Topic: Kontrol edemediğin şeylerden endişelenmeyi bırak (Read 133 times)
İnsanın gerçekten enerjisini tüketen ve içindeki potansiyeli ortaya çıkarmasını engelleyen bir durum bu. Zaman zaman herkesin yaşadığını düşünüyorum ancak bu sorunu kendi içimizde ne kadar hızlı çözüme kavuşturursak bizi o kadar hızlı ileriye taşıyacaktır bu durum. Yoksa yapabileceklerimizi ortaya çıkarmakta zorluk çekeriz ve hayatımız boyunca bu yüzden mutsuz kalmaya devam ederiz.
Kısacası hayat senin etrafında oynanan bir tiyatro değil. Sen oyuncuları seçemiyorsun. Oynanan bir oyuna dahil edilmişsin. Ne elinde senaryon var ne de seni olacaklardan haberdar eden bir yönetmenin. Etrafındaki olumsuzluklara göz kapama ama düzeltemeyeceğin hatalar için de yaşantını bozma. Elinden gelen ne ise onu yap. Fazlası için hayatı kendine zehretme.
Endişelenmek değil de insanlar mutsuz olmaktan çok çekiniyor ve kontrol edemediğimiz şeyler bizi çok fazla mutsuz edebiliyor düşününce anı yaşamak zor bir şey değil ama herkesin yapabileceği bir şey de değil bu yüzden ne kadar telkinlerde bulunsak bir şeyler yapmaya çalışsak yetmiyor ve planlar boşa gidiyor istediğimiz şeyi yaşayamıyoruz 
Carpe diem diyorsunuz yani. anı yaşamak önemli elbette ancak geleceğe dair planlar yapıp yaşamak bizi mutlu eder. umut geleceğe dair düşüncelerdir ve insanı biraz da onlar hayata bağlar. kontrol edemediğimiz şeylere üzülmemek gerektiği konusunda bende aynı şekilde düşünüyorum ancak yine de geleceğe dair planlar yapmalıyız. ben en azından böyle düşünüyorum.
Benim yapamadığım bir şey ne yazık ki ama yapmam lazım.. çünkü çok fazla şeye kafa takıyorum hatta olmamış bir şeye bile kafa yoruyorum ama bu cümle artık hep aklıma gelecek.
Her şeyi aynı anda düşünmeyi bir kenara bırak ve anın tadını çıkarmaya bak. Bence en güzel felsefelerden birisi bu. 
Çünkü sizin de belirttiğiniz gibi bizler birer insanız sonuçta. Süper güçlerimiz yok ki aynı anda kendimizi klonlayıp birden fazla yerde olalım ya da ne bileyim zamanla oynama gücümüz yok ki bunu başaralım. İnsanın en büyük düşmanı zamandır. O yüzden bizlerin yapması gereken zamanı boşa harcamayıp hayattan keyif almaya çalışmaktır.
Çünkü sizin de belirttiğiniz gibi bizler birer insanız sonuçta. Süper güçlerimiz yok ki aynı anda kendimizi klonlayıp birden fazla yerde olalım ya da ne bileyim zamanla oynama gücümüz yok ki bunu başaralım. İnsanın en büyük düşmanı zamandır. O yüzden bizlerin yapması gereken zamanı boşa harcamayıp hayattan keyif almaya çalışmaktır. 
Açıkçası ben de bu düşünceyi doğru bulmaya başladım. Şöyle ki hayatımızda memnun olmadığımız yüzlerce şey sayabiliriz hepimiz. Bunlar değişse ne kadar mutlu oluruz diye düşünürüz. Ama değiştirmek için en ufak bir emek vermeyiz, asla değişiklik yapmayı beceremeyiz, o riski göze alamayız. Bence o risk göze alınmalı. Göze alamıyorsan ya da gerçekten hiçbir şey değiştirme şansın yoksa bu imkanlarla mutlu olmak gerekiyor.
Ben lisans öğrencisi iken yüksek lisans öğrencisi bir araştırma görevlisi vardı, Çağlar abi. Kendisi ile bir gün sohbet ediyoruz şey demişti: "Yok efendim para mutluluk getirmiyormuş, parasızlık mutsuzluk getiriyor bunu hep yaşadım, azıcıkta paranın getirmediği mutsuzluğu yaşayayım çünkü parasızlığının getirdiği mutsuzluk çekilecek cinsten değil diye." Bu mantıkla olduğum noktadan mutsuzsam ve parmağımı şıklattığım da istediğim yere gidecek ve orada mutsuz olacaksam orada mutsuz olmayı tercih ederim.
Çok anlamlı bir söz olduğunu belirtmeliyim öncelikle. Carpe diem ya da anı yaşa dediğimiz olayın öneminin oldukça fazla olduğunu düşünüyorum. Herkesin yaşayış tarzı tabi ki aynı değil biliyorum. Kimi geleceğe sürekli planlar yaparak hayatını sürdürür. Kimisi ikisinden de biraz biraz yaşar. Kimisi de sadece anı yaşamaya odaklanır. Bence en güzelleri de sondaki ikisi. Çünkü insan sırf gelecek planı ve bir hedef uğruna koşma üzerine yaşarsa hayattan keyif alamadan bu dünyadan göçüp gider. Kontrol edemediğin şeyler için de yapabilecek bir şeyin yok sonuçta. Aynı anda birden fazla yerde olamazsın. 
Güzel bir filmdi ve alıntı da gerçekten çok anlamlı. Bu alıntının anlamını seneler öncesinde deneyimlemiştim. Mükemmeliyetçilik hastalığının bir yan etkisi gibiydi bir işi tamamladıktan sonra paranoyaklaşarak ya şöyle olursa ya böyle olursa diyerek kendimi sürekli bir stres altında bulurdum. Kapıyı kilitleyip gitmeme rağmen 3-4 kere döner kontrol ederdim aynı şeyleri çaydanlık gibi ütü gibi şeylerde de yaşardım. Her şey kitabına uygun mükemmel olması gerekirdi. Kontrol edemeyeceğim şeyler yüzünden uykularım sıkça bölünür olmuş saçma sapan rüyalarla uykumdan verim alamaz olmuştum.
Sonra bir gece sabahlamıştım ve sabah kıyamet kopacaktı belliydi bundan adım gibi emindim. Sabah 6.30-7 sıraları vurdum kafayı yattım uyudum 8 gibi kıyametin kopma sesiyle uyandım ve hatamla yüzleştim. Saatler sonra hiçbirşey olmamış gibi devam ettim hayatıma. Olan bana olmuştu sabaha kadar gözüme stresten korkudan sinirden uyku girmemişti. Olacak olan olmuştu ve benim endişelerim hiçbirşeyi değiştirmemişti. O günden sonra olacak olanla ölecek olanın önüne geçilmez deyip sadece bekler oldum. İnanın böylesi gerçekten de daha hayırlısı oluyor. Ha stresin yükünü sırtlanmışsın ha dünyanın yükünü. Yine de stresin yükü size bir dirhem ağır gelir.
Sonra bir gece sabahlamıştım ve sabah kıyamet kopacaktı belliydi bundan adım gibi emindim. Sabah 6.30-7 sıraları vurdum kafayı yattım uyudum 8 gibi kıyametin kopma sesiyle uyandım ve hatamla yüzleştim. Saatler sonra hiçbirşey olmamış gibi devam ettim hayatıma. Olan bana olmuştu sabaha kadar gözüme stresten korkudan sinirden uyku girmemişti. Olacak olan olmuştu ve benim endişelerim hiçbirşeyi değiştirmemişti. O günden sonra olacak olanla ölecek olanın önüne geçilmez deyip sadece bekler oldum. İnanın böylesi gerçekten de daha hayırlısı oluyor. Ha stresin yükünü sırtlanmışsın ha dünyanın yükünü. Yine de stresin yükü size bir dirhem ağır gelir.
İzlediğim ve unutmadığım filmden bir replik. Tam şu an memnuniyetsizliğimizin zirvesini yaşıyorken bir nebze nefes aldırıyor.
- İstediğin yerde değilsin, Başka bir yerde olman gerekiyormuş gibi hissediyorsun. Parmaklarını şıklatıp istediğin yere gittin diyelim. Bence yine böyle hissedersin. Doğru yerde değilmiş gibi. Demek istediğim; nerede olmak istediğine çok fazla kafa yorarsan, bulunduğun yerin tadını çıkarmayı unutursun.
+ Ne diyorsun yani?
- Kontrol edemediğin şeylerden endişelenmeyi bırak. Biraz hayatını yaşa.
https://www.youtube.com/shorts/djhsJX9uogU
- İstediğin yerde değilsin, Başka bir yerde olman gerekiyormuş gibi hissediyorsun. Parmaklarını şıklatıp istediğin yere gittin diyelim. Bence yine böyle hissedersin. Doğru yerde değilmiş gibi. Demek istediğim; nerede olmak istediğine çok fazla kafa yorarsan, bulunduğun yerin tadını çıkarmayı unutursun.
+ Ne diyorsun yani?
- Kontrol edemediğin şeylerden endişelenmeyi bırak. Biraz hayatını yaşa.
https://www.youtube.com/shorts/djhsJX9uogU
Jump to: