bir insanın sadece düşünceleri ve hissettikleri yüzünden bedenen ölebileceğini hayal etmek zor gibi görünebilir ama gerçek. yoğun stres ve kronik kaygı, vücutta ölümcül olabilecek bir zincirleme reaksiyona yol açabilir. bu, tamamen fiziksel bir süreçtir ve zihinsel yüklerin bedende nasıl karşılık bulduğunu kanıtlar. örneğin,
kalp krizi gibi olayların birçoğu aşırı stres veya ani bir duygu patlamasıyla tetiklenir. kalp, zihnin taşıyamadığı yükü fiziksel olarak üstlenir ve sonunda pes eder.
travma sonrası stres bozukluğu yaşayan insanlar, sürekli "savaş ya da kaç" modunda kalır. bu, kortizol ve adrenalin gibi stres hormonlarının vücutta uzun süre kalmasına neden olur. bağışıklık sistemi çöker, kan basıncı yükselir, organlar yavaş yavaş zarar görür. zihinsel olarak işlenemeyen olaylar, vücutta iltihaplanma ve hatta kansere kadar gidebilecek ciddi fiziksel sorunlara neden olabilir. beden, zihnin yaralarını taşımaya başladığında, bu bazen ölümle sonuçlanabilir.
"
broken heart syndrome" diye adlandırılan bir durum da bunun çarpıcı bir örneği. sevilen birinin kaybı, aşırı bir duygusal şok yaratır ve kalbin çalışma şekli bozulur. bu durumun fiziksel bir kalp krizinden farkı yoktur ve ölümle sonuçlanabilir. kimse kalbe bıçak saplamamıştır ama hissettiğiniz şey kalbinizi durdurmaya yeter. bilim bu gibi durumları açıklayabiliyor ama hissedilen o yoğun acıyı yaşayan biri için bu, soyut bir kavramdan çok daha fazlasıdır.
belki de en tehlikeli olan, uzun süreli bir duygusal yükün sinsice etkisini göstermesidir. günler, aylar, hatta yıllar boyunca taşınan suçluluk, utanç veya derin bir üzüntü, fiziksel olarak bir noktada patlak verir. felçler veya ani ölümler... hepsi zihnin beden üzerindeki gücünün birer kanıtı. düşünceler sadece soyut şeyler değildir; doğru koşullarda, silah kadar ölümcül olabilirler.
sonuç olarak, kafanızı karıştıran veya sizi zorlayan, gün içinde rahatsız eden bazı düşüncelerinizden uzaklaşmayı kendi güvenliğiniz açısından da olsa öğrenmelisiniz. malesef çok yoğun tempolu bir dünyada yaşıyoruz. bu konuyu okuyan kimse öyle ya da böyle "benim hiç bir derdim yok!" diyemeyecektir. küçük ya da büyük etkide hepimizin sorunları var. kısa vadede bunlardan kurtulmanın bazı yolları var ama asıl çözümün zihinde olduğunu düşünüyorum.
evrim ağacının "broken heart syndrome"dan bahsettiği kısa videosu;