oldum olası hayvan sevmişimdir, kedi köpek tavuk ördek inek yani küçük bir köy yerinde karşılaşabileceğiniz hangi hayvan varsa çevremizde olduğundan bu sevgimizi şükür ki rahatlıkla da pekiştirebildik yıllarca. ama benim mevzum horozlarlaydı, nerede psikopat, insana saldıran horoz varsa mutlaka salça olurdum, elim kolum hatta birkaç kez yüzüm bile darbe aldı ama hepsinde de kazanan ben oldum, özellikle hint horozları en güçlü horoz ırkı olduğundan onlar özel ilgi alanımdı, büyüdükçe kendim de kümesimde yer vermeye başladım hatta.
bunun dışında bir de mahalle çocuklarıyla kiraz bahçesi baskınımız var ki o felaket. yaklaşık 10 çocuk büyük bir kiraz bahçesine çocuk tabiriyle basmaya gittik, bahçe sahibi normalde izin isteyince izin veren biri ama izinli olduğu zaman tadı çıkmıyor ki birader
her neyse bahçeye girdik büyük ağaçlardan birine 3 5 imiz çıktık, diğerleri de yakın ağaçlardaydı, tam yemeye başladık ki köpek sesleri gelmeye başladı bahçe sahibinin sesini duyduk uzaktan, ben aşağıya yakın bir yerlerdeydim çabucak indim ağaçtan ama en yukarıdaki aykut sanırım biraz da aceleyle yaklaşık 7-8 metreden dallara çarparak aşağıya düştü
ayağa kaldırdığımızda önce sağ kolunu kaldırdı " anaaaaa kolum kırılmış ya " dedi birden, o esnada onu teselli etmeye çalışıp diğer koluna girelim kaçalım çabasındayken biz bir baktık sol kolu da kırılmış, onu öylece eve getirdik, aykutun abisi erkut günlerce kardeşiyle dalga geçti, yaklaşık 15 gün sonra mahallede top sahamızda top oynuyorduk(bu erkutların odunculuk yaparken kullandıkları bir atı vardı) erkut atla top sahasında hafif tırıs ile gelirken canan teyzelerin çamaşır astıkları teli farkedemedi, bi takıldı hoooop tumab
bi baktık erkutun da artık bir kolu kırık
yukarıdakiler gibi yüzlerce anımız var, küçük ve samimi bir yerde büyüdüğünüz zaman ve günümüzdeki (çok şükür) imkanların çoğuna da o dönemlerde sahip olmadığımızdan daha sıkı arkadaşlık, dostluk bağlarımız oldu, ama ne yazık ki günümüzde giderek bu hislere daha uzak nesiller yetişmekte olduğunu görüyoruz...