Valla hocam ilk bakışta basit bir konu gibi görünse de, biraz etraflıca düşününce 3 milyon rakamını baz aldığımızda aslında büyük bir toplumsal sorun bu mesele. Bu insanların bilemiyoruz ne kadarı kendi evinde oturuyor, yarı yarıya desek kiradaki yarısı için hayat çok çok daha zor olsa gerek. Kendi evinde oturanlar için ise akşam yat sabah kalk olabildiğine basit ve masrafsız yasa felsefesi devreye giriyor olmalı yoksa onların bile herhangi bir konforunun olduğunu düşünmüyorum. Aslında detayları çok olan konu ama neresini cevirsek daha büyük karamsarlik karşımıza çıktığından elim gitmiyor.
Hocam akademik uzmanlığı yaşlılık ve yaşlanma olan biri olarak söylüyorum, emekli kişinin evi bile olsa bu kişinin çeşitli hastalıkları ve bu hastalıklara bağlı ilaç dışında kullanması gereken yardımcı araç ve gereçler olabilir. Devlet bunların genel olarak yüzde yirmisini karşılar. Yaşlıların vücut dirençleri daha düşük olabilir yeterli ve dengeli beslenmeli. Bu maaş skalasında dengeli ve yeterli beslenemez. Rol değişimleri, vücudundaki değişiklikler, hareket kısıtlılıkları ve akran ölümleri düşünüldüğünde yaşlılıkta depresyon ihtimali yaygındır. Emekli maaş skalasını düşündüğümüzde depresyona girmemesi imkansız. Sağlıklı ve yeterli beslenememe, depresyon ihtimalinin artması ve yaşaması için gerekli araç ve gereçleri alamama gibi faktörleri düşündüğümüzde devlet açıkça emeklilere zaten yaşamayın diyor.
Hocam işte asıl mesele bu. Çalışırken büyük çoğunluğu sadece mevcut hayat gereksinimlerini temin edebilmek için yaşayan toplumlarda, emeklilikteki olası gereksinimler için çok da imkan kaldığı söylenemez. sonrasındaki yetememe duygusu, beraberinde psikolojik bir sürü arızayı getirir. Mutsuz çalışanlarin çoğunlukta olduğu bir toplumun ayrıca mutsuz yaslananlari da çok olmakta, yorumunuz için de ayrıca teşekkür de etmek istiyorum çünkü her yönüyle konuyu aydınlatan noktalara deginmissiniz.
Teşekkür ederim @totti67 hocam, elimden geldiğince en basit şekliyle bu karmaşık alanı açmak istedim. Maalesef haklısınız hocam mutsuz yaşayıp, mutsuz yaşlanıp mutsuz bir şekilde ölmemiz isteniyor.
Valla hocam ilk bakışta basit bir konu gibi görünse de, biraz etraflıca düşününce 3 milyon rakamını baz aldığımızda aslında büyük bir toplumsal sorun bu mesele. Bu insanların bilemiyoruz ne kadarı kendi evinde oturuyor, yarı yarıya desek kiradaki yarısı için hayat çok çok daha zor olsa gerek. Kendi evinde oturanlar için ise akşam yat sabah kalk olabildiğine basit ve masrafsız yasa felsefesi devreye giriyor olmalı yoksa onların bile herhangi bir konforunun olduğunu düşünmüyorum. Aslında detayları çok olan konu ama neresini cevirsek daha büyük karamsarlik karşımıza çıktığından elim gitmiyor.
Hocam akademik uzmanlığı yaşlılık ve yaşlanma olan biri olarak söylüyorum, emekli kişinin evi bile olsa bu kişinin çeşitli hastalıkları ve bu hastalıklara bağlı ilaç dışında kullanması gereken yardımcı araç ve gereçler olabilir. Devlet bunların genel olarak yüzde yirmisini karşılar. Yaşlıların vücut dirençleri daha düşük olabilir yeterli ve dengeli beslenmeli. Bu maaş skalasında dengeli ve yeterli beslenemez. Rol değişimleri, vücudundaki değişiklikler, hareket kısıtlılıkları ve akran ölümleri düşünüldüğünde yaşlılıkta depresyon ihtimali yaygındır. Emekli maaş skalasını düşündüğümüzde depresyona girmemesi imkansız. Sağlıklı ve yeterli beslenememe, depresyon ihtimalinin artması ve yaşaması için gerekli araç ve gereçleri alamama gibi faktörleri düşündüğümüzde devlet açıkça emeklilere zaten yaşamayın diyor.
Maalesef hocam bahsettiğiniz işitme cihazı, tekerlekli sandalye, baston, yürüteç, sonda, hasta bezi gibi yaşlı ve engelliler için hayati önem taşıyan malzemeler ülkeye dolar yada euro üstünden geliyor. Kur 3 yılda 5 katına fırladı ama devlet ödediği parayı artırmadığı için yaşlı ve engelliler hayatları için çok önemli olan bu malzemelere erişim zorluğu yaşıyor.
Lisans zamanında derste işlediğimiz bir vakadan örnek vereyim. Bir amca var emekli, bilinç olarak sağlam. Ciddi herhangi bir hastalığı yok. Sadece incontinence (idrar kaçırma) olayı var. Bizim hocalar kaymakamlık ile görüşüyor hasta bezi ayarlanıyor, adam hayatına sağlıklı ve sosyal bir şekilde devam ediyor. Güçlü devletimiz bir gün hasta bezini karşılamayacağını bütçe kısıtlamasına gidildiği söylenerek kesiliyor. Tabi amca hasta bezi olmadığı için dışarı çıkmamaya başlıyor, dışarıda sorun yaşamamak için. Sosyalizasyon, depresyonu depresyon diğer hastalıkları tetikliyor. Amca bir iki ay içinde hastanelik oluyor bir kaç ay hastanede yatıyor ve vefat ediyor. Bu arada hastaneye yatış ve hastanedeki süreçte harcanan ilaç gideri, sağlık harcamaları, oda işgali, sağlık personelinin meşguliyeti, düşünüldüğünde devlet kasasından çok çok daha fazla harcama çıkıyor.
Aslında bakıldığında o ilçedeki kaymakamın yada belediye başkanın makam aracının günlük benzinin 10'da biri bile olmayan para yüzünden çalışıp onlarca yıl ülkeye hizmet etmiş emekli bir insan ölüyor.