Topic: Her Yıl Çöpe Giden Gıdalar (Read 214 times)

Arkadaşar biz öyle bir topluluğuz ki elde olanı komşuyla paylaşmaz gider onu çöpe atarız komşuluk ilişkileri öldüğü için bu tarz durumları yaşamak normal artık hal öyle bir noktaya geldiki komşudan gelen bir gıdayı yemek için iki kere düşünmek gerekiyor artık insanlar sağlıklı değil yemeğin içinden herşey çıkabilir komşudan gelen birşeyi yemem. İsraf konusu kişisel hijyen ve sağlıklada ilgili bir konu bizde inanılmaz israf var hiçbirşey tedbirli olarak yapılmadığı için çoğu gıda sağlıklık ve çöpe gidiyor sonuçta bunlar da israf.

Hocam adamlar yaklaşık 340 milyon nüfusa sahip, yani bizim neredeyse 4 katımız ama ona rağmen bizim israf düzeyimiz heriflerin iki katı. Burada hep söylediğim birşey var, anasınıfından itibaren çocuklarımıza israfın önlenmesinde kilit rol düşüyor, bu da doğru ve gerçekçi eğitim ile mümkün olacaktır. İsraf etmemeyi ve elindekinin fazlasını çöpe atmak yerine arkadaşıyla paylaşmayı erken yaşlarda öğrenip bunu davranış olarak kazanan çocuk sayımız arttıkça, zaman içerisinde tablodaki yerimizin de değişebileceğini düşünüyorum. Benim yemeyip çöpe attığım, başka birinin bir gün hatta bazı coğrafyalarda bir hafta tok kalmasına yetebilir düşüncesini mutlaka toplumun her kesimine yerleştirmemiz lazım.

Size katılıyorum hocam. Yurdumuzdaki emkliler, alt ve orta gelirlilerin tamamı had safhada tasarruf yapmak zorundalar ve de yapıyorlar. Yoksa ayakta durmak ne mümkün. Ama üst gelire sahip olan kesim harcamamının israfın dibine vuruyorlar. Otel konusu acaip bir kara delik olmalı bu konuda. En son katıldığım bir gezide oteldeki sabah kahvaltıda adamlar petek bal getirmişlerdi. Turdaki hekes yaşlı nerdeyse en gençleri bendim. Ve herkes bu baldan el büyüklüğünde kesip aldılar. Ne yapıyorsunuz hepinizin şekeri var. Komaya gireceksiniz diyen de çıkmadı. Balı aldılar ama yemediler diyebilirim. Büyük bir kısmı ziyan olmuştu.

ABD'nin iki katı kadar gıda israfı yapıyormuşuz vay anasını ya çok şaşırdım cidden. Anadolu'da gezdiğim yerlerde israfın i'sini bile görmezdim hatta bazı durumlarda küçük miktarlarda gıdaları atacağım zaman, dolapta bozulan gıdalar olunca kendimden utanırdım. Bu tabloyu görünce baya bir şaşırdım. Bu durumda olmamızın en büyük nedeni her şey dahil oteller olabilir. Her şey dahil otellerde verilen yemeklerin genelde bir çoğu bitmiyor, insanların aç gözlülüğünden kaynaklı olarak tabaklarına aldıkları gıdaların çoğu bitmiyor ve çöp oluyor. Dünya'nın adil bir yer olmadığını biliyordum zaten ama bu tarz vurucu araştırmaları görünce canım sıkılıyor. Bir tarafta gıdaya ulaşamayan milyonlarca insan diğer tarafta israf edilen gıdalar.

Film, basit bir filmden daha fazlasıydı. İzlediğim en keyifli filmlerdendi. İnsanlığın adaletsiz ve aç gözlü olması bir yana, bir de ne kadar pis ve vahşi olduğunu bize izletti yönetmen. Şimdiye ikinci serisi çıkmış olmalıydı ama çıkarmadı. Netflixde izlediğim en keyifli filmlerden birisiydi.

İsrafa gelince konu bu filmi izlemek israf yanında bir sürü pisliği de anlatıyor bize.

O filmde olay sadece bencillik ve düşüncesizlik değildi, insanı çok daha iyi anlatmış bir filmdi, hatırlarsanız platform kendi katlarına geldiğinde yemeğini yiyenler aşağı inerken kalan yemeklerin üzerine her türlü pisliği yapıyorlardı, üstelik herkesin dönüşümlü olarak aşağılarda aç kalacağını bildikleri halde. Gerçekten tam olarak insana yaraşacak bir hareket.

İsrafı bitirmek ilk olarak kendimizden başlayarak olmalı. Bunu bir kişi bile yapmazsa düzen bozulur ve o kadar gıda çöpe gider. Platform filminde de sadece kendini düşünenlerin bozduğu bir düzen vardı. Halbuki istedikleri şey onlara sunulmuş ama bir fazlasını hatta birden de çok fazlasını istemeleri yüzünden o haldelerdi.

Gıda sektöründe çalışanlara danışılsa yani yöneticiler değil de çalışanlardan fikir alınsa israfı ve çöpe atılan gıdaları nasıl önlemeliyiz diye daha faydalı bir sonuç alınabilir. Herkesin bildiği ama kimsenin bir şey yapmadığı her alanda olan israfı önlemek için topluca ve zorunlu bir şekilde hareket edilmeli.

Platform filmi gerçekten yaşantıyı ve zenginliği farklı bir şekilde ele almış ilginç bir film. Yaşantı süresince hayattan pay kapma çabasını burada görmek üsttekilerin yaptıklarını ve alt kademeler inildikçe insanın neler yapabileceğini gösteren bir film.
Otellerdeki açık büfe mantığını kaldırıp alakart işine dönse oteller herkes kara geçer. Kişi kendine gelen ile doyuyor. Ama kendi almaya kalkınca bir daha gider alırımı düşünmüyor üşeniyor ve sonraya kalmaz diye tatlıyı tuzluyu etliyi otluyu birbirine karıştırıp çoğunu çöpe atıyor. Kesinlikle kaldırılmalı.

Çok vurucu bi filmdi. Herkes platforma girmeden önce kendi istediğini yese. Kimse aç kalmayacak. Ama herkes daha fazlasını yeme fırsatı bulduğunda bi başkasını düşünmeden yiyordu. Çok hoş bi filmdi. Dünyadaki eşitsizlik, adaletsizlik daha iyi bi şekil anlatılamazdı bana göre.

Her yıl çöpe giden gıdaların önemli bi bölümünü oteller oluşturuyor bana kalırsa. Açık büfelerden çöpe atılan çok gıda gördüm. Bi kısmını can dostlarımız sokak hayvanlarımız için kullanılabilir halbuki. Bana kalırsa otellere yaptırım uygulanmalı bu şekil konularda. Gıda israfı bi açıdan gıda enflasyonuna da neden oluyor. Çöpe atılan her yemek. Pahalı yemek olarak geri döner bize.

Hocam herkes ihtiyacı kadarına razı olsa, mevcut saçma sapan, adil olmayan dünya düzeni olmazdı. Hep masasında yiyebileceğinden fazlası, dolabından giyebileceğinden fazlası olsun derdinde insanların çoğunluğu, ki bu durum gelişmiş batılı ülkelerde durum daha azken, görgüsüz coğrafyalarda daha fazla.
Düğün olayına gelince, kız istemede yok şu kadar altın, nişan şurada olsun, düğün burada olsun, beyaz eşya şu marka olsun gibi saçma sapan dikteler yüzünden gençler evliliğin ne olduğunu anlayacağı dönemleri borç harç ödeme stresi ile geçiriyorlar. Elalem desin diye yapılan her ne varsa bana saçma sapan geliyor. 

telegramın sahibine ait kısa bir video izledim eleman ne arsa ne ev meraklısı adam diyorki bütün param kriptoda ve bankada bir miktar nakit onun haricinde adamın dünya varlıkları ile hiç ilgisi benim herşeyim teknolojim diyor adam inanılmaz zengin birisi.

Bizde evlilik adetleri bile kadınların altın ile takasını andırır yok bilmem kaçtane bilezik alacaksın yok bilmemneler bu kadar varoş bir düşünce yapısı ile yola çıkıp dünyaya örnek görünmeye çalışmak bana saçma geliyor her tavrımız para üzerine kurulmuş durumda az bilezik aldın köyüme utandıracaksın mantığında yapılan işleri gördü bu gözler kardeşim sen paraylamı satılıyorsun?

Bizde düğünlerde insanların gerçek yüzünü görüyorsun geçtiğimiz yıl kuzenim sahte gelinle evlendi hemde köylüsü sayılır kadın vucudunu bir milyon etmeyen altınlar için birkaç aylığına pazarlayan biri çıktı. Adamlar altına o kadar tapmış ki bedenine saygısı yok. Utanmadan birda dini nikah kıyıyorlar vsvs

Yine konunun içine edeceğim ama o mükemmel bir filmdi, hem sinematik olarak, hem de içerik/felsefi olarak. İnsanın gerçek yüzünü görmek isteyenlerin izlemesini tavsiye ederim.
* *
İlginçtir, israf ile para arasında zenginlerde paralellik ama varlıklı insanlarda ters korelasyon var. Mesela arabın ya da muhafazar kültürün zengini ilk iş "varak" edinir, mümkünse musluğun altın olanını seçer, daha batı ya da seküler zengin kültürler tekno oyuncaklar ya da arabalarla vb hava atmayı sever.
Varlıklı insanlara baktığında ise önemli bir bölümünün gayet basit, marka kaygısı taşımayan kıyafetler giydiğini, minimalist mekanlarda yaşamayı tercih ettiğini, para harcama bağımlısı olmadıklarını vb görürsün.

Platform filmini izleyenler bilir bütün katlarda ikişer kişi bulunur ve her gün platformla herkesin istediği yemek platforma yerleştirilir belli bir süreyle her katta durur. Herkes kendi istediği yemeği yemiş olsa platform içindeki herkese yetecekken aç gözlülük yaparak her yemeğe saldırmalarından dolayı 10-15. kattan sonra neredeyse yiyecek bulmak çok zorlaşır.
Yani demem o ki dünyada kimileri bolluk içinde yaşarken maalesef kimileri açlıktan ölüyor.

Hocam verdiğiniz örnekler çok yerinde örnekler, mantıken de dünyadaki belirli coğrafyalardaki büyük yoksulluklari çözmek bahsettiğiniz şekillerde birkaç gün sürmez ama belki de onların zenginliğinin temelinde fakirlerin fakir kalması gerekliliği vardır.
İsrafta ise sadece gıdada değil, hayatın her alanında israf var, bireysel olarak çocukluktan itibaren gerekli farkındalığı yerlestirebilirsek insanımıza sorunu kısa vadede durdurup uzun vadede de tamamen bitirebiliriz.

imkanı olup alabilen kendini sınırlama konusunda neden bonkör davransın. Adam diyorki bu dünyaya bir kere geldim bir daha gelmeyeceğim gücüm yetiyor alıyorum yada yapıyorum diyor. Diğer taraftan arkadaşlarında belirttiği gibi  yoksul olan büyük bir kesim var bunlara hep tasarruf tarafı düşüyor. Adamlar dünyanın bir güzelliğini görmüyorlar ama olsun yine tasarruf diyorlar.

Afrika’daki çocuklar ise konu, dünyanın en zengin 3 insanı malvarlığının %1’ini bağışlasa yetiyor ayrıca bu insanlar bağışlamak zorunda değiller Afrika’da ülkesi fakirlikten kırılan ama başkanlarının veya krallarının kişisel servetlerinin milyar dolarlar olduğu ülkeler var zaten islamda zekat var Arap ülkeleri malının 40/1’ini verse Afrika’da aç susuz kalmaz ama nedense hep en alt tabakadan israf karşıtlığı bekleniyor tıpkı devletin zengin takımların vergisini silip vatandaşa ek vergiler çıkartması gibi çöpe giden gıdalar konusunda kesinlikle yorumlara katılıyorum ama israf konusunda çözüm için daha basit ve etkili yöntemler de var

Moda diye diye insanlarımızın tekstil sektöründeki markasal ürünlerin kucağına ittik. Geçenlerde Beymen’e girdik bir şey için. Kıç kadar çanta afedersin, 8 bin lira diyor. Sosyete pazarına git 50 liraya imitasyonunu alırsın gerçeğinden ayıramazsın. Konu gıda israfı ama para israfı da çok. Yenilen fast foodlara yenilebilir altın serpip fiyatı kitliyorlar. Yenilebilir altın yiyince ne gibi fazlanız oluyor acaba?

Olaya din vb konuları sokmaya gerek yok müslüman veya değil ne farkeder sonuçta israf var. Bizdeki hava atma olayı bilmedikçe israfın önüne geçilmez. Geçilemez insanlar ihtiyaçlarından fazlasını alıyor sadece gıda değil çevremdeki arkadaşlarımdan bir kısmı sırf dış görünüşe abartı özen gösterdiği için bütün geliri kumaş ürünlere gidiyor bana göre 1 hafta boyunca her gün farklı bir elbise giyebiliyorsan fazlasına gerek yoktur sonuçta insanız terliyoruz vs bu konunun da bokunu çıkartmış durumdayız yok ayakkabıya göre gözlük ona göre diğer elbiseler vsvws ne gerek var abi.

Hocam hep dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz maalesef. İnsanlık tarihinin en güzel dinine sahibiz ama bunu ahlakla, eylemlerimizin bireysel ve toplumsal sonuçlarına yönelik muhakeme ve mukayese ile desteklemezsek sonuç bu oluyor. Açık büfe konusunu ben açmıştım, bu konu başlığı altında konuşulanların neredeyse tamamı orada da geçti, ama gelinen noktada maalesef pozitif yönde bir ilerleme kaydedememişiz. Bizim bilerek veya bilmeyerek israf ettiklerimiz, başkalarının belki de hayatına mal olabilecek zaruri ihtiyaçlarıdır, bunu bilinci ile hareket edilirse kısa sürede durumu olumluya çevirmemiz işten bile değil bence.

Müslüman veya Müslüman olmayan kıyası doğru değil ama muasır medeniyetler seviyesine çıkmak istiyorsak, israfı engellemek önemli adımlarımızdan birisi olmalı. Çöpe giden gıdalar önemli ama suyu da israf etmemeliyiz. Suyun israfı insanların daha fazla suya ulaşmasını engelleyen bir şey. Ülkemizde pek su sorunu yaşayan yoktur belki ama köylerden hala su sorunu yaşayan kırsal bölgelere de su götürme konusunda adımları da atmak gerekiyor. Ne su ne de gıda konusunda israf etmemeliyiz.

Şu verilere bakıyorum da kıyaslanan tek Müslüman ülke biziz ve bizdeki israf diğer gayrimüslim ülkelere göre 2 kat fazla.İdeal ülkelerin seviyesine israf istatistiklerinde gelelim bari.İslamiyetin israfa ne kadar karşı olduğunu sanırım anlatmaya gerek yok.

Her yıl kişi başı 213 kilogram gıdanın atık olması çok üzücü.Bu atıklar belki de ülkede açlık çekenlerin çaresi olacak.Bir ara yine forumda açık büfe kahvaltı konusu konuşulmuştu, israf sevmiyoruz ama sofrayı da gerekli gereksiz donatıyoruz ve böyle israf ediyoruz ne yazık ki.

israf konusunda birinci olmamız çok normal insanımız hava atmayı seven bir toplum dışarıda lüks mekanlarda görünecekler lüks markaları giyecekler akşam evine geri dönecek bu süreçte zaten yapılan israfın haddi hesabı yok. Marketler ise ucuz ürün satmak yerine direk çöpe atıyor israfın bu ülkede önüne kimse geçemez bu zihniyet meselesi bende olsun sende olmasın daha iyisi benim olsun kafası ile hareket edilen bir yerde tasarrufu anmak çok zordur.

Yukardaki listede olan ülkelere ve bize bakınca bu israf konusunda sanırım kaş yaparken göz çıkarmışız.
Yabancı ülkelerin pek çoğunda evde yemek pişirme alışkanlığı yok. Herkes bu işi profesyonelce yapanlarda alıyor yani lokantalardan ve benzerlerinden.
Bizde ise alışmışız illa evde pişireceğiz. Ucuza geliyormu aslında pek ucuza da gelmiyor. Çünkü fazla yapıyoruz. Bir sonraki gğnde tüketiriz diye sonra bu soğuk yemegi ısıtınca tadında değişme oluyor haydi bu bozulmuş olabilir yallah çöpe.

Sus bakiim sen, Alamanya bizi kıskanıyo bi kere...
Şakası bir yana, bu müsriflik ve onun devamı olan gösteriş merakı doğu toplumlarında her konuda çok daha belirgin, biz de joker coğrafya olarak her bölgeden parçalar taşıdığımız için bu kötü huyu da onlar kadar olmasa bile almışız. Bu huy varlık durumuna göre gerekmese bile kilo kilo yiyecek almaktan başlayıp, varaklı koltuklara, altın klozete kadar gidiyor.

İsrafta bu kadar önde olmamıza mı? şaşırayım yoksa üzüleyim bilemedim. İsraf konusunda ülkemizin çok daha hassas olmasını ve çok daha az israf eden ülke olmamızı beklerdim. Avrupalı, Amerikalı bile bizden çok daha az israf ediyorlar demek ki onlardaki zenginlik bizlerde olsa sanırım bu rakam 3-4 kat daha artmış olurdu. Gıdaya ulaşamayan bir çok insan var bu konuda çok daha hassa düşünülmeli ve davranılmalı diye düşünüyorum.

türkiyede sadece marketlerin israfı önlense o bile yeter . tarım kredi,migros,a101 torba torba atıyor çöpe hep görüyorum . adam çöpe atıyor, indirim yapıp sana yedirmiyor bu kadar oç luk olur işte.

Bu konu çok ciddi, büyük israf var (kendimi ayrı tutmuyorum) ve konuda da ayrıntılı bir şekilde belirtildiği gibi bu israfın zararları zincirleme bir şekilde alakalı alakasız bir çok durumu kapsıyor. Şimdi hayat pahalılığından dolayı mecburen durum biraz değişti tabii ama biz milletçe bir şeyler alırken iki kilo ondan, üç kilo bundan kafasından kurtulamıyoruz, öncelikle bunun mecburen değil, zihniyet olarak değişmesi lazım. Yerli ve milli dangalaklar hep dalga geçerler, Alman, Hollandalı vb markete gider 2 tane domates alır diye ama onların parasızlıktan değil, ihtiyaçları kadar almak için öyle yaptığını anlayacak şuur ve IQ yok tabii bu kesimde.
Ayrıca sadece gıda değil, gezegenin en değerli maddesi olan su ve enerji israfımız da had safhada.

Nasıl tüketeceğimiz bilmediğimizden dolayı tonlarca gıda çöpe gidiyor israf oluyor en sevmediğim şeylerden biri bu mesele. Açıkçası bende israf ettiğimi söyleyebilirim ne kadar dikkat etmeye çalışsam da çöpe giden gıdalar oluyor. Dışarıda unutursun, buz dolabında fazla bekletirsin bir şekilde çöpe giden gıdalar oluyor. Türkiye'de 213 kilogram/kişi/yıl baksanıza nerdeyse AB ülkelerine göre 4-5 katı fazla israf yapıyormuşuz vahim bir durumdur bu.

Gıda konusunda maalesef israf etmekte anlamsızca sorumsuz davranıyoruz. Daha önce başka bir konuda da yazmıştım, en basiti serpme kahvaltı ve açık büfe olayı, tahminen masadakilerin yarısına yakını (bazen daha azı veya fazlası da oluyor) israf oluyor. Bu konuda öncelikle ilkokullardan hatta ana okullarından başlayarak çocuklarımıza gerekli farkındalığı aşılamalıyız. Bizim yemeyip israf ettiklerimiz, başka bir yerlerde insanların yiyemedikleri anlamına geliyor mutlaka. Direkt veya dolaylı olarak hem günümüz kaynaklarını, hem de gelecekte kullanılacak kaynakları ne kadar da sorumsuzca tükettiğimizin ilanı aslında bu konudaki veriler.

Dünyada en büyük sorunların başında açlık geliyor. Afrika’da olan açlık için onlarca kampanyalar yapılıyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde paralar toplanıyor ve o bölgede genel olarak yaşanan krizi gidermeye biraz olsun yardımcı olunmaya çalışılıyor. Dünyanın başka bir yerinde, Haiti’de halk çamurları kurutup için tuz ve bir miktar margarin koyarak güneşte bekletip yiyorlar. Başka çareleri yok çünkü gıdaya ulaşamıyorlar.

Şimdi bu durumda aklıma acaba dünyada her yıl ne kadar gıda çöpe gidiyordur sorusu geldi. Burada küçük bir araştırmada [1] Her yıl sadece Türkiye’de 18.8 milyon ton gıdanın çöpe gittiğini öğrendim.Bunun yanımda dünyada ise bu sayı 1.3 Milyar ton. Ayrıca her gün 25 bin insan da açlığa bağlı oluşan rahatsızlıklar ile dünyada hayatını kaybediyor. Ne kadar kötü değil mi? Her yıl 9.125 milyon insan açlık nedeniyle hayatını kaybediyor. Dünyada ise gıdalar atıldıkça atılıyor. BM’ye bağlı FAO ( Food and Agriculture Organization)  verilerine göre yılda 4 milyar ton gıda üretilirken bunun 2.7 milyar tonu yeniliyor. Kalan miktarı ise israf oluyor.

Günde 4.9 milyon ton ekmek israf olurken, yılda ise 1.7 milyar ekmeği israf ediyoruz. Ne kadar üzücü değil mi? Veriler bize neler yapmamız gerektiğini dolaylı yoldan anlatıyor. Bir tarafta açlıktan kırılan Afrika ülkelerinde yaşanan, dünyanın uzak diyarlarında yaşanan açlık durumu varken, madalyonun öteki yüzünde üretilen gıdanın 1/3’ünün çöpe gittiği gerçeği…

Başka bir kaynakta ise şöyle bilgiler yer alıyor [2]:

Bazı ülkelerde oluşan gıda atığı şu şekilde:

ABD'de 99 kilogram/kişi/yıl,
AB ülkelerinde 71 kilogram/kişi/yıl,
İngiltere'de 73 kilogram/kişi/yıl,
Almanya'da 63 kilogram/kişi/yıl,
Avusturya'da 44 kilogram/kişi/yıl
Türkiye'de 213 kilogram/kişi/yıl

Yine aynı kaynakta yer alan ilginç istatistikler ise şöyle :
- Gıdaların çöpe atılmasıyla gıdayı üretmek için her yıl kullanılan toplam su miktarı (250 km3, (250 milyar m3)), Rusya'daki Volga Nehri'nin yıllık debisine, yani Cenevre Gölü'nün (toplam su hacmi 87,53 km3) üç katına eşdeğer su, israf ediliyor.
- Çöp olan gıdanın üretimi için yaklaşık 1,4 milyar hektar tarım alanı kullanılmaktadır. Bu dünyadaki toplam tarım alanının yüzde 28'ine denk geliyor. 
-Global ölçekte kişi başına düşen ortalama günlük gıda atıklarındaki çevresel ayak izinin;

58 litre tatlı su israfını
124 g CO2-eşdeğeri emisyonunu
0,36 m2 ekili tarım arazi kullanımını
2,90 g azot gübresi ve 0,48 gram fosfor gübresinin israf edilmesini
kapsadığı tahmin ediliyor.

Ayrıntılı bilgi için lütfen “Kaynaklar” bölümüne bakınız. Sizin bu konu hakkında dikkat çekici yorumunuz veya paylaşımınız var mı? İnsanlar neler yapmalı bunu önlemek için?

---

Kaynaklar :
1 : https://www.orkaedt.com/tr-TR/her-yil-188-milyon-ton-gida-cope-gidiyor/7/230
2 : https://www.indyturk.com/node/673516/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/13-milyar-ton-g%C4%B1da-%C3%A7%C3%B6p-olurken-828-milyon-insan-a%C3%A7l%C4%B1k-%C3%A7ekiyor