Öncelikle banka sözcüğünün nereden geldiğine bir göz atalım.İtalyanca
“banco” kelimesisinden geldiği belirtilmektedir.Şöyle ki o dönemlerde (14.yy) dünyanın ilk bankerlerinden sayılan Lombardiyalı Yahudiler, bankacılık işlemlerini pazarlarda,
Banco Rosso denilen binanın önüne koydukları birer masa(tavule) ve arkasındaki "
banci" denilen ahşaptan sabit bir platform üzerinde işlemlerini yaparlardı.Yahudiler o dönemlerde yaşadıkları şehirleri (özellikle Floransa başta olmak üzere Venedik ve diğer önemli Avrupa kentlerini) halihazırda yıllardır finanse ediyorlardı ve dolayısıyla ülkelerin yönetimlerinde bu sayede etkili olabiliyorlardı. (Perşembe,Borçlular & Kreditörler,Makale/2011)
Banko Rosso / Dünyanın İlk Tefecilik Bürosu Banka kelimesinin tanımını yaptıktan sonra konumuza kaldığımız yerden ederek insanlık tarihinde bankalar neden gerekli bir kurum haline gelmiştir sorusuna cevap ararken özetle konunun içeriğine dair genel bir tablo da çizelim.
Şimdi öncelikle günümüzde finansal sistemler genel itibariyle finansal piyasalar (tahvil,bono vd. türev piyasaları) ve finansal aracılardan
(bankalar, sigorta şirketleri, sosyal güvenlik kuruluşları vb.) oluşur. Bir finansal sistemin fon kaynağıysa yurt içi tasarruflar ile ülkeye aktarılan yurt dışı tasarruflardan (dış borçlardan) oluşur. Sisteme giren bu fonlar,yine bireyler, şirketler ve kamuya sunulur.Haliyle fon arz edenler (tasarrufçu) ile fon talep edenler (kredi alanlar) olarak iki grup ortaya çıkar.Bu ortaya çıkan iki gurubun arasındaki bir de aracı vardır.İşte banka da burada devreye giriyor.
Bankalar başta olmak üzere finansal piyasalar, borç vermek isteyen ile alıcının birbiriyle buluşma olanağını sağlar.Evet belki bankanın ortaya çıkışı Yahudiler'in meslek olarak icra ettiği tefecilik üzerineydi fakat yine bankanın geçmişten günümüze finansal sistemin önemli bir çarkı olduğunu unutmamız gerek.
Galileo Galilei'ye yardım etmiş,Avrupa'da Rönesan'a öncülük eden en önemli ailelerden: MedicilerEğer finansal sistem ve bunun en önemli parçası banka olmasa idi, borç vermek isteyen ile almak isteyen birbirini bulamayacak, dolayısıyla parasal ilişki kurulamayacaktı.Örnek verecek olursak: Florasan'da
Mediciler sanatçıları,bilim adamlarını finanse etmese belki de Rönesans olmayacaktı.
Dünyanın gelmiş geçmiş en zengin adamı olarak gösterilen Jacob Fugger Keza Macellan’ın dünyanın etrafında dolaştığı yolculuğun masraflarının önemli kısmı J.Fugger tarafından karşılanmasaydı,belki Coğrafi Keşifler olmayacaktı.Yine J.Fugger tarafından Kristof Kolomb’un Hindistan’a niyet edip (India) kazara Amerika’yı keşfetmesine ve hazin son ile karşılaşmasına sebep olan seyahatine fon sağlanmasaydı, dünyanın geleceği farklı tecelli edebilirdi.
Konuyla ilgili detaylı yazım için -->>https://bitcointalksearch.org/topic/m.41813922Bu örnekler çoğaltılabilir. Peki bu bağlantıyı,bir ileri noktaya taşıdığımızda, kurulamayan bu ilişki sonucunda iktisadi faaliyetlerin sadece takas işleminden ibaret olacağını ve bunun da gelişen insanlık tarihi açısından sürekli ve geçerli olmayacağını görmekteyiz.Bir bakıma bankacılık tarihinin çok eski yıllara dayanmasının nedenini de aslında takas yerine yeni ve daha işlevsel sistemlerin gereksinimidir.(Keza günümüzde kripto paralar da yeni bir sistemin arayışının/gereğinin alternatifi niteliğindedir diyebiliriz.)
Dolasıyla bankacılığın tarih boyunca gösterdiği gelişme, para kavramıyla da sıkı sıkıya ilişkili olmuştur. Bir başka ifadeyle, para kavramı ve bankacılıktaki gelişme karşılıklı etki suretiyle bugünkü düzeye ulaşmıştır da diyebiliriz.
Bankacılığın tarihsel gelişimine baktığımızda...Eski Mısır - Takas EkonomisiTakas yöntemi ilk kez M.Ö 9.000’de Mısır’da kayıt edildi. Ellerindeki inekleri, koyunlarla veya tahılı yağ ile değiştirmek isteyen çiftçilerin pazar oluşturması sonucu başladı. Takasın ticaret yolları üzerinde gelişmesi ile Mısır’ın papirüsü, değerli taşları ve at arabaları; Afrika ve Asya’nın minerallerini ve hayvan derilerini alabilir oldu.Hiyeroglifler o zamanki ticaretin, özellikle malın değerini belirleme konusunda tartışmalar barındırdığını gösteriyor.Bunun yanında yine o dönemlerde hükümdarların sarayları ile mabetleri para veya eşya olarak yapılan tevdiat, bankacılığın ilk izleri olarak kabul edilmektedir. Bu yerler, biri yaşanılan, diğeri ölümden sonraki dünyanın egemenliğini temsil ettiğinden ve tevdiatta, hırsızlıkla talandan koruma gayesi görüldüğünden halka güven telkin ediliyordu. Bu emanetleri alanların kullanma haklarının olduğunu gösteren kayıtlara rastlanmaktadır.(Takan, 2001: 3).
Kızıl Tapınak, TürkiyeTarihte bankacılık faaliyetlerinin başlangıcı MÖ.3500 yıllarına kadar uzanmaktadır. Mezopotamya’da Uruk kenti yakınlarındaki “Kızıl Tapınak ( M.Ö.3400–3200 )” bilinen en eski banka yapısıdır (Ataş, 1966: 7). M.Ö. 1800 yılında Babil Hükümdarı Hammurabi’nin çıkarmış olduğu ünlü Hammurabi Kanunları alacak-borç ilişkisini düzenleyen maddeleriyle kredi ve faiz konularına müdahalesinin ilk örneğini oluşturmaktadır. Eski Yunanda Parthenon ve Apollon tapınakları emanet kabul etmiş, para basmış ve ödünç vermişlerdir (Urgancı, 1982: 7). M.Ö. IV. yüzyıldan itibaren bunlar üzerindeki hükümet denetimi artarken bir yandan bankerlerin, bir yandan da kamu bankalarının ortaya çıktığı görülmüştür. Mısır’da bankacılığın gelişmesi Büyük İskender (M.Ö.356 323)’in burayı işgalinden sonra M.Ö. III. yüzyılda görülür. Eski Mısır’da
“bileşik faiz”i yasaklayan hükümler bile bulunmaktaydı.
Batlamyus zamanında ( M.Ö.127–51 ) bankacılık devletin denetimi, daha doğrusu tekeli altına girmiştir. Bu bankacılık alanında kişisel
işletmelerin ortadan kaldırılması anlamına gelmekteydi.Fakat ülke Romalılar'ın eline geçtikten sonra özel bankalar yeniden ortaya çıkmıştır.
(Takan, 2001: 3).
Bir mübadele aracı - BanknoteMübadelede, para ekonomisine daha önce geçmiş bulunan Yunanistan ile İtalya arasında meydana gelmeye başlayan ticari bağıntılar arasında para değerlerinin takdiri ve değiştirilmesi sebebiyle İtalya’da da sarraflık başlamış, böylece Roma’da para ve kredi işlemleri gelişmiştir. Daha sonraları şövalyelerle, bir takım çeşitli halk grupları da bu işlere girişmiştir. İslam'da faizin haram sayılması ,Orta Çağ'da Hıristiyanların para ve kredi işleriyle uğraşmasının kilise tarafından aforoz(dinden dışlama) sebebi olduğundan, bu işleri genellikle Hırıstiyan olmayan Yahudiler yapmıştır,yapmak durumunda kalmıştır.
Bununla birlikte Ortaçağ Avrupa'sında politik istikrarsızlık, yolların güvensizliği, şehirlerin kale duvarlarının arkasına çekilmeleri(Derebeylik/Feodalite düzeni) ile süren devamlı savaşlar, ekonomik ve ticari faaliyetleri geniş ölçüde felce uğratmıştı.Öte yandan kilisenin, kredi işlerini ve faizi Hıristiyanlar arasında (Yahudiler başta olmak üzere diğer dini guruplar hariç) aforoz sebebi görüp şiddetli cezalara tabi tutması bankacılığın gelişerek yayılmasını bir manada önlemiştir. (Sezgin ve Şendoğdu, 2008: 18).
Nihayet Ortaçağın sonlarına doğru, memleketler arasında gelişmeye başlayan ticari münasebetlere paralel olarak bankacılık da bir ihtisas ve özel ticaret kolu haline gelmiş Avrupa kıtasına yayılmıştır. Önceleri kendi sermayelerinden kredi dağıtan bankalar, daha sonraki yüzyıllarda, saklanmak üzere emanet bırakılan paraların, kendi garantileri altında piyasalara plase edilmesine başlanmış, bu suretle de bankaların mevduat kabulü bugünkü anlamda yürürlüğe girmiştir.
Amerika kıtasının keşfiyle, Akdeniz çevresinden dışarıya çıkan ticaret işleri yanında, bankacılık işlemleri ve teşkilatı da yine bu gelişmeye paralel olarak çoğalmış dış ticaret ödemelerine de aracılık etmeye başlamıştır. Diğer yandan, XVII. yüzyılın başlarından itibaren, bankaların yatırım kaynakları olan sermaye ve mevduata, banknot ihracı işlemleri de eklenmiş ve bu imkânlar, banknot çıkarma işleri devletlerce tekel altına alınıncaya kadar devam etmiştir (Ataş, 1966: 8 ).
Casa di San GiorgioDünyada tarihsel olarak eski dönemlere uzanan bankacılık faaliyetleri XII. yüzyılda İtalya’nın Cenova şehrinde bankerler sayesinde önem kazanmıştır. Bankerler XIII. ve XIV. yüzyıllarda başka ticaret merkezlerine de yayılmışlardır (Altuğ, 2000: 3).Daha sonraları 1401’de Barselona Bankası, 1407’de Genova Bankası denilen
“Casa di San Giorgio” adındaki banka kurulmuştur. Esas itibariyle Avrupalılara bu konuda örnek olan
Lombard’lardır. Gerek bunlar gerekse Yahudiler gittikleri yerlerde hep aynı kurallara ve hükümleri uygulamak suretiyle ticaret ve banka işlemlerine ilişkin genellik sağlamaya yardımcı olmuşlardır.
Bank of AmsterdamModern Bankacılığın başlangıcı 1609 yılında
Amsterdam Bankası’nın kurulması ile başlamış, 1694 yılında kurulan İngiltere Bankası ve 1907’de ABD’de kurulan
Federal Reserve Bank ile olgunluğa ulaşarak modern banka sisteminin (bir başka ifadeyle kapitalizmin) iskeletini oluşturmuşlardır (Altan, 2001: 42).
Federal Reserve BankBankacılık hareketleri, endüstrinin ve ulaştırma imkânlarının gelişmesiyle XIX. yüzyılda büyük ölçüde genişlemiştir. Bu yüzyıldan önce kurulmuş çok az sayıdaki devlet ve belediye bankaları bir yanabırakılırsa, XIX. yüzyıldan önce kurulmuş bulunan hemen hemen bütün bankalar, kişilere ait ve genellikle onların hayatları ile sınırlı olarak, “şahsi işletme” niteliğinde iken XIX. yüzyıldan sonra kurulan hemen bütün bankalar ise, “sermaye şirketi”şeklinde kurulmuşlardır. Bankacılık tarihinde XIX. yüzyılın en belirgin özelliği, bankaların “anonim olarak kurulma ve örgütlenme” şeklinin ilk kez bu yüzyılda uygulanmış olmasıdır. Böylece eski çağların dar imkânlarına sahip, küçük sermayeli ve dağınık bankaları yerine, hemen bütün ülkelerde, geniş sermaye ve büyük finansal imkânlara sahip, çok şubeli “dev bankalar” doğmuştur (Altuğ, 2000: 3–4).
IMF'nin resmi web sitesinde BTC hakkında yayınlanan bir resimSonuç olarak bugüne kadar birçok değişiklikler ve gelişmeler kaydeden bankalar günümüzde en son şeklini almıştır diyebiliriz.Tabii bu durum bankaların sonsuza kadar bu kapitalist düzende var olacakları anlamına da gelmez.Şahsi görüşüm,kurumların (bankalar,şirketler,hükümetler etc.) gelecekte antimerkeziyetçi mübadele aracına ön ayak olan kripto para devrimine ayak uydurmaları gerekliliği yönündedir.Bilindiği üzere Ripple bu noktada önemli finans kurumlarıyla anlaşmalar halinde, her ne kadar kripto para olgusunun antimerkeziyetçi(decentralized) yapısına ters olsa da.Yukarıda belirttiğimiz gibi ya bu değişime ayak uydururlar ya da sadece tarihin tozlu sayfalarına kapak olurlar.
Herkese iyi forumlar ve güzel paylaşımlar diliyorum.