Author

Topic: Finansal piyasalara farklı bir açıdan bakış (Read 136 times)

legendary
Activity: 2128
Merit: 1148
geleceğe dair projeksiyon tutarken önüne türlü filtreler yerleştirebilirsiniz:
-umut
-karamsarlık
-histerik-paranoya
-maddi ve manevi standartlar...

burada bahsedilen "kazancı belirli alanlarda harcayabilme" kısıtlılığı zaten hali hazırda var, "bir asgari ücretlinin" demeyeceğim çünkü asgari ücretlinin bile asgari standartları var, her ne kadar birileri çok bulsa da Wink Cheesy asgari ücretlinin yarı rakamına hatta daha da azına çalışan-kazanan çok insan var. ee bu adam nasıl gidip de gıda dışında alışveriş yapsın birikim yapsın?

https://eksisozluk.com/yunan-kralini-isiran-maymun--3681246

Quote
yunan kralını ısıran maymun
şükela:  tümü | bugün
kurtuluş savaşını kazanmamızda önemli payı olan maymundur.

ingilizlerin yunanistan'a turk-yunan savaslari sirasindaki destegi ancak kraliyet ailesinin ulke disinda gonderilip yunanistan'in basinda kukla kral olarak genc alekasandros'un kalmasina bagliydi.

ancak 2 ekim 1920'e sarayinin bahcesinde yuruyus yaparken, sarayin sarap baglarinin bakicisina ait olan evcil makak maymunu kralin alman kurduna saldirmis, genc kral iki hayvanin kavgasini ayirmaya calisirken maymun tarafindan bacagindan ve karnindan isirilmisti. yaralarina hemen mudahale yapilmasina ragmen yarasinin enfeksiyon kapmasi sonucu ayni aksam agir atese yakalanmis ve bir sure sonra kan zehirlenmesine bagli olarak hezeyan gecirerek olmustu.
kraliyet ailesinin, ingilizler tarafindan ulkeye girisinin yasaklanmasinin sonucu olarak taht bos kalmisti. o gune kadar anadoluda istedigi topraklarin bir kismini elde etmis ve ankaraya kadar ilerlemeyi dusunen basbakan venizelos bir secim yapip iktidari ele gecirmeyi ve ulkeye cumhuriyeti getirmeyi planlamisti.
ancak yapilan secimlerde halkin kraliyet ailesinin basa gecmesini istedigi ortaya cikmasi uzerine venizeloscularla kralcilar arasinda catismalar baslamis bu durum turk ordularina toparlanmak icin zaman vermisti.
14 kasim 1920'de monarsi yanlilari verdikleri mucadeleyi kazanarak kral 1.constantin'i tahta gecirdiler. bu durumdan hayli hosnutsuz olan ingiltere, yunanistana olan destegini geri cekti. ilerleyen gunlerde turk ordularinin bati anadoludaki ilerleyisi basladi ve yunanlilarin megalo idea'sini suya dusurerek anadoludan cikartti.

tarihin yaklasik 1.5 aylik kesiminde meydana gelen olaylar ve bundan once mustafa kemal'in bir sekilde samsuna gidisi, buraya ayak bastiktan sonra yaptiklari, bu surecte ona destek verenler, kostek olanlar butun bunlari bir araya topladiginizda inanilmaz bir denklem cikiyor ortaya. denklemin icinde bir de makak maymunu var. hani biraz zorlasak bahcede kapisan kurt, maymun ve onlari ayirmaya calisan kral'a sembolik anlamlar dahi verebiliriz.

benim naciz yorumum, yaratan kendine has bir sekilde bize bu topraklarda var olma hakkini bagisladi ama biz bu bagisa ne kadar layik olabilecek isler yaptik orasi mechul.

ekşi'den bir alıntı da ben yapayım madem Smiley bir maymun bile tarihin akışını, milyonlarca insanın kaderini belirlemede rol oynayabiliyor. birilerinin planları olabilir, piramidin içindeki tek gözlü varlıklar bişiler planlıyor olabilir ama meşazımın altına bahın "IN GOD WE TRUST" uleyynn

ps: iyi başladık sonu şeker komasında bitti Cheesy gene fazla kaçırdık yimaaaağı
legendary
Activity: 2408
Merit: 1478
alex
yazıya bakıp tablo biraz kötü görülüyor diye bilirsiniz ki bence sonuna kadar haklısınız. bir de entry sahip tip sürekli olarak sikko yazar robert kiyosaki'ye atıfta bulunuyor, bu da benim için ayrı bir sikkoluk. Grin

bence yazının en vurucu tarafı burası:

Quote
hatta dolari da bugunku dolar gibi dusunmemek lazim. o muhtemelen dijital bir para olacak, yine dolar olabilir adi onemli degil, fakat nerelere harcanabilecegi belli olan bir currency olacagini soyleyebilirim. yani o 2000 dolarin, belli bir kismi yiyecek alisverisi icin harcanabilecek, belli bir kismi yine onceden belirlenmis, `predefined`, olarak harcanabilecek. yani oyle bir aylaklar ailesi bir araya gelip devletten toplam 8 bin dolar alip da para biriktirip, onunla da hisse senedi alip, 10 sene sonra zengin olamayacak. cunku artik bu tur firsatlar belli kisilere verilmeyecek. bu belli kisiler de zaten bu temel gelir yardimi alan insanlar olacak. benzeri maasli kesim icin de gecerli. yani beyaz yakanin da maaslarinin bir kismi paket halinde verilecek. bu maasin sadece belli bir kismi tamamen serbest bir harcamaya mukabil kullanilabilir olacak.kulaga cilginca geliyor olabilir, zaten eger olan biten hakkinda bilgi sahibi olmayan insana tabii ki cilginca gelecektir.

bu forumda kripto paralarla ufak tefek ilgilene bir kişi bunun ne demek olduğu 1 saniyede anlayacaktır. merkez bankalarının stabil coinler üzerinde uğraşılarını da hatırlayınca vay amk sıçmaya yakınız demek için fazla düşünmeye gerek yok. ha, ülkemiz bu olayları ne kadar yakından takip eder? ben burada yazara katılmıyorum. her ne kadar artık bütün sınırlar kalkmış olsa da bizim gibi ülkelerin bayağı bir geriden geleceğini ve yıkımın da sert olacağını düşünüyorum.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
Ben bu güne kadar çalışma hayatında hak ettiği yeri alamayan biriyim. Hiç bir zaman eğilmedim. ufak çıkarlar peşinde de koşmadım. Hep kendim oldum. Ben den esirgedikleri ne var ise onu yine de elde ettim. Başıma gelenlerden dolayı çocuklarımı yetiştirirken ve eğitim hayatlarında buralarda beyaz yada mavi yaka olmadan dünya insanı olma yönünde çabaladım ve bunu başardığıma da inanıyorum.
Okulunu bitiren oğlumun biri şimdi yurt dışı için turlara başladı. Eğer yurt dışına gitmez ise burada kendi şirketini kurmasını istiyorum. Gelecekte yapacağı işler için başında onu engelleyecek birilerinin olmasını istemiyorum. Diğer oğlum için de aynı şeyler için uğraşıyorum. Yakın gelecek te yurdumuz içinde ciddi değişikliklerin olmasını umuyor ve gözlüyorum. Gerçekten hazırlıksız yakalananlar ezilecek. Şimdi adam kayırmadan dolayı ezildikleri gibi değil daha çok ezilecekler. Zamanlarını boşa harcadıkları için ezilecekler. Ben elimdeki imkanlar ile eve arsaya para yatırmadım. Ben elimdeki imkanlar ile insana yatırım yaptım. Tek amacım beni yıllardan beri engelleyen bir yönetimin boyunduruğuna onlar da kapılmasın diye.
legendary
Activity: 1316
Merit: 966
Bu deniz artık herkesin kendi teknesine atlayıp gideceği bir deniz haline geldi. Evet arkadaşın değindiği noktaların çoğuna katılıyorum. Fırsatları değerlendirmesini bilen bu devirde kendini ailesini rahatlıkla kurtarabilir. Ancak bunun içinde çok çaba vermesi gerekiyor. 3.43 ortalamayla son dönemime girmiş biraz daha zorlayıp 3.50 ortalama ile yüksek onur belgesiyle mezun olabilecek, gayet güzel bir kurumda stajını yapmış birisiyim ki; staj yaptığım kurumdan mezuniyet sonrası için iş teklifi almış birisiyimde. Sadece teorik anlamda kendimi geliştirmediğim işin pratik anlamında ameleliğini de yaptığım için aldığım bu teklif birçok sıra arkadaşımın ağzının suyunu akıtan bir ölçüde.

Burada düzenimi kurup mantıklı kararlar ve side hustle job'larla güzel yatırım imkanlarını değerlendirip 5-10 sene içerisinde refaha erebilecek birisiyim. Ancak entrynin son cümlesinde ben gerçekten neyi hakediyorum sorusu cidden uzun zamandır düşündüğüm bir hususu destekler nitelikte. Evet 5-10 sene içerisinde erişeceğim refahı verdiğim emekle hakettiğimi sonuna kadar düşünüyorum. Ancak bu ülkede bu çabayı verirsem şu sahneyi yaşamış olacağım: https://www.youtube.com/watch?v=mDnUPdob-bk . O yüzden seneye bu vakitler bu çabayı elin memleketinde vermek daha mantıklı geliyor tabi herşey kolay olmayacak. Benim bu noktada artık orada hali hazırda yaşayan akrabam olması ve onun temelini attığı ve hali hazırda belirli kitleye ulaşmış olan iş imkanlarında bilgimi, tecrübemi ve yeteneğimi kullanarak üst boyutlara taşımak olacak. Bu artılarım olmasaydı tamamen başka bir hikaye olacaktı ancak Türkiye'de yaşayıp başımı kaldıramamaktansa 3-5 sene; Amerika'da 1-2 sene hiç başımı kaldırmam ama bu senelerin sonunda daha güçlü bir ele sahip olarak daha rahat bir şekilde bir noktalara gelebilirim....

O ortalama her türlü yurt dışı staj, iş imkanı verir. Biraz birikim yaptıysan çok rahat gidebilirsin diye düşünüyorum. Umarım her şey dilediğin gibi olur Smiley.

Konuttan girmiş distopik endişelerden çıkmış, arkadaşın kafası karışık gibi Smiley
Yau endişe etmeyin hepimiz dopraan altına girecez, ben de endişe etmeseydim şimdiye 100 kere zengin olurdum, "aman düştü aman nolacak" diye diye bir sürü fırsat kaçtı.
Ayrıca ilerde memleketi kriz beklediğini düşünüyorum, dolayısıyla elinde doları olan bugün 1 ev alıyorsa yarın 2-3 ev alır. bknz Venezuela

Bu entry reel asset ile nominal asset arasındaki farkı çok güzel bir şekilde açıklamış ve aradaki farka dayanarak neden çok yakın bir gelecekte ekonomik seviye atlanamayacağına dair bir projeksiyon tutmuş. Dolar kısa vadede krizleri fırsata çevirebileceğimiz bir nominal varlık olsa da uzun vadede reel varlıklara yenik düşen bir halisünasyon. Dolar tam olarak P2E oyunlardaki sürekli değer kaybeden yüksek emisyonlu oyun içi token, gerçek yönetişim tokeni ise reel varlıklar yani; ev, arsa, hisse senetleri, altın ve bitcoin. Bitcoin 21 milyona yakınsadığında dünyada 7,753b nüfusa kişi başı sadece 0.00270862 bitcoin düşüyor. Bu ev, arsa, altın ve hisse senetleri için de geçerli. Burada önemli olan, biz sınırlı varlıklardan kendi payımıza düşenin ne kadarına sahibiz.

0.00270862 bitcoin aldık mı?
15.5 milyon konuttan birine sahip miyiz?
148.647.000km2 dünyada 19,1728m2 arsanın sahibi miyiz?
201 bin 296 ton altından 25,97gr altınımız var mı?
2 trilyon 340 milyar lira olan borsa istanbul'da 26000 lira hissemiz var mı?
23 trilyon dolarlık s&p500 endeksinde 2966 dolarlık payımız var mı?
gibi gibi..

Burada önemli olan zengin olmak değil, hakkımız olana sahip çıkmak çünkü bu dünya kimsenin babasının malı değil.
7.753b nüfus, birileri kazandığı her parayla reel assetleri satın alırken, ötekileri nominal assetlerle kendi payına düşen sınırlı varlıkları bile almamışken keyfi harcamalar yapıyor.
Robotlar insanların işini devralıyor, insanlar bunu fark ettiğinde küresel şirketlerin hisse senedini satın almak için ellerindeki bütün nominal varlıkları borsalara yığacaklar, toprağın değerini anlayacaklar.
Entry distopya gibi gözükse de, her geçen gün olmakta olan yakın-orta gelecek tam olarak budur.
legendary
Activity: 2128
Merit: 1148
Konuttan girmiş distopik endişelerden çıkmış, arkadaşın kafası karışık gibi Smiley
Yau endişe etmeyin hepimiz dopraan altına girecez, ben de endişe etmeseydim şimdiye 100 kere zengin olurdum, "aman düştü aman nolacak" diye diye bir sürü fırsat kaçtı.
Ayrıca ilerde memleketi kriz beklediğini düşünüyorum, dolayısıyla elinde doları olan bugün 1 ev alıyorsa yarın 2-3 ev alır. bknz Venezuela
legendary
Activity: 1358
Merit: 1000
Bu deniz artık herkesin kendi teknesine atlayıp gideceği bir deniz haline geldi. Evet arkadaşın değindiği noktaların çoğuna katılıyorum. Fırsatları değerlendirmesini bilen bu devirde kendini ailesini rahatlıkla kurtarabilir. Ancak bunun içinde çok çaba vermesi gerekiyor. 3.43 ortalamayla son dönemime girmiş biraz daha zorlayıp 3.50 ortalama ile yüksek onur belgesiyle mezun olabilecek, gayet güzel bir kurumda stajını yapmış birisiyim ki; staj yaptığım kurumdan mezuniyet sonrası için iş teklifi almış birisiyimde. Sadece teorik anlamda kendimi geliştirmediğim işin pratik anlamında ameleliğini de yaptığım için aldığım bu teklif birçok sıra arkadaşımın ağzının suyunu akıtan bir ölçüde.

Burada düzenimi kurup mantıklı kararlar ve side hustle job'larla güzel yatırım imkanlarını değerlendirip 5-10 sene içerisinde refaha erebilecek birisiyim. Ancak entrynin son cümlesinde ben gerçekten neyi hakediyorum sorusu cidden uzun zamandır düşündüğüm bir hususu destekler nitelikte. Evet 5-10 sene içerisinde erişeceğim refahı verdiğim emekle hakettiğimi sonuna kadar düşünüyorum. Ancak bu ülkede bu çabayı verirsem şu sahneyi yaşamış olacağım: https://www.youtube.com/watch?v=mDnUPdob-bk . O yüzden seneye bu vakitler bu çabayı elin memleketinde vermek daha mantıklı geliyor tabi herşey kolay olmayacak. Benim bu noktada artık orada hali hazırda yaşayan akrabam olması ve onun temelini attığı ve hali hazırda belirli kitleye ulaşmış olan iş imkanlarında bilgimi, tecrübemi ve yeteneğimi kullanarak üst boyutlara taşımak olacak. Bu artılarım olmasaydı tamamen başka bir hikaye olacaktı ancak Türkiye'de yaşayıp başımı kaldıramamaktansa 3-5 sene; Amerika'da 1-2 sene hiç başımı kaldırmam ama bu senelerin sonunda daha güçlü bir ele sahip olarak daha rahat bir şekilde bir noktalara gelebilirim....
legendary
Activity: 1316
Merit: 966
Bana bu entryi @gospodin attı, ben de benim de halihazirda benimsedigim ilgi cekici bir yazi oldugundan sizinle paylasiyorum. Okuyan cok sey kazanir, okumayan zaten hicbir sey kazanamaz. O donemece cok az kaldi.

https://eksisozluk.com/entry/136441374

Quote
oncelikle,

(bkz: covid-19 sonrası dönem konut fiyatları/@vitruvius kadini)
(bkz: uzaktan çalışmanın kalıcı olması/@vitruvius kadini)

2020 pandemi surecinin basinda, nisan ayindan beri ozellikle dile getirdigim bir konu konut fiyatlariydi. o zamanlarda 0.64 aylik faiz ile dagtilan konut kredileri, %19'luk enflasyon ortaminda oldukca ucuz bir kredi idi. bugun de ayni durum soz konusu %18 yillik faiz ile %61 tuketici enflasyonu, %111 uretici enflasyonu olan yerde yine benzer bir firsat soz konusu. bunu gorenler tabii ki konut almak icin bankalarda kredi alabilmek icin siraya girerken, hala eksisozlukte emlak balonunun patlayacagina inanlar var. bunun tek bir aciklamasi var, cok kisaca, `rich dad poor dad` kitabinda da anlatildigi uzere `poor mind set`. `poor` `mind` `set` ne demek? yine eksisozlukte anlasildigi gibi `breville` kettle alamayan, `smeg` hamur mikseri olmayan, `bmw` marka otomobil alamayan insan demek degil, aksine bunu yapanlar da `poor mind set` sahibi insanlarin yapacagi seylerdir. cunku oyle bir eksiklik hissederler ki bunu bu tur finansal durumu bozan harcamalar yaparlar. cok basit bir sekilde zengin demek, yani en azindan gunumuz finansal sisteminin finansal olarak iyi kabul edilen bir olcut var, bu olcutun turkiye'deki karsiligi da `findeks`. merak eden varsa baksin, eger skoru 1650 altindaysa, sistem sizi fakir olarak kabul eder. bunlara inanip inanmamak size kalmis. ben uyariyorum. bugunku konut fiyatlarinin artisi, aslinda gecen sene yasanan kur ataginin dalgasi. bu daha da devam edecek. tam duruldugu anda yeni bir kur atagi gelecek ve yine bir tur daha konut fiyatlarinda artis olacak. peki nedir konutu bu kadar degerli yapan?

finansal sistemde varliklar, `asset`, iki cesittir, bunlari daha once de anlattik fakat tekrar etmek gerekiyor demek ki. bir de not olarak dusmek gerekiyor, bunlari anlamayan gercekten anlamiyor ve anlamayacak da. kabul etmeyecek. o yuzden, gelen reddiyeleri, ya da "bu ekonomiden mi anliyor", "sacmaliyor", "vasat, bos bos konusuyor" filan diyenlere zaten ulasmaya calismiyorum. onlari kapkaranlik bir gelecek bekliyor, zaten yazinin sonunda bundan da bahsedecegiz. biz devam edelim. bu iki varlik cesidi de biri `nominal asset` digeri de `real asset` yani nominal varlik ve reel varlik. nominal varliklara ornek, her turlu para birimi, paraya bagli kagitlar, yani borc senetleri, devlet tahvilleri vs. reel varliklar ise, domates, bugday, cep telefonu, otomibil, tarla tapan, konut vs. bu reel varliklar arasinda konut ve arsanin ayri bir degeri var. zaten bunu anlatmaya calisiyoruz. konut, bu varliklar arasinda, mallar arasinda yani, en uzun sureli ayakta duran ve en pahali olani. dolayisiyla, eskimiyor, icine girip yasayabiliyorsunuz. bugun 100 metre kare evin arsa haric insa maliyeti 600 bin lira. buna ragmen hala daha emlak balonu patlayacak deniyor. bu tip konunun cahillerinin dediklerine kapilabilecek olan masum insanlara yaziliyor bu yazi. ev fiyatlari dusmeyecek. enflasyon durana kadar ev fiyatlari dusmez! bugun zaten cok cazip krediler var. fakat bu krediler onceki firsata gore biraz daha finansal olarak rahat insan grubuna hizmet ediyor. bugun istanbul'da ismini zikretmeyecegim, 3 milyon dolara en ucuzunun satildigi bir projede 50 bin kisi siraya girmis vaziyette. bu insanlar da sanildigi gibi yabancilar degil, %80'i turk.

bugun ust ceyrek beyaz yaka maas ortalamasi 50 bin lira civarinda. yani aylik maasi 50 bin lira olan bu beyaz yakalilar, kisacasi 35+ olup, bir kurumsalda direktor duzeyinde gorevlerde olanlardan baslayan bir grup. bu insanlar, finansal ve egitim olarak kendi denkleriyle bir araya geldiklerinde, aylik 100 bin lira civarinda bir gelir ile cok rahat konut alabiliyorlar. turkiye'de refah bir yasam bugun bu skladan basliyor. ozellikle istanbul icin. cunku bunu da defaatle dile getirdigim gelir esitsizligi konusunun ilgi cekmemesi ile alakali. cunku kendisini zengin hisseden maasli kesim, kredi skoru 1500- olmasina bakmadan, bugun gereksiz harcamalar yapiyor. bu tabii ki son 2-3 senede olan bir sey degildi. 2012'de en son yenen hurmalar, bugun tirmaliyor kisacasi. ote yandan turkiye git gide kuresel dunyaya daha yakin hale geliyor ve bunun da fiyatardaki buyuk etkisi var. bunu soyle dusunmek lazim, turkiye'de kazanip abd'de yasamak gibi bir sey bu. zaten bu fiyatlarin da dengelencegi yer orasi. yani bugun turkiye'de para kazanip sanki berlin'de yasiyormus gibi harcarken eger finansal zorluk cekmiyorsa bir maasli calisan, ancak o zaman iste refah icinde yasabilir. bir sure icerisinde de zaten isler buraya gelecek. bu da enflasyonun tek haneye dustugu yerde gorecegimiz bir sey. tabii ki burada her sey kotu degil, maasli kesim icin de iyi seyler olacak o zamanlar. fakat dirlik en son maasli kesime gelecektir. nasil bugun abd'de saatlik asgari ucret eyaletlere gore degisse de 12-13 dolar civarindaysa, bu turkiye'de de olacak. bir sart var! turkiye'deki buyuk kurumsallarin dunya olceginde rekabet edebilir mal ve hizmet uretmesi sartiyla. baska bir deyisle, kurumsallarda calisan beyaz yaka bundan 10 sene sonra refaha kavusacaktir. o yuzden kesinlikle genlere tavsiyemdir, universite gereksiz gibi tartismalara aldirmadan, kendilerini belli basli konularda gelistirmeleri ve bu tur kurumsallarda calisabilir seviyeye cikarmalaridir. fakat asil refah boyle yine yasanamaz. bunun icin de yine `robert kiyosaki`'nin `qadrant` kavramina geliyor konu. merak eden acar okur.

emlak konusunu artik bir kenara birakiyorum. ekonomik olarak olacaklari yazinin en basindan verdigim iki eski entry ile de anlattigimi dusunuyorum. zaten bunlardan ilkini de `apple`'in subscription based iphone sevisi acmasi, gorenler icin belli basli sinyalleri veriyor. bundan sonra bir asama daha yasanacak ayni bugunlerde olanlar gibi o sefer de `universal basic income` konulari gundeme gelecek. ya da gelir eksikligi yasayanlara `top up` denen tamamlama fonlari olusturulacak. yani bugun dunya'da temel ihtiyaclari karsilamak icin gerekli min gelir diyelim ki atlik 2000 dolar mi? gelismis ulkelerin yonetimleri herkesi minimum 2000 bin dolar gelire kavusturacak. zannediyorum ki turkiye bu ulkeler arasina girecektir. fakat o gunku 2000 dolarin alim gucunu bugunku ile de kiyaslamamk lazim. hatta dolari da bugunku dolar gibi dusunmemek lazim. o muhtemelen dijital bir para olacak, yine dolar olabilir adi onemli degil, fakat nerelere harcanabilecegi belli olan bir currency olacagini soyleyebilirim. yani o 2000 dolarin, belli bir kismi yiyecek alisverisi icin harcanabilecek, belli bir kismi yine onceden belirlenmis, `predefined`, olarak harcanabilecek. yani oyle bir aylaklar ailesi bir araya gelip devletten toplam 8 bin dolar alip da para biriktirip, onunla da hisse senedi alip, 10 sene sonra zengin olamayacak. cunku artik bu tur firsatlar belli kisilere verilmeyecek. bu belli kisiler de zaten bu temel gelir yardimi alan insanlar olacak. benzeri maasli kesim icin de gecerli. yani beyaz yakanin da maaslarinin bir kismi paket halinde verilecek. bu maasin sadece belli bir kismi tamamen serbest bir harcamaya mukabil kullanilabilir olacak.kulaga cilginca geliyor olabilir, zaten eger olan biten hakkinda bilgi sahibi olmayan insana tabii ki cilginca gelecektir.

almanya'da bugun bir kilo antrikot 700 lira civarinda. turkiye'de ise iyisi 300 lira civarinda. cok az bir yol kaldi, bunu cogu malda kuresel fiyatlara yakinlastigini gorecegiz. bu donusumu ulkenin ben kaldirabilecegini dusunuyorum fakat nufusun %90'i bu fiyatlarin altinda ezilecek. peki kimler ezilecek? iste burada emlak balonu var diyenleri ezecek, universite okumanin anlamsizlasmasi diye yaygara yapanlari ezecek. kitap okumanin bir faydasinin olmamasi diyenleri ezecek. vaktinin %50'sini romantik iliskiler pesinde harcayanlari ezecek. tasra universitelerinden kendini mimar, muhendis, avukat sananlari ezecek. doktorlar yine bir sekilde kurtarir. kisacasi, sisteme gercekten herhangi bir katki sunmayan butun insanlari ezecek. yani artik evde bos bos oturup, aksam yatmayi bilmeyen sabah kalkmayi bilmeyen bir duzen ne yazik ki olmayacak. ha parasi olan icin isler iyi daha da iyi olmaya devam eder.

acikcasi bu donusumun bir sekilde turkiye'ye gelmesi gerekiyordu. cunku oturdugu yerden dil bilmeden, herhangi bir yetkinligi olmadan avrupa guzelleyen insanlarin, avrupa'da ya da abd'de herhangi bir ise kabul alamayacak insanlarin turkiye'de hak etmedikleri refahi yasamalarinin bir sonu olmaliydi ve o gun de git gide yaklasiyor. bu durumdan tabii ki isinde gucunde olan gercekten liyakatli insanlara herhangi bir negatif etkisi olmayacak, aksine bu insanlar zaten daha da iyi bir yasam surecekler. fakat maasli calisildigi surece, bazi ozgurluklerin de pragalandigini tabii ki gorecegiz. buna yapacak cok fazla bir sey yok. isin bu kismi biraz da siyasi.

hayatinin en verimli donemini, akp'nin secimi kaybetmesine bahis koyanlarin, "sunlar bir gitsin de isler duzelince ben de bakarim bir seylere" diyenlerin, ne yazik ki bu saatten sonra kendilerini kurtarmalari cok zor. konu cunku akp filan degil. bu olaylar ulus devletler uzerinde bir olay. bu olay sistemin toplam faktor verimliliginin yukseltilmesi operasyonu. bunu da zaten yapacaklar. buna en cok imkan veren gelismelerden biri de genellikle bu bahsettigim karakterdeki insanlarin zenginlik hayali kurmalarina imkan veren kripto teknolojileri. zaten paranin programlanabilir olmasi asil bu turbir degisimin onunu aciyor. bir de genel olarak paranin ne oldugunu anlamis olanlar, daha dogrusu paranin nasil `legitimise` edildigini bilenlerin, daha da dogru sekliyle, paranin bugun kredi oldugunu bilenlerin, onu issue edenlere verilmis bir borc senedi oldugu bilenlerin, (yakin bir arkadasimin guzel bir tabiri var, kuponsuz borc senedi diyor para icin), paranin sirkulasyon ettigi koridorlari bilenlerin bugun oldugu gibi yarin da onleri cok acik. zaten quadrant denen seyi cizmis oluyor bu sekilde de. cunku yukarida maasli calisanlari anlattik, dolayisiyla maasli calisanlari calistiranlari da konusmus oluyoruz. bir de iste meslek sahibi olanlar yani buna marangoz filan da dahil, ve son olarak da bu paranin ne oldugunu bilenler. artik sistem, daha net sekilde calismaya baslayacak kisacasi.

bu sistem, gercekten hicbir degeri olmayan insanlari `wipe out` edecek. hani hickimse hickimseyi begenmiyor ya ak koyunun kara koyunun ortaya ciktigi bir gelecek onumuzde bizi bekliyor. son bir viraj kaldi alinacak, o nasil bir musibet olacak bilemiyorum. fakat o sey her ne ise o da yasandiktan sonra bu bahsettigim seyler resmen aktif edilecek. kisacasi, kisisel gelisim icin cok fazla bir zaman kalmadi. fakat sifirdan bir hayat kurmak icin de yeterli bir sure var. bu sureyi nasil kullanacak kisi o artik kendi tasarrufunda.

turkiye'de insanlar birbirlerine cok benziyorlar, hatta elestirdikleri onceki jenerasyonlara da cok benziyorlar. mesela bugun gorece sehirli ve egitimli olanlar, -gorece diyorum cunku cogu ne egitimli ne de sehirli- koyluleri elestirirler, begenmezler. bir bakima haklidirlar da ya hani, neyse. simdi ciftci, gecen sene fiyati yuksek diye patates eder, hepsi ektigi icin, ertesi sene patates fiyati dusuk olur, lanet olsun patatese der ve sonraki sene yandaki komsusu ne ekerse onu eker. bu sefer de seneye onun fiyati dusuk olur, patates bu sefer cosar. bugun bu egitimli denen kesim de benzer sekilde hareket ediyor. 2010'larda insaat muhendisligi buyuk furya idi ve bu isi severek secenler bugun cezalandiriliyor, aynisi bugun de yazilim konulari icin gecerli, yazilimin fakat bir handikabi daha var, biraz futbola benziyor. yani yas 30'u gectikten sonra ciddi bir performans kaybi yasaniyor. bugun bunun isverenler farkinda, yani her on yazilimcidan biri yonetici pozisyonuna cikabilecegini dusunursek, dusen performans yuzunden alttan gelen gencler, bu yonetici olamamislari once egale edecekler, daha sonra da gececekler, ta ki onlar da once egale edilip sonra gecilene kadar. turk insani iktisadi dusunmeyi becerebilen bir toplum olusturamamis bir insan kalabaligi. bunun da iste olumsuz sonuclarini insanlarin buyuk kismi yasayacak. cok az bir kesim, bu finansal ve iktisadi dusunme becerisine sahip insanlar bundan faydalanacak tabii ki. benim nacizane onerim, finansal okur-yazarliginizi gelistirmeniz yonunde olur. fakat bu kavramin da ici bosaltildi ne yazik ki.

bu her seyi reddeden, kulyutmaz tavirlari bir birakmamiz lazim, bu kafa yapisi ile terakkinin imkani yok. liyakat sahibi olmayanlarin en cok konustugu, konusmak bir yana bir de yetki sahibi oldugu bir ulkede, -akliniza sadece siyaset gelmesin, ozel kurumlarda da oldukca cok sayida- bu kafa yapisi ile fakirlik kacinilmaz bir sey. rehaf tabana yayilmaz kesinlikle. turkiye abd gibi olur ama avrupa gibi olamaz. avrupa'da refahin genele yayilmasi gerektigini cunku once devrimlerle sonra dunya savaslariyla yasamis bir kit'a avrupa. abd ise bambaska bir ulke, turk insanin da ozendigi yer aslinda ne kadar dusmani da olsa bir yandan bu da tamamen kiskancliktan kaynaklanir, abd'dir. ben saniyorum ki turkiye abd gibi olacak bir ulke, abd'de de nasil bir gelir esitsizligi var zaten bilenler biliyor. abd gibi oldugu zaman ulkemiz, gibi derken abd kadar buyuk bir ekonomiden bahsetmiyorum, kendi icerisinde abd gibi olan bir ulkeden bahsediyorum, bir de bunun uzerine turk insani karakterini koyun, buyuk rezilliklerin de yasanacagi asikar. onumuzdeki donem, ust ceyrek mavi ve beyaz yaka icin nispeten iyi olacaktir, bugune nispeten. dogru islere yatirim yapan sermaye sahipleri, bugun olduklarindan on kat daha iyi olurlar. ust ceyrek mavi yaka kimdir ondan da bahsedelim, hani bazi beyaz yakalar hakir goruyor ya, adam isci 10 bin lira maas aliyor ben muhendisim 4 bin lira aliyorum diye. iste sen muhendis degilsin, ama o gercekten isci. yani bugun tupras'ta calisan bir isci ile hicbir buyume politikasi olmayan bir sahis ya da aile sirketinde calisan bir muhendis arasinda tabii ki tupras iscisi lehine bir fark olacak. tupras'ta calisan isci cok daha muteber demektir bu. sirf muhendis olacagim diye bir tasra universitesinde 4 yil boyunca univesite civarinda pusuya yatmis pilavcidan pilav yiyip diploma alan birinin tabii ki muhendis oldugunu soyleyemeyecegiz. fakat turk toplumunun cogu, gercekten bir sey olmak istemiyor, oyle gorunmek istiyor. bu kalibin icine ne koyarsaniz koyun calisir. zenginlik icin de gecerli bu herhangi iyi bir sey icin de. hickimseye kiymet vermiyoruz, kimseyi dinlemiyoruz, kimseye saygi duymuyoruz, her seyin en iyisini biz biliyoruz vs. artik bu kamburun sirttan atmanin vakti geldi. o veya bu sekilde o kambur sirttan atilacak. biz atmazsak zaten sistem atacak. o acidan da genel olarak ulkeden umudum yuksek. hak edenin hak ettigine kavusabilecegi bir gelecek bekliyor bizi. birey bazindaki soru su: ben gercekten neyi hakediyorum?
Jump to: