Geçen günlerde bende instagramda bir emlakçının gururla anlattığı bir satışı duydum, kendisine 200 bin dolarlık ev bakmaya gelen zengin bir müşterideki potansiyeli görüp 2-3 milyon dolara ev sattığından bahsediyordu ve koltukları kabarıyordu, tabi kazandığı komisyon çok fazla oluyor doğal olarak buna seviniyor olabilir ama bu satışlar ülkeyi darmadağın bir yere çevirdi, üstüne deprem ile artan fahiş konut fiyatları olunca, Allah muhafaza büyük Marmara depremi olduktan sonra herhalde ev fiyatları 20 milyona, kiralar 30k seviyelerine çıkar,
Dünya genelinde de konut fiyatları enflasyondan kaynaklı arttığını düşünüyorum ama bizdeki artışlar kadar artmadığı da bir gerçek.
Olası bir Marmara depreminde, ne yazık ki ülkemiz için ortaya çıkacak maddi manevi yıkım telafi edilemez düzeyde olur. Şubat depreminde etkilenen 10 ilin maddi manevi kayıplarını en az 100 ile carpmamiz lazım. Peki 99 daki depremden 3 yıl sonra iktidara gelen ve o dönemden beri ülkenin tamamını, şehir bazında da son 4 yıla kadar İstanbul'u yöneten güç bu senaryo için ne gibi adımlar attı, toplanma alanları ne durumda, yapılaşma için radikal tedbirler alındı mı, oluşacak maddi hasari telafi etmek için hazinede her daim hazır bir para var mı? Sorular böyle akıp gider, yanıtlar için umarım geç kalmayız.
Olası Marmara depremi sebebiyle İstanbul'dan taşınma kararı alan Celal Şengör, 2 gün önce Olası Marmara depremi ile ilgili "Ben Boğaz’da oturuyorum, kaçamam. Yağmalara, ırza geçilmelere başlanacak. Korkunç bir şey olacak. İstanbul’da kaç tane Afgan var? Düşünebiliyor musun? Benim derdim evim yıkılacak değil. İstanbul yıkılacak, sonra çok ciddi sıkıntılar başlayacak. Depremden sonra yangınlar çıkacak. Nereye kaçacaksın?"
Hem ekonomik alnlamda hem de kültürel anlamda çok büyük etkileri olur.
Olaya korku pompalamak olarak bakanlar da var ama maalesef bu deprem er yada geç gelecek, sonrasında mevcut İstanbul nüfusunun en az 15 te birinin mültecilere oluştuğunu varsayarsak, bunların yüzde 10 u bile sıkıntılı tipler olsa mevzunun ne kadar kaotik olabileceği ortaya çıkıyor. Bence İstanbul ölçeğindeki bir şehir için birçok faktörün çoktan değerlendirilip acil eylem planlarının hem fiziksel hem de psikolojik olarak tamamlanmış olması lazımdı ama ne kadar hazırız tartışılır.
Olayı korku pompalamak olarak yorumlayanları anlamıyorum. Bilim insanları veriler üzerinden varsayımlar yaparlar, eğer bu varsayımlar ürpertici veya korkutucu ise bu korku pompalamak değil korkutucu bir gerçekliğin var olabileceği ve bunun olmaması için önlem alınması gerekliliğidir. Önlem almak yerine bilim insanlarını suçlamak maalesef bizim coğrafyamızda daha yaygın bir şey.