Topic: hadi kendi filmimizi yapalım (Read 221 times)

ilk kaldırışta koparma ve silkmede dünya ve olimpiyat rekoru kırmayı kimse beklemez sanırım halter sporcusu ya da adayından
ilk dövüşünde bir boksörden Klitschko kardeşleri yere sermeyi de
ilk çekiminde oscar alacak diye birşey de yok
köy ya da şehir hayatından dram tarzı bir film pekala çekilebilir, öyle ahım şahım bir bütçeye de gerek yok, rutin hayatından bir kesitle ve ufak bir senaryoyla başlayıp durum sergilenebilir.

https://www.imdb.com/title/tt0756683/
Dünyalı filmi de örnek gösterilebilir mesela sadece dayalı döşeli bir ev bile yeter, önemli olan verdiği fikir-etkileyiciliği vs vs
ilk mesajımdaki Toprak Altında (Buried) filmi gibi dar mekanda sürükleyici bir film yapmak (hele bir de biraz yardım olursa) neden olmasın?

https://twitter.com/deepwebtiktok2/status/1618664224414400513

Profesyonellikten uzak olan çalışmalar bazen çok daha komik görüntüler ortaya çıkarabiliyor. Hatta tik tok'ta çekilen bazı kısa film tarzı beyin yakan çalışmalar deep web etiketleriyle sosyal medyada dolaşıyor.

Bence utanılması gereken bir şey yok ve gençlerin çektiği tik tok videosu da ayıp bir şey değil ama en azından benzer düşüncelere sahip olan herkesin neyi neden yaptığını biraz bilmesi gerekir çünkü bu tarz girişimler profesyonellikten uzak oldukları için çoğu zaman düşünceyi gerçek hayata tam olarak aktaramamak gibi kronik problemlerle karşılaşıyor.

thinkman<_>walkman
karizmatik elemanımız metroda ilerliyordur, fonda müzik kulakta Bluetooth kulaklık...güzel parçalar eşliğinde yolculuk, kafada düşünceler, yolculardan enstantaneler, elemandan çeşitli detaylar, düşünceleri altyazılı geçiyor. Eve doğru gidiyordur...hayata dair düşüncelerini gözden geçiriyor. kaç durak kaldı, borç-varlık kıyası 😆 ne varlığı der kendi kendine...metronun ışığı rahatsız ediyordur "bok mu var bu kadar güçlü ışık kullanılıyor" der. replaydeki şarkıyı değiştirir eaahh hayat zaten bir replay, memnuniyetsiz...yine bir durak yeni bir yaş! az kaldı, sen de ineceksin! bırrr demez, nedense ölümden korkmuyor, ilginç. Hahh Kapat kapıyı Vatmaaaannn götümüz donduuu. Herkes ömür yolculuğunu dolduruyor...böyle böyle 3-5 güzel şarkı ve düşünce eşliğinde durakta iner ve gözden kaybolur....
The End

16 kişilik bir grupla 1.5 senedir bizde bu işi amatör olarak yapmaya çalışıyoruz. Aklınıza hemen tiktok gelmesin tabi. Üniversitede 6-7 kişilik bir arkadaş grubunun yine böyle bir muhabbet ortamında yapar mıyız yapamaz mıyız şeklinde atıp tutmasıyla bir öğrenci kulübü kurduk ancak hayal edilen desteği bulamadık desek yeridir. Kulüp için bir akademik danışman atandı bize ancak değerli akademisyenimize ancak proje etkinlik izin yazıları ve benzeri durumlar için ulaşabiliyoruz. Çekim araç ve gereçleri için ödeneği bırakın etkinlik için ulaşım desteği bile alamıyoruz. İlk denemelerimizi izlettirdiklerimiz tabi olm bune böyle hesap makinesi ile mi çektiniz, ses kaydını taş plağa mı aldınız gibi geri dönüşler yapıyordu. Ancak yılmadık devamını getirmeye çabaladık ordan buradan yavaş yavaş kişiler katıldı tabi hepsinin gelişimleri farklı noktadaydı kimisinin teknolojiyle arası iyiydi, kiminin el işi becerisi iyiydi, kimisi enteldi çekimlerde dalıp şöyle vurgula böyle vurgula diyerekten dahil oldukça herkes birşeyleri kurcalamaya daha iyisini yapmaya çalıştıkça daha iyi şeyler ortaya koymaya başlamıştık. En büyük başarımız bundan bir iki ay öncesinde üniversitede yapılan bir etkinlikte çekmiş olduğumuz bir kısa film oynatıldı (Ismarlama bir kısa filmdi etkinliğin vermek istediği mesaja yönelik). Hepimiz bu etkinlik için kulanıldığımızı biliyorduk ancak gerek dekanlık gerekse akademik personeller tarafından bize getirisi olacağını bildiğimizden bu işi yaptık. Bu sefer geri dönüşler çok daha iyiydi. Çünkü sonuna kamera arkasını da eklemiştik ne kadar çaba harcadığımızı görsünler ki boş eleştiri yapmasınlar diye. Tabi bu süreçten sonra üyelik başvuruları gelmeye başladı. Normalde diğer kulüpler üye alımı için stand açarken biz böyle daha iyiyiz diyerek yapmamıştık ancak artık yavaştan büyümenin zamanı geldi dedik. Herşey tutkuya ve yanınızda olan insanlara bakıyor. Gerçektende yola çıktığınız insanlar sağlamsa hatalardan ders çıkartıyor daha iyisini bulmaya çalışıyor ve buluyorsunuz. Önemli olan şey tutku, tutku olduktan sonra aslında maddiyatın bir önemi kalmıyor. Bunun en büyük örneği ise Testere filmini diyebiliriz;

Bu gayet ilgi çekici malzeme, düşük bütçeli bir korku filmi olan Testere'nin (Saw) çıkış noktası. Senaryo, Avustralya'da birlikte sinema eğitimi görmüş, aynı zamanda filmin yönetmeni olan James Wan ile iki başrol oyuncusundan Leigh Whannell tarafından yazılmış. Filmin bir sahnesini kendi olanaklarıyla ve dijital kamerayla çektikten sonra, montajlı halinin bir DVD kopyasıyla birlikte Amerika'da yapımcı arayan ikili, sonunda ufak boyutuna rağmen iddialı bir ilk filmle sinema dünyasına adım atmışlar. (https://www.beyazperde.com/filmler/film-57410/elestiriler-beyazperde/)

Karakterleri doğru yaratırsanız doğru filmi yaparsınız. Karakterler önemli bir konu bana kalırsa. İzleyiciye geçen karakterler yaratmayı başardığınızda konusu çok bi önemli bile olmuyor. Örnek olarak Recep İvedik. Konusu en kötü filmlerden biri. Yardımcı karakterleri bile yok. Ama gişede yaptığı başarı çok bi yüksek. Çünkü yaratılan karakter ilgi çekici bi kişilik. Kıro bi tipleme fakat hayatı sorguluyor. Hayatla mücadele ediyor. Hollywood film çekim kalitesi de yok üstelik. Prodüksiyon pek bi düşük. Her şeyin en kötüsü toplanmış. Ama filmin ana kahramanının etkinliğinden besleniyor hepsi. İlgi uyandırıcı bi tipleme, karakter yaratırsanız olmaz olmaz dediğiniz şeyler bile olur bana göre.

Aynen öyle, fakat olay sanatın bir dalı olduğu için, ilk etapta yaptıklarınız çok kötü olabilir ve birilerinin görmesi gerekiyor illa. Gitar çalmak gibi değil ki, gitar çalmak istiyorum dediğiniz zaman evde bir odada çala çala öğrenirsiniz, evde olanlar ve hadi maks komşular rahatsız olur bu başlangıçta ki kötü kısımdan. Fakat ben video çekicem dediğinizde bunu tek başınıza yapamıyosunuz, illa bir paylaşmanız gerekiyor, en büyük sıkıntısı o. Onu atlatırsanız, ondan sonrası güzel.


Aahahahhahaha, bencede, bu yüzden bu işte değiliz zaten, yoksa bizde bu kadarına ok olsak bizde yarın gidip bi film çekebiliriz, eminim bundan iyi bir şey çıkartırız hatta.

Hayatımdan çalınan 2 dakikayı geri istiyorum bu nasıl bir fragman abi yazık günah telefon kamerasıyla çekilmiş korku filmi yapmışlar komedi filmine benziyor acemi işi film ama bu kadar da olmaz bence hiç yapmasalar daha iyi olurmuş böyle film çekeceksek çekmeyelim de küfür yemeyelim üstatlar

Mümkün olmayan hiç bir şey yok haklısınınız hocam. Sadece ya bu iş yapılır kolay aslında deyip, öyle oturup olmasını beklemek aşırı romantizimden başka bir şey değil sadece. On bin saat kuralı var, bir işte gerekli çabayı harcadığınız zaman bence otomatik olarak başarılı olma olasılığınız çok çok yükseliyor. Derler bazı işler yetenek gerektirir diye ben bu söyleme çok katılmıyorum gerektiği kadar çaba ve emek varsa yetenekli olan insandan bahsedilen bir işte daha başarılı olabilirsiniz. Roportaj adam film çıkardığını bilmiyordum, sosyal medya da izlediğim zaman keyif aldığım, güldüğüm biri güzel içerikler üretiyor başladığı zaman paylaştığı videolarla şimdiki videolar arasında teknik olarak aşırı fark var, güzel örnek

Bu tarz bir hikayenin biraz benzeri şuan aslında gerçekleşti, hemde sinemalarda tam bugünlerde.

Herkes olmasada baya bir insan "roportaj adam" ismiyle tanınan Mahsun Karacayı bilir, adam youtubeta önce kısa kısa komikli videolar çekerek başladı, ve şuan sinemada bir filmi var, tabii bir günde olmadı bu, o ilk zamanlardan tee bugüne baya bir şeyler oldu, arada kalite arttı falan ve şuan çıkan filmide oscara aday değil sonuçta, çıtırlık boş vakit filmi, hatta sinemada izlemeyip internette dijital bir platforma düşmesini beklemek daha mantıklı ama ben gittim ve yinede gayet güzel buldum, o kadar kötü değildi, çok acayip bir şey beklemeden giderseniz üç beş yerde güldürdü ciddi ciddi. Sonuç olarak bu adam evde bir telefon ile başlayıp, sinemada kar elde edecek kadarlık bir film yaptı mı? Yaptı. Demek ki aslında mümkün, yani isteyene ve emek verene.

Konun a parti b parti ile alakası yokmuş, senin düzenli olarak bana bir laf edesin var ahahahahaha, niye yapıyon ki öyle, hayır sanada bişi dememişim etmemişim, sen dümdüz kalp kırıyosun sadece

Şaka tarafları bir kenara, herkes sinematografi nedir bilemez belki diye tane tane izah ettim, anlamayanlar daha rahat anlasın diye, yoksa "film" olarak bile çekilip, hangi açıdan çekmeli bilmeyen milyar tane adam var. iPhone ile çekip daha iyi çekenler var o kadar berbat filmler var ve bunlar gerçekten kaliteli aletler kullanılarak çekilmiş. Bu ne demek oluyor? Olay iphone mu yoksa kaliteli aletler mi konusu değil, olay işini bilen insanlar konusu, işini bilen ve gerçekten çok çok iyi bilen birisi, gidip en minimum ihtiyaç şeyleri toplayıp yapabilir bir şeyler. Youtube bu yüzden var, sadece sen ben izleyeyim diye değil, oraya atılanları sonra gösterebilmek için. Çok basit bir makyaj videosu veya slime videosu veya artık en sikko ne varsa onda bile ışığa önem verenler varken, elinde 15 bin liralık ışık setup'ı olup bi bok beceremeyen yapımlarda var, o yüzden kullanmasını bilmek en önemlisi, ondan sonra tabii ki alet geliyor, her şeyden anlayan muhteşem birisi iphone ile benim en pahalı kameralar ile yapacağımdan daha iyi iş çıkarır, ama o en pahalı kamerayı bi de ona verirsen.. üfff tadından yenmez o zaman işte.

Sataşma be bana sana bişi demiyom etmiyom sal beni ahahahahah

edit: https://www.youtube.com/watch?v=jux2oO9o40k

abicim bu nedir, aranızdan bir kişi bile demedi mi bok gibi olmuş diye, bunu yapanlarda insan mesela. Bunu mu yapalım? Gerek yok evde oturur youtube izlerim bunu yapacağıma daha iyi ahahahah

aynen, ben de bu yüzden diğer arkadaş gibi uzun uzadıya kamera çekim açıları vs. diye zırvalamak yerine tek kelime ile "sinematografi"den ve ona ek olarak kaliteli ekipmandan/aletlerden bahsettim çünkü bu iş yalnızca eğitim ile olsaydı iphone'nu eline alan tahsilli gençlerin her biri istisnasız olarak youtube'da birer alfred hitchcock'a dönüşürdü. tabii, biz youtube'da böyle bir şey göremiyoruz. aksine, yığınla saçmalık görüyoruz ama gençlerin de hevesini kırmamak gerekiyor. belki onların çektikleri filmler profesyonel stüdyolarda hazırlanmış brııızırs'taki keloğlan'ın çektiği filmler ile izlenme sayısı bakımından kapışır; ne olsa amatör diye bir kategori var ve izlenme oranları hiç de az değil. :)

bazen böyle hayallerime dokunacak gibi oluyorum, aslında hemen hepimiz birçok hayalimizi gerçekleştiriyoruz, elbette zamanla...yıllarca rüyalarımızı süsleyen olaylar bir de bakmışsın "ol"uveriyor. ha ama arada farklılıklar olmuyor değil hatta bariz farklılıklar ....
mesela müzik dinlerken kurulan hayaller vardır, bigün "yapayım" diyorsun ama rezalet bir sonuç olabiliyor film çekmek de böyle, muhtemelen "flash tv çakması" diziler-yapımlar olacak ama denemek gerekior. yapıp da pişman olmak, yapmayıp pişman olmaktan iyidir bence
sinopsiste mı kalır, tretmanda, senaryoda? yoksa yapım aşamasına geçer mi bilemem ama bir deneme yapmak isterim, belki oyuncu bile oluruz kim bilir? bir yakınım, tanıdığı vasıtasıyla dizide oynadı hem de hiç planda yokken...Kim bilir? bazen yapımcılar değişik yeni yüzler ararlar, cast ajansına üyeliğim bile vardı belki seslendirme sanatçısı

Yağdı yağmur çaktı şimşek. YouTube çıktığından beri yaşadığımız şey bu.😅

Bu dönemde arabesk temalar çok talep görüyor. En çok dinlenenler onlar oluyor. Ayrıca arabesk kültürün popüler öğesi haline gelen sanatçıların hayatları da çok izleniyor. Müslüm Gürses ve Bergen çok izlenmişti. Doğru temayı yakalarsak belki olur. Biz de yönetmen ve yapımcı oluruz YouTube’da.😅

Edebiyat okumuş birisi olarak çevremde sanatla ilgilenen çok fazla arkadaşım oldu. Tiyatro olsun, kısa film olsun, bir çok şey denendi ve çoğuda başarısız oldu, başarılı olan ufak tefek isimlerde zaten çok az başarılı oldukları için günlük işlerine devam etmeye karar verdiler başarılarına rağmen çünkü sanatta hayatı idame ettirebilecek kadar kazanmak zor bir seviye ve onu aştıktan sonra gerisi daha kolay, geçmek içinde çok çok emek gerektiğinden uğraşmak istenmeyebilir.

Telefonla çekmek veya çekmemek değil aslında olay, veya aslında kullandığınız hiçbir alet değil, milyon dolar harcayıp en iyi aletlerde alınabilir, olay orada değil. Bunun içinde hiç olmamış biri olarak denemek zor olanı, çünkü neyi nasıl yapacağı bilmemek, ışık nerede durursa nereye kamera konulur gibi en ince detaylara hakim olmamak zaten sorun. Bunu kendi kendine deneye deneye öğrenemezsin, imkansız, gidip bir yerde görüp, ya eğitim, ya tecrübe ile öğrenebilirsin.

Bu açıdan evet, amatör bir ses, ışık, kameraman falan gibi insanlar bir araya geip amatör bir şey yapabilirler, çünkü işin içinden geliyorlar ve bazı şeylere hakimler, ama hayatında hiç bunu yapmamış insanlar bir deneme yaparsa max youtube videosu kalitesinde bir şey çıkar, ki aslında bu sorun değil, eğer olay sadece başlamak ve nasıl bir duygu onu öğrenmekse sorun yok, ama sonrasında ilk işini yaptıktan sonra bile hala birilerinden bir şeyler öğrenmek lazım onu atlamamak önemli. Kimseden yardımsız ilk işimi yaptım, ikiyide yaparım üçüde diye devam edemezsiniz, bir eğitim şart illa bir noktada.

Bu arada youtube bu kadar gelişmiş ve yaygınlaşmışken, "bende yapıcam" aslında çok daha mümkün artık, yani öğrenirim diyorsanız, kendi dizinizi, filminizi, skeçlerinizi, artık ne istiyorsanız, çok daha rahat yapıp yayabilirsiniz, çünkü babalarımızın zamanında ki gibi aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni durumu yok, herkes yapabilir, kaliteli olmaz belki ama mümkün en azından, platform orada duruyor ve herkese açık.

  harika yaa
film yapmak o kadar da zor değil zaten hayatımız bir film ve bazen telefon kendisi bile anılardan kolaj yapıp hazır filme çeviriyor, soundtrack bile ekliyor 
önce kısa film çekersin, sonra yavaş yavaş elin alışır, kurgu montaj vs derken yapılır "yapılamaz" diye bir şey yok

Biraz off topic olabilir ama film yazalım deyince şu video aklıma geldi https://www.instagram.com/reel/Cmt4f6Yqkhh/?utm_source=ig_web_copy_link Bize de böyle bir şans mı desem şanssızlık mı desem ondan lazım

zaten bahsettiğin aletlerle ancak konulu film çekebilirsin; yani, senin şakanın yarısından fazlası (%70-80) gerçek olmuş...

film çekmek kaliteli teknik ekipmanın yanı sıra sinematografik bilgi de gerektiren ciddi bir iş olduğu için böyle bir şeyi bizim başarmamızın imkanı olmaz ama kaliteli sayılabilecek senaryolar yazmamız mümkün olabilir. mesela platform ve küp gibi filmler "düşük bütçelerle harika yapımlar çıkarmayı başarmış güçlü senaryolara sahip" orijinal fikirlerdir... yani, biraz kafayı zorlasak, biraz kreatif olsak, biraz da şans vs. bizimle beraber olsa iyi bir senaryo çıkarabiliriz. tabii, iyi olduğunu düşündüğümüz senaryoyu dötümüze pendik atarak elimizden alabilecek birilerinin olmadığını düşünerek hareket ediyoruz... malum, fikir kırkızlığına çok müsait bir alan hakkında konuşuyoruz.

öyle değil öyle değil
bi konu bulucaz (senaryo) konulu yani
sonra sahneler   laaynn öyle değil
betimlemeler
ve final


müzik dinlerken aklınızdan geçen sahneler vardır, herkesin özlem duyduğu şeyler farklı, mesela ben hep mustang araba kullanırken müzik dinlemek isterim, güneş gözlüğü, deri ceket...
ilerliyoruz, değişik enstantaneler, yoldan görüntüler, fonda güzel bir müzik....
konu fantastik olsun
adamımız "this is the guy" hayvanlara sözünü geçiren biri olsun. fareli köyün kavalcısı tarzı ya da Hz Süleyman, hepsi emrine amade...bir anda kötü adamlar belirir, hero tek başına ama o da ne! sağdan soldan kediler köpekler kuşlar belirir, mankafalar kaçmaya başlar karşılarındaki "ordu"dan korkarlar ama pek uzun sürmez. kötü adamlar adamımızı yaralar, goriller (bi yerden çıktılar işte) köpekler vs sürükleyerek sakin bir yere çekerler, sonra iyileşir, intikam falan filan

sinemada temel kural bir dram olması, mesela şimdi rocky filminin müziğini dinliyorum rocky1, neydi konu: fakir ama gururlu bir genç bir kıza sevdalanır. şartları iyileştirmek için bir fırsat eline geçirir aannnd finalde dövüş sahnesi ADRİAAAANNNn, sonra da serisi geldi. sadece kendi serisi değil birçok dövüşçü filmine ilham kaynağı oldu.
savaş filmleri zaten aksiyon ve dram...
the fabelmans filmini izlediyseniz büyük bir yönetmenin (Spielberg) nasıl yönetmen olduğunu anlatıyor. esasında şimdilerde bir iphone ile bile film çekilebilir

https://www.youtube.com/watch?v=aRQ0oqFBoP4

şunu da şuraya bırakalım.....