Author

Topic: İş Hayatında Görünür Olmak ve Takdir Edilmek (Read 130 times)

full member
Activity: 266
Merit: 106
Ergenlik zamanlarımda evimize yakın bir fabrikada yaz tatilini değerlendirmek için işe girmiştim ve gerçekten sıkıntılı abilerin olduğu bir bölümde çalışıyordum 2 kişi (abi kardeş) ve bir arkadaşları vardı. işe girme nedenlerini açıkça belirtiyorlardı "uyuşturucuyu bırakmak". Bana karşı kötü bir tutumları olmadı hatta üstüne üstlük işlerin nasıl yürüdüğünü onlardan öğrendim diyebilirim.
Burada çalışırken akıllı olma salak ol demişlerdi, eğer sana biri şunu yapabilir misin diye sorarsa yapamam de çünkü iş ona kitlenmiştir o da sana kitlemeye çalışır. Aradan iki gün geçmeden bi dayı gelip gözüm kapalı yapabileceğim bi işi yapıp yapamayacağımı sordu (amacı mevcut işimi yaparken boş kaldığımda onun işini görecekmişim) bi 10 sn düşünüp aptalı oynadım ve gerçekten dedikleri gibi oldu Smiley

Bence insan kendi değerini bilmeli ve emeğinin ne kadar ettiğini objektif olarak değerlendirmeli. Bir çok sektörde çalıştım öğrenciyken ve aldığım maaş ve gördüğüm değer kadar iş yaptım hep. Patronum tatlı dilliyse değer bilen biriyse maaşımın 2 katı kadar iş yaptım değilse ederi kadar.

5 saatlik işi 2 saatte yaparsan senden hep aynı performansı beklerler. özel sektörde 5 saatlik işi 2 saatte yapan değil aynı işi 10 saatte göstere göstere yapanı severler maalesef.
legendary
Activity: 2324
Merit: 1176
Yazınızı keyifle okudum hocam. Benim de izniniz olursa ekleyeceklerim var. Bahsettiğiniz durum kamu kurumları İçin de geçerli . Senelik iznini başka tarihe ayarlıyorsun insanların iznini yakıyorsun her seferinde arkadaşlar zor durumdayız sabretmemiz gerek diyorsun insanları bir şekilde ikna ediyorsun. Neyse üst makamlardan sadece elinde kalemle imza atmaya yarayıp günde 5 paket sigara içen , makam arabasıyla eşini alışverişe yollayıp çocuklarını okuldan aldıran aklıevvel geliyor havadan nem kapıyor. Tüm motivasyon çöküyor. Canımızın derdine düştüğümüz bir ortamda 38 saat boyunca uyumadan çalıştık tebrik yerine adam 12 saat sonra tekrar işe çağırdı üstüne üstlük fırçaladı. Böylelerini görünce insanların işe Şevki de kalmadı. Sonra ne mi oldu ilk toplumsal olayda üzerimize düşeni 5 dakika gecikmeyle yaptık sonra ağam sensin Paşam sensin aslanlarım kaplanlarım vs.

Özel sektörde çalıştığım sürece de bunu öğrendim. Çok teknik bir cihaz ppm cinsinden ölçüm yapıyor ( milyonda bir değer ölçen bir cihaz) adama bunun fabrikadaki malın kaliteli üretilmesi için alınmasını söylüyorsun adam dinlemiyor. Neymiş cihaz 30 bin TL miş. Sen bir sevkiyatta 100 bin TL kaldırıyorsun . Sonra bir analizin biri bu cihaz yerine ilkel yöntemlerle hesaplandığı için kalitesiz çıkınca adamın 250 bin TL zararı oldu. İkimci gün baktım cihaz laboratuvar da . İlla bir şey mi olması lazım bunları yapmak İçin. İşini iyi yapınca takdir yerine fırça yiyen tek millet biziz sanırım...

İşin özü yaptığın iş değil , yaptığın PR önemli...
full member
Activity: 980
Merit: 207
İnsan kendisinin ne olduğunu bilir. Yani kendi kalitesi ya da kalitesizliğini hisseder. Geçen yıl okula 4 öğrenci velisi geldi ve müdür ile kayıt görüşmesi yapmışlar. Müdür zorlanınca beni çağırdı hocam bu gelin hele tarzında. Gittim ve Helin velilerden şunu duydum. Hocam biz sizin ve bir kaç hocanın adını duyup geldik vs. Şimdi bunu müdür duydu patron da duydu. Sen okula kayıt getiren bir hocasın aynı zamanda o zaman patron senle yıllık anlaşırken hep bu tarz durumları da düşünüp ona göre fiyat veriyor.
Güzel başlık olmuş meritim olduğu an yapıştıracağım bir tane borcum olsun.

Edit: borcumu ödedim. Siz bana merit atinca aslında o gün geri atacaktım ama şimdi global deki 3-5 lavuk karşılıklı merit alışverişi yapıyor diyecek bekledim. Yanlış anlama olmasın hocam.
legendary
Activity: 1820
Merit: 1123
Bugün iş hayatıyla ilgili bir konu aklıma gelmişken, buraya da yazmak istedim. Eğer kendi işinizin patronu değilseniz, yani bir şirkette çalışıyorsanız; ne kadar çok iş yaparsanız yapın, ödül olarak daha fazla iş gelecektir! Terfi ya da zam beklemek ise hayalcilik olur. En fazla birkaç tatlı söz işitirsiniz, pohpohlanırsınız o kadar...

Bunu şimdiki olumsuz koşullar üzerinden yazmıyorum.
Ekonominin iyi olduğu zamanlar için de geçerli. Şirketler sonuç olarak, 1000 lira vererek çalıştırabildikleri bir personele 1500 lira vermek istemezler. "Versem de yapacak, vermesem de yapacak!" mantığı hakimdir.

Her şey tıkırında gitsin diye uğraştığınızda, kimse sizin hangi sorunlarla boğuşarak o işleri hallettiğinizle ilgilenmez. Çünkü yaşadığınız sorunları bilmezler. Hatta sizin bir şey yapmadığınızı bile düşünebilirler! Böylelikle emekleriniz de boşa gider ve bir gün kapının önüne koyulabilirsiniz!

Yaptığınız işte iyiyseniz (tecrübe, eğitim ya da yetenek eksiğiniz yoksa); hak ettiğinizi almanın, vazgeçilmez olduğunuzu göstermenin ve saygınlık kazanmanın püf noktası şudur:

Eğer bilinçli olarak bir sorun çıkartırsanız ve şirket de bundan olumsuz olarak etkilenirse; işte o zaman size ihtiyaç duyulduğu anlaşılır. Yarattığınız sorunu çözer ve bunu da herkesin bilmesini sağlayabilirsiniz. Sorunun çözümü konusunda "görünür" olursunuz. Elbette ki sorunu aslında sizin çıkarttığınızı kimsenin bilmemesi lazım! "İyi ki lossnet varmış, hemen halletti sorunumuzu" derler.

Bunu geçmişte tecrübe etmiştim. 15 sene kadar önce orta ölçekli bir firmanın bilgi işlemine bakıyordum ve tek kişiydim. Hem program yazar hem de bilgisayarlardaki sorunları çözerdim. Yıllık izinlerimi bile kullanmazdım ki insanlar sorun yaşamasınlar... Hem zam yapılmazdı hem de mükafat görmezdim. Fazla iyi niyet zararlıdır! Bir gün canıma tak etti ve server üzerinden MRP, ERP, CRM; ne kadar yazılım varsa servis hizmetlerini durdurdum. ADSL modemi de kapattım. Oturdum bekliyorum masamda. Telefonlar, mailler durmadı hiç. En sonunda patron geldi telaşla... 2 dakikada çözeceğim sorunu 2 saatte çözdüm. Onu da ikna ettim problemin zorluğu hakkında! Neyse, birkaç ay sonra zam geldi. Sonrasında da yanıma yardımcı personel aldılar. Tüm bunlar için özel bir talepte bile bulunmadım! Sadece ilerleyen günlerde de şirket için gerekli biri olduğumu gösterdim.

Bazen bilgi ve tecrübelerinizi insanların yüzüne çarpmanız gerekebiliyor. Yaptığım şeyi her ne kadar doğru bulmasam da, patronların çalışanlarına hangi şartlarda değer verdiklerini göstermek açısından bir örnek niteliğinde paylaşmak istedim. Eğer işinizde iyiyseniz ve kendinize güveniyorsanız "gizli kalmayın", "görünür olun"!

Sizin de iş hayatınızda başınızdan geçen iyi/kötü tecrübeler varsa, burada paylaşın ;)
Jump to: