Topic: Kadınlara oy verme hakkı tanılan yıllar (Avrupa) (Read 79 times)
Kadınlarımızın bugün olması gereken değerden daha aşağıda olduğunu görüp üzülüyoruz. Halbuki kadınlara oy hakkını Avrupa ülkelerinden önce veren bir liderin halkıyız. Türkiye devleti olarak o zamandan beri kadınlara değer vermemiz gerekirken maalesef bugün bazı kesimlerde sürekli ötekileştirme, üçüncü sayfa haberlerinde görür oluyoruz halbuki 100 yıl önce ne kadar değer verildiğini görüyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bu coğrafya için en büyük şans olduğunun bir göstergesi de budur.Kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermesi.Onun sayesinde dünyanın ilk kadın savaş pilotuna, kadınlara ait haklara, kadınların önemlerine sahibiz.
Günümüzde hala kadınlara olan nefret ve şiddet devam etse de, geçmişte kadınların en ötelendiği çağlarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde ülkemiz kadınları önemli haklara sahip oldular.Suudi Arabistan’da kadınların daha geçen sene ilk defa sinemaya ve kültürel etkinliklere tek gidebildiğini düşünürsek bizim ülkemiz kadınlarına verilen büyük bir ayrıcalıktı, bir kere daha minnetle yâd ediyoruz.
Günümüzde hala kadınlara olan nefret ve şiddet devam etse de, geçmişte kadınların en ötelendiği çağlarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde ülkemiz kadınları önemli haklara sahip oldular.Suudi Arabistan’da kadınların daha geçen sene ilk defa sinemaya ve kültürel etkinliklere tek gidebildiğini düşünürsek bizim ülkemiz kadınlarına verilen büyük bir ayrıcalıktı, bir kere daha minnetle yâd ediyoruz.
En çok dikkatimi çeken konulardan birisi de budur. Medeniyetin beşiği olarak gördüğümüz Avrupa Kıtası’nda kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasını çok geç veren ülkelerin bu durumu neden uzattıklarını anlamıyorum. Şu an kadın haklarında bir çok konuda önde olan Avrupa'nın 60-70 sene önce vahim durumda olması ilginç. Avrupa’nın 50’lere kadar savaşlarla mücadele etmesi oy hakkını erteyelen bir durum olabilir belki. Aslında Türkiye’de de geç verilen bir hak bana göre. Cumhuriyetin kurulmasından neredeyse 10 sene sonra bu hak veriliyor. Ancak her ne olursa olsun bu konuda öncü ülkelerden olmak gurur verici bir durum.
Kadınları bir obje olarak gören geçmişten geliyoruz. Gerek Avrupa, gerek Asya, pek nadir istisnaları olmak üzere genellikle kadınları doğru düzgün ciddiye almamışlar. Osmanlı’da her ne kadar kadınlar için bazı pazarlıklar yapılmış, Avrupa’da bazı savaşlar çıkmış; Truva efsanesi Helen için yapılmış olsa da bunlar istisnai durumlar, geneli değiştirmiyor. Sadece bizim öz kültürümüzü unutmamak lazım. Tomris Hatun savaşlara katılmış bir kadın komutan. Türklükte kadının yeri çok özel. Kadınlara dünyada açık ara en çok değer veren milletiz. Bununla gurur duyuyorum.
En çok dikkatimi çeken konulardan birisi de budur. Medeniyetin beşiği olarak gördüğümüz Avrupa Kıtası’nda kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasını çok geç veren ülkelerin bu durumu neden uzattıklarını anlamıyorum. Şu an kadın haklarında bir çok konuda önde olan Avrupa'nın 60-70 sene önce vahim durumda olması ilginç. Avrupa’nın 50’lere kadar savaşlarla mücadele etmesi oy hakkını erteyelen bir durum olabilir belki. Aslında Türkiye’de de geç verilen bir hak bana göre. Cumhuriyetin kurulmasından neredeyse 10 sene sonra bu hak veriliyor. Ancak her ne olursa olsun bu konuda öncü ülkelerden olmak gurur verici bir durum.
Arkadaşlar, bugün de bu konuyu ele alalım. 1934 yılında oy verme hakkıyla birlikte seçme ve seçilme hakları elde ettiler. Bu konuda Türkiye, kadına seçilme hakkı tanıyan Avrupa’daki ilk ülke. Diğer ülkeler seçme hakkı tanırken seçilenler hala erkek oluyorlardı. Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte 1930 yılında önce Belediye seçimlerine katılma daha sonra muhtar olma ve en son meclise girmeyi 34’de elde eden kadınlarımız Avrupa’da öncü olmuşlardı.
Oy verme hakkını Avrupa’da kadına tanıyan ilk ülke ise Finlandiya. 1906’da bu hakkı tanıdılar. En son ise Portekiz 1974. Şu anda dünyada medeniyetin zirvesi olan ülkelerde gösterilen İsviçre ise 1971 yılında kadınlara oy verme hakkı tanıdı.
Şu dünyada 10 sene daha kalsaydı Mustafa Kemal Atatürk, herhalde kendi yaşarken bizleri sınıf atlayan ülke kategorisine sokacaktı. En büyük şanssızlığımız onu genç yaşta kaybetmemiz oldu.
Jump to: