Author

Topic: Kimeralar (Read 161 times)

hero member
Activity: 1582
Merit: 670
December 14, 2019, 02:48:45 PM
#6
Beyin yakan makale diye etiketleyebiliriz. İnsanın yaşayacağı şok bir yana, bunu insanlara anlatmanın zorluğu. Yani bir sorun olsa DNA testine başvurulur her zaman. Demek ki insanın kodlaması o kadar da eşsiz ve kopyalanamaz değil. O veya bu şekilde DNA ile oynanabilir demek ki. Üstelik şeytanca fikirler için kullanılabilecek bir şey gibi... Yani düşünsenize, DNA'ya konu olabilecek suçlarda kolaylıkla insanları aklayabilecek bir yöntem. Sonuçta adli tıp raporu ne derse o olur...
hero member
Activity: 1111
Merit: 525
CryptoTalk.Org - Get Paid for every Post!
December 14, 2019, 10:35:06 AM
#5
Yukarıdaki yazı Ertuğrul Özkök tarafından kaleme alındı ve 10 Aralık tarihinde Hürriyet gazetesinde yayınlandı. Çok ilginç sonuçlar, detaylar, bilgiler mevcut...Tabi ben yine bunun yorum kısmıyla ilgileniyorum 😉
Bu aralar sıkça duyduğumuz İot ile bir bağlantı...
Yediğimiz içtiğimiz ile ilgili bir bağlantı...
Ve kripto paralar ile ilgili bir bağlantı olmak üzere 3 ana kısımda inceleyelim istedim. Ekleme çıkarma eleştiri yapmak size kalmış...

Öncelikle yeme içme ve benzeri (ilaç-kozmetik vs) alanda kullandıklarımız da doğrudan bizi etkiliyor. Nasıl ki kan-organ bağışı vücuda duhul ediyor bunlar da bize fiziksel olarak giriyor (😂ne şekilde anlayacağınız yine size kalmış) Dolayısıyla doğduğumuzdaki biz ile şimdiki biz arasında epey fark var. Gdo'lu gıdalar, ilaçlar... içeriği meçhul bir biçimde bizleri etkiliyor. Ve belki de o yüzden "eskiden bu böyle değildi, şu şöyle değildi" lafını çok sık duyuyoruz. Burada dna'mızla ilgili bir bozma ve/ya yeniden tasarım olması bana göre çok güçlü bir olasılık...

İkinci olarak İot ya da İnternet of things ile alakalı da bunu modelleme yaparsak, elimizden düşmeyen cep telefonları başta olmak üzere sürekli bir in-out-in olayına maruz kalıyoruz. Dolayısıyla bu da bizi başta düşünce ve davranış yapımız olmak üzere sürekli mutasyona uğratıyor diye düşünüyorum. Yayılan sinyal, enerji, radyasyon vs ayrıca fiziksel olarak da bir değişime maruz kalmamıza neden oluyor.

Kripto para açısından bakacak olursak hem kriptoların kendi aralarında hem bizlerle olan etkileşimi onları ve bizi etkiliyor. İnsan çok müthiş bir varlık, bilgi çağında bile hala çözülememiş sırları barındırıyor. Her ne kadar genelde mantıksız, kaba, hödük gibi davransa da aslında mahiyeti itibariyle en gelişmiş canlı türü olduğu bilinmektedir. Kripto paralar da insanla şu an en uyumlu değişim aracı bence... Her biri farklı bir birey gibi özellikleri olan, kimi zaman değere binen kimi zaman umursanmayan varlıklar... Bunların hem kendi hem insanlarla olan etkileşimi de bizi daha farklı bir biz yaptığı inancındayım.

Bütün bu etkileşimler hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Belki tam ifade edemedim ama gerçekten ilginç bir konu olduğunu düşünerek sizinle paylaşmak istedim.
Saygı ve sevgilerimle
Not : vurun ama öldürmeyin 😉

Birinci olarak dediğiniz kısımda gerçekten haklısınız nr zaman köye gitsem yediklerim içtikleriö bulunan ortamın havası o kadar farklı ki çocukluk zamanım gibi aynı. Şehirde olduğundan daha sağlıklı enerjik zmaan geçiriyorum ister istemez yediklerimiz ciddi anlamda değişime maruz bırakıyor.


İkinci olarak hayatımıza giren çıkan cihazların kullanım şekli süresine bakarak ciddi anlamda etki bırakıyor bizlere bundan 10 sene önce en basitinden uykuya dalma süremiz 10 15 dk iken bu akıllı telefondu bildirimdğ derken daha uzun sürelere çıktı.

Üçüncü olarak nakamoto bitcoin ile sadece ekonomim özgürlük değil gelişimin önünde engelleri kaldırdı diye düşünüyorum bende
legendary
Activity: 2128
Merit: 1148
December 14, 2019, 12:24:49 AM
#4
Çok ilginç bir konu, daha okurken Ertuğrul Özkök yazısı olduğunu anladım  Wink bu tarz işlere çok meraklı bir arkadaş...

Genetik bilimi görece yeni bir dal fakat çok eskilere giden çarpıcı bulgular var bu konuda,

örneğin Antik Yunan kayıtlarında, savaşta kaybettiği eski eşi sarışın olan bir kadının daha sonra siyah saçlı bir adamla evlenip yıllar sonra hala eski eşine benzeyen çocuklar doğurması gibi, DNA temasından sonra kişilerin DNA'larının değişebileceğine işaret eden ve daha yeni yeni deneylerle doğruluğu ispatlanan bulgular da var (hatta bu konuyla ilgili bir çalışma yakın zamanda Nobel aldı sanırım meraklı arkadaşlar bulabilirler)...

Günümüzde de DNA ve Gen modifikasyonları konusunda CRISPR şirketinin de devrim niteliğinde buluşlar yaptığı belirtiliyor...
Üstad atalarımız da bu konuda olağanüstü bir tespitte bulunmuş: Üzüm üzüme baka baka kararır demişler😂
İnsanlar forumda biraz vakit geçirince forumdakilerin huyundan suyundan kapıyor. Tartışmalara kapı aralamamak adına Coğrafya kaderdir demeyeceğim😉
Bazen karı koca görüp "kardeş" sandığımız olmuştur. O kadar çok birlikte vakit geçirince birbirine benzeme birbirine dönüşme yaşanıyor galiba hem fiziksel hem karakteristik açıdan...
Güneş, cildimizde renk, vitamin hatta kansere varan çok çeşitli değişimlere neden olabiliyor.
Kısacası alışveriş yaptığımız, etkileşimde bulunduğumuz her şey bizi değiştiriyor.
Değişim kaçınılmaz...
legendary
Activity: 2128
Merit: 1657
December 13, 2019, 10:31:40 PM
#3
Çok ilginç bir konu, daha okurken Ertuğrul Özkök yazısı olduğunu anladım  Wink bu tarz provokatif işlere çok meraklı bir köşe yazarı...

Genetik bilimi görece yeni bir dal fakat çok eskilere giden çarpıcı bulgular var bu konuda,

örneğin Antik Yunan kayıtlarında, savaşta kaybettiği eski eşi sarışın olan bir kadının daha sonra siyah saçlı bir adamla evlenip yıllar sonra hala eski eşine benzeyen çocuklar doğurması gibi, DNA temasından sonra kişilerin DNA'larının değişebileceğine işaret eden ve daha yeni yeni deneylerle doğruluğu ispatlanan bulgular da var (hatta bu konuyla ilgili bir çalışma yakın zamanda Nobel aldı sanırım meraklı arkadaşlar bulabilirler)...

Günümüzde de DNA ve Gen modifikasyonları konusunda CRISPR şirketinin de devrim niteliğinde buluşlar yaptığı belirtiliyor...
legendary
Activity: 2128
Merit: 1148
December 13, 2019, 04:06:15 PM
#2
Yukarıdaki yazı Ertuğrul Özkök tarafından kaleme alındı ve 10 Aralık tarihinde Hürriyet gazetesinde yayınlandı. Çok ilginç sonuçlar, detaylar, bilgiler mevcut...Tabi ben yine bunun yorum kısmıyla ilgileniyorum 😉
Bu aralar sıkça duyduğumuz İot ile bir bağlantı...
Yediğimiz içtiğimiz ile ilgili bir bağlantı...
Ve kripto paralar ile ilgili bir bağlantı olmak üzere 3 ana kısımda inceleyelim istedim. Ekleme çıkarma eleştiri yapmak size kalmış...

Öncelikle yeme içme ve benzeri (ilaç-kozmetik vs) alanda kullandıklarımız da doğrudan bizi etkiliyor. Nasıl ki kan-organ bağışı vücuda duhul ediyor bunlar da bize fiziksel olarak giriyor (😂ne şekilde anlayacağınız yine size kalmış) Dolayısıyla doğduğumuzdaki biz ile şimdiki biz arasında epey fark var. Gdo'lu gıdalar, ilaçlar... içeriği meçhul bir biçimde bizleri etkiliyor. Ve belki de o yüzden "eskiden bu böyle değildi, şu şöyle değildi" lafını çok sık duyuyoruz. Burada dna'mızla ilgili bir bozma ve/ya yeniden tasarım olması bana göre çok güçlü bir olasılık...

İkinci olarak İot ya da İnternet of things ile alakalı da bunu modelleme yaparsak, elimizden düşmeyen cep telefonları başta olmak üzere sürekli bir in-out-in olayına maruz kalıyoruz. Dolayısıyla bu da bizi başta düşünce ve davranış yapımız olmak üzere sürekli mutasyona uğratıyor diye düşünüyorum. Yayılan sinyal, enerji, radyasyon vs ayrıca fiziksel olarak da bir değişime maruz kalmamıza neden oluyor.

Kripto para açısından bakacak olursak hem kriptoların kendi aralarında hem bizlerle olan etkileşimi onları ve bizi etkiliyor. İnsan çok müthiş bir varlık, bilgi çağında bile hala çözülememiş sırları barındırıyor. Her ne kadar genelde mantıksız, kaba, hödük gibi davransa da aslında mahiyeti itibariyle en gelişmiş canlı türü olduğu bilinmektedir. Kripto paralar da insanla şu an en uyumlu değişim aracı bence... Her biri farklı bir birey gibi özellikleri olan, kimi zaman değere binen kimi zaman umursanmayan varlıklar... Bunların hem kendi hem insanlarla olan etkileşimi de bizi daha farklı bir biz yaptığı inancındayım.

Bütün bu etkileşimler hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Belki tam ifade edemedim ama gerçekten ilginç bir konu olduğunu düşünerek sizinle paylaşmak istedim.
Saygı ve sevgilerimle
Not : vurun ama öldürmeyin 😉
legendary
Activity: 2128
Merit: 1148
December 13, 2019, 04:05:57 PM
#1
"Beyefendi... Sperm sizin ama çocuk sizden değil

Olay bu yılın ağustos ayında İstanbul’un tanınmış bir işadamının Londra merkezli bir “DNA araştırma merkezi”ne gönderdiği numunelerin incelenmesinden sonra gelen telefonla patladı.
Ünlü işadamı yeni doğan çocuğunun DNA’larını da göndermiş ve onun da genetik haritasının çıkarılmasını istemişti.

Arayan, şirketin İstanbul’daki temsilcisiydi...

“Raporunuz geldi ama ilginç bir durum var. Bunu size yüz yüze anlatmalıyım...”

Ünlü işadamı apar topar merkeze gitti.



Kendisine söylenen şuydu:

“Sperm sizin sperminiz. Ama DNA sizin DNA’nız değil. Buradan 10 bin kilometre uzakta yaşayan, sizden 10 yaş küçük bir erkeğe ait.”

Bu olay akıllara 2004
yılında Alaska’da meydana gelen bir olayı getirdi.

Çünkü o olay dünyanın bütün polis teşkilatlarının “data envanteri”ne girmişti.

SPERMDE BULUNAN DNA İLGİNÇ BİR İNSANA AİTTİ

2004 yılında Alaska’nın Anchorage şehrinde bir kadın cinsel saldırıya uğramıştı.

Kadının üzerinde bulunan spermin DNA analizinden saldırganın kimliği hemen belirlenmişti.

Ama ortada çok ilginç bir durum vardı. Spermdeki DNA’nın ait olduğu kişi olay sırasında cezaevindeydi ve hiç çıkmamıştı.

KAZADA ÖLEN KADININ DNA’SI HERKESİ ŞAŞIRTTI

Üçüncü olay ise 2008 yılında ABD’nin Teksas eyaletinde yaşandı.

Polis trafik kazasında ölen birinin cesedini teşhis etmek için DNA testi yaptığında yine hayretler içinde kaldı.

Yerde yatan ceset bir kadına aitti, ancak DNA’sı onun bir erkeğe ait olduğunu ortaya koyuyordu.

Bu üç olayın ilk inceleme sonuçları:

İstanbul’daki işadamının spermi kendine aitti ama DNA’sı kendine ait değildi.

Alaska’daki mahkûma gelince evet spermdeki DNA onundu ama sperm onun değildi.

Trafik kazasında ölen kadının DNA’sı ise bir erkeğe aitti.

Üç olayda da polisin ulaşabildiği tek sonuç şuydu:

Bu üç olayın da gerisinde
bir “Esrarengiz Bay Kimera” vardı. Kimdi bu “Yetenekli Bay Kimera”...

Kim olduğu dün New York Times gazetesinde yayınlanan bir makale ile aydınlandı...



ÇOCUĞUN GERÇEK BABASI VE TECAVÜZCÜ O AYNI ‘ESRARENGİZ BAY KİMERA’ MI

YAZININ girişinde anlattığım İstanbullu işadamı olayı hayaliydi. Yani ben uydurdum. Ama Alaska’daki tecavüz ve Teksas’taki trafik kazası olayları gerçek. Alaska’daki tecavüzde de bir ilik nakli olayı söz konusuydu. Hapisteki adam, hasta kardeşine kemik iliğini vermiş ve böylece onun DNA’sı spermine geçmişti. Kısaca gerçek saldırgan hapisteki mahkûm değil, iliğini verdiği kardeşiydi.

Trafik kazası geçiren kadına ise bir süre önce böbrek nakli yapılmıştı.

*

Çok ender olsa da bazı insanlarda böyle “ikili DNA setine” rastlanabiliyor.

Adli tıp dilinde bunlara “Kimera” deniyor.

“Kimera” Yunan mitolojisindeki bir hayvan.

Ateş püsküren, başı aslan, sırtı keçi, gövdesi aslan ve kuyruğu yılan şeklinde mitolojik bir hayvan bu.

Yani yukarıda anlattığım biri hayali, ikisi gerçek olayın asli faili işte bu “Kimera sendromu”...



'ESRARENGİZ BAY KİMERA’NIN GERÇEK KİMLİĞİ BELLİ OLDU

‘ESRARENGİZ Bay Kimera’, Amerika Bireşik Devletleri’nin Reno şehrinde oturan Chris Long adlı bir kişinin bir süre önce bölgenin polis departmanına başvurarak ilginç bir talepte bulunması ile ortaya çıktı.

“DNA’larım tamamen değişti... Polis kaydımın da buna uygun değiştirilmesini istiyorum...”


Polis yetkilisi şaşırdı ve durumu şefine anlattı. Adli tıbba başvuruldu. Evet adamın kanındaki DNA değişmişti.

Üstelik yeni DNA’sı kendisinden 10 yaş genç birine aitti.

Peki yeni DNA vücuda nasıl girmiş ve bütün DNA haritasını ele geçirmişti... Bunun üzerine Amerikan polis tarihinin en ilginç adli tıp araştırması başladı.

Ve o ilginç gerçek ortaya çıktı.

*

Chris Long’a bir buçuk yıl önce lösemi teşhisi konmuştu.

Bunun için ilik nakli gerekiyordu. Uygun donör Almanya’da bulundu. Verici kendisinden 10 yaş küçük bir Alman erkeğiydi. Gelen ilik nakledildi ve Chris Long iyileşti.

Ama kısa süre sonra anlaşıldı ki ilikle gelen DNA, Chris Long’un önce kanına, oradan da bütün vücuduna yayılmış, mevcut DNA sistemini istila ederek bütün gen haritasını tamamen değiştirmişti.

*

Buraya kadar normaldi. Bu, ilik nakli vakalarında görülen bir şeydi.

Ancak Chris Long’un durumunda adli tıpçıları hayretler içinde bırakacak yeni bir şey vardı.

Genç donörün DNA’sı hastanın spermlerini de ele geçirmişti... Yani onun neslini devam ettirme zincirini fethetmişti.

Bu buluş dünya adli tıp çevrelerinde bir depreme yol açtı ve geçen eylül ayında yapılan “Dünya Adli Tıp Kongresi”ne sunuldu.

Chris Long şu an dünya polis çevrelerinin en büyük kobayı haline geldi.



İnsanın gövdesinde bugüne kadar bilinen en büyük savaş kanserli hücrelerle sağlamları arasındaki savaştı.

Şimdi bedendeki asıl dünya savaşının DNA’lar savaşı olacağı anlaşılıyordu. Yani teorik olarak, dışarıdan gelen istilacı bir DNA kavmi, bir insanın bütün gen haritasını fethedebilirdi.

O nedenle bütün dünya gibi ben de Reno Adli Tıp’ındaki bu araştırmanın nasıl sonuçlanacağını merakla bekliyorum.

İSTİLACI KİMERALARA DİRENİP TESLİM OLMAYAN SON İKİ KALE


SORU 1: DNA değişince kişinin karakteri de değişiyor mu?

Stanford Üniversitesi Tıp Merkezi öğretim üyesi Andrew Rezvani’ye göre “Bu tür durumlarda insanın beyni ve karakteri değişmiyor”.

*

SORU 2: Bir erkeğe kadın donörden ilik nakledilirse veya tersi olursa cinsel davranışı değişir mi?

“Hayır değişmiyor...”

*

SORU 3: Donörün DNA’ları girdiği bedenin her tarafını fethedebiliyor mu?

“Çok büyük bölümünü fethedebiliyor. Ancak sonuna kadar direnip teslim olmayan son iki kale var: Göğüs ve baş kılları...”

BİR ERKEK BAŞKA ERKEĞİN SPERMİNİ ÜRETEBİLİR Mİ

SORU 4: Peki sperminin DNA’sı değişen Chris Long’un eşi çocuk doğursaydı bu kimin çocuğu olacaktı?

“Bunun cevabını şimdilik bilemeyeceğiz. Çünkü Chris Long ikinci çocuğunun doğmasından sonra vasektomi (erkeğin sperm kanallarının ameliyatla kapatılması) yaptırmıştı ve çocuğu olmuyordu.

SORU 5: Bir erkeğin bir başka erkeğin spermini üretip baba olması mümkün mü?

“Bu olayla ilgilenen uzmanlara göre bu mümkün değil. Bir erkeğin bedeni bir başkasının spermini üretemez. Ancak Chris Long’un durumunda etkili olan şey onun vasektomi yaptırmış olması. Kendi bedeni artık sperm üretemediği için donörünkiler etkili olmuş olabilir.”

KİMERALAR ADLİ TIPTA NERELERİ FETHEDECEK

Cinayetlerde, tecavüzlerde, hırsızlık veya başka suçlarda gerçek suçlulara bir savunma silahı verebilir.

Annelik-babalık, veraset davalarında yeni tartışma alanları açabilir.

Psikiyatrlara yeni tartışma argümanları sağlayabilir."

KATKIDA BULUNANLAR

Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama:
Selma Songül Zengin

http://m.hurriyet.com.tr/yazarlar/ertugrul-ozkok/beyefendi-sperm-sizin-ama-cocuk-sizden-degil-41393597?utm_source=t.co&utm_medium=post&utm_campaign=beyefendi-sperm-sizin-ama-cocuk-sizden-degil-41393597&utm_term=post


Jump to: