Keşke ölen insanları ileride uyandıracağımız bilimsel bir metot mümkün olsaydı. Bu sayede Amerika'nın 100 yıl sonrasını bir günlüğüne görmeyi ve ardından ölmeyi kabul edebilirdim.
1773 Benjamin Franklin'den Jacques Dubourg'a mektubu.
Cryonics Projesi NEDİR?
Cryonics teorisinin temel mantığı, günümüz tıp teknolojisi ile tedavisi mümkün olmayan hastalıkların, gelecekte tıbbın ilerlemesi ile tedavi edilebileceğine dayanmaktadır. Bu teknoloji ile hizmet veren Cryonics şirketlerinde en az 230 donmuş insan, eksi -196 derecede içi sıvı nitrojen dolu metal silindirler içerisinde yeniden çözüleceği günü bekliyor. Bununla beraber, öldüğünde dondurulmak üzere anlaşma imzalamış insan sayısı ise 1000’i geçmiş durumda. Ayrıca insanların yanı sıra; beyinleri oksijensizlikten hasar almaya başlamadığı için dirilme konusunda şansı oldukça yüksek olan 33 evcil hayvan da dondurulmuş durumda.
Bilinen en büyük Cryonics şirketi olan Alcor Life Extension Foundation American Cryonic Society, Cryonics Institute ve Trabs Time Cryonics takip ediyor.
1967 yılında dondurulan ilk kişi, 73 yaşında akciğer kanserinden ölen Amerikalı psikolog James Bedford’du. Günün koşulları ile dondurulan Bedford, 1979 yılında Cryonics Instutue ’nün dondurduğu bedenlerin çürüdüğünü anladığında diğer dokuz bedenin aksine kurtarılabilen tek müşteriydi. Gerçekleşen bu olay sonrası Cryonics tekniğinin çok ciddi bir yatırım ve modernizasyonu beraberinde gerektiği anlaşılarak teknik üzerinde ar-ge süreçleri hızlandırıldı.
1992 yılında American Cryonics Society’nin sponsorluğunda Dr. Paul Segall’in gerçekleştirdiği deney, Cryonics projesi için umut verici şekilde sonuçlandı.
Dr. Segall’ın beagle cinsi köpeği Miles, kanı çekildikten sonra donduruldu ve 70 dakikalık klinik ölümün ardından kanı tekrar damarlarına enjekte edilerek oda sıcaklığında hayata geri getirildi. Üç buçuk yaşındaki köpek, yeniden canlandığında hiçbir karakteristik özelliği değişmemişti. Deneye göre, dondurulan insanlar da yeniden canlandırıldığında hafızaları ile ilgili hiçbir problem yaşamayacak.
Günümüzde dondurulma süreci şu şekilde gerçekleşiyor;
Ölü beden önce buz kalıplarıyla soğutuluyor ve göğüs kafesi açılarak vücuttaki kan damarlardan çekiliyor. Damarlara -40 derecede gliserol enjekte edilerek vücut ısısının eksi 40 dereceye düşmesini sağlıyor. Hücre yapısının deforme olmaması için de hastalar içi sıvı nitrojen dolu büyük metal silindirler içerisinde, -196 derecede korunuyor. Tanktaki sıvı nitrojen düzeyi her gün ölçülerek gerekli düzeyi tamamlanıyor.
Bu işlemin maliyeti tüm vücudunuzu dondurmak isterseniz; 150 ila 200 bin dolardan başlamakta. Sadece kafanızı dondurmak istemeniz halindeyse 80 bin doları gözden çıkarmanız gerekiyor.
Ölümünüzden sonra, ödediğiniz paranın bir miktarı ile dondurulma masrafları karşılanıyor ve geriye kalanı miktar, faizi ile birlikte yeniden hayata döneceğiniz güne kadar adınıza biriktiriliyor. Anlaşma imzaladığınız firma size bir bilezik ya da kolye veriyor, içinde beklenmedik bir şekilde veya bir yerde ölürseniz, sizi bulanların nereye başvuracağı yazıyor. Türkiye’den 16 kişi bu şirketlerle anlaşma yapmış durumda. Bunlar arasında Çerkez Ethem’in yeğeni olan, Güner Kuban’da bulunuyor.
Alcor, dondurulan kişilerin 150 ila 200 yıl içinde uyandırılacağını belirtmekte. Teknolojinin daha hızlı gelişmesi halinde bu sürenin 70 ila 80 yıla düşürebilileceği; yine teknolojinin ilerlemesiyle istenilen yaşa kadar gençleşmiş olarak uyanmanın da mümkün olduğu düşünülüyor.