün içerisinde kadro alımı kapatıldı falan. Ne olaylar döndürdüler neden bu kadar uğraşıldı bilmiyorum

Gayet olması gereken bir hareket. Hatırlarım biz küçükken öğretmen masasının örtüsünü her hafta bir öğrenci evine götürür annesine yıkattırırdı. Günümüzde anne ve babaların başından savıp rahatlama noktası olarak gördükleri okullarda çocuklarının bokunu da bi zahmet temizlesinler. Tabiki de ödenen vergilerin karşılığında basit bir iş diye tabir ettiğimiz birşeyin yapılmasının velilere kalması mantıklı birşey olmasa da sadece velilere değil özellikle o öğrencilere yaptırılması lazım. Aksi taktirde ukala kendini beğenmiş oraya buraya sigara izmariti fırlatan serseri sıpalar ortalığa türeyecektir.

Bakın düşünün toplum içindesiniz ve elinizdeki çöpü bir yere attınız kimse ses etmedi ikinci üçüncü derken orası gayriresmi çöplük olur. Ama birisi laf ederse ve o çöpü oradan alıp çöpe atarsanız başkaları atmaz aksine ilk başlarda atacak olduğunuzda çevrenize bakarsınız kimse yoksa atarsınız ve bir süre sonra bu stresle uğraşmak yerine çöp kutusu ararsınız.

Geçenlerde de bu konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile bir röportaj yapılmıştı. Daha doğrusu yapılamamıştı. Onun da linkini şöyle bıraktım: https://x.com/haskologlu/status/1837093026600006086

Basketbol lisesine gitmiş sonrasında muhabirlerin okulların temizlik durumuyla ilgili sorularına aldırış etmemiş. Gündemimiz şu bu diye geçiştirmeye çalışmış. Sonrasında da geçtiğimiz günlerde açıklama yapıldı işte okullara 30 bin temizlik personeli almaya karar verilmiş. Milletin illa bir işi size ittire ittire mi yaptırması gerekiyor? Bu kadar mı kendi vatandaşınız artık umrunuzda değil? Böyle insanların bakan olması cidden gülünç. 

milli eğitim bakanına soruyorlar adam yeri burası değil diyor. O koltukta neyime oturuyorsun ozaman ora yeri değil bura yeri değil yazın 3 ay tatildeykende yeri değil kim yapacak lan bu işi ben mi takip edeceğim aldıkları para cidden haram bunların yazıktır.

Küfretsem ben suçluyum ALLAH BELANIZI VERSİN demek suç teşkil etmiyor. Umarım ALLAH BELANIZI VERİR.

Çocukluğumda okuduğum okullarda iki veya üç temizlikçi olurdu. Hatta bir tanesinde okulun temizlik, tadilat tamirat işlerine bakan kişilerin ayrı yatılı yerleri bile vardı. Hayatları okulda geçiyordu. Hiç bir zaman tuvaleti, kantini, koridorları, oyun alanları, sınıfları pis bir okulda okumadım. Özel değil hepsi de devlet okuluydu. Özellikle okul gibi kalabalık yerlerde temizlik çok daha fazla dikkat edilmesi gereken yerler.

Son zamanlarda sosyal medyada sınıfların veliler tarafından temizlendiğini gördüm. Okullarda temizlik personeli bulundurmak bu kadar zor olmamalı ya. Okul ve tasarruf kelimeleri yan yana bile gelmemeli. Çocukların ve gençlerin temiz sınıflarda eğitim görmesi bir ihtiyaçtır. Buna göre de düzenleme yapılması gerekir. Okul gibi kalabalık yerler hastalıkların çok hızlı yayıldığı alanlar oluyor. Üstüne birde temizliğin yetersiz kalması ilerleyen zamanlarda öğrencilerin birer birer hastalanmasına yol açar.

Ankara büyük şehir belediyesina başvuran 300 den fazla okul varmış temizlik ihtiyacı için


https://x.com/mansuryavas06/status/1839004471038189721


o kadar vergi toplayın okulları temizleme temin görevi belediyeye kadar düşssün.

Sarayın odaları da sıcaktır şimdi.

Tasarruf tedbiri tasarruf tedbiri diye bir yerlerini yırtıyorlar, en kral makam araçlarından inmiyor atm memurlarının işine son vermiyorlar. Sonra okulların temizliği bile yapılamıyor, görün 2 aya kalmaz hastalıktan kırılan bir nesil ile karşı karşıya kalırız.

Bundan önceki yıllarda her okullarda kadrolu temizlik personeli vardı. Çocukluğumuzda gençliğimizde okulun temizliğinden bile bahsedilmezdi, her şey yolunda yürürdü. Son yıllarda İşkur ya da TYP kapsamında okullara temizlik personeli aldılar, asgari ücret ile okulun açık olduğu sürelerde personel çalıştırdılar. Bu sene ise geçtiğimiz yıllardaki uygulamadan da farklı bir hale geldi ve başka yerde sigortalı işi olan kişileri okullara görevlendirdiler. Eskisine göre çok daha düşük bir ücret ve çok daha kısa çalışma süresi ile değerlendirme yapıldı. Ortalama bir personele 7000 lira civarı para veriyorlar, bugün İstanbul'da ya da diğer ortalama boyutlardaki şehirlerde günlük temizliğe gelen kişiler 2000-3000 lira arası ücret talep ediyor.

Yani diyorlar ki her gün saatlerce okulu temizle, sana 7000 lira para verelim. Bunu kim yapar? Toplu taşıma ile bir yere gidip gelmek 100 lira, çorba içsen 100 lira. Günlük 200 lira harcayacaksın ve ay sonunda sana yatacak paraya bak. İşte tam olarak bu yüzden okullar şu anda pislik içinde. En temel ihtiyaçlarımızın karşılanması konusunda tedbire gidersen sağlığını kaybedersin, bunu bilmemek için düşünme yetisine sahip olmamak gerekir.

Tabi biz bu kadar tasarruf diyorken dünyanın en büyük meydanlarında boy boy reklam panolarına da para harcamaya devam ediyoruz

lafa geldimi uçuyoruz kaçıyoruz yok togg yok iha miha okullarda çocuklar pislik içinde yaşıyor. Geçen mesaj atmışlar çocukların temizliğine dikkat edin diye kardeşim ben eskiden okurken çamaşır suyu ile okulları yıkarlar tertemiz olurdu.

Mesele organizasyonu kuramamak değil yeğen, mesele bilerek, isteyerek organizasyonu kurmamak.

Steve Jobs'ın Harvard Mezuniyet konuşmasındaki "Aç kal, budala kal" sözünü ülke genelinde uyguluyorlar.

Abi anlamıyorum bu nasıl bir rezilliktir ilk öğretim okullarının bu rezil durumu ne allah aşkına kaç ay boyunca boşsun kardeşim hangi okulun neye ihtiyacı olduğunu öğrenecek zamanda ne yapıyordun tatile mi gittiniz kepenk mi kapattınız kaçtınızmı?

Okulları öğretmen ve veli temizliyor ben yıllar önce okuyorken bile veli değil temizlik görevlileri temizlerdi bu okulları.


Basit bir okulu temizleyecek organizasyonu kuramamışsın kurulu olan da yok olmuş gitmiş olaya bak muhalefette mal gibi izliyor gidin okullara ne oluyor araştırın bu kadarmı zor lan bu.