Author

Topic: Karadeniz Bölgesinde Kuraklık Düzeyi Değişti. (Read 306 times)

sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Gecenlerde bir tweet görmüştüm, yıllardır orada yaşayan bir Türk vatandaşının, sokaktaki bir çiçeği koparmasiyla başlayan ve sonunda çiçeğin sap uzunluğuna göre yetkililerden 40 USD ceza yediği bir tweetti, anlatılan gercekmi değil mi bilemem ama doğru olduğunu varsayıyorum, kendi ülkesinde bir çiçege dokundurmayanlar, bizim ülkeyi köstebek yuvasına çevirdiler içerideki işbirlikçileri ile birlikte. Hep söylerim tabiat ana intikamını mutlaka alır, asıl üzüntüm suclular değil de sonraki nesiller ödeyecek asıl cezayı maalesef
sr. member
Activity: 1358
Merit: 374
Para uğruna karadenizin en değerli illeri madene açıldı hemde çoğu yabancıya üstüne üstlük çıkartılan madenin sadece %2'sini burada bırakacaklar gerisi gidecek.

Vay efendim öyle sıcak böyle sıcak. Hadi kes ağacı o altınları sen çıkartıp daha fazla ormanlaştırma için harca ama olurmu? Birileri rant yemeden asla bu topraklarda bu iş olmaz.


Ülkenin her yeri yağmalanıyor bundan en çok sesi çıkmayan doğa nasibini alıyor. Ben kaç yaşına geldim böyle bir sıcak hayatımda görmedim.

Küresel ısınma, küresel sıkıntılar sürekli baş gösteriyor, ağaçları keserken kimsenin doğayı umursadığını düşünemiyorum, düşünmüyorum. Gerçekten doğayı düşünen varsa doğaya zaten zarar vermez, bu verdikleri zarar doğaya olduğu kadar insanlığın kendine de oluyor, intihar ediyoruz, farkında değiliz, geç olmadan umarım bunu fark ederiz, doğa ile savaşan bir ırk asla kazanamaz,
legendary
Activity: 2100
Merit: 1452
Para uğruna karadenizin en değerli illeri madene açıldı hemde çoğu yabancıya üstüne üstlük çıkartılan madenin sadece %2'sini burada bırakacaklar gerisi gidecek.

Vay efendim öyle sıcak böyle sıcak. Hadi kes ağacı o altınları sen çıkartıp daha fazla ormanlaştırma için harca ama olurmu? Birileri rant yemeden asla bu topraklarda bu iş olmaz.


Ülkenin her yeri yağmalanıyor bundan en çok sesi çıkmayan doğa nasibini alıyor. Ben kaç yaşına geldim böyle bir sıcak hayatımda görmedim.
legendary
Activity: 1050
Merit: 1158
Maalesef ülke her açıdan o kadar çok mahvediliyor ki. Çevre de maalesef bu durumdan nasibini alıyor. Karadeniz ile ilgili bundan bir kaç yıl önce hatırlarsınız Katar Emirine Karadeniz'i helikopter ile gezdirmişti devlet gocumanımız, Katarlının beğendiği her yer de o yaz orman yangınları çıkmış sonrasında da oralar imara açılmış ve ne hikmetse Katar Emirinin şirketleri hepsini almıştı. Sen çevreye zarar verirsen, ormanları keser, HES yapacağım diye dereleri kurutursan, maden arayacağım diye zehirli suyu toprağa karıştırırsan kuraklıkta olur, heyelan da olur sel de olur. İnsanoğlunun doğa ile savaşılmayacağını anlaması lazım.

Ne yazık ki her satırı doğru yazdıklarınızin. En acısı da bu direkt yönetenler eliyle oluyor, dünyanın hiçbir yerinde çivi caktirilmayacak yerleri bizimkiler kendi elleriyle talan edip yabancilara açıyor, esnaf başka geliri olmadığı için gelenlere ses çıkarmıyor hatta denk getirdiklerini fahiş fiyatlarla da dudukluyor tabiri caizse. Daha önce de yazdığım gibi tabiat ana kendisinden alinani günü gelir mutlaka geri alır, hem de çok acı şekilde alır.

Maalesef hocam çok haklısınız. Gerçekten çok değerli bir toprağa ve çok mükemmel bir doğal zenginliğe sahibiz. Belki de sahiptik. Lakin özellikle son yıllarda para uğruna o kadar zarar gördü ki çevre. 90'lar ve 2000'ler de denizi doldurarak yol yapma fikri moda idi Karadeniz'de, o dönemin çevre gönüllüleri, mimarları, mühendisleri hatta rahmetli Kazım Koyuncu gibi ünlüler karşı çıkmıştı. Ama her şeyi her zaman en iyi bilen zamanın devlet gocumanları dinlememiş ve yapmıştı. Sonrasında sürekli heyelanlar olmuş ve uyarılar haklı çıkmıştı. Dediğiniz o konuda çok haklısınız tabiat anaya karşı yarışılmaz.

Hocam tabiat ana cömerttir, sadece saygı bekler senden, yoksa çalarak yakarak yıkarak birşeyler yapmaya calisirsan , hiç acele etmez günü gelince ne aldıysan fazlasını geri alır hiç acımaz, o dolgu yapılan sahiller günü gelince mutlaka yine sular altında kalacak, heyelanlardan zaten bahsetmişsiniz, dere taşkınlar oluyor her yağmurda, bu ve bunun gibi onlarca olay yaşanacak, yaşanmaya mecbur.

O kadar haklısınız ki hocam, maalesef dediğiniz acı o olaylar yaşanacak. Daha yeni Akbelen'de yaşananlar ortada. Devletin ağacını, doğasını koruması gereken Tarım ve Orman Bakanı ağaçlar kesilsin, ağaçlar kesilmesin diyenler dövülsün diye polis ve kepçe başında gidiyor. Sırf şirketler daha çok para kazansın diye ülkenin doğası, geleceği devlet kepçesiyle kesiliyor.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Bu sene fındık özelinde, Mayıs ve haziran ayının neredeyse tamamının yağışlı geçmesi nedeniyle önemli ölçüde rekolte düşüşü yaşanabilir. Ayrıca meyve ve sebzelerde de bu zamansız ve aşırı yağışa bağlı olarak verim düşüklüğü var. Doğanın dengesi bozulduğunda, birbiri ardına olumsuzluklar meydana gelmesi normal, umarım önümüzdeki yıllarda bu olumsuzluklar azalır.
hero member
Activity: 1876
Merit: 524
Gayet normal bir durum. Her önüne gelen yerlere ormanları yok ederek bina dikmeye çalışırsak olacağı bu yani. Sadece bu da değil bazı coğrafyacılara göre çok uzak olmayan ve çokta yakın olmayan bir zaman diliminde Karadenizin patlayacağını dahi söylüyorlar ve bu patlama sokunca özellikle denizlerdeki canlı türlerinin yok olacağı söyleniyor. Gerekçe olarakta Karadenizin altında bulunan doğalgaz rezervlerini söylüyorlar eğer kısa bir süreli zaman diliminde önlem alınmazsa bunun olacağı da söyleniyor.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Maalesef ülke her açıdan o kadar çok mahvediliyor ki. Çevre de maalesef bu durumdan nasibini alıyor. Karadeniz ile ilgili bundan bir kaç yıl önce hatırlarsınız Katar Emirine Karadeniz'i helikopter ile gezdirmişti devlet gocumanımız, Katarlının beğendiği her yer de o yaz orman yangınları çıkmış sonrasında da oralar imara açılmış ve ne hikmetse Katar Emirinin şirketleri hepsini almıştı. Sen çevreye zarar verirsen, ormanları keser, HES yapacağım diye dereleri kurutursan, maden arayacağım diye zehirli suyu toprağa karıştırırsan kuraklıkta olur, heyelan da olur sel de olur. İnsanoğlunun doğa ile savaşılmayacağını anlaması lazım.

Ne yazık ki her satırı doğru yazdıklarınızin. En acısı da bu direkt yönetenler eliyle oluyor, dünyanın hiçbir yerinde çivi caktirilmayacak yerleri bizimkiler kendi elleriyle talan edip yabancilara açıyor, esnaf başka geliri olmadığı için gelenlere ses çıkarmıyor hatta denk getirdiklerini fahiş fiyatlarla da dudukluyor tabiri caizse. Daha önce de yazdığım gibi tabiat ana kendisinden alinani günü gelir mutlaka geri alır, hem de çok acı şekilde alır.

Maalesef hocam çok haklısınız. Gerçekten çok değerli bir toprağa ve çok mükemmel bir doğal zenginliğe sahibiz. Belki de sahiptik. Lakin özellikle son yıllarda para uğruna o kadar zarar gördü ki çevre. 90'lar ve 2000'ler de denizi doldurarak yol yapma fikri moda idi Karadeniz'de, o dönemin çevre gönüllüleri, mimarları, mühendisleri hatta rahmetli Kazım Koyuncu gibi ünlüler karşı çıkmıştı. Ama her şeyi her zaman en iyi bilen zamanın devlet gocumanları dinlememiş ve yapmıştı. Sonrasında sürekli heyelanlar olmuş ve uyarılar haklı çıkmıştı. Dediğiniz o konuda çok haklısınız tabiat anaya karşı yarışılmaz.

Hocam tabiat ana cömerttir, sadece saygı bekler senden, yoksa çalarak yakarak yıkarak birşeyler yapmaya calisirsan , hiç acele etmez günü gelince ne aldıysan fazlasını geri alır hiç acımaz, o dolgu yapılan sahiller günü gelince mutlaka yine sular altında kalacak, heyelanlardan zaten bahsetmişsiniz, dere taşkınlar oluyor her yağmurda, bu ve bunun gibi onlarca olay yaşanacak, yaşanmaya mecbur.
legendary
Activity: 1050
Merit: 1158
Maalesef ülke her açıdan o kadar çok mahvediliyor ki. Çevre de maalesef bu durumdan nasibini alıyor. Karadeniz ile ilgili bundan bir kaç yıl önce hatırlarsınız Katar Emirine Karadeniz'i helikopter ile gezdirmişti devlet gocumanımız, Katarlının beğendiği her yer de o yaz orman yangınları çıkmış sonrasında da oralar imara açılmış ve ne hikmetse Katar Emirinin şirketleri hepsini almıştı. Sen çevreye zarar verirsen, ormanları keser, HES yapacağım diye dereleri kurutursan, maden arayacağım diye zehirli suyu toprağa karıştırırsan kuraklıkta olur, heyelan da olur sel de olur. İnsanoğlunun doğa ile savaşılmayacağını anlaması lazım.

Ne yazık ki her satırı doğru yazdıklarınızin. En acısı da bu direkt yönetenler eliyle oluyor, dünyanın hiçbir yerinde çivi caktirilmayacak yerleri bizimkiler kendi elleriyle talan edip yabancilara açıyor, esnaf başka geliri olmadığı için gelenlere ses çıkarmıyor hatta denk getirdiklerini fahiş fiyatlarla da dudukluyor tabiri caizse. Daha önce de yazdığım gibi tabiat ana kendisinden alinani günü gelir mutlaka geri alır, hem de çok acı şekilde alır.

Maalesef hocam çok haklısınız. Gerçekten çok değerli bir toprağa ve çok mükemmel bir doğal zenginliğe sahibiz. Belki de sahiptik. Lakin özellikle son yıllarda para uğruna o kadar zarar gördü ki çevre. 90'lar ve 2000'ler de denizi doldurarak yol yapma fikri moda idi Karadeniz'de, o dönemin çevre gönüllüleri, mimarları, mühendisleri hatta rahmetli Kazım Koyuncu gibi ünlüler karşı çıkmıştı. Ama her şeyi her zaman en iyi bilen zamanın devlet gocumanları dinlememiş ve yapmıştı. Sonrasında sürekli heyelanlar olmuş ve uyarılar haklı çıkmıştı. Dediğiniz o konuda çok haklısınız tabiat anaya karşı yarışılmaz.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Bu yaz döneminde Karadeniz ve diğer bölgeler çok yağış aldı. Umarım bu yağışları doğru değerlendirmişizdir. Kuraklık düzeylerinin git gide arttığı bir dönemde böyle bir mevsimi zor buluruz tekrar. 15 Hazirana geldik neredeyse ve hala yaz kendini hissettirmedi. Hala yağmurlar, seller ile karşılaşıyoruz. Karadeniz ülkemizin en önemli bölgelerinden. Balıkçılık, tarım vs çok aktif orada ve oradaki kuraklık ülke geneli için büyük sorunların kaynağı demek. Umarım bu güzel konudan sonra bir de kuraklık azaldı, yeşillendik gibi haberler ile karşılaşabiliriz.

Hocam bu yağışlar, daha önce de belirttiğim gibi, aslında baraj doluluk oranları dışında çok da faydalı değil, biz Ordu' da yaşıyoruz, nisandan beri neredeyse güneş görmedik desek yeridir. tarladaki mahsül sürekli su içinde kaldığından fideler çürüyebiliyor, çevremizde resmen iki aydır aralıksız fasulye diken insanlar var, yağmur nedeniyle tohum içeride çürüyor. Bu arada asıl önemli olan kışın yeterli ve zamanında kar yağması, kar ne kadar yavaş erirse toprak o kadar fazla sudan faydalanır, buralarda arazi eğimi genelde çok olduğundan, toprak o yağmuru tam alamadan eğim nedeniyle su kayıp gidiyor.

Her şey zamanında güzel hocam haklısınız. Bu açıdan ben de düşünüyorum. Yağış her zaman iyi değildir. Zamanında yağan yağış iyidir. Yaz aylarında meyve vermesi ve güneş görmesi gereken ürünlere yağmur yağıp, dolu vurunca bu sefer daha kötü oluyor çünkü mahsül çıkmıyor veya verimsiz çıkıyor. Buda ürünün fiyatına zam olarak yansıyor çünkü beklenilenden kötü bir hasat geçirilmiş olunuyor. Zaten pahalı olan fındık gibi ürünler daha pahalı olursa daha yanına da yanaşamayız bu sorunlar devam ettiği müddetçe.

Fındık özelinde bu yıl için rekolte yani hasat beklentisi 800k ton civarı açıklanmış. Benim yaşadığım yer olan Fatsa ve civarında çakıldak fındık özelinde belirli bir rakıma kadar ürünün az olduğu konuşulmakta, bizim bahçede bu durum yok ama genel olarak 400 metre rakıma kadar civarımızda söylenen bu, havaların sürekli yağmurlu geçmesi sadece topraktaki olumsuz etkileri dışında, Mayıs Haziran döneminde gerekli olan, zararlı böceklere karşı koruma amaçlı ilaçlamayı da engelledi, bu ilaçlamanın yapıldığı an ve sonrasındaki minimum iki üç saatin mutlaka yağmursuz olması gerekiyor ki ilaç dallara sirayet edebilsin. Tanıdığım birçok arkadaş artık bu sene için ilaç vurmaktan da vazgeçti havalar nedeniyle geç kalındığını düşünerek, ama bunun bilimsel olarak ne kadar geçerliliği olduğu konusunda bir bilgim yok.
hero member
Activity: 1092
Merit: 631
Bu yaz döneminde Karadeniz ve diğer bölgeler çok yağış aldı. Umarım bu yağışları doğru değerlendirmişizdir. Kuraklık düzeylerinin git gide arttığı bir dönemde böyle bir mevsimi zor buluruz tekrar. 15 Hazirana geldik neredeyse ve hala yaz kendini hissettirmedi. Hala yağmurlar, seller ile karşılaşıyoruz. Karadeniz ülkemizin en önemli bölgelerinden. Balıkçılık, tarım vs çok aktif orada ve oradaki kuraklık ülke geneli için büyük sorunların kaynağı demek. Umarım bu güzel konudan sonra bir de kuraklık azaldı, yeşillendik gibi haberler ile karşılaşabiliriz.

Hocam bu yağışlar, daha önce de belirttiğim gibi, aslında baraj doluluk oranları dışında çok da faydalı değil, biz Ordu' da yaşıyoruz, nisandan beri neredeyse güneş görmedik desek yeridir. tarladaki mahsül sürekli su içinde kaldığından fideler çürüyebiliyor, çevremizde resmen iki aydır aralıksız fasulye diken insanlar var, yağmur nedeniyle tohum içeride çürüyor. Bu arada asıl önemli olan kışın yeterli ve zamanında kar yağması, kar ne kadar yavaş erirse toprak o kadar fazla sudan faydalanır, buralarda arazi eğimi genelde çok olduğundan, toprak o yağmuru tam alamadan eğim nedeniyle su kayıp gidiyor.

Her şey zamanında güzel hocam haklısınız. Bu açıdan ben de düşünüyorum. Yağış her zaman iyi değildir. Zamanında yağan yağış iyidir. Yaz aylarında meyve vermesi ve güneş görmesi gereken ürünlere yağmur yağıp, dolu vurunca bu sefer daha kötü oluyor çünkü mahsül çıkmıyor veya verimsiz çıkıyor. Buda ürünün fiyatına zam olarak yansıyor çünkü beklenilenden kötü bir hasat geçirilmiş olunuyor. Zaten pahalı olan fındık gibi ürünler daha pahalı olursa daha yanına da yanaşamayız bu sorunlar devam ettiği müddetçe.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Bu yaz döneminde Karadeniz ve diğer bölgeler çok yağış aldı. Umarım bu yağışları doğru değerlendirmişizdir. Kuraklık düzeylerinin git gide arttığı bir dönemde böyle bir mevsimi zor buluruz tekrar. 15 Hazirana geldik neredeyse ve hala yaz kendini hissettirmedi. Hala yağmurlar, seller ile karşılaşıyoruz. Karadeniz ülkemizin en önemli bölgelerinden. Balıkçılık, tarım vs çok aktif orada ve oradaki kuraklık ülke geneli için büyük sorunların kaynağı demek. Umarım bu güzel konudan sonra bir de kuraklık azaldı, yeşillendik gibi haberler ile karşılaşabiliriz.

Hocam bu yağışlar, daha önce de belirttiğim gibi, aslında baraj doluluk oranları dışında çok da faydalı değil, biz Ordu' da yaşıyoruz, nisandan beri neredeyse güneş görmedik desek yeridir. tarladaki mahsül sürekli su içinde kaldığından fideler çürüyebiliyor, çevremizde resmen iki aydır aralıksız fasulye diken insanlar var, yağmur nedeniyle tohum içeride çürüyor. Bu arada asıl önemli olan kışın yeterli ve zamanında kar yağması, kar ne kadar yavaş erirse toprak o kadar fazla sudan faydalanır, buralarda arazi eğimi genelde çok olduğundan, toprak o yağmuru tam alamadan eğim nedeniyle su kayıp gidiyor.
legendary
Activity: 1078
Merit: 1026
Bu yaz döneminde Karadeniz ve diğer bölgeler çok yağış aldı. Umarım bu yağışları doğru değerlendirmişizdir. Kuraklık düzeylerinin git gide arttığı bir dönemde böyle bir mevsimi zor buluruz tekrar. 15 Hazirana geldik neredeyse ve hala yaz kendini hissettirmedi. Hala yağmurlar, seller ile karşılaşıyoruz. Karadeniz ülkemizin en önemli bölgelerinden. Balıkçılık, tarım vs çok aktif orada ve oradaki kuraklık ülke geneli için büyük sorunların kaynağı demek. Umarım bu güzel konudan sonra bir de kuraklık azaldı, yeşillendik gibi haberler ile karşılaşabiliriz.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Maalesef ülke her açıdan o kadar çok mahvediliyor ki. Çevre de maalesef bu durumdan nasibini alıyor. Karadeniz ile ilgili bundan bir kaç yıl önce hatırlarsınız Katar Emirine Karadeniz'i helikopter ile gezdirmişti devlet gocumanımız, Katarlının beğendiği her yer de o yaz orman yangınları çıkmış sonrasında da oralar imara açılmış ve ne hikmetse Katar Emirinin şirketleri hepsini almıştı. Sen çevreye zarar verirsen, ormanları keser, HES yapacağım diye dereleri kurutursan, maden arayacağım diye zehirli suyu toprağa karıştırırsan kuraklıkta olur, heyelan da olur sel de olur. İnsanoğlunun doğa ile savaşılmayacağını anlaması lazım.

Ne yazık ki her satırı doğru yazdıklarınızin. En acısı da bu direkt yönetenler eliyle oluyor, dünyanın hiçbir yerinde çivi caktirilmayacak yerleri bizimkiler kendi elleriyle talan edip yabancilara açıyor, esnaf başka geliri olmadığı için gelenlere ses çıkarmıyor hatta denk getirdiklerini fahiş fiyatlarla da dudukluyor tabiri caizse. Daha önce de yazdığım gibi tabiat ana kendisinden alinani günü gelir mutlaka geri alır, hem de çok acı şekilde alır.
legendary
Activity: 1050
Merit: 1158
Maalesef ülke her açıdan o kadar çok mahvediliyor ki. Çevre de maalesef bu durumdan nasibini alıyor. Karadeniz ile ilgili bundan bir kaç yıl önce hatırlarsınız Katar Emirine Karadeniz'i helikopter ile gezdirmişti devlet gocumanımız, Katarlının beğendiği her yer de o yaz orman yangınları çıkmış sonrasında da oralar imara açılmış ve ne hikmetse Katar Emirinin şirketleri hepsini almıştı. Sen çevreye zarar verirsen, ormanları keser, HES yapacağım diye dereleri kurutursan, maden arayacağım diye zehirli suyu toprağa karıştırırsan kuraklıkta olur, heyelan da olur sel de olur. İnsanoğlunun doğa ile savaşılmayacağını anlaması lazım.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Kuraklık çok büyük bir tehlike ve çok çok yakın bir zamanda başımıza bela olacağa benziyor. Bireysel olarak bizim yapacaklarımızın yanında asıl yapması gerekenleri yapacakları adımlar daha önemli. Yani hükümetler ve büyük şirketler. Bizim yıllarca harcayacağımız suyu şirketler atık sularını dökerek veya çevreyi kirleterek beş dakika için de kurutabiliyorlar. Veya son yıllarda ülkemizde ki ekonomik sıkıntı sebebi ile döviz gelecek diye Karadeniz bölgesini parça parça Suudilere, Katarlara veriyoruz. Onlarda tabi ki oranın doğal dengesini umursamadan hes olsun maden olsun kullanıyorlar.

Hocam dünyanın belki de en verimli topraklarına yaşıyoruz, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her iklim yaşanıyor aslında ama elin oğlu yol yaparken ormana zarar vermemek için viyadük dikiyor, biz kazdağları gibi oksijen deposu olan yerlere, doğu karadeniz bölgesine siyanür ile altın arayacak kanadalılara kucak açıyoruz. doğal ekosistemde büyük önemi olan derelere saçma sapan HES ler kuruyoruz, hep söylerim, doğa ile başa çıkamazsın, kazandığını sandığın anda intikamını mutlaka alır tabiat ana, bunu yeri gelir sel ile yapar, yeri gelir kuraklık ile ama mutlaka sizden hakkı olanı alır.
legendary
Activity: 1050
Merit: 1158
Kuraklık çok büyük bir tehlike ve çok çok yakın bir zamanda başımıza bela olacağa benziyor. Bireysel olarak bizim yapacaklarımızın yanında asıl yapması gerekenleri yapacakları adımlar daha önemli. Yani hükümetler ve büyük şirketler. Bizim yıllarca harcayacağımız suyu şirketler atık sularını dökerek veya çevreyi kirleterek beş dakika için de kurutabiliyorlar. Veya son yıllarda ülkemizde ki ekonomik sıkıntı sebebi ile döviz gelecek diye Karadeniz bölgesini parça parça Suudilere, Katarlara veriyoruz. Onlarda tabi ki oranın doğal dengesini umursamadan hes olsun maden olsun kullanıyorlar.
legendary
Activity: 1358
Merit: 1313
Zamanında yerel halk çok dilenmişti HES ler yapılmasın diye şimdi sonuçları ortada.
HES kadar saçma projeler yok ülkemizde, çünkü yandaş kazansın diye yapılan bir proje.

Reisin baba ocağı Gürgen Deresini bile kuruttular HES projesi ile.
Her dereye bir gün HES’i tadacaktır.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Karadeniz bölgesinde kuraklık nasıl olur ?
Aşırı yağışlar yüzünden seller olan ülkemizin kuzeyinde bulunan bölge değil mi Karadeniz ne demek kuraklık. Karadeniz bölgesi aşırı kuraksa diğer bölgelerimiz naneyi yememiş midir  Huh

Burada bahşedilen kuraklık çok farklı. Yağışın olmaması ile alakalı bir durum değil.
Küresel ısınmadan dolayı mevsimlerde ciddi bir kayma var bence. Mevsimler ile ilgili bizim sınıf panomuz olurdu sonbahar kış ilkbaharda yaz diye işte o mevsimlerin ayları değişti. Şuan Ramazan yeni bitti ama sıcak geçen gün görmedik hep yağmur vardı hatta bizim şehre kar bile yağdı ama tutmadı. Mayıs ayına yaklaştık ve hala yağış var. Yaz bu sene geç gelecek gibi

Aynen dediğiniz gibi hocam, yağış var, hatta miktarı da yeterli fakat toprağın ihtiyacı olduğu zamanda yağmaması durumu var. Tabiatta mevcut doğal denge, herhangi bir noktada bozulduğunda, bu zincirleme olarak diğerlerine de sirayet ediyor. Geçen yıl mevsim en az 20 gün sarkmisti kışın sonundan itibaren, en basit örnekle balık sezonları da neredeyse aynı süre kadar değişti. Normalde havyar dökme yani üreme döneminde bir tane balık yoktu, bu yavruların büyüyeceği ve göç edeceği zamanı da etkiledi geçen yıl.
hero member
Activity: 1442
Merit: 256
DGbet.fun - Crypto Sportsbook
Karadeniz bölgesinde kuraklık nasıl olur ?
Aşırı yağışlar yüzünden seller olan ülkemizin kuzeyinde bulunan bölge değil mi Karadeniz ne demek kuraklık. Karadeniz bölgesi aşırı kuraksa diğer bölgelerimiz naneyi yememiş midir  Huh

Burada bahşedilen kuraklık çok farklı. Yağışın olmaması ile alakalı bir durum değil.
Küresel ısınmadan dolayı mevsimlerde ciddi bir kayma var bence. Mevsimler ile ilgili bizim sınıf panomuz olurdu sonbahar kış ilkbaharda yaz diye işte o mevsimlerin ayları değişti. Şuan Ramazan yeni bitti ama sıcak geçen gün görmedik hep yağmur vardı hatta bizim şehre kar bile yağdı ama tutmadı. Mayıs ayına yaklaştık ve hala yağış var. Yaz bu sene geç gelecek gibi
legendary
Activity: 1512
Merit: 1341
Catalog Websites
Genel olarak ülkemizde bu aralar güneşten ziyade yağış söz konusu.Hava durumlarına bakıyorum da ülkenin genelinde yağmurlu bir hava hakim.Hatta bazı yerlere kar yağdığının duyumlarını aldım bir kaç arkadaşımdan.Bu şekilde devam ederse barajlardaki su sorunu da bir süreliğine çözülmüş olacaktır.Yağmur yağsın yağmasına da hava biraz daha sıcak olabilir Cheesy
Ramazan ramazan da iyi gidiyor aslında havanın sıcak olmaması oruç tutma düzeyimizi kolaylaştırıyor diyebiliriz.Yağmurlu havada ve güneşli havada oruç tutmak arasında dağlar kadar fark var diyebilirim. Konuya dönücek olursam Karadeniz zaten yağış alan bölgelerin başında geliyor.Ben kuraklık olduğunu düşünmüyorum.Karadenizde bile çok ciddi bir şekilde kuraklık varsa biz yaşamayalım ozaman.
legendary
Activity: 2548
Merit: 1519
Acilen önlemler alınmazsa önümüzdeki 10-20 yılın konusu bu olacak gibi duruyor. Dünya genelinde bu sorun var ama bizimki gibi verimli topraklarda bile yanlış siyasi kararlar sonrası yeniden kuraklık problemi ortaya çıktı. Türkiye çöl olmasın kampanyalarını forum üyeleri hatırlar burada yaş ortalaması yüksek. O zaman ciddi çalışmalar yapılmıştı hem ağaçlandırma hem yeni barajlar hem de var olanları koruma adına. Şimdi bundan da fazlasını yapmak gerekiyor hani beka sorunu dedikleri şey var ya bu tam da o işte. Türkiye'nin gerçekçi ve uygulanabilir bir iklim politikası olması gerek.
hero member
Activity: 630
Merit: 463
20 yıl önceki bilimsel makalelerde 2020 sonrasında büyük orman yangınlarının başlayacağını yazmışlar, birebir tuttu. Görünce çok şaşırmıştım. Aynı şekilde kuraklıkların da başlayacağı yazılıyordu. O da maalesef doğru çıkıyor. 20 yıl önce 5 metre kar olan bölgelerde kuraklık olacak dendiğinde insan ister istemez hadi canım diye düşünür ama işte oluyor, görüyoruz. Belki 1-2 sene çok yağışlı olur ama genel olarak sürekli su sorunu yaşayacağız gibi gözüküyor. Ve bu öyle bir şey ki çözümü de yok. Bu sene meteoroloji mühendislerinin paylaşımlarını dikkatli takip ettim. Sibirya civarında soğuk hava sistemleri hep oluştu oluştu bize uğramayıp Avrupa'ya gitti. Sadece bir soğuk sistem geldi, onda da kar yağdı. Bundan sonra da aynı şekilde olabilir ve yapacak hiçbir şeyimiz yok. Ülkede sorun bitmiyor bir de bu çıktı ama belki de en önemlisi.

Dünden beri bazı bölgelerde yağışlar var. Yoğun şekilde olan bu yağışlardan da verim yeteri kadar alınamıyor çünkü o kadar şiddetli yağıyor ki ekinler sular altında kalıyor. Bir anda bardaktan suyu boşaltmak ile damla damla sulamak aynı olur mu? Yağmurun dengeli yağması gerekirken, artık küresel ısınma sebebiyle yağış şekli, yağış sıklığı, yağış miktarları değişti. Bir kaç sene sonra artık kuraklığı daha şiddetli yaşayınca yaptığımız hatayı anlayacağız. Sibirya bölgeleri, Alaska, Antarktika bölgeleri dünyanın aslında en önemli yerleri. Oraların da sürekli kırılıp küçüldüğünü düşünürsek, dünya sıcaklığı günden güne artmaya, küresel mevsim değişiklikleri olmaya devam edecek…
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Valla bana öyle geliyor ki yakın bir zamanda bu yaşlı gezegen " Yeter ulan beni bu kadar hor kullandığınız " diyip kıçımıza tekmeyi koyacak.  Herşeyin doğal döngüsü değişti neredeyse, miktar olarak yeterli olan şeyler zamanlama olarak yanlış zamanda gerçekleşiyorsa sonucu yine negatif etkiliyor.
hero member
Activity: 966
Merit: 764
Bundan 20 sene sonra falan muhtemelen kuraklık ölçüleri bile değişir. Şu anda çok kurak dediğimiz şey normal kurak olacak herhalde. Karadeniz e hiç gitmişliğim yok ama çok yağışlı diye bilirim orada bile şiddetli kuraklık oluyorsa çok şaşırtıcı gerçekten. Antalya özelinde baktığımda kuraklığın en az etkilediği yer burası. Ama burada bile eskisi gibi günlerce yağan yağmurlar pek olamıyor. Bu kış bir ara 5 gün falan yağmur yağdı sonrasında uzunca süre hiç yağmadı falan. Tarımı da mahvediyor.

Dünyanın mevsimsel döngüsü değişiyor. Geçen sene ile bu sene arasında bile o kadar çok fark var ki. Dediğiniz gibi benim de Karadeniz denildiğinde aklıma yağmur geliyor. Oranın ortalamasının bile düşüp uyarı verici bir seviyeye gelmişse ülke genelinde hatta dünyada çok zor zamanlar insanları bekliyor. Kuraklıkla ve beraberinde gıda sorunuyla baş edebilecek seviye miyiz sorusu akla geliyor. Umarım bol yağışlı bereketli zamanlar yakında gelir.
legendary
Activity: 2436
Merit: 1366
Bundan 20 sene sonra falan muhtemelen kuraklık ölçüleri bile değişir. Şu anda çok kurak dediğimiz şey normal kurak olacak herhalde. Karadeniz e hiç gitmişliğim yok ama çok yağışlı diye bilirim orada bile şiddetli kuraklık oluyorsa çok şaşırtıcı gerçekten. Antalya özelinde baktığımda kuraklığın en az etkilediği yer burası. Ama burada bile eskisi gibi günlerce yağan yağmurlar pek olamıyor. Bu kış bir ara 5 gün falan yağmur yağdı sonrasında uzunca süre hiç yağmadı falan. Tarımı da mahvediyor.
hero member
Activity: 1274
Merit: 680
20 yıl önceki bilimsel makalelerde 2020 sonrasında büyük orman yangınlarının başlayacağını yazmışlar, birebir tuttu. Görünce çok şaşırmıştım. Aynı şekilde kuraklıkların da başlayacağı yazılıyordu. O da maalesef doğru çıkıyor. 20 yıl önce 5 metre kar olan bölgelerde kuraklık olacak dendiğinde insan ister istemez hadi canım diye düşünür ama işte oluyor, görüyoruz. Belki 1-2 sene çok yağışlı olur ama genel olarak sürekli su sorunu yaşayacağız gibi gözüküyor. Ve bu öyle bir şey ki çözümü de yok. Bu sene meteoroloji mühendislerinin paylaşımlarını dikkatli takip ettim. Sibirya civarında soğuk hava sistemleri hep oluştu oluştu bize uğramayıp Avrupa'ya gitti. Sadece bir soğuk sistem geldi, onda da kar yağdı. Bundan sonra da aynı şekilde olabilir ve yapacak hiçbir şeyimiz yok. Ülkede sorun bitmiyor bir de bu çıktı ama belki de en önemlisi.
legendary
Activity: 2100
Merit: 1452
Arkadaşlar inanamayacağınız kadar yüksek kuraklık var aslında yıllardır yavaş yavaş kendini belli ediyordu karadenizin tatlı su kaynağını aslında yaylalarda yağan kar sağlıyor 4-5 metreye çıkan karlar uzun süre erimiyor hele bazı bölgelerde hangi ayda giderseniz gidin isterseniz yazın en sıcak oldugu zaman gidin en az 1 metre üzerinde kar olan yerler olur.

Toplu hayattan ziyade yayla hayatını seven biriyimdir doğallık aldığın nefes bile değişir. Neyse efendim geçtiğimiz 4-5 yıldır inanılmaz derecede yağış az kar olması gereken yani öyle alıştığımız tepe noktalarda kar malesef yok.

Bu yıl kış sanırım 1 ay oldu olmadı.
legendary
Activity: 2772
Merit: 1557
Bireysel olarak yapabileceğimiz çok fazla bir şey yok. Yapılacak şeyler var aslında ama ne kadar etkili olur o tartışılır. Biz bireysel olarak yılda 1000 litre su tasarrufu yapabiliyorken tarlasına mısır eken adam bizim gibi binlerce kişinin tasarrufunu çöpe atmış oluyor.
Kuraklıktan kurtulmanın ilk şartı devletin ekilen tarım ürünlerini kontrol altına alması, ikincisi ise sanayi bölgelerinin denetlenmesi.

Evde perlatör kullanmak ya da alışveriş yapmayı azaltıp 3-5 tişört eksik almaktan başka yapabileceğimiz çok fazla bir şey yok Smiley
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Karadeniz Bölgesinde de kuraklık varsa baş gösterdiyse vay halimize, demek ki yurt genelinde ciddi kuraklık tehlikesi var. Kuraklık tarım ürünlerinin hem verimini hemde kalitesini düşürür dolayısıyla tarımsal ürünlerin fiyatlarının artmasına sebep olacaktır. Türkiye genelinde kuraklığa dikkat çekilmesi ve kuraklığın önlenmesi adına çalışmalar yapılmalı.
Burada bilimsel yöntemlerin tespit edilip, insanların gerekirse mutlaka uyması yönünde de uygulamaları yürürlüğe koymak lazım. Bölgede en büyük tarımsal ürün fındık, sonrasında ise çay uretimi var, bunlara sekte vurulursa sonrası malum.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Çok şiddetlinin sonrası verimsiz toprak açsızlık,susuzluk kaos hepsi bir arada. Kontrolsüz sulamanın bu kadar etkisi varsa yıllardır önüne geçilmemesi anormal bir durum kuraklık iklim değişimleri yeni değil yıllardır öne çıkan bir konu. Ülkemizin en büyük önceliğini hepimizin artık deprem ve kuraklık olması gerekiyor başka büyük mesele olamaz. Karadeniz gibi bol yağış alan bir bölgenin bu durumda olması çok üzücü.
Yer altı sularının bilinçsiz kullanımı, HES Ler ile büyük küçük akarsularin rejimlerinin değişmesi gibi birçok etken sayabiliriz. Çok sevdiğim bir laf vardır, biraz amiyane olacak ama gotuyle inatlaşan altına sicar diye, durum aynen bu, tabiat anayla mücadele edemezsin, kuralları basittir uyarsan sana bebek gibi bakar, uymazsan ve de kizdirirsan çok büyük kaybedersin.
full member
Activity: 154
Merit: 115
Karadeniz bölgesinde kuraklık nasıl olur ?
Aşırı yağışlar yüzünden seller olan ülkemizin kuzeyinde bulunan bölge değil mi Karadeniz ne demek kuraklık. Karadeniz bölgesi aşırı kuraksa diğer bölgelerimiz naneyi yememiş midir  Huh
hero member
Activity: 1428
Merit: 931
Karadeniz Bölgesinde de kuraklık varsa baş gösterdiyse vay halimize, demek ki yurt genelinde ciddi kuraklık tehlikesi var. Kuraklık tarım ürünlerinin hem verimini hemde kalitesini düşürür dolayısıyla tarımsal ürünlerin fiyatlarının artmasına sebep olacaktır. Türkiye genelinde kuraklığa dikkat çekilmesi ve kuraklığın önlenmesi adına çalışmalar yapılmalı.
legendary
Activity: 2198
Merit: 1232
Çok şiddetlinin sonrası verimsiz toprak açsızlık,susuzluk kaos hepsi bir arada. Kontrolsüz sulamanın bu kadar etkisi varsa yıllardır önüne geçilmemesi anormal bir durum kuraklık iklim değişimleri yeni değil yıllardır öne çıkan bir konu. Ülkemizin en büyük önceliğini hepimizin artık deprem ve kuraklık olması gerekiyor başka büyük mesele olamaz. Karadeniz gibi bol yağış alan bir bölgenin bu durumda olması çok üzücü.
sr. member
Activity: 1358
Merit: 374
Çok şiddetliden sonrası nedir? Çok çok şiddetli mi? Artık insanlar kuraklık ile savaşmak için neyi bekliyorlar acaba, gelecekte su savaşları klişesi gerçek olacak, biz devlet olarak gereken önemli önceden alarak su ihtiyacımızı en düşük risk seviyesinde tutmasını başarmalıyız, bir ara internette gölet baraj gibi yerlere siyah özel toplar bırakılıyor ve suyun buharlaşması azaltılması amaçlanıyordu, böyle çalışmalar yapılamaz mı?

Asıl mesele, bu durumun memleketin en çok yağış alan bölgesinde yaşanması, ve  daha da garibi yağış miktarında yüzde 8 civarı artışa rağmen bu durumda olmak. Maalesef yerin altını da üstünü de bilinçsiz kullanıyoruz, neticede tabiat ana kendisine yapılan hiçbir şeyi iyi veya kötü karşılıksız bırakmıyor.

Bizim toprakların herhangi bir Avrupa ülkesinde olduğunu hayal ediyorum da, ne Avrupa’da olmak isterler ne başka yerde, açık ara dünyanın en iyi ülkelerinden birisi olurlardı, el kadar ülkeyi mükemmel seviyeye çıkarıyorlar, mesela Hollanda ölçüm olarak Konya kadar ülke, adamlardaki tarım hayvancılık üst seviyede, futbol desen, spor desen orada da üst seviyedeler, keşke onları örnek alsak da bir şeylere girişsek mesela,
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
Çok şiddetliden sonrası nedir? Çok çok şiddetli mi? Artık insanlar kuraklık ile savaşmak için neyi bekliyorlar acaba, gelecekte su savaşları klişesi gerçek olacak, biz devlet olarak gereken önemli önceden alarak su ihtiyacımızı en düşük risk seviyesinde tutmasını başarmalıyız, bir ara internette gölet baraj gibi yerlere siyah özel toplar bırakılıyor ve suyun buharlaşması azaltılması amaçlanıyordu, böyle çalışmalar yapılamaz mı?

Asıl mesele, bu durumun memleketin en çok yağış alan bölgesinde yaşanması, ve  daha da garibi yağış miktarında yüzde 8 civarı artışa rağmen bu durumda olmak. Maalesef yerin altını da üstünü de bilinçsiz kullanıyoruz, neticede tabiat ana kendisine yapılan hiçbir şeyi iyi veya kötü karşılıksız bırakmıyor.
sr. member
Activity: 1358
Merit: 374
Çok şiddetliden sonrası nedir? Çok çok şiddetli mi? Artık insanlar kuraklık ile savaşmak için neyi bekliyorlar acaba, gelecekte su savaşları klişesi gerçek olacak, biz devlet olarak gereken önemli önceden alarak su ihtiyacımızı en düşük risk seviyesinde tutmasını başarmalıyız, bir ara internette gölet baraj gibi yerlere siyah özel toplar bırakılıyor ve suyun buharlaşması azaltılması amaçlanıyordu, böyle çalışmalar yapılamaz mı?
sr. member
Activity: 994
Merit: 316

https://www.ntv.com.tr/turkiye/karadenizi-cok-siddetli-kuraklik-vurdu,mHktjBTTeUOXlwI_GJI2zQ

Az önce okuduğum ve yukarıda da linki yer alan habere göre, Karadeniz bölgemizde, özellikle Doğu Karadeniz'de meteorolojik kaynaklı kuraklık düzeyi şiddetli kuraklık düzeyinden çok şiddetli kuraklık düzeyine geçmiş. özellikle son 6 ayda Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Gümüşhane ve Bayburt'ta ‘şiddetli kuraklıktan, ‘çok şiddetli kuraklık’ düzeyine geçildiği, Türkiye’nin en çok yağış alan ili konumundaki Rize ve çevre iller Gümüşhane ve Bayburt, 'orta kuraklıktan 'olağanüstü kuraklığa, Trabzon'un da 'şiddetli kuraklıktan ‘çok şiddetli kuraklığa’ seviyesine yükseldiği belirtilen haberde, bu duruma da sebep olarak aslında yağış miktarında nispeten artış olsa da, bitki ve toprağın ihtiyacı olan zamanda yağmadığı için bu durumun oluştuğunu belirtmekte. Bu faktörlerin yanı sıra ayrıca da daha önce hiç duymadığım Vahşi Sulama yönteminin de bunda etkisi olduğunu öğrendim.

https://www.cnnturk.com/video/turkiye/vahsi-sulama-topragi-olduruyor

Yukarıda Vahşi Sulama ile ilgili bilgiler yer almakta, Vahşi sulama kısaca suyun, kontrolsüz ve ölçülmeden toprağa verilerek, aşırı su kullanım durumun ortaya çıkması anladığım kadarıyla. Bu durum hem toprağa hem ürüne hem de su kaynaklarına zarar veriyormuş.

Konu ile alakalı kamu spotları vs zaten sürekli tv. lerde yer almakta, bireysel olarak yapabileceklerimiz, alabileceğimiz önlemler çok önemli, ayrıca devletimizin de ilgili birimlerince gerekli planlamaların yapılması, kısa orta ve uzun vadede eylem planlarının çıkarılıp kararlı şekilde uygulanması mutlaka gerekmekte. Konu ile ilgili yapılabilecekler ile ilgili görüş ve öneriler neler olabilir ?
Jump to: