Öncelikle dünyadaki para sistemini ve işleyişini anlamak adına paranın tanımını yaparak yine paranın özellikleri ve bir takım fonksiyonlarından bahsetmek gerekir.
İktisadi anlamda para, mal ve hizmetlerin satın alınmasında ve borçların geri ödenmesinde genel olarak kabul edilen , kullanılan şeydir. Paranın tarihsel gelişimine bakıldığında para olarak çeşitli mal ve hizmetlerin kullanıldığı görülmektedir.Bunlara tütün,değerli madenler ,deniz kabuğu,kağıt para,plastik para(kredi kartı) ve dijital/kripto para vb. örnekler verebiliriz.
Günümüzde kullanılan paranın sahip olması gereken bir takım özellikler de vardır:-Öncelikle paranın genel olarak kabul görmesi gerekir.
-Para taşınabilir olmalı , taşıma maliyeti fazla olmamalıdır.
-Para bölünebilir olmalı ve büyük tutardaki işlemlerde kullanılabildiği gibi , küçük tutarlı işlemlerde de kullanılabilmelidir.
-Paranın taklit edilmesi zor olmalı , para ayrıca standart olmalıdır.
-Son olarak da paranın kolayca deforme olmaması ,uzun süre kullanılabilir olması gerekir.
Bunun yanında paranın bir takım temel fonksiyonları da vardır:Bunlar, değişim aracı olma ,hesap birimi olma ve değer saklama aracı olma fonksiyonudur.
Bir başka tanımlamaya göre ise para, bireyin emek ve zaman harcayarak ekonomik özgürlüğünü el etmesi ve elde ettiği o özgürlük ile bir başkasının emek +zamanını (=özgürlüğünü) satın almasıdır. (Para = Emek + Zaman = Özgürlük)
Şayet birileri sizin emek+zamanınızı ucuza alıyorsa ister 21.yy ister 2100.yy'da yaşayın,oradaki
Modern Kölelik Düzeni olduğu gerçeğini değiştiremezsiniz.Peki böyle bir düzeni kim kuruyor ve kimler yönetiyor?
Kimisine göre günümüzde bu düzenin baş aktörü devlet,yöneticiler(hükümetler) ve başta merkez bankaları olmak üzere özel bankalardır.Keza bu yapılar karşımıza farklı formlarda da çıkmaktadır.
Uluslararası Para Sistemleri• 1870-1930 Altın para sistemi
• 1930-1944 Buhran Dönemi
• Sterlin Sahası (İngiltere ve sömürgeleri)
• Altın Bloku (Fransa, İsviçre, Belçika, Hollanda)
• Kambiyo Kontrolü
• 1944- 1973 Bretton Woods(35$=1ons altın)
• 1973- Karma Uygulamalar
Şimdi para sistemlerini burada tek tek açıklarsak gereksiz flood yapmış olacağız.Fakat öz itibariyle para sistemlerinin mantığı şudur; dönemi itibariyle kim eline sazı almışsa,kimin sözü geçiyorsa onun istediği para veya maden dünya genelinde baz para olarak kabul görmüştür.Bu hususta önemli dönüm noktalarını da es geçmemeliyiz diye düşünüyorum.Özellikle 1929 Buhranı, sonrasında yaşanan 2.Dünya Savaşı ve o savaşın sonunda
Bretton Woods Sistemi'ne geçilmesi kurulan yeni dünya düzeni açısından önemli dönüm noktaları olmuştur.
Brettonw Woods Konferansı: Kısaca İngiltere'nin dünya üzerindeki hegemonyasının Amerika Birleşik Devletleri'ne veren ekonomik istişare toplantısıdır.Özellikle bu toplantıda Gold Exchange Standard adında bir düzenlemeye gidilerek dolar-altın paritesinin sabitlenmesiyle doların uluslararası alanda referans para olmasına önayak olmuştur.Yukarıdaki 2.Bretton Woods Era (1945-1971) adlı görsel bu döneme işaret etmektedir.Akabinde 1973 yılında
Breeton Woods sistemi çökünce, uluslararası para sisteminde 1980’ler sonrası
Esnek Döviz Kuru Sistemi egemen olmaya başladı.Bu politikanın olmazsa olmazı olan sermaye hareketlerine de serbestlik tanındı.Doğal olarak bu sisteme entegre olmak isteyen ülkeler yine bu sisteme aşama aşama geçiş yaptılar.Örneğin Türkiye 1989’da sermaye hareketlerinin önündeki engelleri kaldırdı ve 2001 krizi sonrasında da esnek döviz kuru politikasına (sistemine geçti).Çin sermaye hareketlerinin önündeki engelleri kaldırdı, ancak hala sabit döviz kuru sisteminde direnmekte.
Uluslararası para sistemindeki bu değişim her ülke için olumlu sonuçlar da yaratmadı.Çünkü sistem, ülkelerin döviz kuru riskinin artmasına neden oldu. Nitekim Türkiye bu süreçte 1994, 2001 ve 2014 (özellikle kriz diyorum) krizlerini yaşadı.Bununla birlikte yine aynı dönemlerde Güney Amerika ülkeleri de büyük krizler yaşandı.Örneğin 1994'ün Aralık ayında, Meksika'da peso'nun devalue edilmesiyle büyük bir kriz yaşanmıştır.
(Bkz: Tekila Krizi)Bu sıkıntılı süreçte kendisini riskten korumak isteyen ülkeler döviz rezervlerini artırma çabasına girdiler.Hedefleri olası bir yabancı sermaye çıkışı durumunda rezervin kalkan olması idi. Mekanizma tam işlemse de, bu politikadan vazgeçmediler. Yükselen ekonomiler içinde dış ticaret açığı veren, hızlı büyümek isteyen ülkeler sermaye girişini teşvik ettiler. Cari açıkları arttı, cari açık arttıkça daha fazla döviz rezervi tutmaya başladılar. 2007/2008 krizi de bu olguyu değiştirmedi.Kaldı ki ülke olarak içinde bulunduğumuz ekonomik konjonktüre baktığımızda geçmişten günümüze cari açıkların git gide arttığını çoğumuz -a haber seyircisini tenzih ederek- biliyoruzdur.
Örnek: Gold Standart Era (1870-1914) Dönemini ile günümüz Post Modern Bretton Woods Era/Dönemi itibariyle ülkemizin tarihsel sürecinden bir örnek verecek olursak ki burada usd ve altın (gold standard exchange) yani göreceli standart değişim aracı olarak baz alınmış ve bir öğretmen maaşı örneği üzerinden gidilmiştir:
1923’te, yani Türkiye’nin yıkıcı bir dünya savaşından yeni çıktığı yoksulluklarla dolu kuruluş yıllarında bile bir öğretmen aylık maaşıyla 20 adet Cumhuriyet altını alabiliyordu. Bugünse sadece 2 adet alabiliyor.
1923: 20 adet
1946: 12 adet
1960: 18.5 adet
1965: 28.6 adet
1975: 9.2 adet (1971’de dünyada paranın kıymetli metallerle bağı koparılıp, iradi para sistemine geçilmesinden sonra ani bir düşüş başlıyor)
1980: 1.5 adet (Türkiye’de darbe olduğu yıl)
1993: 5.9 adet
1994: 5.4 adet
1995: 5.1 adet
1996: 5.1 adet
1997: 5.2 adet
1998: 7 adet
1999: 6.7 adet
2000: 6.5 adet
2001: 3.5 adet (Türkiye’de ekonomik kriz yaşandığı yıl)
2002: 4.5 adet
.......
.......
2018: ?
-Ortalama kadrolu bir öğretmen maaşı 3800tl
-Bir adet Cumhuriyet altını 1900tl. Özetle 2 tane Cumhuriyet altını alınabilir bu maaşla.
Sonuç olarak eğer sizin cebinizdeki para, yani emek+zamanınız = özgürlüğünüz, parayı yaratanlar tarafından(devletler,kurumlar,bankalar etc.) sizden sürekli adaletsiz vergilerle,manipülasyonlarla ve
Kaydi Para yöntemiyle sistematik bir şekilde alınıyorsa/çalınıyorsa maalesef siz bu sistemde kölesiniz demektir.
Kaydi ParaMevduat parası olarak da adlandırılan kaydi para, bankalar tarafından kredi işlemleri sonucu yaratılmış olan paradır.Tamamen alacak-borç ilişkisi üzerine kuruludur. Kaydi Para /Havadan Para yaratma sürecinde, Merkez Bankası, özel bankalara kredi verir.Özel bankalar ise bu krediyi müşterilerine çeşitli yollarla belli bir faiz karşılığında verir.Aslında ortada büsbütün fiziksel bir para yoktur.Bu süreçte bankalar ile şahıslar arasındaki ilişki tamamen kağıt üzerinde muhasebeleştirilir.Bunu nereden anlıyoruz derseniz dünya alacak-borç ilişkisinden kaydi para yaratılmasıyla ortaya çıkan/şişirilen para miktarının ortalama %2~3 civarı fiziksel anlamda kullanılmaktadır, geri kalanı banka hesaplarında kayıt altındadır.Yukarıdaki örnek sadece ülkemizden verdiğim bir örnekti.Kaldı ki günümüz acımasız kapitalist düzende kurulan dünya para sistemi (aslında bir bakıma sistemsizliği) ile gelişmiş ülkeler, dünyanın önemli bir kısmının kendisi için çalışmasını sağlamakta.Gelişmekte olan ülkelerin kimi iktisatçıları, politikacıları ve bürokratları da ne kadar çok rezervimiz var, ekonomimiz çok iyi masalını halka anlatmaya devam etseler de malumunuz kazın ayağı öyle değil ve maalesef bu durumu yine kendi ülkemizde son zamanlarda çok acı bir şekilde tecrübe ediyoruz.
Peki çözüm nedir? Bu adaletsiz sisteme,gidişata nasıl dur diyebiliriz?
Cevap: KRİPTO PARA... Ne kadar yer yer Tether Basma Çılgınlıklıları vb. diğer olumsuzluklar yaşansa da çare kripto ekosistemindedir.Tabii bu konuyu da başka bir başlık altında detaylı incelemek gerekir.
Herkese iyi forumlar...