Topic: Covid üzerinden 4 yıl geçmesi (Read 488 times)

Vay be, 5 koca yıl. Daha dün gibi pandemi döneminde yaşadıklarımız, hissettiklerimiz, korkularımız. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak deniyordu, gerçekten hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Bir yandan yiyip giden hayatlar, kaybettiklerimiz var diğer yandan asla eski haline gelmeyen ekonomimiz.
Çip krizi dediler araç fiyatları uçtu, müstakil ev dediler ev fiyatları uçtu, üretim bitti dolar uçtu derken yerle bir olduk, herkes hayallerinden uzaklaşmak zorunda kaldı

Zaman çok hızlı akıyor ve geriye dönüp baktığımızda söylediğiniz cümleyi genelde kuruyoruz. Covid basit bir olay değildi ve unutulacak bir olay da değil o yüzden zamanın hızlı gittiğine bu durum üzerinden yine şahit olduk. Zamanı değerlendirme konusunda Covid birçoğumuzun düzenini değiştirdi daha çok evde takılır olduk.

Karantina dönemleri bir daha yaşanmasını istemeyeceğimiz dönemler. Umarım bir daha bu ve benzeri şeyler yaşamayız.

Bence kendimizi çok fazla rahata alıştırmayalım bu küreselciler eninde sonunda yeni salgınlar çıkartacaktır. Ya savaş çıkaracaklar ya salgın hastalık bir şekilde işleyen sistemlerini işletmeye devam edecekler. Yalan dünyanın düzenide yalanlar üzerine kurulu maalesef.

hatırlıyorum covid zamanı "ileride bu günlere bakıp "vay be" diyeceğiz." diyordum. gerçekten de diyorum. hayat geride kalan sürede çok hızlandı ivmeli bir şekilde. 2025e girmemize oldukça az kaldı, bu günlere hiç yakın hissetmiyordum.

yine de hayat akıp gidiyor. umarım bir daha bu şekilde bir salgın vs. yaşanmaz. bazı insanların hayatını kararttı, bazılarını yaşattı orası da ayrı. yine gerçek hayattan kopmaya biraz da karantina dönemi alıştık sanırım. şimdi ise pek de o zamandan farklı kalır yanımız yok, hala çıkamadık karantinadan

5 yıl olmuş. Koskoca bir ömür gibi geçen süre göz açıp kapayana kadar bitmiş. Koronavirüs döneminde yaşadıklarımızı herkes dün gibi hatırlıyor. Maskelerden geçilmeyen, maskesizlerin vatan haini ilan edildiği dönemden, şimdi aşı yaptırmayanların çok zeki olduğunu düşündüğümüz döneme geçtik. Umarım tekrar böyle bir salgın yaşamayız.

Bir an önce ilk bahar gelsede havaların daha güzel olduğu günlere kavuşsak hem hastalıklar azalır hemde güzel havalar moralimizi daha bir güzelleştiriyor günler uzuyor açık havada daha rahat dolaşabiliyoruz. 3-4 yıl öncesinde hafta sonları hiç dışarı çıkamıyorduk yürüyüşe çıkmak bile mümkün olmuyordu o günleri geride bırakmak tabikide güzel. Kısıtlama olunca dışarıya çıkmanın kıymetini ancak anlayabildik.

Kapalı alanlarda nezle yada grip için belirti göstermeden virüsü kapmış ama daha hastalanmamış bir arkadaş bile yeter. Bulunulan alanın büyüklüğüne göre herkese bulaştırabilir. Bu dönemde insanın kendisine dikkat etmesi lazım. Birde balkona gömlekle çıkmak güzel hareket. Gömleğin ütüsü dedikodu konusu olmasın hocam aman dikkat edin.

Kapalı alanlarla ilgili en büyük sorun yeterli havalandırma düzeyi olmayanlar, ayrıca toplu taşıma araçlarında da benzer problem var. Şehirlerarası otobüs seyahatinde bile araçta birkaç tane grip nezle belirtisi gösteren yolcu varsa risk yine artıyor. Soğuk sıralama yapılsa hastalık için geçerli olan etkenlerde daha sonra gelir. Ama benim gibi işyerinde sigara içmek için balkona mont giymeden çıkıp tekrar içeri girerseniz ve bunu günde 7 -8 kes tekrarlarsaniz bak o zaman sıkıntı oluyor işte 😅 bir sıcak bir soğuk hasta eder adamı😅

Dolaylı olarak soğuk arttıkça kapalı alanlarda kalma durumumuz artıyor ayrıca güneşli gün sayısıda oldukça azaldı güneş ısıtmasada güneşi gördüğüm zaman güneşlenmeye çalışıyorum ama soğuk fazla olunca çok fazla kalamıyorum. Bu sene aslında her bildiğim bir derede ırmakta her ay suya girmeyi planlıyordum ama bu hedefimi yapamadım en son ekim ayında ırmağa kasım aydında denize girmiştim.

mandown o iş tam olarak iki ucu boklu değnek ve gerekliliğin çok iyi analiz edilmesi lazım çünkü maskenin bariz bir koruyuculuğu var (aslında o da biraz yanlış biliniyor, bizim kullandığımız cerrahi tip maskenin takanı koruması zayıf, takandan koruması güçlü, hele hem korunan, hem de kaçınılan takıyorsa ciddi koruyucu oluyor) ama bu sefer de işin içine tembel teneke ve alzheimerli bağışıklık sistemimizin "nassa maske var, siğe boşver, ne uğraşacam yeaa"  tavrıyla giriyor ve dahili korumamız büyük oranda zayıflıyor, o zaman da sürekli maske takmak zorunda kalıyoruz. Risk gruplarını hariç tutarak söylüyorum, hasta olmayı göze alıp biraz düşmana maruz kalmak gerekiyor.

@ZekiBeyy, bu mevsimde viral hastalıklarını artmasının iki temel nedeni var ve soğuk buna dahil değil, kaldı ki soğuğa maruz kalmanın insanı hasta etmeyeceği bilimsel olarak uzun zamandır biliniyor.
Soğuk havalardaki etkisi kanıtlanmış temel iki risk faktörü şöyle:
-Soğuktan dolayı kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunma süresinin artması ve bu ortamların virüs ve bakteriler için ideal ısı, nem ve yayılma fırsatı anlamına gelmesi,
-Kışın güneşe maruziyetin azalması nedeniyle UvB ışınlarının virüs ve bakteriler üzerindeki öldürücü etkisinin kaybolması (kış güneşi bile açısından dolayı atmosferde yüksek oranda filtrelendiği için yeterince UvB içermiyor) ve güneş yokken bağışıklık sistemi için çok önemli rolü olan D vitamini sentezi ve miktarının düşmesi.

Bilgimiz arttıkça anlıyoruz ki soğuktan da güneşten de kaçmak doğru bir strateji değil.

Pandemide taktığımız maskeler yüzünden grip olmaz olduk o ara olan yeni virüslere karşı malesef bağışıklığımız yok bu geldiğimiz noktada görünen o ki kışın biz maske takmalıyız hem nufus artıyor hemde ulaşım kolaylaşıyor almanyadan bugün gelen biri ile yolda karşılaşmama şansınız çok az bile diyebilirim.

Maskeyi kışın hayatımızda olması gerekiyor hele yaş geçtikte vucut bu konuda daha hassas oluyor 40+ üstüne çıktığımda kendime inanamadığım sorunlarla karşılaştım.

Hastalığa sık sık yakalanmamız sosyal mesafeyle mi alakalı yoksa başka bir durumla mı alakalı tam olarak bilemiyorum tek bildiğim havalar soğudukça daha sık hasta oluyorum hafta sonları kafeye falanda gitmem ya evde olurum ya sahilde ya doğada temiz havada ama yinede sık sık hasta olunca neden kaynaklı olduğunu düşünüyorum.

ZekiBeyy hocam ben hastalıktan sonra 2 yıla yakın işyerinde kimseyi odama kabul etmedim. Kapıdan çeviriyordum. İyileşince gelin diye. İlk zamanlar biraz garip karşıladılar ama sonra alıştılar. Derdi çeken benim. Milletin ne dediği hiç umurumda olmaz. Toka yada kafa yada muccuk onlarda yok bende. Alırsan bektaşi selamı yeter. Yoksa istediğin selam türü ama dokunmadan.

Tokalaşma ve öpüşme olayını bende pek sevmem bir erkek bir erkeği neden öper ki bu kadar yakın mesafe şart mı 🙂 şimdi kafa tokuşturma gibi bir şeyler çıktı. Temas olmadanda selamlaşılabilir ve bu dönemde çok daha sağlıklı görünüyor. Pek kimseyle görüşmüyorum kafeye kahveye gitmiyorum ama yinede bir yerlerden hastalık kapıyorum. Neyseki yine toparladım sayılır 1-2 hafta hasta olmam herhalde 🙂

@Gospodin Hocam en can alıcı yere siz parmak basmışsınız. Pandemi öncesi, nereye gitsek "Baba naaaaber" diyip mucuk mucuk sarılmalara maruz kalıyorduk, pandemi bunun önünü baya kesti fakat maalesef o gereksiz samimiyet canavarı yeniden hortladı.

Pandemi sonrası süreçte, dünya genelinde artık insanların daha sık hastalanabilir duruma geldiğini düşünüyorum. Almanya' da bir arkadaşım yılbaşından önce 10 gün yattı hastanede, eve geldikten sonra da toparlanması neredeyse 1 ayı buldu. Grip gibisiniz ama değilsiniz, nezle gibisiniz ama değilsiniz, aynı anda birçok hastalık belirtileriniz var. Aynı anda hepsisiniz ama hiçbiri değilsiniz.

İş yerinde bazı arkadaşlar hastalandı ve raporlu bir şekilde evlerinde kaldılar. Bir arkadaşım halen hasta adam evde yatmama konusunda ısrarlı. Her gün biraz daha bitkinliği artıyor. Bu gün bir yakını aramış gel seni hastaneye yatıralım diye söylemiş. Git yat dedim. Tabi telefon ile görüşürken dedim. Kendisini çok severim iyi bir arkadaş ama hastalanınca adamın huyu değişiyor sosyalleşme isteği tavan yapıyor.

Hastalığın bittiği falan yok kimseyi kandırmaya gerek yok. Dikkat ettiğim halde sık sık hastalanıyorum çevremde kişilerde öyle hastane acillerine gitseniz %90 aynı şikayetten hastaneye gelmiş durumdalar. Tekrardan maske ile gezmek sanki daha fazla koruyucu olacak gibi geliyor ama şimdi tek siz maske takıncada tuhaf bakıyorlar.

işin tek sevdiğim yanı öpüşme konusunu tamamen bitirmesiydi. çocukluğumdan beri en nefret ettiğim olay maalesef buydu. lan bir de ben çocukken çok tatlı olduğum için mk hayvan gibi öperlerdi beni:)
hem türkiye hem de dünya açısından rezil bir dönemi geride bıraktığımız için mutluyum. her ne kadar hastalık bitti deseler de şu an ülkemizde daha hızlanmış bir şekilde dolaşıyor.  yeri geliyor domuz gribi diyoruz yeri geliyor incinmişsin diyoruz ama şu sıralar felaket bir salgın var. okulların tatil olması belki durumu biraz yavaşlatır.
hepimizin hayatından kaybolan 2 sene için ileride ne yaparız bilmiyorum. hele ki bu durumdan en olumsuz olarak etkilenen üniversite öğrencileri bakalım ne yapacak.

Almayada açılan pek çok dava var ve bunların pek çogu tazminatla sonuçlanmış durumda. Bize burada ön ayak olacak ve yol gösterecek birilerinin olması gerekiyor ki biz de bir dava açabilelim. Hangi değer bu aşıdan sonra bizi hasta edebiliyor bunu bilmiyoruz. Ayrıca mrna denen şey aşı da değil. Bunun adına gen terapisi deniyormuş. Yani bu konuda birisi bizlere illaki yol göstermeli.

Covid üzerinden 4 yıl geçti geçmesine ama virüs geçemedi daha ağır grip olarak (mutasyon) hayatımızda. 1-2 senedir kış dönemi daha sık hastalanmaya başladım grip baş ağrısı şeklinde acaba diyorum eskisi gibi tekrardan maske takmaya devam mı etsem faydası olur mu? bilemiyorum. Sürekli hasta olmaktan işlere odaklanamıyorum yaşam kalitem düştü resmen.

4 yıl öncesi sanki dün gibiydi. Pandemiden sonra zaman çok mu hızlı geçiyor yoksa biz mi yaşlanıyoruz zaman çok hızlı geçti cidden. En çok kafamı kurcalayan aşı olayıdır. İnsanları ben de dahil olmak üzere ne idiği belirsiz daha önce kanıtlanmamış ve yan etkileri bilinmeyen aşıyı vurulmaya zorunlu bıraktılar ve covidi bitirdikten sonra aşıyla ilgili açılan davalar, tepkiler, yan etkiler beni korkutmuyor değil. Ben covid geçirenler arasında yer alıyorum ve covidi aşısız bir şekilde atlatmıştım ama iş yeri aşı zorunluluğu nedeniyle o dönem aşı olmuştum. Şimdi ben bu aşı yüzünden şirkete dava açsam haklı mıyım? Çünkü aşı hakkında ciddi şüphelerim var. İlerleyen dönemlerde aşı yüzünden ne olacağı belli değil. mRNA verdiler geçtiler.

Covid ilk başladığında dsö bir açıklama yapmıştı. Bu hastalığın bulaşıcı olduğu dünya nüfuzunun %4 gibi bir miktarını etkileyeceğini ve bu %4 oranının da%2 bölümünün öleceüini açıklamışlardı. Bu vakalar başladığı zaman pek çok kişi bunun yalan olduğunu inanmadıklarını söylediler. Aslında veriler bunu ilk başta söylüyordu. Sadece durumu süper bulaşıcı olan hastalanmayan ama yayılmasına sebep olan ayrıca kendini korumayıp etrafta serbest dolananlar sayesinde rayından çıktı. Duyarsızlık yüzünden öldü pek çok kişi. Sadece buna inanamayan ve hastalığı yayanlar eliyle.

Sıcak yaz günlerinde maske takmalarımızı unutamıyorum en çok. Takmıyanlar takmıyordu yine. Kimi Covid nedeniyle öldü. Kimine hiç bişi olmadı. Tabiki toplumsal bi olaya karşı duyarlı davranması gerekiyordu herkesin. Ama herkes aynı duyarlılığı göstermedi o dönemde. Bana kalırsa bu önemli bi toplumsal sınavdı. Bi kısmımız bu sınavda kaldı ne yazıkki. Herkesin birbirini düşündüğü bi toplumda herkes maske takardı.

Çin'den çok garip görüntüler gelmişti o dönem. Yolda yürürken titreyerek yere düşen insanlar vardı. O görüntüleri hiç bi zaman görmedik gerçek hayatta. Ama yasaklı günlerde insanların evlerine hapsedildiğini. Yüksek katlı apartmanlarda ışıklarını yakıp söndürerek birbirine moral veren insanların olduğunu gördük. Eski şeylerden bişiler anlatırken rüya gibi deriz çoğu zaman. Covidli dönem kabus gibiydi çoğumuz için.

Hocam başlangıç sürecinde, hatta işler dünya genelinde ciddiye binmeye başladığında bile bizdeki bazı aklı evveller ne olacak canım normalde de nezle gripten ölümler bu seviyede oluyor diye olayı yumuşatmaya çalıştılar, sonrasında ise genel olarak bizde ölümleri hep az belirtmek hastalığı hortladı, ( son depremde söylenen sayı ortada, ama GSM şirketlerinin ulaşamadığı abone sayısına bakarsak durum hiç öyle değil örneğin)

Hocam ben kendim almaya kalksam hayaldi, yere dededen kalma arsaya ev yaptık zamanında, iyi ki yapmışız, umarım size de kısmet olur.😅

Neredeyse bütün dünya benzerini yaptı ama Türkiye bokunu çıkartarak yaptı, çok sayıda covid ölümü kayıtlara farklı tıbbi nedenler olarak geçirilerek gizlendi maalesef. Aynı şekilde, özellikle pandemi başlarında hastane zinciriyle para basan faarettin mümkün olduğunca covid teşhisi konulmaması için tüm sağlık birimlerine baskı yaptı. Vaka ve ölüm sayılarını rahatlıkla x5 olarak düşünebilirsin.

Ayrıca senin gibiler yüzünden müstakil ev hayalimiz hayalden de öte, ütopya oldu, oralarda çok daha serbest ama güvenli yaşayıp hava attınız, talep artınca fiyatlar da fırladı.
(Senin gibiler yüzünden kısmı şaka tabii ki )

Covid'den hala tam olarak kurtulamadık. Aralıklarla yeni bir varyant ortaya çıkıyor ve uyarılar yapılıyor. Şimdi de JN1 varyantı ortaya çıktı.

Yine eskisi bir kapanma olur mu orası şüpheli. Bence böyle bir şey bir daha kolay kolay olmaz. Çünkü uzun zaman önce uzmanlar covid hakkında hayatımızın bir parçası olacağı ve onunla yaşamayı öğreneceğimize yönelik açıklamalarda bulunmuştu. Zamanla vücudun covid'e karşı bağışıklık üretmeye başlayacağını söylemişti. Millet gitti aşı oldu sonra Biontech aşısının yan etkileriyle ilgili endişeler başladı. Covid artık herkes için grip gibi bir hale gelse keşke de artık adını duyduğumuzda çekince olmasa.

Her şey geçecek ve birçok insan olanları unutacak ve kendilerini yeniden düzenlemeye odaklanacak.Covid'den sonra pek çok insan işini veya mülkünü kaybettiği için hayata erken başlamak zorunda kaldı, bu yüzden sadece geleceği düşünüyor, ancak devam eden kargaşa devam ediyor gerçekleşmesi önemli değil, önlenebilir, dünya böyle ve bu dünyada olup biten hemen hemen her şey birkaç kişi üzerinde hiçbir etki bırakmıyor gibi görünüyor.

DSÖ tarafından bu illete dair semptomlar 8 Aralık 2019 tarihinde başlamıştı, o dönem birer hafta arayla iş yerinde önce bir arkadaşım ailece, sonraki hafta da ben bu illetin bütün belirtilerini gösterir şekilde hastalanmıştık.  Aradan bir süre geçti covid hayatımıza resmen girince, ulan biz bunu geçirmiş olabiliriz diye epey konuşmuştuk, özellikle belirtiler bizimkilerle birebir uymaya başlayınca. 2021 Ocak ayında maalesef halam ve eniştem arka arkaya bu illetten vefat ettiler. Bize en büyük darbesi de bu oldu sanırım.

Bu arada koca koca sitelerde milyonluk dairelerde hapis kaldı insanlar hafta sonlarında, bizim gibi köyde yaşayanlar ise müstakil evlerinin bahçesine masa atıp birçok kısıta maruz kalmadan yaşadılar süreci.

Bunu bazen ben de düşünüyorum, şöyle bir geriye baktığımda olanların, yaşananların içinde covid en önemli ya da en trajik gibi gelmiyor. Bu dört yıllık zaman diliminde gerçekten çok daha sarsıcı durumlara tanıklık ettik ama covid küresel çapta  bir felaket olduğu ve hayatın akışını değiştirdiği için en büyük felaketmiş gibi geliyor insana. Halbuki Rusyanın Ukrayna işgali, İsrail'in yaptığı katliam, bizim yaşadığımız büyük deprem vb yanında covid çerez gibi kalıyor bir bakıma.

Zaman işte su gibi akıp geçiyor. Daha dün gibi koronavirüs konusunda endişelerimizi dile getirip maske takın, aşı olun vs diyorduk. 4 sene gelmiş, geçmiş bile. İnsanlar yaşlanıyor, hayat çabuk geçiyor. Ev alma, araba alma gibi hayaller ise bunun sonrasında yaşanmaya başladı. Kötü ekonomik politikalar sonucunda böyle şeyler yaşandı ve her şeyin ateşi sanırım o dönemde ateşlendi.

Aynen öyle kovitle beraber her şey bitti gibi gelir hayattan keyif alamaz olduk keyifle bir şey yapamaz olduk. Bir çoğunun ev araba alma hayali vardı onu bile artık çoğu kişi hayal etmiyordur. Hayat pahalılı arttı alım gücü düştü önceden şunları bunları aldık diye konuşurken bu gün konuştuğumuz şurada indirim var burada kampanya var vs vs.

Covid üzerinden 4 yıl geçti geçmesine de kimle konuşursan konuşayım şu geçen dört seneden pek bir şey anlamadığını söylüyor. Covid ardından gelen küresel krizler savaş, ekonomi gibi durumların içerisinde hızlıca geçen dört sene oldu.

İnsanoğlu gene de oyalanacak bir şeyler buluyor ve burada sınırlı vaktini iyi yada kötü değerlendiriyoruz her birey farklı kaderleriyle.

Geriye bakıp düşündüğümüzde gerçekten çok ilginç dönemlerden geçmişiz yasaklar derken borsalar ve piyasalar da baya dalgalı dönemler atlattı.
Zaman çabuk geçiyor ne olduğunu anlamadan bir mini boğa yaşadık seneye yine boğa bekleniyor. Ne dersin yine ters köşe olur mu?

Yasaklar 2022 de kalmadı 2021 sonunda tüm dünyada kalkmış oldu.

Acayip olan ne biliyormusun reel piyasada kimse iş yapamaz cafeler stadyumlar hatta bazı fabrikalar neredeyse tüm hizmet sektörü kapalıyken piyasalar ve borsalarda boğa sezonu yaşadık. Bitcoin 70 bin dolara tırmandı SPX rekorlar kırdı.

2021 sonunda yasaklar kalktığında boğa sezonu da bitmişti. 2022 de ise full düzeltme yılı olarak kayda geçti. Yasakların kalkmasıyla piyasalar çöktü.

Millet evinde otururken daha iyiydi bence piyasalar için

Aile ortamından kaçmak için üniversiteyi başka şehir yazdım bir sene daha fazla öğrencilik hayatı yaşayayım diye hazırlık okuyayım dedim ve ilk senemde pandemi patlak verdi 1.5 sene kaçmak istediğim yere geri döndüm neyseki çabucak bitti gitti şimdi daha rahatım 

Vay be hakikaten 4 yıl diyince çok garip oluyor. Daha dün gibi. Ben 2019 kasım aralık gibi virüsün dolaşımda olduğunu düşünüyorum çünkü ben dahil ailem ve çevremde herkes bir değişik hasta olmuştu. İş yerinden izin alıp 3-5 gün yatıyordu insanlar. Maske zorunluluğunun 2022 nisan mayıs gibi kalktığını hatırlıyorum. Markette vs. maske takmamak çok garip gelmişti. Covidle hayatımızda çok şey kalıcı olarak değişti. Evden çalışma ve Zoom gibi uygulamalar çok yaygınlaştı. Ben biraz pesimist biriyimdir, covid'in geçip normal hayata dönülmesinin çok uzun yıllar alacağından korkuyordum. 2 yıl gene çok iyi.

Tam olarak söyledikleri gibi oldu. Virüs hala aramızda, hala aktif ama eskisi gibi Van yakmıyor ve insan hayatına ciddi zararlar vermiyor. Çok zor bir dönem geçirdik, hem ekonomik olarak hem psikolojik olarak tarihin en zor dönemlerinden biriydi.
Ne kadar çabuk geçmiş 4 yıl. İnsan zamanın geçtiğinin bu kadar fark etmiyor. Virüsün üstünden 4 yıl, depremin üstündense neredeyse 1 yıl geçti

İnsanlık yeni olan herşeyi abartıyor bu virüsün artık sonsuza kadar hayatımızdan çıkması diye birşey söz konusu değil zaten virüs dediğin şey öyle yok olabilen birşey değil covidin ası gelecek zsi gidecek bu böyle varyasyonları gelecek grip aşısı her yıl boşuna mı oluyoruz?

işin kötüsü nufus artışı ve bu teknolojinin hızı ile her virüsü bir öncekine göre daha hızlı kapacağız bölgemde eskiden çizgili siyah  sivrisinek yoktu meğerse araç lastikleri  gelirken lastik içine yumurtluyorlarmış ve bu sayede ülkemizde olmayan bir tür ülkemize giriş yapmış ulaşım hızı artıp ucuzladıkça bu olay daha da artacak.

Hocam tabiki öyle her şeyde abartıya kaçmak zararlı. Bağışıklığa takviye edici gıdalar harici bunu sebze ve meyve ile de halledebiliriz. Daha kötü olan bu soğuklar direncimizi düşürüyor ve hasta olma şansımız artıyor. Sağlıklı ve düzenli bir hayatımız olduğunda hasta olmaktan ziyade hem daha dinç oluyoruz hem de bu tarz bağışıklık arttırıcı ek takviye gıdaları tüketmemize gerek kalmıyor.

O iş tam olarak iki ucu boklu değnek, bağışıklık düşük olursa o hastalık senin, bu hastalık benim, bakteri/virüs kokteyliyle canımıza okunuyor ama bağışıklık gerekenden fazla yüksek olursa da bu sefer otoimmün hastalıklar dediğimiz son derece tehlikeli olabilecek durumlar oluşabiliyor. yani tam olarak meşhur reklamdaki slogan yaşanıyor: Kontrolsüz güç güç değildir...Vücut bu sefer normalde sakıncası olmayan şeylere ve kendi kendisine saldırmaya başlıyor. O nedenle en ideali normal düzeyde bağışıklık.

Kovidin zaten türlü türlü varyasyonları varmış öncesinde hocam. Şimdi olan ise insan hayatının içine giren türü ona tamamen yapay diyorlar ama yemin edebilirim, ispatlayamam mevzusu var ortalarda. Koronavirüs hayatımızın gerçeği oldu. Bununla yaşamayı kabullenmeliyiz. Vücudun artık ona göre daha hızlı antikor üretmesini dilemekten başka çaremiz yok sanırım. Şu an ondan daha tehlikeli olan Influenza virüsü. Ondan korkmak daha mantıklı çünkü daha tehlikeli bir virüs.

Bağışıklığımızı olduğu kadar yüksek tutmanın yollarını bulmamız gerekiyor.Covid hayatımıza gireli 4 yıl oluyor fakat halen daha dışarıda dolaştığını söyleyebiliriz.Birileri hasta oluyor iyileşiyor ama daha sonra başkasına bulaştırıyor.Buna bir çözüm bulmak zor fakat bunun yerine kendi bağışıklığımızın gücünü yükseltmemiz gerekiyor.Hayatımızdan uzun bir süre çıkmayacak zaten artık grip olduk demiyoruz Covid olduk diyoruz
Zaman bu arada gerçekten hızlı geçiyor işin ilginç yanı covid gireli 4 yıl oldu ama resmi kayıtlarda bir kere pozitif olarak gözükmedim.

Covid hiç bitmeyecek (kendi fikrimi yazmıyorum, bilim insanları böyle söylüyor), hastalığa neden olan virüs artık hayatımıza kalıcı olarak yerleşti, kedi fare oyunu şeklinde devam edecek. O vücuda girecek, bağışıklık sistemi tanıyıp savaşacak, o değişime girecek, yeniden güçlenecek vb
Yani nasıl gribi dünyadan yok etmek gibi bir olasılık yoksa, covidi de yok etmek söz konusu değil.

Başlangıcından bu yana 4 yıl geçmiş olabilir ama kısıtlamalar yasaklar kalkalı sanırım 2 yıl oluyor. Hafta sonu ve akşamları sokağa çıkmak yasak bütün bir yılı böyle geçirmiştik öyle sıkıcı günlerdi ki. Hayatımız yaşantımız değişmişti okullar online bazı işler online hale dönmüştü. Umarım bir daha böyle bir pandemi yaşamayız.

Covid19 üzerinden 4 yıl geçmiş pek çoğumuzu delip geçti. Epey sorunlarla uğraşan insan bıraktı geride.
Şimdi hep olumsuz değil bende bir şeyi ciddi olumlu değiştirdi.
Koku alma duygum hastalık esnasında kaybolmuştu. Sonra yine geldi. Eskiden kötü deneck kokuları çok iyi alabiliyordum. Hani nasıl anlayaım yanımdaki insanda iltihabik bir durum var ise bunun kokusu bana gelirdi. Ama gül kokusun seçemezdim. Güzel koku konusunda sıkıntılarım vardı. Şimdi bu güzel koku dediğimiz gurup ta gayet iyi durumda burun 10 numara oldu. Şimdi en çok sıkıntı çektiğim durum kolonya kokusu. Piyasada satışa çıkan nerdeyse her kolonya dezenfektan gibi kokuyor. Geçenlerde selin marka bir ürün aldım limon kolonyası gibi kokuyor. Şimdilik durum bu.

Konuşulmasada kovit salgını bence devam ediyor. Bu kadar sık hasta olduğumu hatırlamıyorum. 20 aralıkta şiddetli baş ağrısı çektim yaklaşık 10-12 sonra geçti derken dün yine hasta oldum grip gibi görünüyor yine şiddetli baş ağrısı devam ediyor 24 saatten fazla yatıyorum. Eskiden kış döneminde 1-2 kere hasta olurduk şimdi ay geçmeden hastalanıyorum.

Valla bende eskiden de olan ama kontrol edebildiğim bir takım davranış bozuklukları oluşmasına neden oldu. Kişisel hijyen ve tuvalet temizliği konusunda hassasım, millet marketlerde vb bulunmadığı için öyle şeyler satıldığını bilmezken bizim evde her zaman dezenfektan vardı mesela. OKBli değilim, ev pis, tozlu, dağınık vb olabilir, asimetriyle hiç derdim yok, önemsemem ama yazdıklarım farklı.
Pandemi ile bir de içeri/dışarı durumu oluştu, dışarıdan gelir gelmez bir yerlere dokunmadan önce kıyafet değiştirmek, sonra el yıkamak, dışarıdan alınan/gelen her şeye dezenfektan sıkmak olayı bende kalıcı hale geldi, kıyafet ve el yıkama bence zaten her şekilde gerekli ama o dezenfekte etme dürtümü dizginlemeye çalışıyorum, pandemiden önce yoktu bu durum.
Ve gerçekten titiz birisi falan kesinlikle değilim.

Vay be geçmişe dönüp bakıyor insan ve neler yaşamışız bir kere daha görüyor, kapanmalar, yasaklar derken aradan geçen yıllar, koronavirüs hala var ve grip gibi karşılıyoruz artık, koronavirüs bahanesiyle dünyaya enjekte edilen M-RNA ise sanırım yıllar sonra etkilerini gösterecek, umarım genetik bir hataya sebep olup yıllar sonra doğacak nesillerimizi etkileyecek yan etkiler bırakmaz,

Covid salgını başladığından bugüne 4 yıl olmuş.

Zaman su gibi akarken oyalanacak birşey buluyor insan...