Benim modelim de ki ilk K : Kalbin K'sini temsil ediyor. Hangi öğrenci olursa olsun önce onun kalbine girmek lazım. Eğer çocuk ya da liseli farketmez seni severse ve senin ona ilgi gösterdiğini görürse o da hem seni hemde senin dersini sever. Ne yapıp edip öğrencin kalbine girmek lazım .
Bu kısıma oldukça hak veriyorum. Bundan 2 ay önce bulunduğum şehirin halk eğitim merkezi diyeyim orada bir kursa kayıt olmuştum. Maksat o aralar yaşadığım can sıkıntısı olsun bir uğraş olsun demiş açmış bakmıştım en az olan saatlerden kurslara. Etkili ve hızlı okuma kursu vardı 32 saat dedim kaydolayım. İnternet üzerinden kayıdı yaptım birde gidip şahsen onaylamam gerekiyormuş. Saman alevi gibi gelip kayıt olmuştum ama gidip kaydı onaylatmamış sonra amaaan hızlı okucanda nolacak deyip unutmuştum. Kursun başlamasına birkaç gün kala kurs öğretmenimiz kaydını onaylatmadığımı hatırlatan bir mesaj atınca dedim gidip onaylatayım dedim gittim onaylattım. O kurs bitti şimdi aynı hocanın verdiği diksiyon kursundayım ve sırf o var diye giden birisiyim. Aynı şekilde önceki kurstan 9-10 kişide benim gibi geliyor. Fırsat bulabilirsem verdiği drama kursuna da kayıt olacağım. Haftada iki gün üni iki gün kurs var ama kursa gitmekten aşırı zevk alıyorum. Bir tarafta üniversite doçentleri bir tarafta ataması olmamış bir kurs hocası bazen diyorum ki. Sadece okuyup adam olacak cevherleri kaybetmiyoruz okuyup bir cevherleri de kaybediyoruz!
Sevgi önemli bir faktör, bir öğrenci dersi ve öğretmeni sevince nedense içinden gelerek keyifle çalışıyor. Çocuk olsak da o günlere dönsek 
