Topic: Buzullarda saklı hastalıklar (Read 168 times)

Önemli bir konuya değinilmiş aslında. Şu anda dünyanın en büyük sorunlarından birisi küresel ısınma ve bunların insan hayatına etkisi konusu. Küresel ısınma bu kadar hızlı ilerliyorken buzların altında milyon yıllık gün görmemiş virüsler varsa bu hayatın en büyük bombası bu olur. Bunları yazarken aklıma kıyamet alameti olarak hastalıkların bulaşıcı olanlarının artacağı sözleri geldi. Sanırım kastedilen şey buzulların altında yaşayan gün görmemiş virüsler ile bulaşacak hastalıklar.

Sadece artan olarak düşünmeyin hocam azalan sıcaklar da büyük can alacak örneğin kışın normalde Eksi 20 derece olan yer eksi 30 a çıkarsa etkisi daha büyük oluyor ve sokakta yaşayan evsiz insanlar hayatlarını kaybedebiliyorlar geçmişte şarapçı diye tabir edilen bir evsiz vardı babamın dükkanının önünde sürekli babam para verirdi o da gider şarap alırdı hatta babam ne yapacaksın derdi o da şarap alacam derdi babam aferin dürüstsün al sana şarap parası diye direkt şarap parası verirdi işte bu şarapçı evsiz soğuk bir ayazda bir gün hayatını kaybetti yaklaşık 20 sene geçti hala ara sıra hatırlar üzülürüm yani soğuklar da can alacak doğayla asla savaş olmaz

Maalesef insanoğlu kaybedeceği bir savaş veriyor. Resmen bir grup insan daha çok para kazanmak için doğa ile savaşa giriyor ve kendileri rahat yaşayacak diye geri kalan tüm insanoğlunun geleceğini tehlikeye atıyor. Doğanın dengesi bozuldukça her yeni gün farklı sıkıntılar çıkacak. Bu eriyen buzullardaki virüs ve bakteri de olabilir, suların yükselmesi yada sürekli artan hava sıcaklıklarına bağlı ölümler de.

Doğayla aramızda amansız bir rekabet vardı başlangıçta. Doğa koşullarına çaresiz olan bizdik o dönemde. Sürekli kaybeden biz oluyorduk ama aletler geliştirerek ona karşı savaşmayı öğrendik. Sonra doğayı kontrolümüz altına alabileceğimizi düşündük. Uzun zamandır bu fikir ile, bu yanılgı ile yaşıyoruz. Uzun zamandır doğaya bu fikri temel nedeniyle zarar veriyoruz. Doğayı kontrolümüz altına alabileceğimizi düşündüğümüz her an doğa bize acımasız cevaplar vermeye devam ediyor. Ancak global endüstri devleri daha fazla kar elde etmek için bu cevapları ve uyarıları hiçe sayıyor. İklim krizi, kuraklık ve anormal sıcaklıklar bile kimseyi doğaya zarar vermekten alıkoymuyor. Sonuçta ne yazık ki hepimizin üzerinde yaşadığı ortak dünya yok oluyor. Başka bir dünya yok neden ona sahip çıkmıyoruz?

Laboratuvar üretimli virüsleri hayatımıza yayacaklar, buna bende inanıyorum ancak hala bir çok kişi buna komplo teorisi diyor. Amerika başkan yardımcısı kadın vardı ismini unuttum. Bir konuşma sırasında ağzından dünya nüfusunu kontrollü azalttığımızda gibi bir cümle çıkıyor. Her şeyi ABD’ye bağlayanları sevmiyorum ancak şu an dünyada süper güç konumundalar ve istedikleri şey savaş, yıkım, insan ölümü. Onlara göre insanların fazlaları, yaşlıları dünya üzerinde ekstra bir yük oluyor. Kendilerine göre doğru olabilir ancak bu insanlığa yayacakları laboratuvar üretimli bir virüsün sebebi olamaz. Bu arada neden milyon yıl önceki virüsler canlandırılıyor? Laboratuvar ortamında yaratılacak yeni virüslere farklı genetik özellikler katmak için olabilir mi? İnsanın aklına türlü türlü şeyler geliyor.

Ciddi yazıcam da öncelikle buzullardan bakteri virüs canlandırmak nedir? Zaten ortalık karışık bi durun allahınızı severseniz. Şu durumda hiç gerek yokken canlandırmak nedir.

Şaka maka 2019 ve öncesinde biri gelse korona pandemisinde olanları anlatsa muhtemelen kimse inanmazdı. 1 virüs çıkacak da tüm dünyayı etkileyecek, hayatı da inanılmaz etkileyecek ve hatta durduracak. Yok canım bi çözümünü bulurlar falan diye düşünür insan. Buzullar hiç olmadığı kadar eriyor diyorlar. Bir korona benzeri hastalık daha çıkabilir valla insan korkmuyor değil. Ayrıca bunun benzeri insan yapımı hastalıklar da çıkacaktır. Dan Brown'ın Inferno romanını okuduğumdan beri kesin lab ürünü bir hastalık çıkacaktır diye düşünüyorum.

Felaketlerin birbirini tetiklediği bir çağdayız ve bunun tek sorumlusu tüm düzeni bozan insanoğlu. Matrix filminde Ajan Smith'in söylediği gibi bu gezgenin bir virüsü varsa bu muhakkak yaptıkları nedeniyle insanoğludur. Bilim insanlarının yıllardır süren küresel ısınma uyarılarına rağmen bu konuyu yeterince önemsemedik. Devletler, global şirketler ve bireyler olarak üzerimize düşenleri yerine getirmedik. Sonuç bizim için tahmin edilenin dışında bir şey değil. Artık davranışlarımızı doğaya uygun bir şekilde değiştirmenin vakti geldi. Değişimi başkalarından beklemek yerine kendi alışkanlıklarımızdan başlatmak küçük ama somut bir adımdır ve değişimi tetikleyebilecek bir dalganın ilk frekansı olma niteliğini taşıyabilir.

Birçok konumda keşfedilmemiş birçok farklı virüs ve bakteri elbette var. Bunların film senaryosu gibi karşımıza çıkıyor olması korkutucu ama böyle bir şey görür müyüz bunu bilmiyorum. Küresel ısınma ciddi bir problem ve bence istenildiği taktirde bu sorunu çözebilirler, tabi buna karar verecek olan kişiler ya da kurumlar neredeler ya da kimler onu da bilemiyoruz

Bilim kurgu senaryosu gibi bi konu. Öznesi biz olmasak eğlenceli bi film olurdu. Corona, depremler, sıcaklar, buzullardan çıkan yeni virüsler. Yaşadığımız felaketlerin sonu gelmiyor. O şehirden, bu şehirde sıkıldım taşıncam diyen arkadaşlar var. Ben de bu dünyadan sıkıldım bu olaylardan sonra. Keşke sıfırdan, düzgünce koruyabileceğimiz bi gezegene taşınsak. Dünyayı mahvetmişiz çoktan çünkü. Neyseki tıp artık gelişti teknolojik gelişmelerle. Bi virüs çıkarsa aşısını bulmak 1,2 yılda mümkün olabiliyor. Corona'da bunu görmüştük. Başka bi gezegene gidemezsek mecbur aşısını beklicez herkes gibi. Şimdilik başka bi kurtuluş yolu yok bu virüs felaketlerinden.

Buzullarda saklı hastalık başlığına tam da uyan bir haber olmuş sanırım, baksanıza bir sabah uyanıyorsunuz ve kopan bir buzul parçası artık sizin komşunuz oluyor, çok ilginç bir görüntü, drone çalışması ile büyüklüklerine bakacaklar herhalde, muhtemelen son zamanlardaki en ilginç görüntü oluyor, o bölgeyi tedbir amaçlı tahliye etmişler mi acaba,

Yaşananlara film gibi diyoruz bugün instagram'da bir video gördüm tam olarak film gibi. Kopan buzdağı oraya bir gecede mi geldi bilmiyorum ama diyelim ki bir gecede geldi sabah kalktığınızda böyle bir manzara ile uyandığınızı düşünsenize. En iyi filmden bile daha iyi bir tepkiyi hak eder. Aynı zamanda korkulacak bir şey.

Sanki oyundalar ve harita yüklenmesi yarım kalmış gibi bir durum. Şimdi böyle bir durum karşısında herhangi bir şey yapabilirler mi acaba yoksa o buzdağı orada kalacak mı. Devamıyla ilgili videolar ya da haber bulursam ilerleyen günlerde paylaşırım.


¹Görüntü videodan alınmıştır. Kaynak linkinden video'yu izleyebilirsiniz.

---

Kaynak:
¹https://twitter.com/HavaForum/status/1686444381102817287

İşte dünyadan insanlar yok olduktan sonra tekrar canlanırsa ne olacak onu merak ediyorum bende. Özellikle kıyamet senaryosu filmi gibi bir avuç insanın hayatta kaldığı bir senaryoda sebep bizsek bunu engellemek için neden hep birlikte çalışmayalım? Ülkeler birleşip buzullar için önlemler alabilirler. Dünyanın bir yerde dengesini sağlayan özel noktaları oralar. Dünya biter yeniden doğarsa insan nesli yeniden başlayacak herhalde

Buzulları yavaş yavaş erimesi felaket, çok kötü evet dünyanın da sonu demek fakat bunlar hep ilerisi için olacak şeyler bu kadar paniğe gerek var mı bilmiyorum. Bu başlıkları atan gazeteler, haber yayın kaynakları ilgi görmesi için böyle böyle ilgi görecek başlıklar yapma ihtiyaçları duyuyor olsalar da, bu düşüncelerle kafamızı doldurmanın bir manası yok bence.

Tamam insanoğlu kötü doğaya zarar veriyor hemfikirim aynen ineklerde gaz çıkarıyor diye onlarda zarar veriyorlarmış. Doğanın, doğasıdır yok olur daha sonra tekrar canlanır.

Hayret ettiğim nokta, yalansafak bu kopmayi nasıl fetoye bağlanmamış şaşırdım. Geçen gün Esenyurt tekel baskınını fetoye bağlamışlar.😂
Şaka bir yana ama bu erime olayları çok kötü. Geçen TRT belgesel de baktım Buz Denizi ( adı üstünde ama) buz kütleleri ile dolu gemi çok yavaş gidiyordu. Kuzeyde yaşayanlara erzak vs götürüyordu. Bazen gemi duruyordu çünkü buz kütlelerinin üstte belli bölümü görünüyor altta gemiyi delecek seviyede uzantıları varmış. Buzul olayları belki 10-15 yıla kadar çok farklı yerlere gelecek. Allah sonumuzu hayretsin ama bence hala önlem alınabilir diye düşünüyorum.

Erimenin boyutu şaka gibi geliyor. Arjantin büyüklüğünde bir erimeyi filmlerde konu geçirseler yok artık deriz. İnsanoğlu doğaya sahip çıkmayıp onu sonuna kadar kullanmaya çalıştığı için de bundan önceki 20 seneyle bu zamanın farkını yaşayanlar görebiliyor. Mevsimlerin yapısı değişti, daha da farklılaştığında zorluklarıyla beraber gelecek.

Nasıl ki küçük bir olay başka küçük bir olayı tetikleyip daha büyük bir olaya sebep oluyorsa, dünyada da buzullarda meydana gelen bir olay başka bir sorunu tetikliyor. Bu olayın başlangıcı da küçük bir olay değil. Büyük devletler, büyük güçler, büyük teknolojiler var ama hepsinin derdi daha fazla güç. Güç ne kadar büyük olursa olsun karşınızda doğa varsa kazanan taraf hep bellidir.

Olacak şey tam olarak bu zaten hocam. Küresel ısınma yüzünden sürekli kütleler kırılıyor, buzullar eriyor. Zor zamanları birlikte aşmak için dünyanın hiç bir ülkesi işbirliği haline girmiyor. Üstüne üstlük o bölgede avlanma yapan ülkeler bile var. Dünyanın en önemli dengesini sağlayan şeyler buzullarımız. Onların korunması çok önemli.

Artık elbette çok zor. Daha bugün çıkan bir habere bakabilirsiniz :

https://www.yenisafak.com/amphtml/dunya/antarktikada-arjantin-buyuklugunde-buzul-eridi-4549389

Antarktika’da Arjantin büyüklüğünde buzulların erimesinden bahsediyor haber. İnanılmaz değil mi? Son 45 yılın en büyük erimesi gerçekleştirilmiş. Buzun erimesinin sonuçlarının kıtaları birer birer etkileyebileceğinden bahsediliyor haberde.

İnsanoğlu hain, insanoğlu doğa ile bir savaş içerisinde ancak insanoğlunun unuttuğu şey doğa ile savaş olmaz.

Bir şeyin dengesi bozulduğu zaman her şey olur. Dünyanın dengesi epey zamandır kaçmış vaziyette zaten. İnsanoğlu hemen hemen bir çok şeyde aşırıya gittiği için doğanın dengesi bozuluyor ve sonra zararı yine bize oluyor. Böyle durumlarda hep aklıma kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığı gelir. Sebebi bizim insanımızın aşırı avlanma sonucunda doğa da bulunan keklik sülün gibi kuşları yok etmesi sonucu zararlı keneler zamanla ortaya çıkmış ve ölümlere sebebiyet veren durumlar ortaya çıkmış..
Şimdi küresel ısınma ile buzullar erimeye tam.gaz devam ediyor ve ortaya yeni salgınlar elbette çıkacaktır. Bunu artık engellemek mümkün değil bence.

Hocam buzullarda saklanmış virüsler ile ilgili geçenlerde karşıma bir video çıkmıştı benim de. Küresel ısınma yüzünden dünyada olan virüslerin bir kısmının buzullarda eksi derecelerde donmuş haliyle bulunduğu ve bir süre sonra küresel ısınma ile eriyen buzullardan dünyaya yayılabileceğinden bahsediliyordu. Buzulları bir kenara bırakırsak sadece hastalıklar için bile küresel ısınmayı engellemek için dört kolla bu işe sarılmak lazım.

Dünya, her gün yeni bir sıkıntıyla boğuşurken, küresel ısınma neticesinde artık eriyen buzullarda donmuş halde bulunan virüsler oda sıcaklığına gelip tekrar canlanma durumları yaşanıyor. Buna rağmen bizim virüslere karşı en etkili silahımız olan antibiyotiklerin 100 yıllık geçmişi var. Bu geçmişte verdiğimiz antibiyotiklere karşı da virüsler bağışıklık oluşturmuş durumda. Sürekli evrilmenin onlara müdahaleyi daha güç hale getirdiğini Covid 19 virüsünün çeşitli varyasyonları ile görmüştük.

Haber linki -1- de yer alan duruma göre 20’nci yüzyılda 1 milyonu aşkın geyik şarbondan öldü ve bu geyiklerin cesetleri yüzeye yakın bizi bekliyor. Şarbon’un ne kadar bulaşıcı olduğunu da sanırım hepimiz gayet iyi biliyoruz. Buzullar eriyip bu virüsler insanlık için bir tehdit unsuruna dönüşene kadar maalesef hayattaki endüstri bunlar için endişelenmeyecek galiba. Hatta ilaç sektörü avuçlarını kaşımış, yeni hastalıkların türemesini sabırsızlıkla bekliyor gibi.

Bir araştırmacı grup 1918 İspanyol gribinin virüsünün kalıntılarını bulmuşlar. Bubonik veba ve çiçek virüslerinin de Sibirya’da gömülü olma durumları var.

NASA’nın geçmişte -2005 yılı- 32 bin yıllık bir virüsü canlandırdığını da haber okuyucuları ile paylaşıyor. Bundan 2 yıl sonra ise Antarktika’da buzulların altında 8 milyon yıllık bir bakteri canlandırılmış.

New Mexico’da bir mağarada 300 metre derinlikte 4 milyon yıldır gün yüzü görmemiş bakteriler olduğu tespit edilmiş.

Küresel ısınma başlı başına bir sorun ancak bu gibi yan etkenler ile dünyanın da daha kompleks ve kırıcı bir geleceği olacak gibi görünüyor. Geçmişte yaşamış binlerce uygarlıklar salgından hayatını kaybederken, biz elimizdeki buzullara sahip çıkamadığımız için yayılabilecek hastalıklara da ortam oluşturuyoruz.

Geçmişte şöyle salgınlar olduğu internette yer alıyor :



Bu durumda çeşitli virüsler ile ortaya çıkacak kötü senaryoda neler olabileceğini tahmin bile edemiyorum.

---

Kaynaklar :
1- https://www.bbc.com/turkce/vert-earth-39874249.amp