Topic: Kitap okuma sorunsalı (Read 229 times)

Ben e-kitaplardan normal kitap kadar keyif alamıyorum. Ağaç kesilme olayı için düşünürseniz kullandığımız kağıtlar peçeteler karton bardaklar vs... Sanırım bunların arasında normal kitap için harcanan oran o kadarda fazla değildir. Buna çözüm olarak 2.el kitap alışkanlığı yada kütüphane alışkanlığı kazandırılsa daha iyi olur. Bir kitaptan birden fazla insan yararlanabilir sonuç olarak.

Kitap okuma yüzdesi gerçekten oldukça düşük ülkemizde. Aslında e-kitap kültürü günden güne dünya üzerinde yaygınlaşmaya devam ediyor. Ancak insanlar yine de ona da üşeniyor. E-kitaplar hem ağaçların daha az kesilmesini de sağlayabilir ama hala hard cover dediğimiz kitaplar fazlasıyla üretimde. Bence bir noktadan sonra tamamen e-kitaplara geçilmeli ve vatandaşlar da buraya teşvik edilmeli. Kitap okumak insana gerçekten fazlasıyla şey katıyor. Tabi okuduğunuz kitabın türüne göre de ufkunuzun açılma düzeyi değişir.

Genellikle okumak bizim kültürümüze ters kaldı artık bu devirde. işin kötü yanı ise instagram gibi sosyal mecralarda yazılan yazıların doğruluğu teyit edilmeden doğru kabul edilip insanların galeyana çabuk gelmesi. konu kitap okumak olunca neredeyse kimse bu eylemi düzenli şekilde yapmazken, başkalarının hayatlarını kolayca harcama konusunda üzerimize yok. toplumsal özeleştiriyi burada kendimize yapmamız lazım. bizim için kitap demek, rafta durup görüntü vereceğiniz veya kahve eşliğinde herhangi bir sayfasını açıp fotoğraf çektireceğimiz bir obje demek.

Aslında bir kere düştüğümüz bu dünya hayatında, insanların stres atmasının en güzel yöntemi kitap okumak.Ben de fantastik romanlara bayılan bir arkadaşınız olarak, kitaplara başladığınız ilk cümleden sonra asla bir sonraki sayfaya hemen geçmiyorum.Bazen öyle cümleler oluyor ki tekrar tekrar okuyorum.Kitabın öyle can alıcı noktaları oluyor ki, kendinizi hissettiğiniz karakterin başına bir şey gelse kitabın o sayfasını değiştirmek istiyorsunuz.

Kitaplar çok güzel, geçmişten günümüze kalan en büyük ve güzel alışkanlıklar.Keşke bu hayat koşturmacasında yeterli para kazandıktan sonra sabit gelirimizden gelen parayla hayatımızı idame ettirirken, bir kahve eşliğinde kitabımızı okuyabilsek.

Şu kriptodan emekli olsam kendimi vurmak istediğim şey kitaplar. Fantastik kalın romanlar okumak istiyorum. Ama okuyamıyorum. Çünkü hayat koşuşturmacası stres derken o dünyalara dalacak kafa kalmıyor.

Bende o veriye inanamadım hocam. Kendimizden ve çevremizden baz alarak düşündüğümüzde ders kitapları ve dini kitabımız hariç kitap okunduğunu düşünmüyorum. Sanırım normal söz ile yapılan bir mülakat sonucunda bu ortalamalı tutturmuşlar. Sokaktan geçene haftada kaç saat kitap okuyorsunuz derseniz utanmamak için 5-6 saat der ya ona benzettim.

Bu verilerin doğru olmadığına adım gibi eminim haftada 6 saate yakın kitap okunuyor olması için günde 1 saate yakın kitap okunması lazım. Günde 1 saat okuyan insan sayısı %10 bile değildir böyle bir şey olmasının imkanı yok. Eğri oturup doğru konuşalım okumaktan nefret eden bir milletiz biz bir kitabı satın alıyorsak onu süs eşyası gibi tutuyoruz arada aklımıza gelirse okuyoruz gerçekten okuyan kesim ülkenin çok az bir kısmında var

Eskiden ben de çok kitap okurdum. Kütüphanem aksiyon ve macera kitaplarıyla dolu. Ayriyeten bu ara yazılım kitaplarına merak saldım. Belli bir yaşa geldikten sonra para kazanma mücadelesine girdiğiniz zaman kendinizi geliştirmeye veya hobilerinizi yapmaya zaman ayıramıyorsunuz. Hal böyle olunca kitap okumaya zaman bulamayıp uzaklaşıyorsunuz. Bir çok faydalı kitap okudum bu yaşıma kadar hala daha bazı paragraf ve başyazıları okurum. Okumak ve kendimi geliştirmek hep içimde varolan bir istekti. Şükür ki bu bir insan için nimet. Kendini sürekli okuyup geliştirmek gibisi yok.

Roman okumayı severım ama hayat mücadelesinde kitap okuyacak vaktım olmuyor vakit bulduğum zamanlar kitaba odaklanamıyorum günler 24 saat ıcın yeterlı degıl. Haftada kendime bir gün ayıramıyorumki hergün bir başka bir mücadele.

Benim gözlemlerime göre Türk toplumu okuyanı da pek sevmiyor. Bazıları öyle bi aşağılık kompleksine sahip ki okuyandan nefret bile ediyor. Her yere üniversite açılmasının iyi yönlerinden biri 10 sene içinde bu durumun tersine dönecek olması bana göre.

Ben de  Camda ki kız adlı kitaba başlamıştım. YouTube da birisi bahsetmişti bir heyecan ile sipariş verdim . Hatta Gülseren Budayıcıoglu'nun Kral kaybederse adlı kitabınıda ekledim. Bir heyecan başladım ama daha bitmedi. Polisiye olmadığı sürece bana kitap okumak zulüm gibi geliyor. O yüzden Ahmet Ümit ve Agatha Christie tercihim oluyor. En azından bitirebiliyorum.
Ne yazık ki ülke olarak kitap okumakta çok zayıfız

bu konuda Türk toplumunu ilgilendiren ve duyduğum en güzel söz sayın İlber Ortaylı hocaya ait;

"Türk insanı okumayı sevmez, okuyanı dinlemeyi sever."

Okuma alışkanlığını bir türlü edinemedim, tembelliğimden kaynaklı olarak görüyorum bunu. Günlük olarak 15-20 sayfa bile okuma yapıyor olsaydım çok büyük bilgi birikimi olurdu hala başlanabilir geç değil tabi ki en yakın zamanda okuma alışkanlığı kazanmak istiyorum.

Çin Halk Cumhuriyetinde bu kadar fazla kitap basılmasına şaşırmadım. Nüfus olarak zaten çok ciddi bir popülasyonları var, hem de herifler matbaayı keşfeden kavim

Odaklanma sorunları, dikkat dağıtıcı unsurlar, kitap okuma alışkanlığının olmaması, tercih ve zevklerimize göre kitap seçmeme ve göz tembelliği gibi birçok sebep yatıyor bu sorunun altında. Dikkat dağıtıcı unsurlar olarak telefon, bilgisayar, tv gibi unsurların bizlere daha çok çekici gelmesi kitaplardan uzaklaştırıyor bizleri. Çocuklukta telefon televizyon bilgisayar gibi unsurları çocuklarını susturmak için veren ebeveynler sayesinde kitap okuma alışkanlığı yerine interaktif unsurlara yönelim gerçekleşiyor. Polisiye roman seven birisinin gidipte felsefik bir kitap okuması onun kitaplara olan isteğini belirli bir süreliğine köreltiyor ve arra verilen sürede ssevdiği tarzdan uzaklaşıyorsa büyük sorun teşkil ediyor. Okuduğu 5 satırı anlamayıp tekrar baştan okuyan bireyler ki odaklanma sorunundan muzdarip kişiler oluyor bunlar kitap okumaktan sıkılır hale geliyor. Vücudumuz kaslardan oluştuğu gibi gözlerimizde de kaslar bulunmakta. Bu kaslar gerektiği gibi çalıştırılmadığında körelip tembelleşiyor. Misal akşam oturdunuz elinize bir kitap aldınız başladınız okumaya. 5-10 sayfa sonra gözleriniz yorulur ve esnemeye başlarsanız müjde nur topu gibi göz tembelliğiniz var Bende lise sonun yazında başlayan kitaplardan uzaklaşma maceram olmuştu. Bulunduğum ildeki halk eğitim merkezlerinde yer alan anlayarak hızlı okuma kurslarına hafta sonu bi atraksiyon bir değişiklik olur diye kayıt olmuştum. Ve sonuç hayatımı ciddi anlamda değiştirmişti. Kitap okurken daha çok odaklanıyor, daha hızlı okuyor ve okuduğumu daha iyi anlıyordum. Bize ilkokulda nasıl okunur onu gösterdiler ancak nasıl doğru okunur onu göstermediler. Blog0x platformunda bu konuyla ilgili iki yazı yazmıştım. İlgilenen arkadaşlar olursa mesaj kutumu doldurabilirler

Anlayarak hızlı okuma 1
https://blog0x.com/post/anlayarak-hizli-okuma-1-1644278866
Anlayarak hızlı okuma 2
https://blog0x.com/post/anlayarak-hizli-okuma-2-1644369549

Türkiye 18. sırada ise epey iyi ama bana gerçekçi gelmiyor. Ülkemizde maalesef kitap okuma alışkanlığı yok. Boyle bir yaşam alışkanlığımız da yok. Zaten okuduğunu anlayan bir toplum değiliz. Son dönemde ise milletin yemek yemeye parası olmadığı düşünülürse kitap okuyan, bu alışkanlığa sahip olan insanlarında kitap almak ve bulmakta zorlandığını gözlemliyorum.

Kitap okumak bir yaşam tarzıdır. Yurdumuzda hayata bakış ve yaşamaya çalışma şeklimiz kitap okumaktan ziyade toplumun hayatta kalma çabasına dönüştüğü şu günlerde her türlü basılı yayına harcanacak 1 kuruşu yok halkın. Zamanında Seka kapatılırken paramız var istediğimizi dışardan daha ucuza alabiliriz diyenler şimdi halkın aç yatıp kalkmasına yol açtılar. Bu duruma gelmemize yol açanlar herhalde kitap okumamızı da istemiyorlardır. Yine de epey kitap okuyan var demek ki basım devam ediyor.

Okumak, temelde çok basit bir eylem gibi görünse de, aslında bireyden yola çıkarak toplumun bir nevi aynasıdır. gelişmiş ülkelerde genelde kişi başına düşen (okuma oranı) kitap sayıları istatistiklere konu olurken, gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerde ise kitap başına düşen kişi sayısını hesaplamak daha kolay olmakta. sanırım bizim memlekette de kitap başına düşen kişi sayısı üzerinden mevzu ilerler küçük bir araştırma yapsak.

Yanlış bilmiyorsam en alttaki harita idefix in çoktan aza kitap satma grafiği idi. Yıllar önce idefix te görmüştüm. Açıkçası ben de çok az kitap okuduğumuzu düşünüyorum millet olarak. Kitabı pahalı görüp çok alakasız şeylere servet akıtan gösterişçi bir millet haline geldik.
Basılan kitap sayısının düşük olmasının iki nedeni var yine birincisi kitap alıp okuyan çok az, ikincisi de baskı maliyetli.
Maalesef çok mesai yapıp az gelişen az okuyan bir milletiz.

İlk emri “Oku!” Olan bir dinin mensupları olarak, ülkemizde kitap okumanın ne kadar vahim düzeyde olduğunu hepimiz tahmin ediyoruz. Kitap okumak, kişiyi geliştirir. Zihnini açar, ufkunu genişletir. Okumak iyidir, doğru kaynaktan doğru kitapları okumak daha iyidir. Kimisi Roman sever, kimisi deneme, kimisi biyografik hatıralara ilgi duyar. Ne okursanız okuyun, yeter ki okuyun arkadaşlar. Kitap, bizleri geliştiren en önemli etkendir.

Sahifeler arasında boğulmak, o kitabın tozlarını yutmak kadar güzel başka bir his yoktur elbette ancak artık teknoloji çağındayız, bu çağda kitabı telefonunuza da sığdırabilirsiniz. Okuyun da, teknolojik olarak okuyun fark etmez.

Forumları bu yüzden de seviyorum aslında. Kitap gibi okuyarak insanların düşüncelerini elde edebiliyor, fikirleri öğrenebiliyorsunuz. Herşeyden ziyade okuyor, zihninizi açık tutuyorsunuz.

Yine de dünya verileri ile kıyasladığımızda hala yetersiz sayılacak kitap okuma oranlarımız var. Ayrıca bu verideki kadar ortalama kitap okuduğumuzu da millet olarak hiç sanmıyorum:


Eğer gerçekten doğru verilerle alınan bir ortalama ise Türkiye 18. sırada harika. Ancak ben bu oranların nasıl alındığını bilmediğim için gerçeğe uzak geliyor.

Bir de Türkiye’nin illere göre istatistiklerine bakalım :



Göründüğü gibi Türkiye’nin bir çok şehri kitap okumaktan uzak.

En fazla okuyan şehir Ankara, en az Kahramanmaraş olmuş.

Kitap, hayatımızda çok önemli bir yere sahip olmalı arkadaşlar. Okuyalım, okuyan bir nesil, zihni açık bir nesil büyütelim.

Kaynak https://www.google.com.tr/amp/s/m.haberturk.com/dunyada-kitap-okuma-istatistikleri-3220218-amp

https://www.edebiyathaber.net/turkiyede-illere-gore-kitap-okuma-oranlari/