Topic: HES'ler (hidro elektrik santral) katilimiz mi? (Read 128 times)

Aklı başında bir yönetim yapılan barajların büyük çoğunluğunu kapatacaktır. Karadenizin yeniden eski iklimine kavuşmasının yolu bundan geçecektir. Yer altı su kaynaklarının eski düzenine kavuşması için barajların olmaması gerekecektir.

Elektrik üretiminin alternatif kaynakları var. güneş enerjisi rüzgar enerjisi gibi doğa kaynaklarına ağırlık vermemiz lazım. suya daha fazla önem vermemiz lazım. hidroelektrikte de dikkatli olmamız lazım.

Son raporlara göre, tüketim bu hızla devam ederse, 19-20 yıl sonra insanlar temiz su kaynaklarına ulaşamayacak. Bakalım insanoğlu ne zaman uyanacak mevzuya...

Son yasasigimiz sel felaketlerinde halk TV gene yanlis haber yapmisti HESler icin. İnsanlar felaketten yana dertliyken gene ayip yaptilar. https://twitter.com/eha_medya/status/1426856674317553667

Dogru yapilmis HESler yararlidir. Ulkeye enerji katkisi yapar. Yenilenebilir enerjinin her turunu kullanmamiz lazim.

Bizim keşke rüzgar enerjisi potansiyelimiz daha yüksek olsaydı. Şimdi detaylı arayamadım ancak rüzgar enerjisi potansiyelinde sadece bozcaada civarının çok yüksek olduğunu görünce çok şaşırmıştım.

Her elektrik üretim yönteminin olumsuz tarafları var tabi ki ancak genel olarak kömür yakılmasındansa düzgün yapılmış HES daha iyi olur diye düşünüyorum. Öbür yandan Çin'in yaktığı fosil yakıtların toplamıyla bizim ya da tüm gelişmekte olan ülkelerin toplamı arasında komik bir oran var. Demir çelik üretimi ve diğer sanayi dalları ile birlikte Çin'in yaptığı karbon salınımı durdurulmalı önce. Adamlar umursamıyor ve dünyayı mahvediyor. Gelecek ile ilgili en ufak ümidi olan varsa Çin'in ve Avrupa'nın karbon salınımlarına baksın. Elektrikli araç yapmaları vs pek önemli kalmıyor. Tüm insanlığın çoktan çok drastik önlemler almış ve çoktan uygulamış olmamız gerekiyordu. Almanya bazen güneşin durumuna göre tüm elektriğinin %50'sini yenilenebilir enerjiden elde ediyor ancak elektrik için yaktığı fosil yakıt miktarı da her yıl artıyor.

Bence de bu barajlardan faydalanmaları güzel de kardeşim daha risksiz ve sorunsuz rüzgar enerjisi gibi güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmak dururkenden neden hes veya nükleer tesis kuruyoruz  anlamıyorum ya ülkenin elektriği için coğrafyamız çok iyi

Üretilen elektrik çok az buna karşılık doğa doğal ortam mahvediliyor öyle küçücük derelere bile rant için onay verip HES yaptırıyorlar. Çoğunlunun yapılma nedeni sadece rant ülkemizde doğaya zararlı olup olmadığına bakılmaz rant varsa olur bu düzen hep böyle olmuştur. Yoksa aklı başında birisi canım doğanın katledilmesine izin vermez.

Dicle ve fırat bu iki nehrin üstüne yapılı bulunan barajların santral kapasitelerini geliştirmiş olsalar bu iki nehrin üstünde kurulu bulunan Keban, Atatürk, Birecik ve Karakaya barajları. Bu barajların her biri elektrik üretirken birbirini besler ve ciddi kapasitelere sahip barajlardır. Hem sulamada hem elektrik üretiminde kullanılır. Bunlar dururken halen karadenizin güzelim vadileri mahvedildi. Başka illerimizde de sulama barajları var şehre su sağlayacak olan su rezerv barajları bunları geliştirin. Birilerine hortumlama için plansız yapılan pek çok baraj var. Bunların elektrik kurulum kapasiteleri belli bir değer altında tutularak üretimleri piyasa takas fiyatının tabi olduğu değerlerle sıralamaya alınmadan ne üretti ise direk alınarak muazzam bir kayırma sağlanıyor. Sonuç beceriksiz çalışanlar sonuç facia.

Hidro elektrik santrallerinin zararları olmaz mı? Elbette zararları çok. Faydası da bana göre ekonomik herhalde. Baraj gibi yerlerde hemen kurulabiliyor. Bence alternatif elektrik enerji üreten güneş enerjisi gibi iklimimize de uygun yöntemler daha çok tercih edilmeli.

Türkiye’de yer alan hidro elektrik santrallerine bakar mısınız?
https://www.elektrikce.com/turkiyedeki-hidroelektrik-santralleri/

Evet heslerin olduğu bölgelere bakarsanız zaten buna hazırlanmış zemini ve hatta daha önce yaşanmış olayları görebilirsiniz internette araştırarak da. Doğa için çok fazla zararlı durum meydana getiriyor. Bu sebeple de artık kullanılmaması gerektiğini mantıklı buluyor aklı başında olan herkes.

Heslerin olduğu bölgelerde sel ve erezyon gibi hasarların oluşumuna zemin hazırladığına dair bir yazı okumuştum diye hatırlıyorum ve özellikle şu yangınlar ve küresel ısınmayla daha çok ihtiyacımız olan ormanlarımıza darbe vuracaktır. Daha çok @MK-74 hocamın dediği gibi rüzgar ve güneş enerjisine yönelinmesi daha mantıklı olacaktır.

Zararı da var faydası da var bence ama artık gelişmiş ülkeler genelde güneş ve rüzgar enerjilerine geçiş sağlıyorlar hatta bu konularda devletten çok büyük destek alıyorlar.
HES sistemi zaman zaman büyük sıkıntılar çıkartıyor önümüzde örnekleri var, Bartın, Kastamonu ve Sinop gibi, hepsi HES yüzünden mi oldu hayır ama etkileri var.

Bana kalınırsa Güneş ve Rüzgar enerjisine daha çok destek verilmeli.

Suyun önüne ne koyarsanız koyun o su yolunu bulur her zaman, istediğiniz kadar önlem alın ama su kanalına yapılmış bir şeyin uzun vadede sağ kalması mümkün değil bir gün gelir götürür orayı.

Bir kişi heslerle ilgili güzel bir yazı yazmış onu paylaşayım istedim. Sizce de hesler zararlı mı? 2014 yılındaki bir yazı

Enerji bir ülkenin var olması için mutlaka sahip olması gereken bir güçtür. Peki ama ne uğruna? Enerjiye sahip olmak için nelerimizden vazgeçmek, hangi yalanlara kanmak, çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakmak zorundayız? Evimizde ampul yansın, bilgisayardan internete girelim diye neleri feda etmek, nelerin canına okumak zorundayız? HES'lerin çevreci yapılar olduğunu söyleyen yüksek makam sahibi yalancıların geleceğimizi çalmasını daha ne kadar izlemek zorundayız? Kıyısında piknik yaptığımız, arkadaşlarla içtiğimiz derelerin, çayların boruların içine hapsedilmesine daha ne kadar göz yummak zorundayız? Evimizin önünden akan suya başkalarının sahip çıkmasını, onu istediği gibi kullanmasını, suyun ticarileştirilmesini daha ne kadar sesimizi çıkarmadan izleyebiliriz.

HES'ler doğayı katlediyor. HES'ler gelecek kaygısıyla geleceğimizi elimizden alıyor. Özellikle Karadeniz'in iklimini, toprağını, bitkisini, hayvanını dolayısıyla insanını yok ediyor. Dereleri boruların içine hapsedip, bizi sesini duymaktan bile mahrum bırakıyor. Çevrecinin daniskası olanlar ise, bütün bu olanlara ses çıkaranları 'gereği neyse' yaptırarak dövdürüyor, vurduruyor, hapse atıyor.

Sana HES'leri anlatıyorum arkadaşım, dinle. Benim HES'lerle ne gibi bir işim olabilir ki? diye düşünme. Çalınan benim, bizim geleceğimiz değil, toprak hepimizin altından çekiliyor. Sesini yükselt, ne oluyor diye sor. Senin farkında bile olmadığın HES, çocuğunun ileride dallarına tırmanacağı ağaçları daha filiz vermeden öldürüyor. HES senin farkında arkadaşım, sen onu fark etmesen de.

Yararlanılan kaynaklar: http://www.karasaban.net/turkiyede-hidroelektrik-santraller-ve-tarimciftci-sen/

http://www.greenpeace.org/turkey/tr/campaigns/enerji/hes/

http://www.dsi.gov.tr/kurumsal-yapi/organizasyon-semasi/barajlar-ve-hes-dairesi-ba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1

https://eksisozluk.com/hidroelektrik-santral--106671?p=1

https://www.google.com/amp/s/amp.onedio.com/haber/317904