Author

Topic: Başkan duruşu yok (Read 104 times)

member
Activity: 448
Merit: 33
August 23, 2018, 09:04:33 AM
#1
Bayram yazılarına devam…
Edebiyat dünyasının renkli labirentinde dolaşmayı sürdüreyim…
Şair olmak kolay değil…
Yazar olmak kolay değil…
Kimi zaman sendeleseniz de kendinize güveninizi kaybetmeyeceksiniz.
Dünyanın bugün tanınmış nice büyük yazarının eserlerini yayınevleri reddetti.
Bugün okullarda öğrencilere tavsiye edilen kimi eserlerin yayınlanması kolay olmadı. Yayınevleri kimi eserleri yayınlamayı reddetti:
– William Golding'in “Sineklerin Tanrısı” reddedildi.
– J.D. Salinger'in “Çavdar Tarlası Çocukları” reddedildi.
– George Orwell'in “Hayvan Çiftliği” reddedildi.
– J.L. Seagull'un “Martı”sı reddedildi.
– J.K. Rowling'in “Harry Potter”ı reddedildi.
– Herman Melville'nin “Moby Dick”i reddedildi.
Yayınevleri kimleri reddetmedi ki:
– Vladimir Nabokov'un “Lolita”sı reddedildi.
– Marcel Proust'un “Geçmiş Zamanın İzinde” eserini değerlendiren yayınevi editörü yazara gönderdiği mektupta eleştirisini şöyle kaleme aldı: “Sevgili dostum, beynimi ne kadar zorlasam da, adamın birinin uykuya dalmadan önce sağa sola nasıl döndüğünü tasvir için otuz sayfanın heder edilmesini anlayamıyorum.”
Yayınevi Knopf, Slyvia Plath'ın “Sırça Fanus” eserini “romana benzemiyor” diye reddetti.
Sadece yayınevleri değildi engel çıkaran, ya eleştirmenler?
İlk realist roman olan “Madame Bovary” üzerine Le Figaro şunu yazdı:
– “Bay Gustave Flaubert yazar değildir.”
Peki, meslektaşlarının yazdıkları:

DİKTATÖR PİÇ
Emile Zola, büyük şair Charles Baudelaire hakkında şunu yazdı:
– “Yüz yıl sonra Fransız edebiyatı Les Fleurs du Mal/Elem Çiçekleri ile alay edecektir.”
“Saklı Seçilmişler” kitabımdan alıntı yaptığım Amerikalı yazar Upton Sinclair, “Şikago Mezbahaları” gibi çok değerli romanlar yazdı. Gazeteci Benjamin De Casseres 1932 yılında şöyle dedi:
– “Upton Sinclair öldüğünde, ölüdür. Ben öldüğümde ölümsüz.”
Casseres tarihi şöyle geçti: Baruch Spinoza'nın uzaktan akrabası!
Edebiyat tarihinin renkli isimlerinden biri kuşkusuz Truman Capote idi. Kimler hakkında neler demedi ki:
– Nabokov'u severim çünkü o bir artist…
– Hemingway yüz yıl sonra kısa öyküleriyle anılacaktır. “İhtiyar Adam ve Deniz”den nefret ediyorum…
– Faulkner çok dikkatsiz; onu takdir ettiğimi söyleyemem…
– W. Hugh Auden diktatör piç…
– Donald Barthelme sahtekar…
– Saul Bellow'un bırakın kitabını bir paragrafı bile yoktur…
– Joyse Carol Oates, Amerika'nın en iğrenç yaratığı. Onu okurken kusmam geliyor…
– Andre Gide yetenekli değil; Prost'un bile yatağına girdi…
– İnsanlar Bob Dylan'ı neden sever bilmem; şarkı söyleyemez ki…
– Rod Steiger yaşayan en kötü artist…
Ama. Capote öldüğünde Gore Vidal şunu yazdı: “Mesleği açısından iyi bir gelişme!”
Edebiyat dünyasının kaba olduğunu düşünmenizi istemem. Nobel ödüllü iki edebiyatçı Hermann Hesse ile Thomas Mann elli yıl süren mektuplaşmalarında birbirlerine “Bayım” demekten vazgeçmedi.
Edebiyat dünyasının böyle “kankaları” vardı:
– G. Maupassant ile G. Flaubert…
– E. Hemingway ile F. Scott…
– J. Joyce ile E. Pound…
– A. Puşkin ile N. Gogol…
– L. Tolstoy ile I. Turgenev…
– H. Balzac ile G. Sand gibi…

KENDİNİZE GÜVENİN
James Joyse “Dublinliler” eserini götürdü, reddedildi.
James Joyse “Ulysses” eserini götürdü, reddedildi.
Eserleri reddedilen James Joyse 1934 yılında Zürih'te buluştuğu iki dostuna şunu anlattı:
“Bugün beni görmeye bir Alman bayan geldi. Yazarmış. Yazdıklarını görmemi istedi. Sohbet sırasında romanını kaldığı otelin kapıcısına okuttuğunu söyledi. Kapıcının fikrini merak ettim. Dedi ki: ‘Ormanda sevgilisinin madalyonunu bulan roman kahramanının onu tutkuyla öpmesine itiraz etti. ‘Kapıcının bu etkili sahnede neyi beğenmemiş olduğunu sordum. Bayanın yanıtı şu oldu: ‘Kapıcı madalyonun öpülmesine itiraz etmiyor. Sadece kahramanın, önce madalyonun üstündeki tozu paltosunun koluyla silmesinin daha doğru olacağını düşünüyor.' Alman bayana dedim ki, ‘Otele dönün ve kapıcının tüm önerilerini yerine getirin. O adam dahi bir eleştirmen. Ondan öğrenemeyip benden öğreneceğiniz hiçbir şey yok ve inanın bunu içtenlikle söylüyorum…”
Sonuçta, Joyce bir şekilde Alman yazarı reddetmiş olmamış mı?
Nobel ödülünü ABD'den ilk alan edebiyatçı Pearl S. Buck oldu. 1938'de Nobel'i kazandığını öğrendiği gün, postacı eserinin yayınevi tarafından reddedildiğini bildiren mektubu getirdi!
İngiliz polisiye edebiyatının tanınmış yazarı John Creasey, ilk kitabını çıkarana kadar 743 kez ret mektubu aldı!
Evet kendinize güveniniz. Çünkü:
Menajer Jim Denny, Elvis Presley'e şöyle nasihat verdi:
“Bir yerlere varamazsın evlat; en iyisi kamyon şoförlüğüne geri dön!”
Mankenlik ajansı Emmeline Snively'in Marilyn Monroe'ye önerisi ise şu oldu:
“Sekreterlik yap ya da evlen.”
En komiği şuydu:
Yıl, 1964. “The Best Man” filminin yapımcısı United Artists, aktör Ronald Reagan'a ABD başkanı rolü verilmesine karşı çıktı:
“Onda başkan duruşu yok!”

Soner Yalçın 22/08/2018 Sözcü
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/soner-yalcin/baskan-durusu-yok-2587121


Soner Yalçın'ın çok hoşuma giden bir yazısı. Yaptığınız işte kendinize güvenmelisiniz. Yoksa; insanlar, insanları çok çabuk harcarlar.
Jump to: