Siyasetten ve Türkiye şartlarından bağımsız olarak adalet duygusu ve mutluluk üzerine bir şeyler paylaşmak istedim.
Deney 1
Salatalık ve Üzüm Deneyi:
İki maymun aynı ortamda yan yana kafeslere yerleştirilir. Bu maymunlardan her birine düğmeye basması için öğretilir ve karşılığında bir ödül alırlar. İlk başta, her iki maymuna da aynı ödül olan salatalık dilimi verilir ve memnun olurlar. Ancak, deneyin bir sonraki aşamasında, bir maymuna üzüm verilirken diğerine hala salatalık verilir. Salatalıkla yetinmeyen maymun adaletsizliği fark eder ve salatalığı fırlatarak tepki verir.
Deney 2
Ispanak ve Meyve Suyu Deneyi:
Bu deneyde, maymunlara bir görev verilir ve görevi başarıyla tamamladıklarında ödül olarak ıspanak verilir. Maymunlar başlangıçta ıspanakla ödüllendirildiklerinde mutlu olurlar. Ancak, deneyin ikinci aşamasında, araştırmacılar ödülü meyve suyu ile değiştirir. Maymunlar, meyve suyu ile ödüllendirildiklerinde daha da mutlu olurlar. Ancak, daha sonra ıspanağa geri dönüldüğünde, maymunlar sinirlenir ve ıspanağı reddederler.
Adalet duygusu, insanların eşitlik, dürüstlük ve adil davranışlarla ilgili bir algı ve duygu olarak tanımlanabilir. Bu duygunun evrimsel bir kökene sahip olduğu düşünülmektedir. Evrimsel psikoloji perspektifine göre, adalet duygusu insan davranışlarının temelindeki evrimsel süreçlerle şekillenen adaptif mekanizmalardan biridir.
Yani bizler adaleti sağlamak ve haksızlıklara tepki göstermek eğilimindeyiz. Tıpkı doğadaki birçok diğer canlı gibi.
Peki adalet duygumuz bizim beklentilerimizi ne ölçüde etkiliyor? İçsel memnuniyetimiz ve tatmin duygumuz mutlu olmamızı sağlıyorsa; beklentilerimizi ve adalet duygusunu nereye koyacağız? Adaletin sağlandığı herkesin beklentilerinin karşılandığı ütopik bir dünyada herkes mutlu mudur? Yoksa bu denge hiç sağlanamayacağı için beklentilerimizi ve adalet duygumuzu köreltip, onlarsız mutlu olmaya mı çalışmalıyız?
Bu soruların cevaplarını belki tartışabiliriz...
Şu örnek hikayeyle bitireyim:
İki kedi aralarında konuşuyorlarmış. biri demiş ki:
''ben hayatta iki şey biliyorum: birincisi mutluğun kuyruğumda olduğunu. ikincisi onu yakalamanın imkansız olduğunu. ne kadar uğraşsam da kuyruğumu yakalayamıyorum.''
ikinci kedi söze girmiş ben de hayatta iki şey bilirim:
"birincisi mutluluğun kuyruğumda olduğunu. ikincisi onun hep benimle olduğunu. biliyorum ki ben ne kadar koşup oynasam da uzaklaşsam da mutluluk daima peşimden gelecektir.''