Author

Topic: Kırık camlar teorisi (Read 154 times)

sr. member
Activity: 644
Merit: 392
Instant cryptocurrency exchange with own reserves!
February 29, 2024, 01:16:03 PM
#15
Bu konu sanırım toplumu ele alıyor ama bence bireyler bazında da aynı eğilimlere sahibiz. Evde odayı topladıklarında ben de eşyaları daha derli toplu kullanıyorum. Oda dağılmaya başladığında ben de eşyaları düzensiz kullanıyorum. Tüm hayatımın muntazam bir düzen içinde olmasını beklemiyorum. Kırık camlar olmalı ki kırık olmayan camların değeri bilinsin. Hayat da farklılıklarla beraber olunca daha güzel değil mi?
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
February 29, 2024, 03:50:36 AM
#14
Dünya ülkelerinde yaşanan olumlu olayları örnek alarak bunu çoğaltan örnekler nerdeyse yok denecek kadar az.
Ama dünya ülkelerindeki olumsuzlukları örnek alarak bunları geliştirme konusunda ciddi çalışmalar hep yapılmakta. Eğer bu böyle olmamış olsaydı savaş sektörüne hizmet eden silah sanayi gelişe bilirmydi. Silah sanayi gelişirken yan ürünlerini insan hayatını kurtarmak için o da hayatta kalsınlar ki bu sistem devam edebilsin diye olumluymuş gibi kullanıp sağlık sektörünün gelişmesine harcıyorlar.
Bir de sağlık sektöründeki ilaç üreten büyük firmaların para hırsı içindeki davranışları var.
legendary
Activity: 2646
Merit: 1333
February 28, 2024, 03:47:46 PM
#13
Şu an bu İsrail zulmünde de oluyor. Bir kaç ülke buna göz kulak kapatıyor ve dünya genelinde bir göz kulak kapatma olayı yaşanıyor. Burada tam olarak kırık camlar yaşanıyor olmalı çünkü ortadaki büyük çirkinliğe karşı sadece en güçlü silahları olan kınamayı kullanıyorlar sadece.

Kırık camlar aslında sıkça karşılaştığımız bir şey. Akran baskısında da bu var çocuklar arasında. Bir çocuğa bir kaç çocuk baskı yapınca diğerleri de bunu kendine hak gibi görmesi buna örnek gösterilebilir.

İşin insanlık adına hezimet tarafı şu, yıl olmuş 2024 ve dünyada bir çok zulüm ve katliamın (ve evet, insan soyu bu anlamda ortaçağdan bir adım bile öteye gidemedi, zulüm ve katliam aynen devam ediyor) arkasında din var. Kızları cahil bırakan, kafa kesen yamyamların temel motivasyonu nasıl din ise, İsrail'in yaptıklarının ve aldığı neredeyse sınırsız desteğin arkasında da din var. Bu kavram bir yandan çok sayıda insan için ruhsal bir ihtiyacı giderirken, diğer yandan son derece vahşi bir şekilde suistimal ediliyor.
hero member
Activity: 868
Merit: 698
Enjoy 500% bonus + 70 FS
February 28, 2024, 01:48:54 PM
#12
Şu an bu İsrail zulmünde de oluyor. Bir kaç ülke buna göz kulak kapatıyor ve dünya genelinde bir göz kulak kapatma olayı yaşanıyor. Burada tam olarak kırık camlar yaşanıyor olmalı çünkü ortadaki büyük çirkinliğe karşı sadece en güçlü silahları olan kınamayı kullanıyorlar sadece.

Kırık camlar aslında sıkça karşılaştığımız bir şey. Akran baskısında da bu var çocuklar arasında. Bir çocuğa bir kaç çocuk baskı yapınca diğerleri de bunu kendine hak gibi görmesi buna örnek gösterilebilir.
hero member
Activity: 1092
Merit: 631
DGbet.fun - Crypto Sportsbook
February 28, 2024, 01:21:36 PM
#11
Herkes sadece negatif taraftan doğrulamış, bunu çoğunlukla negatif yönde yaşıyoruz ama aynı şey pozitif tarafta da tersten yaşanabiliyor, negatif kadar olmadığını ve olmayacağını yineleyeyim. Mesela gerçek bir örnek vereyim, bizzat şahit oldum, birisi bir sokağın filanca yerine birkaç gün üst üste sokak hayvanları için mama koydu, bir süre sonra aynı yere başkaları da mama bırakmaya başladı.
Elbette pozitif tarafta çok da beklentiye girmemek lazım, rasyonel değil.
Son cümle olayın özeti ki ben de onu diyecektim. En azından Türkiye’de pozitif yönde değişim pek mümkün olmuyor. Genellikle negatif büyüme görünüyor böyle durumlarda. Kırıldığınız yerleri gösterince dost bildikleriniz daha çok kırıyorlar. Negatif yönde doğrulama daha fazla çünkü. Bu yüzden olumsuzlukları daha azken halletmek önemli.

Atalarımızın bu duruma karşı sözü var : Yılanın başını küçükken ezeceksin derler. Sorun büyümeden sorunu halletmek lazım yoksa gün gelir o yılan her yerine zarar verebilir.
sr. member
Activity: 1050
Merit: 318
February 28, 2024, 07:50:55 AM
#10
Normalde insan kurala karşı küçük yaşlardan itibaren hep muhaliftir, çocuklara veya ergenlik dönemindeki gençlere genelde neyi yapma derseniz tam da onu yaparlar, aykırılık çekici gelir, sonra yaş ilerledikçe kuralların önce kendileri sonra da ait oldukları topluluk için kötü birşey olmadığı farkındalığı hakim olur, aksi durumdakiler zaten cezaeviyle tanisanlar oluyor. Sonrasında ise olumsuza dahil olmama, hatta müdahale edip olumluya çevirme davranışı gelirse, hem birey, hem de toplum daha stabil bir hale gelebiliyor. İlla ki herkes mudahele edip olumluya çevirmek için uğraşsın demiyorum, olumsuza ya da negatife dahil olmamak bile bence çok iyi bir başlangıç noktası olabilir.
hero member
Activity: 1162
Merit: 719
February 28, 2024, 06:02:02 AM
#9
Herkes sadece negatif taraftan doğrulamış, bunu çoğunlukla negatif yönde yaşıyoruz ama aynı şey pozitif tarafta da tersten yaşanabiliyor, negatif kadar olmadığını ve olmayacağını yineleyeyim. Mesela gerçek bir örnek vereyim, bizzat şahit oldum, birisi bir sokağın filanca yerine birkaç gün üst üste sokak hayvanları için mama koydu, bir süre sonra aynı yere başkaları da mama bırakmaya başladı.
Elbette pozitif tarafta çok da beklentiye girmemek lazım, rasyonel değil.

Sevimli dostlarımız için sokağa mama koymak tam bi pozitif karşıtı olmuş. Tebrik ederim bobita. Bana kalırsa her şeyin negatif yanına bakmak yerine pozitif yanına bakmak daha bi önemli bişi. Ama negatiflik içinde olduğumuz için pozitif düşünmekte zorlanıyoruz. Bi iyilik yapmak, iyiliği yaymak daha bi kolay aslında. Güldüğümüzde bile yüzümüzde daha bi az kas kitlesi hareket ediyor. Ama somurttuğumuzda daha bi çok kas kitlesi hareket etmesine rağmen çoğunluk somurtabiliyor.

Kırık cam varsa onaralım. Sorunu erkenden çözelim. Bana kalırsa bu daha bi doğru yöntem. Hayata pozitif yanından bakalım. Negatif yandan bakmayalım.
legendary
Activity: 2646
Merit: 1333
February 27, 2024, 06:16:43 PM
#8
Herkes sadece negatif taraftan doğrulamış, bunu çoğunlukla negatif yönde yaşıyoruz ama aynı şey pozitif tarafta da tersten yaşanabiliyor, negatif kadar olmadığını ve olmayacağını yineleyeyim. Mesela gerçek bir örnek vereyim, bizzat şahit oldum, birisi bir sokağın filanca yerine birkaç gün üst üste sokak hayvanları için mama koydu, bir süre sonra aynı yere başkaları da mama bırakmaya başladı.
Elbette pozitif tarafta çok da beklentiye girmemek lazım, rasyonel değil.
legendary
Activity: 2128
Merit: 1148
February 27, 2024, 05:09:50 PM
#7
kısaca düşenin dostu olmaz Cry
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
February 27, 2024, 02:45:47 PM
#6
Gece kondu dönemlerimizde evlerin yanında yaptığımız kümeslerde tavuk beslerdik. Doğal gezen tavuk hemide.
Bu tavukar kümesteki diğer tavuklar ile kardeş kardeş geçinip giderlerdi.
Ta ki bir tavuğun her hangi birine bir gaga vurup sonra aynı tavuğa bir gaga daha vurması ve diğer tavuklarında bu gagalanan tavuğu gagalamaya çalışmaları ile devam eder giderdi. Tabi siz bu gagalanan tavugu farkedip kümesten alırsanız bir kaç güne tavukar bunu unuturdu. Yok eğer kümesten çıkarmazsanız bütün tavukar bir olup bu gagalanan tavuğu öldürene kadar gagalar ve ısırılardı.

Şimdi sizin kırık camlar teorisini o zaman keşfetmiştim. Tavukların özellikle ibiklerinin arkasının tüyü dökülüyorsa ve kümeste horoz yok ise kesin bu tavuk ölecektir.
hero member
Activity: 1554
Merit: 762
February 27, 2024, 07:19:39 AM
#5
Düzensizlik kaos yaratır. Yılanın başını küçükken atasözü teoriyi açıklamaya yetiyor zaten. Teoriyi, çocukluğumda birebir yaşadım desem yeridir. Cheesy Yazları gittiğimiz köyümüzde metruk evler olurdu. Camı çerçevesi inmiş vaziyette, bakımsızlıktan kokudan yanından dahi geçemezdik.
Çocuk aklı işte evin camları kırık perişan halde görünce eğlence olsun diye cama taş atardık. Zamanla hayvanların dışkılarını bıraktığı yer haline geldi en sonda yanmıştı. Zamanında alınmayan önlemlerin derinlemesine facialara yol açmasını güzel açıklayan bir teori. Suçlar da tıpkı böyledir. Basit bir suçu görmezden gelirsek daha beterleri başımıza gelir. İşi baştan sıkı tutmak önemlidir.
sr. member
Activity: 1050
Merit: 318
February 27, 2024, 03:19:17 AM
#4
Buna benzer bir örnek şu olabilir sanırım bir yol kenarında veya her hangi bir yerde rastgele çöpler atılmışsa insanlar oraya çöp atmaktan çekinmiyorlar ama temiz olan yere kolay kolay çöp atmıyorlar.

Sorunlar küçükte olsa çözme yoluna gidilmeli küçük diyerek önemsemediğiniz sorun kartopu etkisi gibi giderek birikerek çok daha büyük sorun haline gelecektir. İş hayatındada kalan camları kıran değil kırık camları onaran olmalıyız en azından öyle yaptığımı düşünüyorum.

Başkalarının rahatlıkla yaptığını düşündüğümüz olumsuz eylemleri yapma hakkını, onlar yapıyor biz de yaparsak ne olur ki bakış açısıyla kendimizde gördüğümüz sürece ne o çöp yığınları azalır, ne de kırık cam sayıları. Davranışlarımızı şekillendirirken başkalarının eylemlerine göre değil de, doğrular üzerinden gidersek bence işlerin düzelmesi daha kolay olur. Burada gereksinim duyacağımız şeyler ortalama bir ahlaki düzey, ortalama bir empati yeteneği ve toplumun bir arada yaşamasını düzenleyen kurallara riayet, yani aslında normal olmak, aykırı hareket eden biri olmaktan daha kolay.
hero member
Activity: 1428
Merit: 931
February 27, 2024, 01:36:29 AM
#3
Buna benzer bir örnek şu olabilir sanırım bir yol kenarında veya her hangi bir yerde rastgele çöpler atılmışsa insanlar oraya çöp atmaktan çekinmiyorlar ama temiz olan yere kolay kolay çöp atmıyorlar.

Sorunlar küçükte olsa çözme yoluna gidilmeli küçük diyerek önemsemediğiniz sorun kartopu etkisi gibi giderek birikerek çok daha büyük sorun haline gelecektir. İş hayatındada kalan camları kıran değil kırık camları onaran olmalıyız en azından öyle yaptığımı düşünüyorum.
sr. member
Activity: 1050
Merit: 318
February 27, 2024, 01:10:01 AM
#2
Bu teori bence hayatın her alanında geçerli çoğu zaman. Daha önce defalarca kırılmış, artık eski haline getirmek imkansız bakış açısı, kolaycılığı da benimsemiş insanların çoğunlukta olduğu günümüzde toparlayıcılık değil de koyver gitsin mantalitesi hakim.

Bu örneğin en can sıkıcı olduğu yer ise, ikili ilişkiler. Ezik kişilik diye yaftalanan, ama aslında tüm gayeleri kimseyi kırmadan dökmeden üzmeden yaşayıp gitmek olan insanlar, iş ortamlarında da en çok itilen kakılanlar oluyor, sosyal hayatlarında da. En angarya işler bu arkadaşlara kitlenir iş yerinde, dalga geçilecekse bunlar biçilmiş kaftandır, ve tepkisizlikleri yüzünden de karşı taraf davranışlarının kötü olduğunu düşünme gereksinimi hiç duymaz.
hero member
Activity: 1092
Merit: 631
DGbet.fun - Crypto Sportsbook
February 26, 2024, 11:27:25 PM
#1


Aklıma geldi de, kırık camlar teorisi sizler için de geçerli mi? Kırık camlar teorisine göre, bir binada bir kaç pencere kırıldıktan sonra o pencereler tamir edilmezse, insanlar diğer pencereleri de kırmak isteyecek, böylece o binada kullanım kötüye dönecek, zamanla o bina metruk, bakımsız ve berbat bir yer olacaktır.

Bunun farklı varyasyonlarından birisi de iş yerinde kırık camlar teorisi. Eğer iş yerinde küçük, önemsiz gibi görünen sorunlar tespit edilip çözülmezse daha büyük sorunlara zaman içinde dönecektir.

Hayatın içinde olan bizler ne düşünüyoruz? Küçük sorunları çözmeyerek büyük hata mı yapıyoruz yoksa küçük sorunlar zaten var olmalı mı? Bana göre katı kuralcı yaklaşımla küçük dahi olsa bir sorun varsa ve bu sorunun üstüne gitmezsek daha büyük sorunlar bizi bekleyebilir peki sizce?

Kırıklarınızı gösterdikleriniz tarafından kırılmayacağınız zamanlarınız olsun.
Kaynak : https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/887862#:~:text=Kırık%20camlar%20teorisine%20göre%20bir,sonra%20ise%20bina%20camsız%20kalacaktır.
Jump to: