Topic: Çalışma Düzeninin Hala Sabah Başlıyor Olması Çok İlkel Değil Mi? (Read 122 times)

Gelecekte sizin belirttiğiniz gibi bir durum belki de gerçekleşebilir hiç belli olmaz. İlla sabah başlayıp akşam saatlerinde bitecek iş diye bir şey yok sonuçta. Kaldı ki klasik çalışma düzeninin dışında çalışan halihazırda çok fazla insan da var. Ayrıca home-office çalışma modeli artık iyice yaygınlaşıyor. Bu model, belirttiğiniz gibi bir düzenin de önünü açıyor olabilir.

Senin görüşün seni benimki de beni bağlar. Sen ilkel dedin diye çalışma saati ilkel olmaz. Bunuda kabul et artık.  Kimse kimsenin düşüncesini beğenmek zorunda değil. Bilmem anlatabildim mi. Sen istedğin gibi gece gündüz çalışabilirsin benim açımdan hicbir sıkıntı yok. Cevap yazmak için de uğraşma kıymetli forumdaşım. Kal sağlıcakla

Beyler sabah güneşin doğuşuyla başlayıp güneşin batışıyla biten bir iş hayatı düzeni ilkeldir. Neden ilkel olduğunu öğrenmek isterseniz; insanlığın çalışma hayatının ilk başlangıç dönemlerini ve güneş ışığından en verimli şekilde faydalanmak adına ilkel insanların yaptığı işlerin başında neden güneş doğar doğmaz işe koyulduklarını araştırabilirsiniz. Pek kaynak bulamayan olursa eğer dm atabilir, zira doktora tezim için araştırma yaparken fazlasıyla kaynağa ulaşmıştım.



Aslında dünyanın kurtulmasını istediğim zihniyet özetle bu olmuş. At gözlüğü ile yaşamını sürdüren, "zorunlulukları" kabul etmiş, hiç sorgulamayan ve yeniliğe kapalı insan modeli. Abicim "hurraa herkes gececi, sabah uyuyoruz akşamları ayaktayız" demiyorum ben size. 7/24 aktif ve bağlantılı dünya hayalinden de "gece bekçiliği, 6+1" tarzı bir sonuç çıkarmanıza pek şaşırmadım doğrusu. 21. yüzyıldayız, uzayda yaşam konuşulurken neden çoğu şey için bir koca gün bekleyelim diyorum. Sizin gibi normal düzende verimli olanlar kadar bu dünyada en az %30-35 oranında tam aksi gece düzeninde çalışmayı seven veya isteyen kimseler var. Çok değil 3 gün kendinizi gece düzenine alıştırınca vücut sizi otomatik olarak sabahın köründe kaldırmıyor merak etmeyin. (Yapın da demiyorum, pek umrumda da değil ancak bu şekilde gayet hayatını sürdüren insanlar var)

Sabah düzeninde hevesli olanlar o şekilde çalışsın, sabah zorla kaldırılmak istemeyen ve akşam düzenine alışkın olan kimseler ondan sonra işine başlasın, home office çalışma şekilleri zaten iyice benimsendi bunları da harmanlayalım, bomboş ve safi maliyet olan sikimsonik plaza binalara harcanan masraflar bile bu düzen için çıkabilecek çalışan masraflarını fazlasıyla örter. Ortak toplantılar için, ofiste yürütülecek mecburi iş kolları için veya illa "ben sekteri fortlayacam aga" diyenler için bir merkez ofis kurulabilir gayet tabii.


Ayrıca yurt dışında özellikle de Finlandiya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde test aşamasında olan "Uyumayan Alışveriş Merkezleri" düşüncesini de araştırın derim. Hem mağaza konseptleri hem de 7/24 çalışma düşüncesi oldukça ilginç gelebilir. Mağazaların içerisinde; tek bir personel, kasa vs. yok, tüm ürünlerin her bedeninden birer tane numune, kabinlerde "ilkel" şekilde denemek isteyenler için deneme kabinleri / istemeyenler için de akıllı aynalar, ödemenizi telefonunuz ile yapabildiğiniz ve satın aldığınız ürünlerin sıfır ve el değmemiş şekilde olanların merkez depolardan adresinize belkide siz daha avm'de yemek molası vermişken hızlı bir şekilde teslim edildiği bir düzen.

Demek istediğim sınırlı bakmayın olaya. Olur olmaz bambaşka bir konu tabii. Ben sadece bu düzeni çoğu iş koluna hatta iyi planlanırsa tüm iş kollarına kurulabileceğini düşünüyorum. Ülkelerin alabileceği ortak karar ile sınırlar ortadan rahatça kalkmış olur. Böylelikle daha hızlı ve verimli bir şekilde gelişmeye devam edebiliriz.

Yine de sabah 6-8 arası alarmlarla kalkan kimselere de kolaylıklar diliyorum

Herkesin en verimli olduğu saatler aynı olmayabiliyor o konuda katılıyorum. 7/24 ayakta kalan bir dünya düzeni ne kadar iyi olur bilemedim. Halihazırda zaten bu şekilde çalışan hizmet sektörleri var. Fakat her meslek için böyle bir şeyin olacağını sanmıyorum ileride.

Sabah çalışma saatleri ilkel değildir.  Vücut zaten sana kalk artik birşeyler yap diyor saat 8.30 9 gibi uyanıyoruz aşağı yukarı. saatler biraz daha geç olabilir ayri konu.

Biz geç yattığımız için bazen sorun olabiliyor tam uykumuzu alamayınca.

Gunduz mesai saatleri size ilkel gelebilir ama tüm dünyaca kabul görmüş benimde benimsediğim ve zorlanmadığım bir sistem. Ilkellik ne alaka onu çözemedim. Zaten hizmetin devamlılığının esas olduğu sağlık ve güvenlik hizmetlerinde çalışanlarda mesai düzeni 7-24. Ama nerdeyse hickimse bu düzenden memnun değil.  Ayrıca vücudun dinlenme dönemi olan uyku saatlerinde vücut için faydalı olan melatonin hormonu karanlık ortamda salgılanır ki bunun için en uygun zaman dilimi gecedir.

Konunun haklılık noktaları olduğu gibi abartıya kaçıldığı noktaları da var. Ben de sizin gibiyim hocam gündüz vakti yaparak 3 günlük işi bir gece vakti bir paket sigara ve bir demlik çayla sabahlayarak bitirebilme potansiyelim var ki bunu defalarca yaptım. Senelerdir bir türlü ritim tutturamadığım uyku durumlarından mıdır yoksa gerçekten baykuş gibi gece adamı olduğumdan mıdır bilmem gündüzleri %50-60 ın üstüne çok ama çok zor çıkabiliyorum. Tabi ki senin benim geceleri tam performansta olabildiğimiz gibi akşam 9 dedi mi yatağa giden insanlarda tam gündüz adamı.

Uyumayan bir dünya düzeni demek ise çok uçuk bir kavram olmuş yani. Çalışanların motivasyonuna göre akıllı çalışma sistemine dayalı bir düzen getirilebilir ancak 7/24 te yani imkansız neyiz biz robot mu derler hocam Mandıra filozofunda ki gibi biyolojik saate uyumlu bir düzen olursa en güzeli olur bence tabi bu da uçuk bir hayal uyanınca çalışabileceğin uykun gelince yatabileceğin.

Çalışma hayatı iler ilgili %100 katıldığım konulardan birisi budur. Mesai başlangıcım sabah 8 buçuk. Yemin ediyorum randevusu olmasa hiç kimse kalkıp da o saatte işini halletmek için bile orada bulunmaz, bulunmuyor da. Aciliyeti olmayan herkes saat 9 buçuk 10 hatta 10 buçuk gibi gelir bize. Mesai 10 da başlasa fark etmez yani cidden.

Hocam konu bana göre de net ben de geceleri çalışmaktan keyif almıyorum ama içinde bulunduğum çalışma sistemi bize bunu zorunlu kılmış durumda aslında yaptığınız veryansının basit bir çözümü var çarşı ve mahalle bekçisi olun 6+1 gece çalışırsınız bayağı da sizin için verimli olur ama alışveriş banka gibi işlemler için genelin yanında özelin muafiyeti var maalesef genele tabi olmak zorundasınız bu yüzden ona bir şey diyemeyeceğim o işleriniz için her türlü gündüzü bekleyeceksiniz

Alışılagelmiş çalışma düzeni bir noktadan sonra illa ki evrim geçirecektir. Çünkü dünya genelini gözlemlediğim zaman gördüğüm şey, özellikle refah içindeki ülkelerdeki firmaların çalışanlarına olabildiğince rahat çalışma koşulları sağlamaya çalışması. Bu nedenle gelecekte hemen hemen her insanın en verimli olduğu zaman aralıklarında çalıştıklarını da görebiliriz bence. Çalışma saatlerinin de gitgide kısalacağını düşünüyorum ayrıca.

Masa başı çalışanlar için uzaktan erişim yada bürodan erişim soruın yok. Ama bedenen çalışan mavi yakalılar için mutlaka sabah başlaması lazım. Birde bu kesimde vardiiya var. 24 saat çalışmaları lazım. üretimde durma yada aksama olmasın diye. Burada köy yaşantısı ve çalışmasını hiç anlatmayalım.

Çalışma düzeni her şirketin aynı olmuyor aslında ama evet çoğunluğa bakıldığında hep sabah saatlerinde iş başlıyor. Ben bu durumun ileride değişeceğini düşünüyorum ama tamamen. Adım adım farklı çalışma yöntemleri denenmeye başlıyor. Örneğin evden çalışma modelini eskiden yaygın göremezdiniz. Ama artık birçok şirket bu modeli benimsemeye başladı. Evden çalışanlar hangi aralıkta çalışmak isterlerse o aralıkta çalışma özgürlüğüne sahip olabiliyorlar (toplantılar vs. hariç).

Çok uzun zamandır hep aklıma gelen ve bir türlü anlam veremediğim hali hazırdaki düzenimiz sadece bana mı saçma geliyor? Binlerce yıl önce daha doğru düzgün elektrik, ışık kaynakları veya aydınlatma cihazları yokken başlayan, güneş ışığından en fazla süre faydalanabilmek üzerine kurulmuş sabahtan-akşama çalışma düzeni bana göre çok fazla ilkel. Özellikle gelecek, teknoloji, uzay konuştuğumuz bu dönemde. Şimdi muhtemelen bu yazıları okurken "ama efendim güneş ışığının olduğu saatlerde vücut en verimli saatlerini yaşıyor bla bla" diyenler olacaktır mutlaka. Benim en verimli saatlerim geceleri kardeşim? Ben sabah curcunasında kafamı toplayamıyorum, odaklanamıyorum. Dümdüz bir insan gibi oluyorum. Geceye doğru ortalık sakinleşince sanki birisi açma tuşuna basıyormuş ve güne başlıyormuşum gibi hissediyorum. Şimdi muhtemelen bu kısmı okurken şunu düşünenler de olacak; "e çoğu kimse sabah erken kalkmamayı kabul ederse, bu sefer de geceleri aynı curcuna olmuş olacak"

Evet haklısınız, ancak benim söylemek istediğim şu: Zaman bu denli önemliyken, neden ben cuma günü olan yüklü para transferim için pazartesini beklemeliyim? Neden ben hayatımı sürdürebilmek için sabahın 7'sinde kalkmak zorundayım? Neden ben "saat 17.00, kapattık yarın gelin isterseniz" cümlesini duymak zorundayım? Neden ben Amerika'daki veya Çin'deki müşterim/arkadaşım için sabahın köründe kalkmak ya da gece ayakta olmak mecburiyetindeyim?

21. yüzyılda yaşıyoruz, dönüp 10 sene öncesine bir bakın. Doğru düzgün akıllı telefon yokken şu an herkeste ikişer tane var. Hayatın bu kadar hızlı şekilde değişip ve dönüştüğü, hızla aktığı bir yüzyıldayız. Böylelikle tüm dünyada 24 saatlik çalışma düzeni olmuş olsa, saat farkı denen kavram da ortadan kalkmış olur hem. Her saniye muhattap bulabilmek, uyumayan dünya... Ve ben eminim her vardiya için çalışacak bir sürü insan bulabilir şirketler. Üstelik yeni personel almadan, küçük bir optimizasyon ile bile bu sağlanabilir. Yine bu canlılığın katacağı ekstra gelir düşünüldüğün zaman da optimizasyon için ek kaynaklar ayrılıp yeni kimseler de işe alınabilir bence.

Konu bana göre net. Gerisi sizin hayal gücünüze kalmış, yapılabilecekler çeşitlendirilebilir. Başta dediğim gibi, binlerce yıl önce güneş ışıklarından mümkün olduğunca fazla yararlanmak için başlatılıp günümüze kadar süre gelmiş bu çalışma düzeni bence fazlasıyla ilkel. Umarım bizler de 24 saat aktif ve bağlantılı iş hayatını, dünya düzenini görebiliriz diyelim.