Topic: Depremin Getirdikleri ve Götürdükleri. (Read 558 times)

Maalesef deprem konusunda ders alacağımızı düşünmüyorum.1999 da yaşanan büyük depremden sonra ülke olarak depreme hazırlanabilmek için 25 yılımız olmasına rağmen çok fazla bir şey yapmadık.Kentsel dönüşüm diye daha fazla rant peşinde koştuk vatandaşlarımız 3-5 m2 ev peşinde koştu yazık çok yazık...

Bir atasözü derki: Bir musibet bin nasihatten iyidir, başımıza bela felaket gelmeden biz önlem almayız ihmalkâr davranırız. Başımıza felaket geldiği zaman biraz daha hassas davranıyoruz ama aradan zaman geçtikçe yaşananları unutuyoruz yapılmaması gereken binaları yapabiliyoruz. Ülkemizde sürekli depremler olacaktık çünkü bir çok fay hattı bulunuyor bizler ise buna göre tedbirler almamız gerekiyor yapı standardı olmalı kalite arttırılmalı ve cezalar caydırıcı nitelikte ağır olmalı. Bilmem hangi müteahhit olursa olsun onlarca binası yıkılıp binlerce kişiye mezar olduktan sonra bu kişilere hapse atsan ne olur idam etsen ne olur giden geri gelir mi?
"Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda hüküm isabetli olsa da, geciken adalet zulümdür." Orhan Gazi

Herkese geçmiş olsun arkadaşlar. Bu aşamada depremzede tanıdıklarınız varsa e-devlet üzerinden Afetzede formlarını doldurmaları onların hakları açısından önemli. Şu an başvuru almıyorlar. Muhtemelen hasar tespit çalışmalarından sonra yapacaklar. Başvurular açıldıktan sonra depremden etkilenen yakınlarınızı mutlaka afetzede olarak kaydettirmeyi unutmayın.

Yakınını kaybedenlere başsağlığı, kalanlara sabırlar diliyorum.

Celal hoca sadece ateist olduğu için bile önyargı ile yaklaşıp dediklerini kulak arkası edenler var, yahu adamı seversin sevmezsin, dünya görüşü siyasi görüşü sana uyar uymaz bunlar başka bir şey, herif alanında dünyanın sayılı uzmanlarından, onun dışında Naci hoca da yirtiniyor yıllardır ama biz olaylardan ders almayan bir milletiz, her çeyrek asırda bir mutlaka büyük bir belaya mutlaka denk geleceğiz bu kafayla gidersek.

devlet yokmuş, yutubırlar ve fenomenler varmış (https://twitter.com/abcgazete/status/1624760873540636672).

devlet yokmuş, bunlar varmış (https://www.haberturk.com/kilicdaroglu-ve-buldan-dan-birlikte-aciklama-3564867).


elbette bunları deprem getirmedi ve deprem götürmeyecek ama ben bunlarla aynı havayı solumak yerine her gün deprem ile sarsılmayı bin kere tercih ederim. sıcacık yuvalarından ellerindeki klavyeler ile sahada canını dişine takarak zor şartlar altında çalışan insanlara iftira atıyorlar. aklımızla alay etmeleri yetmezmiş gibi bir de sabrımızı sınıyorlar. eskiden deprem olduğunda "sesimi duyan var mı" diye bağırırdık, şimdi "seçimi duyan var mı" diye bağıranları duyuyoruz.

İmar affı bir rezillikten başka bir şey değildir. Senin ülkende deprem kaçınılmaz bir doğal afetse böyle bir şey yapmak korkunç bir şeydir.

Ayrıca şunu da söylemeden içim rahat etmeyecek. Cumhurbaşkanının çıkıp herkesten özür dilemesi gerekirken hala oy uğruna çok acayip açıklamalar yapması vatandaşı iyice germektedir. Bugün bir açıklamasını gördüm yanlarına almışlar çocukları abuk sabuk açıklamalar yapıyorlar. Karaismailoğlu da çocuğun birine kameraya bak falan diye laflar söylüyor, kafasına geçirdiği kapüşonunu çıkarıyor falan çok acayip bir ortam.

24 sene geçmiş 99 depreminin üzerinden 24, el insaf! Ne hazırlık var ne bir şey adam gibi. İstanbul'da da durum aynı yahu Celal Şengör gibi bilim insanları 100 bin kere uyarıyor ama kimin umrunda. Celal hocanın dünki programındaki konuşmalarını da çok beğendim. Olanı söylemiş adam.

Bu kadar insanın ölümüne yol açan şey kader değildir, önlemsizliktir.

az önce 5 kişinin enkaz altından konum attıkları haberi vardı televizyonda, evimizden biri kurtulmuşcasina sevindim, inşallah tamamı kurtulur, sonrasında da hep güzel haberler aliriz

Yagmacilar ile ilgili ferahlatıcı videolar var sosyal mecralarda, inşallah diğerleri ibret alır da akillanir yoksa sabuna basıp kayacaklar, kapıya kafalarını çarpmış olacaklar, taşa takılıp düşmüş olacaklar...

Deprem, deprem, deprem…

Deprem insanı yıkmıyor, deprem insanı öldürmüyor.Öyle olsa Japonya ölüm üstüne ölüm yaşardı.Bizim coğrafyamızda görmediğimiz depremleri onlar ülkesinde yaşamış durumdalar ve depremi hayatın bir parçası olarak kabullenmiş durumdalar.

Kalitesiz yapılar, deniz kumuyla yapılan inşaatlar, temel demirlerden tonlarcasının çalınması, göz boyamak için evin içerisine en kaliteli malzemeleri yığıp, bir inşaat bedelinin sadece %25’ini oluşturan kaba inşaattan çalmanın sonucu bu oluyor işte…

1999 depreminden sonra değişen yönetmelik ile üretime geçen sözde binalar 1 senelik geçmişe sahip olduğu halde tuzla buz oluyor.

Mimar Sinan’ın 500 sene önce yaptığı raylı sistemi, bugünkü teknoloji ile hala yapmayan -yapamayan demiyorum yapmayan- insanlar yüzünden öldü insanlar.

Bir ev alırken siz evin temelini bilemezsiniz.İnşaat şirketinin samimiyetine güvenmek dışında elinizden gelen hiç bir şey yok.Bunun sorumluluğu evi üretendir.Bilirsiniz hani eski bir türk filmi vardı ve Karadenizli müteahhit en kalitesiz malları kullanıp, binayı çökmesine sebep oluyordu ve daha inşaat bitmeden tüm evler satılmıştı.Bugünü anlatan bir kare işte o.

20 günlük bebekler, 18 yaşında gençler, yeni evliler, nişanlılar, hamileler, gençler, yaşlılar, sporcular, doktorlar, askerler, polisler, sağlık görevlileri öldü bu depremde.Bu depremde insanlık öldü ve bunun sorumlusu olan insanlardan birisi tüm parasını alıp yurtdışına kaçmaya çalışırken tutuklandı bugün..


Söylenecek söz yok söylenecek kelime kalmadı.Sorumluların Allah belasını versin.Bir de giden yardımı engelleyen tipler, çalan hırsızlar var.Cesetlerden ziynet eşyalarını, araba anahtarlarını çalmaya çalışan insanlıktan nasibini almamış insanlar var.

Yazacak çok şey var ama boğaz düğümleniyor, parmaklar titriyor…

İnşallah kalanlardan güzel haberler alırız, hala enkaz altında mucizeyi gerçekleştiren onlarca insan olabilir, depremin 5 günü bitiyor ve hala enkaz altından insanlar çıkarılıyor, bir şekilde daha organize olmak lazım baksanıza hala insanlar sağ çıkarılıyor deprem altından, Allah yardımcıları olsun, depremden sonra bakalım devletin bu kişilere yapacağı yardım nasıl olacak, yeni bir hayata atılmalarına yardımcı olacaklar mı,

Lazın,çerkezin,türkün,kürdün hep bir olmasını tekrardan gösterdi bize deprem. Kimse yok biz varız. Gönüllüler,insanlığa dair umudu olanlar,vatanseverler burada toplandı ve hep birlikte insanları kurtarmak ve yaşatmak uğruna adım atmaya başladılar. Götürdükleri ise milyar dolarlık inşaat malzemeleri,20 bin küsür insanımız(şimdilik) diyebiliriz. Daha çok var sayacağım da siyasete girmek istemiyorum. Şimdilik ana odak noktası insanların kurtarılması ve bir an önce sağlığına kavuşturulup ana ihtiyaçlarının karşılanması.

Hakaret etmek ve sosyal medya gruplarında öğrendiği sloganik bir kaç cümleyi gelip yazan kişi, başka insanları karalamak senin için normal bir davranış mı?  Ayrıca okuduğunu anlamamak bizim ülkemizde ki büyük sorunlardan bir tanesi. Ben 6000 bina yıkılmadı demedim ki, 6000 binanın niye yıkıldığını sorgulamak yerine çeşitli hesaplar yaparak büyük bir felaketti diyerek hazırlıksızlığı normalleştirmenizi yazdım. Ne kadar haklıymışım ki, ağzınızdan salyalar akarak iftira ve hakaretler ettiniz.

Kızılayın herhangi bir çalışmasını tv'de veya sosyal medyada gören varmı? Arkadaş millet bugünler için vergi ödedi

Kızılay çadırı gören varmı?

Bilimin ışığından faydalanmayanlar, felaketin karanlığına mahkum olurlar ne yazık ki 😓😓😓

Kişisel olarak trendcoin de dahil kimseyi neye inanıp inanmadığı ile ilgili şahsıma herhangi bir hakaret olmadığı sürece yadirgamam, o bana her ne kadar devlet refleksinin yavasligina yaptığım vurguya istinaden yueuse de, aslen siyasi andaval tabirim yüzünden yürümeye çalıştı ama benim bu tabirim sadece o parti bu parti sempatizanlari için değil, takım tutar gibi bağlanan herkes için geçerli bir tabir. Ayrıca devlet refleksi konusundaki yavaşlık fikrinde de kararlıyım ve yaşanan süreç beni haksız duruma düşürmedi ne yazik ki. Ha o arkadaşın devlet refleksinin kapsamı ile ilgili ne bildiğini veya bilmediğini de forumun takdirine bırakıyorum.
İnsanların gergin olmasını anlıyorum, sizin aklı selime davetiniz de çok yerinde ama, yaşınızı bilmiyorum ben 42 yaşındayım, ömrüm boyunca bu büyüklükte olmasa da bir sürü felakete tanık oldum, hepsinde şimdi zamanı değil denerek gerçeklerin üzeri örtüldü, yaralar sarıldı sonra hayata öyle veya böyle devam edildi, ama o zaman gelmedi, birşey değişmedi, benzer acıları kısır döngüye girmiş gibi tekrar tekrar yaşadı bu memleket, şimdi ben size soruyorum, oradaki insanların yaralarını sarmak zaten hepimizin boynunun borcu, ama sorgulama için zaman ne zaman gelecek...

Depremin getirdikleri ortada değil mi? Borsaya bakın çimento hisseleri tavan tavan gitmeye başladı bile. Ne kadar da insanları düşünen toplumlarız değil mi? Depremin getirdiği insanların ne kadar çıkarcı olduğunu bir kere daha görmemiz oldu. Depremin getirdiği şey yok. Getirdiği şey yıkım, yağma ve iğrençlik. Apartmanların kumdan yapıldığını, çakıldan deniz kumundan yapıldığını biliyorduk, bunu ispatlamış oldu. Japonya deprem kuşağında ülke 9 şiddetinde deprem olsa da can kaybı yaşamazken ki Tokyo dünyanın en kalabalık şehirlerinden birisi, Türkiye’de 8 bin binanın 6 bini yıkılıyorsa depremde suç aramamak lazım.

Sevgili taşeronlara iş yaptıran müteahhitler, devletin yakın ilişkisiyle işlerini alan ve en adi malzemeyi kullanarak işi bitiren müteahhitler artık bundan bir ders çıkarır diyenler de yanılgının en büyüğünü yaşıyor. Bu kansız vampirler şimdiden ellerini ovuşturmaya ve yeni yapacakları adi apartmanlardan gelecek karı düşünmeye başladılar bile.

Gerçi kime ne anlatıyoruz ki… Balık hafızalı bir millete fil hafızası takmaya çalışıyoruz. 6 ay sonra hepsini unuturlar. Saraylar 1000 odalı halka açılmadıktan sonra ne anlamı var mesela?

Sırf "kavga etmeden, sadece eleştiri yapmak ve savunma yapmak daha doğru, birbirinize saldırmayın" derken ne anlatmaya çalıştığıma dair bir örnek olsun diye bir şey göstermek istiyorum. Bunu burada çok güzel bir şekilde 2 kişinin yazışmalarında görebilirsiniz, sırf şu yazışmayı biraz toparlayınca, ne kadarda güzel bir tartışma ortamına dönüşüyor. Ayrıca belirtmek istiyorum, bunu trendcoin için yazmıyorum sadece, evet kendisiyle burada belkide en çok kavga eden kişi benim, ama burada trendcoine cevap verenleri ve onunla kavga edenleride uyarıyorum, her ne kadar trendcoin agresif ve saldırgan bir karakter olsada, ona sataştığınıza cevap vermemesini beklemekte salaklık olur, o yüzden iki tarafıda uyarıyorum, lütfen, şimdi değil. Gencecik sende yapma, bende yapmayayım, trendcoinde yapmasın, başkasıda yapmasın, lütfen, sırası değil.

Bunu yapmayın. Bu kavga.


Bunu yapın, bu eleştiri


Bunu yapmayın, bu kavga.


Bunu yapmayın, bu kavga.


Bunu yapın, savunma.


Bunu yapmayın, bu kavga.


Bunu yapın, bilgi direkt bu.


Bunu yapmayın, bu kavga.

Gördüğünüz üzere, 20 ve hatta belki son sonuçlar çıktığında 30 binin üzerinde vefat eden vatandaşımızın olduğu şu günlerde, birbirimize düşmek yerine, bu şekilde kavga etmeden, eleştiri ve savunma haklarımızı kullanarak, birlik ve beraberlik gösterebiliriz, lütfen.

edit: belki biraz uzun olacak, ama birde komple, benim ayıkladığım halini atmak istiyorum, kavga kısımlarını çıkarınca bakın ne kadarda güzel bir tartışma ortamı oluyor;


Bakın ne kadar daha güzel oldu? Öyle değil mi? Lütfen bu yoldan ilerleyelim arkadaşlar. Şuan kavga etmenin ne yeri ne zamanı. Kenetlenmemiz lazım.

cumhuriyet, birgün ve duvar gibi ideolojik saplantılara takılmış haber servislerinden foruma copy-paste içerikler taşıyıp tanış olduğu abilerinden merit alan biri mi bana propagandadan bahsediyor.

bak abicim, sen bu forumdaki internet kafe sıçanı ile birlikte en kalitesiz trollerden biri olduğun için olayı ayıkamamışsın. ben hükümetin depremzedelere sağladığı imkanlar hakkında bir konu açsaydım belki dediğin gibi bir propaganda içine girmiş olurdum ama ben tam tersine devlet refleksine yönelik bir konuda cevap hakkımı kullandım yalnızca...

gerçeği, kime ne laf anlatıyorum, seçilmiş hükümeti devirmek isteyen sokak çapulcularını finanse eden şahsiyetsizi ve polis otosu devirip polis otosu yakan çapulcu eylemlerini savunmak için çırpınan birinden daha iyi bir söz işitirsem benim için incitici olur asıl...


bu arada, 6 bine yakın binanın yıkılmış olduğu bir propaganda değil gerçek: https://www.cnnturk.com/turkiye/9-subat-deprem-haberleri-depremde-olu-ve-yarali-sayisi-kac-oldu-hangi-ilde-kac-bina-yikildi-kac-kisi-oldu


bir daha altıma girme, karşıma çıkma, defol!

Bu konu özelinde, konuya bakış açısına dair ilk eleştiri iktidar eleştirisi yapıp muhalefet güzellemesi yaptığım yönündeydi ama birkaç nokta dışında kesinlikle ne böyle bir amacım vardı ne de bu yönde belirgin yazdığım birşeyler, en azından bu konu içinde.
İkincisi ise zamanlama, bu konudaki serzenişleri haklı bulmakla birlikte, 99 depremini de yaşamış biri olarak o günlerden bu günlere hep aynı savunma mekanizması ile karşılaşıyor insanlar. Şimdi sırası değil ile gecistiriliyor, siyaset yapma ile üstü örtülüyor, sonrasında neredeyse hicbirsey olmamış gibi hayat devam ediyor. Yahu depremin ilk gününden itibaren zaten taraflı tarafsız hepimiz elimizden gelen ne varsa yapıyoruz, yapacağız da, el birliğiyle onaracagiz her ne varsa ama, bu sefer faillerinin de yakasını bırakmayacağız, bu yazdıklarımin iktidar veya muhalif konumu ile ilgisi yok, böyle düşünenlere de kendimi bildim bileli yaşanan tüm felaketlerde hep onaran kısımda oldugumuzu ve de ülkece çok iyi başardığımizi ama nedenleri sorgulamada eksik olduğumuz için dönüp dolaşıp yine aynı felaketlerle yuzlestigimizi hatırlatırım.

Hala daha umut var. Sosyal medyada yani twitter üzerinden ilk kez böyle güzel bir dayanışma ve yardımlaşma olduğunu görüyorum. Herkes kilitlemdi ve 1 can da olsa kurtarmak için birbiriyle retweet yarışına girdiler. Bu sayede daha çok insana ve depremzedeye ulaşılması için kolaylık sağlandı. Benim üzüldüğüm taraf bir sosyal medya fenomeni olan taha duymaza hala yardım gitmemesi. Çocuk için kaç kere tweet atıldı ama hala daha sanırsam yardım ulaşmadı.

Yıkılan bina sayısı ve buradan hareketle kurtarma ekibi için gerekli insan sayısını yazarak bir takım propaganda yapma peşinde olanları görmek gerçekten çok acı. Bir savaş olsa düşman ülke ilk olarak sizin yollarınızı, limanlarını ve havayollarınızı vurur ama hastanelerinizi vurmaz çünkü bu savaş suçudur. Bugün  depremde yollar, havalimanı, liman, ve devlet hastaneleri yıkılmış durumda. Propaganda yaparken yazmışsınız 6000 bina yıkıldı diye, bu 6000 binayı kim yaptı, imar iznini kim verdi, en sonuncusu geçen yıl olmak üzere imar izni affını kim çıkardı? Milletin acısı bu kadar taze iken, insanlarını siniri bu kadar yüksek iken forumda bir de senin propagandan ile mi uğraşsın insanlar. Gerçekten ayıp gerçekten çok yazık.

deprem neler getirdi: toplumsal yardımlaşma ve dayanışma patladı, hemen herkes elbirliğiyle yardım etmeye çalışıyor. acıların, insanları birlik olmaya ittiği bir gerçek...şu saat olmuş hala whatsapp telegram twitter vs yardım mesajları yağıyor, üzücü göz yaşartan hikayeler resimler videolar...

neler götürdü: onu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır..........vefat eden sayısı sürekli artıyor

söylenecek çok şey var, şu an travma sonrası konuşma güçlüğü yaşıyoruz, saçma ama yine de "herkese geçmiş olsun"

Devlet yetersiz, refleksleri kuvvetsiz vs. demek istemiyorum. Sadece deprem sürecinin yanlış yönetildiğini düşündürten bazı soruları paylaşmak istiyorum.

* 100 kişi çevirin, deprem deyince akıllarına gelen bir sivil toplum kuruluşunun adını sorun en az %90 AHBAP cevabını duyacaksınız. 99 depreminin kahramanı AKUT'u, Nasuh Mahruki'nin elinden alan kim? AFAD ya da Kızılay'a güvenen kaç kişi var?

* Deprem bölgelerinde çöken binaların önemli bir bölümü yeni. Yani 1999 depreminden sonra çıkartılan deprem yönetmeliğinden sonra yapılan binalar. 1 yıl önce tamamlanan lüks siteler bile yerle bir olmuş. Deprem yönetmeliğini çıkarttıktan sonra bu binalara yapım izni veren, yapılan binaları denetleyip fay hattındaki şehirde depreme uygundur onayı veren kim?

* Deprem bölgesinde şikayetler artınca, insanların en önemli iletişim kaynağı olan Twitter'a erişimi engelleyen kim?

* 25 yıldır ÖTV adı altında 600 milyar TL'den fazla deprem vergisi toplayan kim?

* Her doğal felakette AFAD ve Kızılay bağış hesaplarını paylaşıyor. Oysa her Türk vatandaşı, son 25 yıldır, depremler önlensin, deprem olduğunda devlet hızlı müdahale edebilsin diye satın aldığı her ürün ve hizmete fazladan %23 vergi ödüyor. (Bazı hizmetler için ödenen ÖTV'den bile KDV kesiliyor) Kızılay en fazla kan bağışı ve gönüllü isteyebilir. AFAD da gönüllü ve malzeme desteği isteyebilir. Onun haricinde, nakliyeymiş, iletişimmiş, sağlık malzemesiymiş vs. için zaten 25 yıldır para ödüyoruz. Devlet kurumunun deprem günü IBAN paylaşmasına ne denir?

* Sadece daha fazla para kazanmak için, yeşil alanları imara açan, riskli bölgelere bina yapılmasına izin veren, toplanma alanlarına AVM ve rezidanslar yapılmasına müsade eden kim?

* Askeriyenin acil eylem planına ne oldu? 1999 depreminde ordu 3 saatte organize olabilmişken, 2023'te depremin 2 günü sınırlı personelle sahaya çıkan ordu aynı çeviklikte mi? Bunun sorumlusu kim?

Belki hakli olabilirsiniz ama farkında mısınız bilmiyorum, cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan her felakette bu şekilde oluyor başlangıç noktamız fakat ne gariptir ki ben hiç önlem alinabildigine denk gelmedim. Yaralari sarma noktasında zaten evlerimizde rahat oturamiyoruz oradaki insanları düşündükçe, ne yedigimizin tadı var ne ictigimizin, elimizden geldikçe yardım etmeye de çalışıyoruz amabi demek değildir ki ihmaller üzerinde de kafa yormayalim.

Andaval sana benzer acıların üzerinde tepinen iğrenç tip! beni senin seviyene çekerek iğrenç bir çukura düşürmeye çalışıyorsun 67!

bu 67 rakamını tanıyanlar vardır muhakkak!

devlet sizin falan değil! bunu o kalın kafanıza sokun artık! tek parti devri bitti! tepeden inmecilik bitti! bunu da forum köşelerinde dezenformasyon yayarak geri alamazsınız! aksine kendinizi daha fazla iğrendirirsiniz! siz, tanrısal düzlemden yeryüzüne düşmüş, bizim gibi normal insalara dönüşmüş biçarelersiniz!



6 bin farklı noktada bina yıkılmış. her birine 20 uzman ekip verilse 120 bin kişi yapar. bazı binalar 20 katlı; bunlara kesinlikle 20 uzman kişi göndermek yetersiz kalır, daha fazlasını göndermek zorundasınız. bunları kesinlikle tek vardiya durmaksızın çalıştıramazsınız. felaketin boyutunu anla diye yazıyorum. en az anında 300-500 bin kişinin bir anda orada olması gerekirdi. çalışmalarda yetişilemeyen yerler muhakkak olmuştur ama bunun üzerinden "devlet refleksi yetersiz, yaşasın bizim x'imiz ve yaşasın bizim y'miz" demek kelimenin tek anlamıyla sizin acılar üzerinde tepinen iğrenç varlıklar olduğunuzu gözler önüne seriyor.


ben sana buraya 1939 erzincan depreminden başlamak üzere devlet refleksine dair örnekler sererim, senin gibi acıların üzerinde tepinen iğrenç bir yaratık olurum ama sen bana ahmaklık duvarı ile örülmüş ilkokul tarih bilginle ve 67'den 1'i ile olan hesabınla demagoji yapmaktan başka bir şey yapamazsın. ben senin seviyene inmiyorum.

Depremin bizden götürdükleri sayılamayacak kadar çok. Getirdikleri götürdükleri ile kıyaslanamayacak düzeyde ne yazık ki... Şuan için bu tarz konuşmaları yapmak gereksiz olarak görüyorum ilerleyen zamanlarda (yaralar iyice sarıldıktan sonra) çok detaylı konuşmalar ve araştırılmalar yapılması kanaatindeyim.

Bir arkadaşım durumunda kız arkadaşının enkaz altında kaldığını söylemiş, hala ulaşılamamış Hatay Antakya’da, o kadar çok böyle haber var ki, oralarda yaşayan insanların neredeyse hepsi bu mağduriyeti yaşamış durumdalar, her ailede enkaz altında kalanlar, ölenler, bir yakınını kaybedenler var, çok zor psikolojik travmalardan geçiyorlar, Allah oradaki vatandaşlarımızın yardımcısı olsun, her gün başka dram, Elbistan’da 4 gün önce satın aldığı evde vefat eden 1 baba 1 anne 3 çocuk var, ilk depremde kurtulmuşlar, ikinci de enkaz altında kalmış vefat etmişler, Allah yardımcıları olsun akrabalarının,

Deprem ülkesindeyiz ve onlarca deprem yaşamamıza rağmen hala aynı senaryoları izlemenin bir adı var mıdır arkadaşlar?

İhmaller zinciri bir değil beş değil. Bu kadar vicdansızlık ve cahillik olabilir mi? Depremin götürdükleri getirdiklerinden kat kat fazla maalesef. Binlerce can gitti ve gidiyor. Malın mülkün boş olduğu bir hayat.

Beceriksiz siyasetçiler biribirine düştü. Deprem üzerinden halen biribine düşmüş, başkalarınınn acısı üzerinden siyaset yapma peşindeler.

GÜN yardımlaşma, dayanışma günüdür. Şu yarayı saralım ondan sonra enine boyuna konuşuruz, yargılarız, suçlarız. Zamanı değil.
Şuraya yardım yapma buraya yardım yapma ne demek. Herkes istediği yere yardımını yapar engel olan mı var?
Ben AFAD, Kızılay ve Ahbap olmak üzere her derneğe yardımımı yaptım. Hepsinde tuuzum olsun istedim. Hepsinin amacı belli.

Umarım bir an önce her enkaza yardım ulaşır ve bu çaresizlik sona erer. Tartışmayı, birbirimizi kırmayı bırakalım lütfen.

Ortada aslında tam olarak kastettiğiniz denli bir taraf tartışması yok. Konu başlığında dönemsel bir vurgu yaptigimi düşünmüyorum, birlik beraberlik kısmına gelince, bu zaten bizim ulusumuzu diğer tüm uluslardan ayıran büyük bir nimet, ama bu millet 20 yılda bir böyle bir döngüye girmeyi hakediyor mu sizce.

Değerli arkadaşım, fikirlerin gerçekten çok değerli, ama buradaki mevzu devletin soyut gücünü elinde bulunduran somut yeteneksizlerin bizi fikirlerimiz örtüşmedigi için hain gibi lanse etmeleri. Yine söylüyorum biz yeryüzünde en eski devlet geleneği olan milletiz, bu badireyi de el birliğiyle atlatırız ama yıllardır baş bas bagirdigimiz ihmalleri dile getirdiğimizde bunu hainlige yoranlara da pabuç bırakmayız.

Getirdiği ne var bilmiyorum ama götürdüğü çok şey var. Ama nasıl anlatabilirim, kelimelere nasıl dökebilirim bilmiyorum. Depremzedeler ile dalga geçenleri, depremde yıkılmış evlere girip insanların ziynet eşyalarını çalanları, depremden kurtulup kaybolan çocuk haberleri, Adana'da hasar görmüş evi boyalayarak yeniden satmak için kolları sıvayan müteahhit, Hatay ile ilgili bir takım kesimden gördüğüm ve duyduğum nefret suçları, Suriyelilerin çeteleşerek depremzedeleri tehdit edip gelen çadırları, ilaçları vb şeyleri almasını görmek insanlardan ve insanlıkla ilgili düşüncelerimden çok şey götürdü.

Bu kadar şey olurken sorumluluğu olan insanlar için de bir şeyler yazmak isterdim ama https://twitter.com/feyyazyigit/status/1623330748835954689?s=20&t=KCjm5DqfET_VQwPki66bDQ

Bugün Yunan devlet kanalı dahi arkada Şevval Sam müziği eşliğinde depremin acısını haber yapmış. Gerçekten biz yardımda nasıl birlik olduğumuzu, bu milletin bileğinin kolay kolay bükülemeyeceğini tekrar düşünmeye başlamışken kısır karşıt görüş tartışmalarına şu dönemde ben de katlanmak istemiyorum

Arkadaşlar beni tanıyanlarınız tanır, "konu dışı" başlığında hepinizden çok iktidara laf etmişliğim vardır, hükümet ile devlet arasında ki farkı bilenlerdenim, hükümete laf etmenin, devlete laf etmek olmadığını bilecek olgunluktayım, ve bir vatandaş olarak hükümeti eleştirmenin benim bir hakkıım olduğu, engellenemeyecek (ve sıklıkla engellenmeye çalışılan) bir özgürlük olduğunu iyi bilirim yani. Burada en azılı hükümet yanlısı trendcoine beni sorun, benim ne kadar iktidardan nefret eden birisi olduğumu size burada en çok kavga ettiğim insan anlatsın yani.

Evet yine hükümeti eleştirmeye devam edicem, bu iktidardan kurtulana kadar devam edicem burası doğru. Fakat şuan yunanistan gibi daha aktif olarak sıcak çatışma geçenlerde denizde yaşamış olduğumuz ve yıllarca düşman olarak bellediğimiz ülkeden bile destek gelmiş ve beraber omuz omuza enkazdan insanlarımızı kurtardığımız sahneler gözümüzün önündeyken, kavga etmesek mi? Kavganın sırası değil, iki tarafada söylüyorum bunu, şuan sırası değil, şuan bu vakti ne kadar yardımcı olabilirsek o kadar yardımcı olmaya harcayalım.

 Eleştiri yine eleştirilsin, ne yapılmalı, ne yapılmıyor, ne daha iyi olur, herkes fikrini paylaşsın, bunda sıkıntı yok, ama birbirimize girmek ile eleştiri yapmak farklı şeyler, lütfen rica ediyorum bu kadar büyük bir felaketin ortasında en azından biz burada bitcointalk ailesi olarak birbirimize girmeyelim, onunda zamanı gelir, biz yine birbirimize gireriz, ama şuan değil, lütfen. Herkes düşüncelerini yazsın, ama kimse birbirine girmesin, lütfen.

Sevgili mandown, maalesef bu arkadaşlara hicbirseyi anlatamadigimiz için ya da anlamak işlerine gelmediği için ve de maalesef bu mantalitedeki arkadaşlar çoğunlukta olduğu için ülkece bu durumdayız.

Sevgili andaval, benim konunun hiçbir yerinde iktidar kotulemesi veya muhalefet güzellemesi yok, sen konuyu neden buraya çektin önce bunu bir sorgula, ikincisi ben ve ailem bu topraklarda cumhuriyetten önceki dönemden beri var olan, çoğunluğu devlet görevlerinde de bulunmuş ve hala da görev başında olan insanlarla dolu, yani bizden vatan haini çıkmaz boşuna uğraşma. Devlet bizim, iktidar sizin olsun çünkü siz ve sizin gibiler koltuklarınız için yaşarsınız, biz ise 2000 yıllık Türk devlet geleneklerinin gereğince yaşarız, ölürüz öldürürüz ama devleti canımızın onune koyarız.

Dünyada en tehlikeli olan afetlerden birisi depremler. Japonya’ya bakın deprem ile yaşamayı öğrendikleri için çok şiddetli depremlerde dahi zarar görmüyor. Aslında deprem öldürmüyor, binalar öldürüyor bunu Japonya ile Türkiye kıyaslaması gösteriyor zaten. Başınız sağolsun siz acı ne demek iyi bilirsiniz. Söyleyecek söz yok. Çok fazla şey var ve hepsini herkes her gün söylüyor zaten. Hırsızlık yapan adiler bile var cesetler üzerinden. Türkiye’de fırsatçı çok var şunu bile fırsata çeviriyorlar.

Yemin ediyorum psikolojim bozuldu birçok ailenin evine ateş düştü. Depremin olduğu günden beri çalışamıyorum geçtiğimiz yıllarda kanserden ben kardeşini kaybeden biriyim. Sağlıklı düşünmekte zorlanıyorum.

Depremin olacağı yerler belliyken nasıl olurda bu kadar tedbirsiz bırakılır? Bincelerce bina yıkılmış durumda sadece oralar gidebilmek saatler sürerken içeride neden bir hazırlık olmaz. Deprem bölgelerine yakınyerlerde  1000 tane kepçe yıllarca çürümeye bırakılsın ne olmuş yani? 1 insan canından değerlimi? Elbise vs vs depolarda saklanamazmıydı?

İnanılır gibi değil arkadaş. Hadi depreme uygun olmayan yerlerde kuralsız şartsız evlere izin verdin deprem olacak olan yerde neden izin verdin arkadaş.
Millet ölyür yav. insanlık ölüyor.

Depremin getirdikleri sağ kalanlar için ölümün her an ensemizde olduğu gerçeğini unutmamak gerektiği, müteahhitler için daha sağlam binalar yapılmasının zorunlu olduğunu görmeleri gerektiği, devletin seri ve hızlı şekilde müdahale için ne kadar yetersiz kaldığı, AFAD kurumunun personelinin yetersiz olduğu hala enkaz altında kalanlar için ekstra bir metot geliştirilme gerekliliği sayılabilecek binlerce şey var götürüleri de can kaybedenler için anlatılmaz zaten akrabasını eşini dostunu kaybeden daha iyi anlar beni

19 yıldır kendi yağımla kavruluyorum ancak ben birşey yaparken devlet diyorki .... eksik olursa ruhsatını vermem vermedide. Bunca bina zaten gelişi güzel yapıldı kayıtsız kuyutsuz o aralar zaten devlette yoktu ülke dün kuruldu değilmi? Bırakın bu işleri. Sadece bulunduğumuz yerde değil birçok şehirde arkadaşlarımız var. Askerde var savcıda hakimde. Hiç tanıdığım olmasa bile tv'de canlı yayına denk gelenleri de mi görmedin devletten kimsenin gelmediğini söyleyen insanlar yalanmı söylüyor. Adamın ailesi enkaz altında kara propaganda yapıyor öyle mi. Zihniyetiniz kötü, niyetiniz kötü.

Gerçekler nettir. Deprem oldu insanlar öldü mü? öldü soğuktan ölüyorlar mı? ölüyorlar. İletişim kanalları twitter mı? Evet bu engellenmeye çalışdımı? evet
Bilim adamları konuşuyor tv'de deprem olsa bile yolların bozulmayacağı teknolojiler var diyor.  

Dünyada ilk deprem burada olmuyor deprem için bimbirtürlü güvenlik önlemleri var hastanelerimizde kullanılıyor.

4 Teker araçları her yıl kontrol edebilen devlet binaların periyodik kontrolünü yapamıyor öyle mi? Hadi oradan. Yapacak yapmıyorsa suç yönetimindir.

Seni engellemiştim bir süredir mesajlarını görmüyordum bir şans vereyim dedm ancak görüyorumki bu durumda bile savunabiliyorsun. iNSANLAR Depremden değil soğuktan öldü.

Deprem için toplanan paraların hesabını vermeyi kendine lüks görenlere değil tabiki halk haluk levent gibi insanlara güvenecek.

bu yalan öyle mi?

https://twitter.com/Haber/status/1623233003076964352

buda yalan ozaman?
https://twitter.com/Haber/status/1623305258624552960

Buda mı yalan?
https://twitter.com/yirmiucderece/status/1623209504404905984

buda mı
https://twitter.com/haskologlu/status/1623285134492422146

bu vatandaş yalan söylüyor değilmi? Devlet ilk günden beri oradaysa bu ablam yalanmı söylüyor lan.
https://twitter.com/haskologlu/status/1623051898973552640

Zaten depremde olmadı değilmi? Tedbir neki teknoloji neki 5-10 katlı binalar, apartmanlar, oteller zaten bir gecede kontrolsüzce mantar gibi yapılıyor değilmi?
Sizin gözünüz kör kalbiniz taş olmuş. Tüm ülke sizin olsun gözünüz doysun, aksırıncaya kadar tıksırıncaya kadar.

Bu deprem tedbirlerini alması gerekip almayanların, bunlara bu olanağı sağlayanların, göz yumanların destek olanların allah belasını versin.

1948'de çizilen bu karakalem dediğiniz haritaya uyularak evler güvenli ve kurallı yapılsaydı çok farklı olurdu. Nasıl olsa ateş düştüğü yeri yakıyor ne kolay yazıyorsunuz öyle değilmi karakalemle çizilmiş ha. vay be.

Milletin kafasına taş düşmedi kerpiç düştü zaten. Diyecek birşey yok yazık.
Sana göre başarılı bana göre binlerce insanın ölümüne sebep oluyor ülkeyi yönetenler.

Allah akıl fikir versin

aynen, 48'de masada karakalem ile çizilmiş bir harita her sorunu çözüyor, özellikle devlet fabrikalarının lojmanlarında yaşıyorsanız; ama geri kalanlardan biri gibi kendi yağınızda kavruluyorsanız kerpiçten yapılmış dayanaksız bir ev sizin tek çareniz oluyor.


devlet bir şey yapmıyor ama oğuzhan uğur bir şeyler yapıyor, devlete güvenmiyoruz ama oğuzhan uğur'a güveniyoruz temalı konun ile amaçladığın şey çok belli 67 kardeş! biz acı ile boğuşup bu toprakların belki de en büyük felaketlerinden biri ile mücadele ederken, orada göçük altında kurtarılmayı bekleyen insalar varken, sen ve senin gibiler siyasi propaganda temelli konular açıp üzerinize düşen görevi yapacaksınız elbette; sizi zaten çok iyi biliyoruz!



tele1. konuşmaya bile gerek yok; tele1. bunu tv'den canlı olarak yayınlıyorlar. orada söylenen başka şeyleri de genelde bu gibi forumlarda belli hesaplarda görüyoruz zaten; yani, bu ve bu gibi kanalları izlemesek bile bunların ahtapot gibi uzanan kollarına bir şekilde maruz kalıyoruz.





biz acılarla uğraşırken depremde vefat eden insanlar ve onların acıları üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışan herkesi tekrar tekrar görmemizi sağlıyorsunuz. ben sizi çok iyi tanıyorum ama sizi tanımayan insanlara kim olduğunuzu çok iyi gösteriyorsunuz. bak burada da bölgede çalışan bir insanın haklı bir eleştirisi var. https://twitter.com/aybers/status/1623219110216716289



bu arada, andaval lafını senin babana şikayet olarak iade ediyorum. senin gibi bir şeyi bu dünyaya getirmek yerine daha iyi bir şey yapabilirmiş.

Yasa var kanun var yönetmelik var denetim yok deniyor bakkal olamayacak tipleri milletvekili yapmışlar bunlar mı denetim yapacaktı. Devleti tüm kurumlarıyla içten ele geçirdiler bu kötülüğü ancak bu vatana düşman olanlar yapardı.
İmar barışı adı altında çürük binaları görmezden geldiler para lazım diye mezarevlere izin verdiler. 11 binden fazla bina yıkılmış deprem çok büyük ama hangi gelişmiş ülkede böyle bir yıkım olurdu? Ve böyle bir yıkımdan sonra hangi yönetici pişkince koltuğunda oturmaya devam edebilirdi?
Geçmişteki hiçbir afet sonrası felaketten ders çıkarılmadı bu son olsun hep beraber ülkemizi yeniden ayağa kaldıralım. İş bilmeyen tipleri yönetici olarak seçmeyelim en ufak bir acil eylem planı olmayan liyakatsizlere yetki vermeyelim ki bir daha böyle bir felaket yaşamayalım.

falan abinin selamıyla koltuğun başına gelenlerle bu kadar oluyor işte .  kimsenin özelde birşey istediği yok, yani lan şunlara su vermeyelimde kıvransınlar derdi yok. iş yapabilseler onlar için büyük sükse olur dediğim gibi iş yapacak adam yok , herkes kayıntısında .

Hangi konuyu hangi tarzda gündemine alıp irdeleyecegim ve ifade edeceğim konusunda bir eksiğim olduğunu düşünmüyorum, siz diye bahsettiğim güruh sadece bu devrin değil, her devrin adamı olanlar, ben ve benim gibiler ise kimsenin değil sadece bilimsel doğruların ışığından faydalananlar, doğruyu iyiyi güzeli yapanları siyasetten bagjmsiz alkislayip, hatayı kusuru da korkmadan soyleyebilenler, hem de olduğu gibi yumuşatmadan veya abartmadan. Ben mevcut iktidarın birçok doğrusunu da konuşmuş gündeme getirmiş biriyim, ama taraf değilim, yani sizin kafanızdaki muhalif imajına da uymuyorum.

Bu sorular yüzlerce olacak şekilde çoğaltılabilir ama alacağımız yanitlar hep aynı olacak...

Hocam toplum refleksimiz hep yüksekti bizim fakat devlet refleksi dediğimiz şeyin zinde kalabilmesi için, sistemi yürütmekle mükellef olanların yeterlilik düzeylerinin yüksek olması gerekmekteydi, devlet refleksi ile anlatmak istediğim de zaten buydu...

Savunanlara birkaç sorum olacak.
Neden askeri kuvvetler bu kadar geç bir şekilde yollanmaya başlandı?
Askerlerin kahraman olması mı kıskanıldı?
İnsanlar ölüme mi terkedilmek istenildi?

Bende bu devlet yada eski devlet olarak ayırt etmeyeceğim hangi devlet olursa olsun devletin refleksi her zaman yavaş olur. Özellikle bizim tip ülkelerin, her şey sadece bir kaç kişinin demesine bakar ve aksiyonlar her zaman gecikmeleridir sistem krizi tamamen. Birde deprem vergileri kısmı var oraya hiç girmeyeceğim boş yere konuşmanın bir anlamı yok, insanlar hayatta kalmaya çalışıyorlar orada insan canı her şeyden daha çok önemli.

İşte takım tutar gibi parti tutanların zihniyetine anlatmak istediğim tam da buydu, ben yukarıda şimdiki iktidar veya geçmiştekiler diye bir konuya girmedim, genel olarak maalesef alışılagelmiş ve kronikleşmiş rahatsızlıktan bahsettim, devlet refleksi diye birşey vardır, evet devlet soyut bir kavramdır nispeten ama dinamiklerini yönetenler tamamen somuttur, ben sorunu devletin yurutmede görevli kişilerinin görevini doğru yapmadıkları uzerinden anlatmaya çalışıyorum ama siyasi andavallik seviyesi yükseklere çare bulamıyorum...

ülkemizde ilk deprem haritası 1948'de yapılmış. 1948'den beri depremin nerede olabileceği bilimsel olarak belli. 1948 yılından beri kim gereken tedbiri almayıp onlarca deprem olduğu halde tedbir alınmamışsa bu ölümlerin suçlusu hukümetlerdir.

Depremler olacak ve olmaya devam edecek. Bunu bile bile bilime, ilime yüz çevirip sen imar barışı gibi saçma işleri ortaya çıkartıyor deprem bölgesinde denetimsiz evlerde vatandaşın kalmasını sağlıdığın halde orada gereken organizasyonu kurmamışssan.

Deprem bölgesi olduğunu bildiğin halde sen evleri doğru şekilde denetmemişsen 1 yıl önce bile yapılan ev depremde yıkılmışsa

Milletin ödediği vergileri gitmesi gereken yerlere harcamayıp farklı yerlerde harcamaya devam edip millete hesap vermeyi kendine lüks görüyorsan.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/deprem-vergileri-nerede-626986h.htm
https://twitter.com/cumhuriyetgzt/status/1222469949542760449

Deprem sonrası yapılanların organizasyonu deprem gününden önce planlanlanmalı bununla ilgili denemeler, eğitimler verilmeli öyle ceptelefonuna  iki mesaj göndereyim çök eğil vs gibi saçma hareketler yerine depremde vatandaşların ne yapması gerektiğine dair plansal eğitimler vermemişssen

Getirdiğini değilde götürdüğünü daha çok konuşacağız.

Deprem konusunda Eğitimler arttırılmalı her okulda planlar programlar hazırlanmalı bulunduğum ilçede ben dahill depremde köye gitmeye çalıştık ve trafik sıkıştı Eğitimsiz durumdayız.

Devletimiz büyük hertürlü sorunun üstesinden gelir ancak deprem bu denli yıkıcı olmamalıydı olmaması için gereken tedbirler alınmalıydı.
Gereken tedbirleri almayanlar, göz yumanlar bu duruma sebep olan kim varsa tamamı hayatının geri kalanını cezaevinde geçirmeli.

1can herşeyden daha değerli.

sizli-bizli muhabbetlere giriyorsun. "thk'ya zekat ve fitre parası veren biziz, onları hüpleten ve uçakları bakımsız bırakan sizsiniz" dersem hoş olmaz. bence konuyu böyle tartışmayalım. sen yine propagandanı yap ama muhabbetlere böyle girme.


devletin refleksi yetersiz demişsin:



ben de elbette önlem alınması gerekirdi ama devletin refleksi yetersiz ya da zayıf savı yanlış bir iddia demişim:



ben tedbirler yeterli değil çünkü bu sorun geçmişten günümüze taşınan bir sorun dedim. ancak, felaketlerde devlet refleksinin zayıf olduğu söyleminin doğru olmadığını söyledim ve konuda birçok güncel örnek verdim.

Sizin bakış açınız, acınası durumumuzun tam da aynası. Siz ve sizin gibiler önleyici tedbirlerin yeterliliğinin sorgulanmasından ziyade, felaketleri azami olağanlaştırıp, olan olup ölen kalan yıkılan her ne varsa felaket yaşandıktan sonra tamirinden tatmin oluyorsunuz. Ben ve benim gibi düşünenler ise, olası felaket gelmeden alınabilecek önlemlerin en üst düzeyde alınarak daha az can, mal ve milli servet kaybı için uğraşıyoruz. Yani yangın için atıl durumda yangın söndürme uçağımız olmasın, deprem veya sel felaketi için dere yatağına ev yapımına izin verilmesin, binalar zemine göre uygunluğu en üst düzeyde yapılsın, 3 katlı yapılması gereken binalar 7 katlı yapılmasın derdindeyiz biz.

bu doğru değil.

geçtiğimiz yaz beklenmeyen, tahmin edilemeyen ve hatta sabotaj ihtimali konuşulan büyük yangınlar yaşandı ve müdahalede zorlandık ama hasar gören yerlerin onarımı (yani devletin müdahalesi) çok çabuk oldu. http://antalyaekspres.com.tr/gundem/haber/kalemler-mahallesinde-yanan-evlerin-yerine-yenileri-yapildi/969660 ayrıca, oraları yeşertmeye de başladılar.

elazığ'da meydana gelen depremden sonra da devletin müdahalesi geç olmadı. https://www.elazigsonhaber.com/gundem/yemislik-11-ve-12-etabin-anahtar-teslim-tarihleri-aciklandi-h114248.html

giresun veya ordu gibi yerlerde yaşanan sel felaketlerinin yaraları kısa sürede sarıldı. https://www.ensonhaber.com/emlak/giresundaki-sel-afetinden-etkilenen-bir-ilce-daha-yenilendi

devlet refleksinin zayıf olduğu savı hiçbir temele dayanmayan bir iddia.


bugün yaşadığımız depremin "fay hattındaki 100 km'lik bir çatlaktan oluştuğunu ve anadolu'da yaşanmış en büyük depremlerden biri olduğu" konuşuluyor. orada yapılan evlerin depreme dayanaklı evler olması ve her türlü felaketten vatandaşlarımızı koruması gerekirdi ama yaşadığımız felaketlerde devlet refleksinin zayıf olduğunu düşünmüyorum. çarpık ve kontrolsüz kentleşme geçmişten gelen bir hata ve bunu düzeltmek kafamızın içinde oluşturduğumuz iyi niyetli düşünceler kadar kolay bir şey olmayabilir.



haluk levent ve oğuzhan uğur'a daha çok güvenilmesi gerektiğini düşünenler de genelde belli bir kesim; olaya politik açıdan yaklaşan arkadaşlar, oraya gökten zembil indirseler düşüncesi değişmeyecek olan kişiler. bir de haluk levent hadi haluk levent; yani bu adam epeydir iyi bir çizgiye sahip ve bu doğrultuda bir organizasyon gerçekleştiriyor, ona ben de para gönderebilirim, param yanlış yere kullanılsa "yaptığı bin tane iyi iş var, bir tane yanlışlık olmuştur" derim; ama oğuzhan uğur kim aga? onun ismini yazmış olman bana bir propaganda dinletisine maruz kalıyor olma ihtimalimi düşündürttü. oğuzhan uğur gibi yardıma koşan yüzlerce ve hatta binlerce insan olabilir. bence oğuzhan uğur en fazla onlardan biri olabilir.

06 Şubat tarihi saat 04.17' de yaşanan ilk felaket ve daha üzerinden bırakın 24' ü, 12 saat bile geçmemişken yaşanan ikinci felaket. Toplamda fiilen 10 şehri etkilemiş gibi görünse de, yekününde koca bir ülkeyi psikolojik olarak büyük bir travmaya sokan bu felaketler silsilesinin perdelerini biraz aralayalım.

  https://bitcointalksearch.org/topic/m.61722421

  Kırılan fay hatları, güzergahları, üzerinde yer alan şehirler vs. gibi konulara hiç girmeyeceğim, zira biz ne kadar konuşursak konuşalım, resmi mekanizmaların yani işi tamamıyla yürütecek kurumların kulağının üzerine yattıklarını ve bunda yıllardır ısrarcı olduklarını artık kabul etmek zorundayız. Hangi bölgeye en fazla kaç katlı bina dikilebileceği günümüz teknolojisiyle gayet de mümkünken, işinin ehli olmayan belediye meclislerinin aldıkları kararlarla bir iki kat fazla yapılabilen binaların yapımı devam ettikçe, biz daha çooook üzülürüz, eksiliriz. Benzer konu ile ilgili geçenlerde forumda okuduğum ve yukarıda linkini paylaştığım olaydaki gibi yöneticiler bu ülkede ne kadar fazla olursa, canımız daha az yanar.

  https://onedio.com/haber/imar-affi-nedir-ilk-ne-zaman-cikti-imar-affi-hakkinda-merak-edilenler-1126561

  Yukarıda yer alan linkte, memleketin imar affı serüvenini bulabilirsiniz. Hani şu ekranın sevimli yüzlerinin reklam kampanyalarında boy gösterdiği, ama gerçekte devletin kasasına sıcak para girişi için (kimilerine göre düşük gelirli ve yeni bir ev yapamayacak vatandaşları korumaya yönelik gibi görünse de bence bir o kadar da fırsatçı vatandaşların iki kuruş az para harcayabilme imkanına duydukları zaafı kullandıkları) mekanizma sonucunda son yaşanılan felakette acaba kaç bina imar affı kapsamına girip de yerle bir oldu, kaç bin insanımız bu enkazların altında.
   
   İşin elbette yapı denetim şirketleri boyutu var, kullanılan malzemelerin yeterliliği, işi yapan ustaların mühendislerin yetkinliği vs. gibi bir sürü de detay konu var ama, an itibariyle asıl önemli olan, mevsim şartlarının da getirdiği büyük zorluklarla mücadele edilen kurtarma operasyonları. Geceleri - 5 leri bulan sıcaklıkta, fiziksel olarak biteviye durumdaki canlarımızın üstelik psikolojik olarak da inanılmaz ölçüde yıprandıklarını göz önünde bulundurduğumuzda, deprem sonrası ilk günün gerektiği kadar ciddiye alınmadığı kanaatindeyim. İlk saatlerde insanlar kendi imkanlarıyla birşeyler yapmaya çalıştılar ki aldığımız haberlere göre hala da aynı durumda olan binalar mevcut. Evet kabul ediyorum, tarifte belki de eşi görülmemiş bir felaket yaşıyoruz ama, devlet refleksi, kendisini en kötü durumları bile en kısa sürede kavrayacak, olayları idrak edecek ve harekete geçecek yeterlilikte olmalı. Ki bizim devletimizin böyle bir özelliği yüzyıllardır vardı fakat sanırım gitgide yavaşlıyor, bunun da sebebini üç aşağı beş yukarı hepimiz biliyoruz.

   En nihayetinde, tüm olumsuz durumlarda değişmeyen asıl gerçek, halkın doğusundan batısına kuzeyinden güneyine topyekün kendi seferberliğini ilan edercesine yardıma koşması, Ve üzerinde düşünülmesi gereken de, vatandaşın resmi devlet kurumlarının dışında Oğuzhan UĞUR, Haluk LEVENT üzerinden yardım elini uzatmayı seçiyor olması. Burada bir kesim yardımlarının bu kişiler vasıtasıyla daha çabuk ulaşacağını düşünüyor ama başka bir kısım ise bu insanlar elinden daha adil bir ulaşım olacağını düşünüyor ki asıl üzerinde düşünülmesi gereken bu bence...