Teknoloji geliştikçe, güvenlik açıkları her zaman çıkacaktır. Bu açıklara saldırabilen sistemler de geliştikçe, güvenlik duvarları buna elverişli olacak şekilde yapılanacaktır. Yani en basit haliyle
etki-tepki meselesi. Şu anda kuantum bilgisayarlar, bazı gelişmiş ülkelerde bulunuyor. Bunu açıklayanlar da var, gizli tutanlar da var... Örneğin
Google, kuantum bilgisayarı üretmeyi başardıklarını geçen sene basına duyurmuştu:
https://www.cnnturk.com/dunya/google-kuantum-bilgisayari-urettik?page=1Elbette ki Google gibi küresel bir şirket, bu bilgisayarı Bitcoin avcılığı için kullanamaz; daha doğrusu kullanmaya gerek duymaz. Böyle bir şey yaparsa, işin ucu bir gün mutlaka kendisine dokunur ve yasalarla başı derde girer, iflasın eşiğine gelir. Güvenilir uygulamalar ve sistemler geliştirmekle öne çıkan bir şirketin Bitcoinlere saldırması, kendi ayağına kurşun sıkmaktan farksızdır. Benzer şeyi devletler için de düşünebiliriz.
Şimdilik büyük şirketler ya da devletler çok sınırlı sayıda bu bilgisayarlara sahipken, gelecek yıllarda sayıları hızla artacak ve gün gelecek evlere girip kişisel olarak da kullanılmaya başlanacak. İlk bilgisayar olan
ENIAC, 1945 yılında üretilebilmişti ve büyük bir salonu kaplıyordu. O zamanlar da
"bu bilgisayarın her devlette 1 adet olması yeterlidir" şeklinde açıklamalar yapılmış. Şimdiyse, ENIAC'tan milyonlarca kat güçlü olan bilgisayarları cebimizde taşıyabiliyoruz. Saldırılar yine oluyor fakat bunlara uygun önlemleri alanların başı ağrımıyor.
Kuantum bilgisayarları da gelecekte cebimizde taşıyabileceğiz ve Bitcoinlerin güvenliği de çağın gerektirdiği ölçüde yine sağlanabilecek.