Author

Topic: Ben Herşeyin Arkasındayım ! Soru Sormam ama yine arkanda dururum yani (Read 746 times)

hero member
Activity: 1103
Merit: 500
Arkadaş 51 yaşındaymış, 32 yıllık gazeteciymiş ama kurumsal bir yere çat kapı gidilemeyeceğini öğrenememiş. Sana kimse gelmeden önce mail at falan demez, bu zaten yapılması gereken birşey. Yol yordam öğrenmeden geçmiş 51 yıl. Ama hizmet verdiği kesime iyi reklam yaptı, yakında danışman olur.
hero member
Activity: 854
Merit: 500
Bakış açısı! Herkes olaya bir açıdan bakar ki bu da sizin bakış açınız. Dünyanın her yerinde gazeteciler biraz tacizcidirler. Bu da bir tacizci gazetecilik örneğidir. Başka da bie şey değildir bence. Ama sizce öyle değilse bu da sizin kendi perspektifinizdir.

Bu tacizdende öte olmuş, türk gazeteci adamları trollemeye çalışmış, ama aslında adamlar birşey yapmadan, bizimkini trollemişler.
full member
Activity: 182
Merit: 100
Bakış açısı! Herkes olaya bir açıdan bakar ki bu da sizin bakış açınız. Dünyanın her yerinde gazeteciler biraz tacizcidirler. Bu da bir tacizci gazetecilik örneğidir. Başka da bie şey değildir bence. Ama sizce öyle değilse bu da sizin kendi perspektifinizdir.
hero member
Activity: 854
Merit: 500
Efsanelerin efsanesi, büyük düşünür, büyük üstad, herkesin hayalindeki adam, Yürümesi dahi, putine meydan okuyan, forumdaki ampülcülerin ithalatçısı, adeta troll kaynağı, o olmadan ampülcülere trolleyemediğimiz, sevgili gazetecimizin, milli imkanlarla üretilen gazeticimizin, daha ne sayıyım bilemedim, neyse fazla uzatmayalım video link aşağıdadır.

https://www.youtube.com/watch?v=LWmdkker20s

Alman kanalı ZDF'nin önünde çektiği anonsla gündem olan gazeteci Mevlüt Yüksel, ilk kez RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu bidebunudinle programında konuştu. Yaptığı yayının arkasında olduğunu söyleyen Yüksel, eleştirilerin haksız olduğu görüşünde.

Takvim Gazetesi Haber Müdürü Mevlüt Yüksel, yaptığı yayınla son günlerin en çok konuşulan ismiydi. Yüksel'in AK Parti'ye yakınlığı ile bilinen A Haber'deki programında Alman ZDF kanalı yöneticisinin elleri cebinde diye basın özgürlüğünü engellediği ve anonsa çok sinirlediğini anlattığı haber gündem yarattı.

'DOĞRUYU GÖSTERMEK İSTEMİŞTİM'

Habere yönelik eleştirilerin yankısı devam ederken Yüksel, eleştirilerin aksine oraya kavga çıkarmak ya da ünlü olmak amacıyla gitmediğini söyledi. Yüksel, "Amacım ünlü olmak da kavga çıkarmak değildi. 51 yaşında, 32 yıllık gazeteciyim. Sadece halka gerçekleri anlatmak, doğruyu göstermek istemiştim. İyi bir gazeteci olduğuma inanıyorum. Orada engellenebileceğimizi düşünmedik bile.  Yine gidiyorum. Bakalım ne yapacaklar? Gerekli başvuruyu yaptık, cevap bekliyoruz. Yaptığım yayınların arkasındayım" dedi.

( Eğer gerçekten gerçekleri anlatmak istiyorsan, ve gerçekten 51 yaşında 32 yıllık gazetecisiysen, hiç uğraşma emekli ol.32 yıllık koyun sürüsündende ayrılmış olursun Wink buda benden sana bir kıyak Smiley )

​Yüksel, Almanya'ya neden gittiğini de şu sözlerle anlattı:
"ZDF'nin ve oradaki programı yapan kişinin, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere halkımıza karşı yaptığı yayına ilişkin konuşmak istemiştik. Bunun için muhabirimiz telefon açtı. Söylenen şu oldu: ‘Kesinlikle bununla ilgili buraya gelmeyin, sizinle kimse konuşmaz.' Buna rağmen kendimiz yüz yüze görüşelim dedik. Gittiğimizde medeni bir şekilde güvenlik görevlisine ‘ZDF'nin yöneticileriyle konuşmak istiyoruz Cumhurbaşkanı'na hakaret edilmesi konusunda ne söylüyorsunuz, bu bir mizah mıdır sormak istiyoruz' dedik. Oradaki Türk kadınlarını fahişe gibi gösterdikleri gibi şikâyetler de vardı. Bunları da sormak istedik. Görüşmek istemediklerini söylediler."

'Kaba' ZDF yetkilisi: Bize soru bile sormadı

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ OLSA KAHVE ISMARLARDI'

Yüksel'e yönelik eleştirilerin en önemli noktası ZDF yetkilisine elleri ceplerinde diye sinirlenip Almanya'da basın özgürlüğü olmadığı yönündeki anonsuydu. Bu eleştirilerin haksız olduğunu söyleyen Yüksel şöyle konuştu:
"Ben bir yabancı ülkenin insanıyım. Sizin vücut diliniz, konuşma tavrınız, elleriniz cepte olması karşıdaki kişiyi psikolojik olarak etkiler. Elini cebine sokan kişi belki hakaret ediyormuş gibi düşünmemiş olabilir. Ben olsam şunu yapardım ‘Lütfen, arkadaşınız gitsin. Polis çağırmak zorunda kalacağız. Bize mail atın döneceğiz'  derdim. Basın özgürlüğü olsaydı, bizi alır kafeye getirir, kahve ısmarlar, kuralları anlatırdı. Ben bunu kabul etmiyorum. Bu kabalık değil midir? Biraz sonrasında polis çağıracaktı. Basın özgürlüğü kısıtlandı anlamına geliyor. Hadi bunu abarttık diyelim, beyefendi neden rahatsız oluyor ki? Ben yayın da yaparım otururum da."

( Bana 1 tane gazete söyleyin, tutup adamı kafeye götürsün, birşeyler ısmarlarsın, kuralları anlatsın.Gazeteyi geçelim, bir özel firma yada başka birşey söyleyin Smiley Bunlar iyice koyun olmuşlar.Hayaller paris hayat uganda )

Kaynak
Jump to: