Insanın beton içinde yaşaması insan doğasına aykırı... Sinir stress, hayattan tat alamama bir çok hastalık hep bu yüzden. Gelişmiş ülkelerde ekonomik yönden üst tabakada olanlar hep müstakil 1 yada 2 katlı o evleri tercih ediyorlar.
Bir de olayın sanatsal ve mimari yapısı var. Kalkıp karnını zor doyuran birinin estetik kaygılarıyla evinin çevresini bahçesini düzenlemesini beklemek akıl dışı olur. Maslow'un ihtiyaclar hiyerarşisi diye bir olay vardır. En temel ihtiyaç fiziksel ihtiyaçlardır karnını doyurma gibi. Buz dolabını gönlünce doldurmadan asla estetik ihtiyaç ve yaratıcılık gibi üst seviye bilişsel yetenekleri beynin geliştirmesi mümkün olmaz. Bu nedenle ülkemizde ki ekonomik iyileşmeyi tüm halka yaymamız gerekli... Ayrıca mutlu komşu, çevrede mutlu insanlar ortama pozitif enerji katar. Bu yüzden ABD de yolda giderken birbirini hiç tanımayan insanlar selamlaşır, iyi gün dileklerini sunarlar hiç bir çıkarı olmadan...
Betonlaştıkca robotlaşıyor ve ruhumuzu kaybediyoruz
Benliğimizi yitiren farkındalığı olmayan zavallı programlanmış köleler haline geliyoruz.
Doğadan uzaklaştıkca kendimizden ve öz farkındalığımızdan uzaklaşıyor gözlemci yerine yabancı bir gözlemci oluyoruz..
Çocukken hep amerikan tipi çevresinde ağaçlar olan müstakil evin çatı katında olmayı hayal ederdim