Topic: 23.yy İnsanı 21.yy insanına ve dünyasına nasıl bakacak? (Read 183 times)

hiçbir şey daha kötü olmaz, dünyanın gidişatı ya da yaşanan olaylar üzerine geliştirilen felaket senaryolarının tamamı da safsatadan ibarettir. adam dünyaya gelmiş, max. taş patlasa 80 yıl yaşayacak, iki tane enteresan olay gördüğü için dünyayı distopik bir geleceğin beklediğine dair fikirlere kapılıyor :)) kardeş, dünya 4,8 milyar yıl yaşında, daha beterlerini gördü ve geçirdi. bu gördüklerimiz diğerlerinin yanında resmen koca bir hiç. bence, felaket dolu kötü günlerin aksine, ileri de insanlar daha fazla konfor sahibi olacak; çünkü gidişat tarihsel olarak tamamen bu yönde, bakmayın saçmalığı kanıtlanmış olan nüfus, ihtiyaç ya da ekonomi teorisi felaketi sayıklayanlara...

bu gün beğenmediğimiz, dünya üzerinde tek bir derneği, lokali, eylemi, mitingi ve bayraktarı olmayan serbest piyasa dinamikleri a'dan z'ye her şeyimizi sağlıyor. yemek ihtiyacını modern biyoloji ve biyoteknoloji ile tarımı destekleyerek, kimya ve biyomoleküler ile tıbba ve insan hastalıklarına, dolayısıyla "insan ömrüne" pozitif katkı sağlayarak, gerek lojistik tedarik zincirleri ile ürün temini sağlayarak, gerekse de elimizin altındaki teknolojik imkanlar ile kitle iletişimini kolaylaştırarak, say say bitmez burdan köye yol olur... sosyal medyada bazı insanları içinde bulunduğumuz pandemi sebebiyle, "batı ekonomisi (eu-usa) çöküyor hülooğğ, işte artıkımın biz kezeneceğik" diye nara atarken görüyorum da, hakikaten kendimi gülmekten alıkoyamıyorum.

bu yazıyı forumdan özel birine yazdım, şu virüs olayıyla beraber etrafımda böyle kafalara çok denk geldim, o yüzden yazdım. virüse ilaç bulanacaksa, onu da b.k attığımız serbest piyasanın sahibi olan batı bulacak, ekonomilerini düzlüğe çıkaracaklarsa da yine bu yoldan çıkaracaklar.


bu "öldük bittik kafası" ise bambaşka bir psikoloji, kolay kolay da gitmez. en fazla yapabilecekleri, pesimist saçmalıklara dayalı distopik senaryolarını; kardeşlik, eşitlik, adalet bilmem ne gibi kelimelerin demagojik büyüleri ile birleştirerek anlamsız dramatik kurgular elde etmeleri ve bunları dayatmaları falan olur; onunla da, vasıfsız olan ve kendi kendine yetemeyen tayfayı tav etmenin ötesine gidemezler.

bir çok hastalığın tedavisi bulunmuş, yeme ve içme gibi alışkanlıklar sağlıklı beslenmeyi tam sağlayan hap gibi sistemlere dönüşmüş, bir çok ameliyat -belki de robotlar tarafından- mikro cerrahi ile ağrısız ve acısız gerçekleştirilebilecek hale gelmiş, ulaşım tamamen elektrikli araçlarla sağlanmış ve %100 yenilenebilir enerji sistemleri kullanılmaya başlanmış, iletişim gibi bir problemin bahsinin bile olmadığı vs. vs... uzun lafın kısası, bence 23.yy bu yüz yıldan ve dünyanın geri kalanından çok daha güzel olacak, bilet alabilsek dakika duranı...
 

hahahha dün gece bende oturdum açtım izledim en sonunda sürekli netflix bunu izle bunu izle diye gözüme sokup duruyordu. Sonunu buradan okumuştum zaten çok garip bitti falan demişlerdi.

Benim şahsi görüşümde insanlık bence her geçen yıl daha da kötüye gidiyor. O yüzden bana göre 23.yy insanı vay be keşke o zamanlarda doğsaydık diyebilirler.

vay be atatürk diye birisi gelmiş bu dünyaya. ne şanslı insanlarmış şu 20. yy yaşayan insanlar ama 21. yy yaşayan insanlar ise bir o kadar dongozmuş diyecekler
onu bunu bilmem ama o zamanda yaşayacak olanların hayatları şu ankine göre çok daha zor olacak. bence tam bir mad max dünyası olacak.

Yazdıklarınıza sonuna kadar katılıyorum. İleride bizden dangalak atalarımız diye bahsedilecek. Şuan eğer yıllar sonra bu mesajları okuyan torunlarımız olursa onlara diyeceğim sizler bizim geleceğimizsiniz biz ne kadar bahsetsek bağırsak çağırsakta bazı dangalaklar yüzünden sizlere kötü bir gelecek bırakılıyor lütfen size bıraktığımız kötü dünya İçin bize hakkınızı helal edin

Ben konuya distopya kurgusu ile yaklaşacağım! Doğa bu şekilde kirlenmeye deva ederse ve önlem almakta geç kalınırsa, 200 sene sonra su ve oksijen kıtlığı oluşacaktır diye tahmin ediyorum.
Nehirler ve göller kuruyor, denizler yükseliyor, yeşillikler katlediliyor, zehirli gazlar tüm atmosfere salınmaya devam ediyor...
200 sene sonraki insanlar, eğer dünyayı terk edememişlerse; yer altına inerek kolonileşmiş olacaklar. Temiz su ve temiz hava, para ve altından çok daha kıymetli olacak o zaman!
20. ve 21. yüzyılda yaşayan tüm insanlara küfür ederek vakitlerini geçirecekler. Kodamanlardan bazıları yeryüzünde yaşayacak, bazıları da başka gezegenlere göç etmiş olacaklar.

Bende buna benzer birşey yazacaktım sizinki önce olmuş. Ben dünyanın 23. Yüzyılı görebileceğini düşünmüyorum

22. yy'da kıyamet kopar diye düşünüyorum 🙂

hocam 23 bırak 27 yy gelsin bu topraklardaki insanlar hala saçın açık kapalı. sen müslümansın ben hristiyan. tvlerde gördüğümüz mügeanlı türevlerindne öteye gitmeyecek. düşünebiliyormusunuz kaç yy geçmiş hala  bilimden ve ilimden ne kadar uzağız. insan hayret ediyor. şu kullandığımız teknolojik aletlerin hiçbirinde parmak izimiz yok.. yıllar geçsede sadece izleyeceğiz.

Uzun zamandır bunları düşünüp (aslında normalde yapmamız gereken) çöplerimi çöpe atıyorum suyu israf etmiyorum hatta hiç bir işimin olmadığı boş bir arazideki çöpleri bile topluyorum ama motivasyonumu kaybediyorum olanları gördükçe.
İnsanlara teşekkür etmek selam vermek gibi ufak eylemlerle kazanılır aslında bu duyarlılık fakat teşekkür etmekten aciz suratsız insanlar çöplerden arındırdığınız yerlerin iki gün sonra yine kirlenmesi falan küfrü hak ediyoruz ama sadece küfürden korkmayın bize gelene kadar edilecek küfür kalmaz.

Bu eksilme birden olmayacağı için her neslin kendini suçlaması gerekir bence belki 23.yy daki nesil bizden daha fazla tahrip edecek dünyayı.

Aslında çok nankör varlıklarız dünyayı umarsızca katlediyoruz ve bunu yapmanın ne kadar yanlış olduğunu bile bile yapıyoruz. Evet herkes bunun bilincinde değil ama Türkiye içindeki üniversite kampüslerine bakın göz önünde olmayan temizlik görevlileri tarafından temizlenmeyen yerlerine bakın ve üst düzey eğitimli insanlar bile ne hallerde görün.
Herkes günde 15 dk sadecce geçtiği yerlerden bir çöp alıp atsa ya da atıklarını geri dönüşüm kurallarına göre ayırıp gerekli yerlere yönlendirse (ki ülke olarak bu konuda çok zayıfız devletin bu konuya bir el atması gerekiyor)
her şey 2 yıl içerisinde büyük değişimler gösterir.
Geri dönüşüm yaparak ekonomimize büyük katkılarda bulunabiliriz. Dışarıda kağıt toplayan insanlara ceza yazan zabıtalar var ama yaptıkları iş o kadar güzel ki kimse farkında değil acıyarak bakıyorlar insanlar onlara ama bence çok kutsal bir meslek

Şahsen hiç umrum da değil. 
Dün Netflix'de Platform filmini izledim ve kendimi 1 katta gibi düşünüyorum 

Şaka bir yana da kendimize küfür ettirmesek iyi. Gelecek nesillere, yaşanabilecek bir doğa bırakabilmemimiz konusuna çok önem veriyorum. Bunun için bu evde kal konusu bir fark yarattı sanki. Bir çok ülkeden doğanın yapısındaki özlenen görüntüleri görmek sevindirici.

Ekonomi zırvası içinde, hep en iyisini kullanmak, en iyisi olmak zorunda hissederken yaşadıkları çevreye geri döndürülemez zararlar vermekle suçlanan embesiller dönemi olarak anılacağız muhtemelen. Çekecekleri su kıtlığının, kaybedilmiş bir çok canlı türünün faili olarak görecekler. 200 sene önceki insanlar bugünü hayal etmekten çok uzaktı, biz de 200 yıl sonrası için öyleyiz.

23.yy da yaşayacak olan insanlar Dünyayı ve Bizi ne gibi hatirlayacaklar acaba ? Bizde tarih oluyoruz dostlar tarihin tozlu sayfalarına karışıyoruz. Zaman bizi de eskitiyor hücrelerimiz yaşlanıyor. Her geçen gün öluyoruz.

Hayat akıp geçiyor ömür kısa ve tarih zaman ne kadar acımasız. Bugün elime bir avuç toprak aldım ve bu toprağın üstünden neler geçmedi ki ? Persler Romalılar Bizanslar Selçuklular Osmanlı derken Biz Türkiye.

Şimdi bu toprak yerinde dururken gecmiste bu toprağın üstündeki çoğu kişi altında tarihin tozlu sayfalarında. Tarihi yerleri gezdigimde o tarihe dönmüş gibi oluyorum geçmişte insanların yaptığı şeyler hayatları sevinçleri huzunleri ticari faliyetleri her şey canlanıyor.

Bugün bu yazıyı yazarken hep düşünüyorum bundan 100-200 sene hatta 1000 sene sonra biz ne olarak gorulecegiz.

Bizi ne diye anlatacaklar ?


Saglicakla kalın.