Author

Topic: Bu fıkrada Temel ben oldum... (Read 83 times)

copper member
Activity: 644
Merit: 269
May 23, 2022, 05:55:07 AM
#7
Hocam geçmiş olsun. Öğrenci arkadaşlarımızın hayatın gerçekleriyle tanışması için böyle olaylar yaşamasına gerek yok bence. Bir kafeye gidin ve elinizdeki para ile doğru dürüst çay kahve bile içemediğinizi gözlemleyin. Bu olayların başınıza gelmesi sizin için bir artı neden çünkü dışarıdan bakan bir gözün Türkiye’yi nasıl gördüğünü canlı olarak izlediniz.
sr. member
Activity: 714
Merit: 335
May 19, 2022, 04:31:59 PM
#6
Klasikleşmiş şekilde öğrencinin etinden sütünden faydalanma olayını yaşatmışlar hocam size. yine de bence güzel olmuş değişik insanları gördünüz. Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlu şartları da anlatmışsınız sizi tebrik ederim. Türkiye ucuz bir ülke değil, onların parası burada aşırı değerli bunu onlara söyleseydiniz yeterliydi. Türkiye’de parayı euroya çevirip rahatça alışveriş yaparlar tabi burası eurosu olan için cennet cennet.
sr. member
Activity: 1344
Merit: 373
May 19, 2022, 03:37:28 PM
#5
Tecrübe, para ile satın alınmayacak en değerli şeydir bence ve siz tecrübe edindiniz. Böyle bir ortamda bulunmak bile size gelecekte farklı hayat tecrübesi kazandırarak sizi olgulanlaştıracak. Daha önünüz açık üniversite 4 öğrencisisiniz, Mezun olduğunuz zaman referans mektupları belki bir işinize yarayacak. Türkiye, dövizi olan için bir cennet bu bir gerçek, Avrupa’da alım gücü yüksek olduğu için Türkiye ucuz kaçıyor doğal olarak.
legendary
Activity: 2254
Merit: 1446
Cashback 15%
May 19, 2022, 03:57:36 AM
#4
Quote
buradaki altın fiyatıyla bizim ülkenin fiyatı arasında güzel fark var.

bu kısmı anlamadım valla. aldığı altın büyük ihtimalle çeyrek, cumhuriyet tarzı işçiliğin olduğu altın cinsidir. bir daha olursa söyle teneke gibi makasla kesilip satılan altınlardan alsınlar. çok daha fazla kar ederler:)

durum bugün böyle olabilir ama hep böyle olacağı anlamına gelmiyor. o kadar da karamsar olmayın hocam.
hero member
Activity: 728
Merit: 698
May 19, 2022, 03:38:00 AM
#3
Anlattığınız durumu geçen yaz tatildeyken bire bir yaşadım. Yat turunda, en iyi mekanlarda ve avm'lerde alışveriş yapan (gezen değil) almancı dediğimiz ya da direkt yabancıların dışında insan görmediğimde anladım durumun vahimliğini.
Akademik olaylarınıza katılıyorum klasik artık burada bu şekilde iş yaptırmak. Bir de katılım sertifikası veriyorlar ya sırf A4 israfı Smiley
hero member
Activity: 1176
Merit: 617
May 19, 2022, 03:27:27 AM
#2
@meser hocam hani bir komedyen ölür de son yolculuğu için arkadaşları tabut başında bu sefer güldürmedi derler ya senin durumun bu olmuş. Bu sefer temel güldürmedi be.
hero member
Activity: 1260
Merit: 957
May 18, 2022, 06:43:34 PM
#1
Bir Yunan, bir Bulgar, bir Rumen, bir İtalyan, bir İspanyol, bir Fransız ve bizim Temel meser# bir Erasmus projesinde bir araya gelmiş yanan meser# olmuş Cheesy

Şakası bir yana kendimi fıkra gibi bir olayın içinde buldum geçtiğimiz birkaç günde ve bazı şeyler dank diye suratıma suratıma çarptı açıkcası. Açmış olduğum şu başlığı hatırlayanlar vardır Gençlere tavsiyeler. Hatırlamayanlar varsa da görmüş olurlar  Cheesy Bundan iki üç hafta önce fakültede bir sonraki dersin başlamasını beklerken aklıma bizimde fakir ama gururlu bir Erasmus Koordinatörlüğümüz olduğu aklıma geldi ve dedim gideyim bir sohbet edeyim. Son senem olmasına rağmen konunun içeriğindeki konulardan nasıl faydalanabilirim bana katkıları neler olur nasıl daha verimli bir gelecek inşa etmeme yardımcı olur gibisinden güzel bir sohbet gerçekleştirmiştik ilgili akademisyenle. Benim numaramı falan almıştı ve geçen hafta beni aradı. Farklı bir fakülteden iki doç.dr.'un yer aldığı projenin Türkiye ayağında yaklaşık 40 katılımcıyı ağırlayacaklarmış bana bu etkinlikte yer alır mısın diye sordu. Bende neler yapmam gerektiğini bana bir faydası dokunacak mı şeklinde birkaç soru yönelttim. Yapmam gerekenler aktif rol alan birisi olmadığım için tabiri caizse amelelik olacakmış ve bana katılım sertifikası (Göstermelik) ve referans mektubu yazabileceklerini belirttiler. Bende dedim ki ne kaybederim tamam verin numaramı hocalara katılayım dedim.

7'den 70'e katılımcılar geldi. Gerçektende 7'den 70'e idi yaş aralığı Cheesy İlk olarak havalimanından katılımcıları karşılayıp otellerine yerleştirmem istendi. Bunda sıkıntı olmadı elimde bir A4 ile Gora'daki vızzığın Komutan Logar'ı beklediği gibi bekledim. Birgün sonra genel toplantıda resmen tercümanlık yapmam gerekti. Olabilir gayet normal ancak o odada prof.dr. doç.dr. öğretim üyesi gibi ünvanlara sahip en az 10 kişi varken benim gibi düz bir lisans 4.sınıf öğrencisinin böyle bir görevi yapması gayet abes bir durumdu Cheesy Daha sonra genel sunumlara geçildiğinde ise bir IT elemanı olmak zorunda kaldım. Tabi bu durumu yabancılarda yaşadık malum bizim hocalar gibi her dersi slayttan okuyarak yapmadıkları için birazcık yabancılık hissettiler Cheesy

3.günün sonunda şehir turu yapıldı ve bu turda yer alan turist rehberinin ingilizcesine ve yunancasına hayran kaldım çünkü yunan kızlarını düşürmek baya bi çabalamış. Dipnot turizmcilerden kızlarınızı uzak tutun çok yavşak oluyorlar Cheesy Turda boş zaman verildiğinde yaklaşık 7-8 kişilik bir gruplaşma beni yanlarına çektiler sen Türkçe biliyorsun dikkat et bizi dolandırmasınlar diye. Döviz bürosunda en az bozduran 100 euro gibi bir miktar bozdurdu. Yani neredeyse 1000 euro bozduruldu o gün. Çanta aldılar, kıyafet aldılar, altın alanını bile gördüm. Ki bir tanesi ya bulgar olan ya da rumen olan buradaki altın fiyatıyla bizim ülkenin fiyatı arasında güzel fark var. Neredeyse yolculuk fiyatını çıkartabiliyorsun gibi birşey söylemişti vay anasını dedim. O gün gıcır gıcır 200'lükler elden ele gitti gittikçe benim içim cız etti. Adamlar bir günde 4 asgari ücreti gömdüler neredeyse ve sanki çerez alıyorlarmış gibi yaptılar bunu hatta bir günde demeylim buna 2-3 saatte diyelim. Alışveriş kısmıda ayrı bir komediydi tabi 250'den kapıyı açtıkları üründen iki tanesini 350'den bırakıyorlardı bizim esnaflar. Normal zamanlarda ayıp bu yaptığınız derdim ancak. Artık gram umrumda değil. Restorana gittik adamlar kıtlıktan çıkmış gibi her yemekten söylediler. Bir hesap geliyor 300-350 tl içimden çüş ulan bu nasıl hesap diyorum. Bu kaç euro diye hesap yapıyorlar. 20 euro 25 euro denilince yüzlerinde hiçbirşeymiş be dediklerini gördükçe vay amk deyip durdum.

Akşamına otelin barında birkaçıyla oturduk sohbet ettik. Klişe soruyu sordum: bizi kıskanıyor musunuz? Kıskanıyoruz bu kadar ucuz bir ülkede yaşıyorsunuz diyeni oldu. Dedim içimden beynini siktiğimin salağı davulun sesi uzaktan hoş gelir. Bak dedim anlattım böyle böyle. Hala kıskanıyor musun dedim. Nau Nau Nau dedi Cheesy

Sonra konuyu onlara çevirdim. Sizler ne yaptınız, nasıl yaptınız, geliriniz gideriniz ne alemde dedim. Anlattılar anlattıkça içimden hay kaderimin coğrafyası, hay kaderimin zamanı dedim. En son şunu dedim siz çok şanslısınız sizin en kötünüz burada kral olabilir; bizim en kralımız sizin çöpçünüz.

Gerçektende bu ülkede vatandaş olmak galiba bizim imtihanımız. Herşeyin en kötüsüne, sabretmenin en çoğuna, itilip kakılıp üvey evlat muamelesi yaşamanın bize biçilmiş kaftan olduğunu gördüm. Dedim ya ilk paragrafta "Bende dedim ki ne kaybederim tamam verin numaramı hocalara katılayım dedim. " çok şey kaybedecekmişim en başta da bu güzelim ülkeye olan inancımı kaybedecekmişim...
Jump to: