Aslında hemen hemen her toplumun içinde, yasalara, kurallara veya genel geçerliliği olan ahlaki ve insani kurallara aykırı hareket eden şerefsizler mutlaka vardır. Bunlara karşı öncelikle yürürlükteki hukuk kuralları, sonrasında ise toplumsal yaptırımlar mutlaka devreye girer, girmelidir. Yaptırımların yeterince caydırıcı olmadığı durumlarda ise maalesef zaten şerefsizliği meslek edinmiş o küçük grup, eylemlerine devam etmekten çekinmez.
https://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=klasik-donem-osmanli-hukukunda-hirsizlik-sucunun-algilanmasi-ve-cezalandirilma-sekilleri_cihan-osmanagaoglu-karahasanoglu.pdf İşin tarihsel gelişimini merak edenler için Osmanlı döneminde hırsızlık ile ilgili uygulamalara dair bilgiler yukarıda yer almaktadır. Günümüze gelecek olursak, en son yaşadığımız felaketten yola çıkarak, daha olayın ilk gününde marketleri yağmalayanların görüntülerini hepimiz izledik. Hatta şerefsizin bir LCD televizyonu sırtlamış götürmekteydi, gözlerime inanamadım o an. Ulan hadi gıdayı anlarım, kıyafeti anlarım, be orospu çocuğu o televizyonu götüne mi sokacaksın da çalıyorsun. 99 depremini yaşayanlar bilirler, o günlerde de enkaz edenlere yardım etme çabasındaymış gibi görünüp, enkazların altından ziynet eşyası çalmaya gelenler vardı, hatta bazı meftaların ellerinden bilezikleri çıkaramayıp, ellerini keserek o bilezikleri analar bile olmuştu.
Kişisel olarak insan hayatına önem veririm, ancak telefonda yaşlı insanların (bazen gençler de yem oluyor ya onları hiç anlamıyorum) duygularıyla oynayıp kandıranlara, emekli maaşını yeni çekmiş insanları dolandırıp elindeki üç beş kuruşa tamah edenlere, dişinden tırnağından arttırarak araba alanların arabalarını çalıp bir saatte yok edenlere, gece uyurken evlere girip bazı durumlarda hırsızlık dışında maalesef ev halkının canına kıyanlara, inşaat yapıdan malzemeden üç kuruş fazla kar edeyim diyerek malzemeden çalanlara, (azınlıkta olsalar da) dün haberlerde izledim, gaziantep de bir fırın ekmeği 14 lira yapmış, bir önceki gün Malatya' ydı sanırım bir lokanta bir koli suya 150 lira demiş, bunun gibi örneklere konu olan esnaflara acımayacaksın. Rehabilite edilebilir durumdakilere lafım yok, ya da evinde çocuğu açtır, son çaresi hırsızlık kalmıştır, ona bir lafım yok ki o durumda olanların vebali önce devlet olmak üzere hepimizin boynunda kalır, geri kalanlara kesinlikle acımamak lazım.
Bu konular benim çok hassas olduğum konular o yüzden geriliyorum, sizlerin çözüm önerileri nelerdir?