Babam 1960larda gurbetçi oldu ben de Avrupa'da doğdum halen de aileden bir çok kişi gurbette...60 sene geçmiş ama hiç bir şey değişmemiş. Avrupa ya da batı toplumları kontrollü bir biçimde işine gelen bireyleri bünyesine katmaya devam ediyor. Toplumlarına ayak uydurabilen, gelişime açık insanları seviyorlar. Artık bu sorunu ciddi bir şekilde ele alıp "ne yapabiliriz"i konuşmamız gerekiyor.
Kendimiz için en iyisini istemekte bir sorun görmüyorum ki ben de param olursa
1-gidip gelişmiş bir ülkede yaşamak
2-iyi kötü ülkede kalmak arasında sıkışmış vaziyetteyim.
Hala tam bir karar veremedim, özellikle dil problemi beni düşündürüyor, ilerleyen yaş da cabası ama öte yandan ülkemizin kronik sorunlarına ilişkin umutsuzluk da gemileri yakmaya itiyor insanı...
Yukarıda söylediklerimle tezat gibi görünse de bu bir paradoks! İnsan dünyaya bir kere gelir, toplumların değişmesi ülkelerin kaderi ise onlarca yıl hatta belki birkaç nesil zaman alabilir. Burada ülke yönetimi ile bireysel planlamalar çakışabilir. Herkes hayalinin peşinden koşabilir ama bir de ülke hayali olmalı, idealizm bunu gerektirir tabi hala kaldıysa...
Şöyle söyleyeyim hocam bir çok tanıdığım yurtdışında ya yaşıyor ya da yaşamaya gidip yapamayıp geri döndü. Yapabilenlerle yapamayanlar arasındaki en büyük fark gözlemime göre ne biliyor musun? İRADE! Oralarda başaranlara bakıyorum iş varsa sabahın köründe kalkabiliyorlar. Sıfır dille gidip 1.5 senede çok iyi derecede dil öğrenen var. Kendisini 2-3 ay idare edebilecek birikimi ayarlayıp 2-3 ay bi gideyim üstümdeki ülkenin zorluğunu atayım demeyenler başardı. Ama gidipte publarda konserlerde gününü gün eden, 20.000$ araba çeken, tüm çevresini oradaki Türklerden oluşturan kişiler ise döndü.
Mental bir güce sahipse gidecek insan her türlü yapıyor abi. Oraya gittiğinde burada öğrendiğin her şeyi çöpe atacaksın ve boş bardak misali oraya dair herşeyi özümleyeceksin. 1 bilemedin 2 seneye herşeyi rayına oturtursun değilse yapamayıp dönersen burada daha zor bir ortam seni bekler.
O yüzden herşeyden önce irade lazım. Başarmak için yapman gereken ama yapmak istemediğin şeyi ertelemeden üşenmeden yapabilecek bir kararlılığa sahip olursan yapamayacağın hiçbirşey yok. Görüyoruz burada 40-50 sene öncesinin gurbetçilerini onlar yapıyorsa bu ülkenin bu zamanlarında ayakta kalmış herkes rahatlıkla yapar.