Topic: Ne olur ne biter? (Read 128 times)
Zeytin dalı harekatı lazım, münbiç lazım, yanımızda iran gibi bir ülkede var. Komşularımız türk düşmanı bence bu çemberden çıkmak imkansız. ortadoğu tam anlamıyla bir bataklık
Ortadoğu nasıl bu halde geldi?
Adım adım.
1- 2003'te ABD Irak'ı bölmek için savaşı başlattı, ve Türkiye buna destek verdi (Zaten bu şartla iktidara getirildi AKP). Bilfiil yardım etti. ABD askerlerinin yiyeceği mühümmatı ülkemizden gitti. Uçaklar İncirlik'ten kalkıp Irak'ı bombaladı. ABD'nin asıl hedefi tabi ki Saddam değildi. Ama ABD, amacının Saddam'ı devirmek olduğunu, bunun için Türkiye'nin yardım etmesini istedi. Ama asıl hedefi Ortadoğu'yu karıştırmak, ülkeleri zaman içerisinde bölmekti. Bunu tabi ki Türkiye'ye söylemedi. Güya Saddam'ı devirip çıkacaklardı. Evet Saddam'ı devirdi ABD ama, Irak'ı da yerle bir etti, ve orada fitne tohumları ekti, etnik mezhepsel iç savaşları başlattı. Böylece Irak bölünecekti. İlk hedef Irak'tı ve ABD bunu başardı, Türkiye aldanarak buna yardım etti. Şimdi Türkiye Irak bölünmesin diye kıvranıp duruyor.. Irak'ın bölünme gerçeğini siyasetçilerimiz ancak 5 sene sonra anlayabildiler.
2- ABD'nin hedefinde Irak'tan sonra Suriye vardı. Burayı da karıştırıp bölmesi gerekiyordu. Bunun için Obama Erdoğan'a, "Esad'ı devirmemiz gerektiğini, yerine Türkiye'nin de isteyeceği bir yönetim getirecekleri" vaadiyle "Suriye'deki El-Kaide vs. örgütlere destek vermesini ve "Esad'a karşı ayaklanması" talimatı verdi. Erdoğan da bu talimatla, oradaki örgütlere 2011'de "Özgür Suriye Ordusuna Destek" adı altında silah gönderdi, yardım etti. Suriye karıştı. İç savaş başladı. Erdoğan'ın Başdanışmanı "Efendim, bu savaşı başlatmayalım, yanıbaşımızda bir Afganistan meydana getirmeyelim" demesi üzerine Erdoğan "3 günde Emevi camisinde Cuma namazı kılacağız, merak etme" diyerek operasyonu başlattı. Erdoğan yine Amerika'nın ipiyle kuyuya indi ama artık çok geçti. Erdoğan Suriye'nin arkasında Rusya, Çin, İran gibi devletlerin olduğunu, bu devletlerin Suriye'yi yedirmeyeceğini kestiremedi. Elbette bunu bilen ABD aradan çekildi, "Esadla devam etmeliyiz" dedi. ABD yine Erdoğan'ı kandırmayı başarmıştı. Erdoğan da çıktı ve "Obama bizi aldattı" dedi. ABD, 2. kez Türkiye'yi tuzağa düşürerek Suriye'yi de karıştırmayı başardı.
3- ABD'nin BOP projesi kapsamında 3. hedefi de Türkiye. Sıra Türkiye'yi karıştırmakta. Bunun için de ilk önce Suriye'yi böldü ve YPG adı altında kendi ordusunu orada kurdu. "YPG ile IŞİD'i temizleyeceğim" bahanesiyle onlara silah verdi, güçlendirdi vs. Ve ABD'nin 3. adım olan Türkiye'yi karıştıma operasyonunda yine Türkiye'yi tuzağa düşürmesi gerekiyordu. Bunun için de, Erdoğan'ın nasıl davranacağını tahmin ederek, Erdoğan'ı tahrik etme kararı aldılar. Bu amaçla, ülkemizin terör örgütü kabul ettiği YPG'ye açık açık göstere göstere silah gönderdiler, ve Türkiye'yi bu bölgede operasyon yapmak için kasıtlı olarak tahrik ettiler. (Açık açık 4900 tır silahın gönderilmesi tahrik ettiğinin delilidir). Amaç ülkemizi askeri operasyonla oraya çekmekti ve Türkiye yine bu tuzağa düştü, Amerika'nın istediği de buydu. Erdoğan yine "3 günde girip çıkacağız" dedi ve opreasyonu başlattı. Ve 3 değil 30 günden fazla zaman geçti hala oradayız, yüzlerce şehitimiz oldu..
Bakalım bu sefer Erdoğan ABD'nin tuzağına düşmekten kurtulabilecek mi? 30 yıldır silahlı mücadele ile bitiremediği, hatta daha da büyümesine sebep olduğu terörü yine bir silahlı mücadeleye girerek bitirebilecek mi? Göreceğiz.
Adım adım.
1- 2003'te ABD Irak'ı bölmek için savaşı başlattı, ve Türkiye buna destek verdi (Zaten bu şartla iktidara getirildi AKP). Bilfiil yardım etti. ABD askerlerinin yiyeceği mühümmatı ülkemizden gitti. Uçaklar İncirlik'ten kalkıp Irak'ı bombaladı. ABD'nin asıl hedefi tabi ki Saddam değildi. Ama ABD, amacının Saddam'ı devirmek olduğunu, bunun için Türkiye'nin yardım etmesini istedi. Ama asıl hedefi Ortadoğu'yu karıştırmak, ülkeleri zaman içerisinde bölmekti. Bunu tabi ki Türkiye'ye söylemedi. Güya Saddam'ı devirip çıkacaklardı. Evet Saddam'ı devirdi ABD ama, Irak'ı da yerle bir etti, ve orada fitne tohumları ekti, etnik mezhepsel iç savaşları başlattı. Böylece Irak bölünecekti. İlk hedef Irak'tı ve ABD bunu başardı, Türkiye aldanarak buna yardım etti. Şimdi Türkiye Irak bölünmesin diye kıvranıp duruyor.. Irak'ın bölünme gerçeğini siyasetçilerimiz ancak 5 sene sonra anlayabildiler.
2- ABD'nin hedefinde Irak'tan sonra Suriye vardı. Burayı da karıştırıp bölmesi gerekiyordu. Bunun için Obama Erdoğan'a, "Esad'ı devirmemiz gerektiğini, yerine Türkiye'nin de isteyeceği bir yönetim getirecekleri" vaadiyle "Suriye'deki El-Kaide vs. örgütlere destek vermesini ve "Esad'a karşı ayaklanması" talimatı verdi. Erdoğan da bu talimatla, oradaki örgütlere 2011'de "Özgür Suriye Ordusuna Destek" adı altında silah gönderdi, yardım etti. Suriye karıştı. İç savaş başladı. Erdoğan'ın Başdanışmanı "Efendim, bu savaşı başlatmayalım, yanıbaşımızda bir Afganistan meydana getirmeyelim" demesi üzerine Erdoğan "3 günde Emevi camisinde Cuma namazı kılacağız, merak etme" diyerek operasyonu başlattı. Erdoğan yine Amerika'nın ipiyle kuyuya indi ama artık çok geçti. Erdoğan Suriye'nin arkasında Rusya, Çin, İran gibi devletlerin olduğunu, bu devletlerin Suriye'yi yedirmeyeceğini kestiremedi. Elbette bunu bilen ABD aradan çekildi, "Esadla devam etmeliyiz" dedi. ABD yine Erdoğan'ı kandırmayı başarmıştı. Erdoğan da çıktı ve "Obama bizi aldattı" dedi. ABD, 2. kez Türkiye'yi tuzağa düşürerek Suriye'yi de karıştırmayı başardı.
3- ABD'nin BOP projesi kapsamında 3. hedefi de Türkiye. Sıra Türkiye'yi karıştırmakta. Bunun için de ilk önce Suriye'yi böldü ve YPG adı altında kendi ordusunu orada kurdu. "YPG ile IŞİD'i temizleyeceğim" bahanesiyle onlara silah verdi, güçlendirdi vs. Ve ABD'nin 3. adım olan Türkiye'yi karıştıma operasyonunda yine Türkiye'yi tuzağa düşürmesi gerekiyordu. Bunun için de, Erdoğan'ın nasıl davranacağını tahmin ederek, Erdoğan'ı tahrik etme kararı aldılar. Bu amaçla, ülkemizin terör örgütü kabul ettiği YPG'ye açık açık göstere göstere silah gönderdiler, ve Türkiye'yi bu bölgede operasyon yapmak için kasıtlı olarak tahrik ettiler. (Açık açık 4900 tır silahın gönderilmesi tahrik ettiğinin delilidir). Amaç ülkemizi askeri operasyonla oraya çekmekti ve Türkiye yine bu tuzağa düştü, Amerika'nın istediği de buydu. Erdoğan yine "3 günde girip çıkacağız" dedi ve opreasyonu başlattı. Ve 3 değil 30 günden fazla zaman geçti hala oradayız, yüzlerce şehitimiz oldu..
Bakalım bu sefer Erdoğan ABD'nin tuzağına düşmekten kurtulabilecek mi? 30 yıldır silahlı mücadele ile bitiremediği, hatta daha da büyümesine sebep olduğu terörü yine bir silahlı mücadeleye girerek bitirebilecek mi? Göreceğiz.
Karşıma çıksalar yüzlerine tükürürüm..İşi iyice çığrından çıkardılar seferberlik demeye başladılar..Karısıyla beraber partiler verdiği kardeşim Esad, ne olduysa Esed olduğundan beri Suriye ile ilgili kirli oyunlar dönüyor..Maalesef bizim konuşmamız en fazla kendi sinirimizi atmak için biraz küfür etmekten öteye gitmiyor..Önemli olan ülkenin hakimi,savcısı,işadamlarının konuşması..Onların da ne halde olduğu ortada..Herşeyi de göze almışlar bence..2019 da tekrar seçilmek için herşeyi yapıyorlar..2 sene öncesine kadar yolda biri size söylese cinayet işleyeceğiniz sözler söyleyen adamlar ortak oluyor..Mühürsüz oylar geçerlidir diye kanun çıkartıyorlar..Yazılacak o kadar çok şey var ki biz görürmüyüz bilmiyorum ama tarih kitapları bu yaşananları illaki ortaya dökecektir ve şimdi 3-5 kuruş menfaat için sorgulamadan bunlara hizmet edenler belgesel tarihine adlarını Bukalemun'un yeni bir türü olarak yazdıracaklar...
Vışşş 
Dizi tartışan güzide insanlar göt korkusundan buna yorum yapamamış
Acaba biri hainliklemi suçlar, biri pkklımı der, başkası suriyelimi der korkusu hakim sanırım.
Fikir beyan edip vicdanla konuşursanız zaten kimse bişey demezdi.
Sizi bilmem, korkularınızıda bilmem.
Ancak benim için vicdan hala bir karar mekanizması. Siz bu mekanizmayı korkularla son 15 yılda kaybetmiş olabilirsinizde, hiç sahipte olmayabilirsiniz.
Dizi tartışan güzide insanlar göt korkusundan buna yorum yapamamış
Acaba biri hainliklemi suçlar, biri pkklımı der, başkası suriyelimi der korkusu hakim sanırım.
Fikir beyan edip vicdanla konuşursanız zaten kimse bişey demezdi.
Sizi bilmem, korkularınızıda bilmem.
Ancak benim için vicdan hala bir karar mekanizması. Siz bu mekanizmayı korkularla son 15 yılda kaybetmiş olabilirsinizde, hiç sahipte olmayabilirsiniz.
Malumunuz bir zeytin dalı harekatının içindeyiz.
Ancak burada ikilemde kalıyorum bende çoğu zaman.
Terörün bitmesi için yapılmalımı? Evet. Ancak bu noktada amacın terörün bitmesi değil, yeni bir terörist yaratma çabası olduğunu sanıyorum.
Yani düşünüyorumda öso ile ordumuzun ortak operasyon gibi bir saçmalığa girişmesine gerek varmıydı... buna cevabımız evet ise suriye ordusu ile ypg nin anlaşmış olmasıda normal olurdu. “Anlaşma şartlarını bilmiyoruz tabii ve böyle bir söylem mevcut, kesin değil” ki böyle bir durumda suriye hükümetinin ypg ye sahip çıkacağını sanmıyorum.
Ancak değişik bir durum oluyor burada. Hükümetimizi tanıdığımız için en kuvvetli olasılıkta bu geliyor;
Suriye hükümeti mahalleleri ypg den teslim alır,
Kendi ordusunu koruma için koyar,
Bizim ordumuz girer,
Biri çıkıp gaza getirir bir kurşun patlaması bir savaşa sebep verir. Bu aşamada öso ile ilerlemediği sürece suriye hükümetinin ordumuza dur diyeceğini sanmıyorum. Ancak ordumuz öso ile yürürse suriyeninde dur deme hakkı meşrulaşır. Hatta meşru zeminde ve uluslararası düşünülünce biz haksız oluruz.
Amaç burada sınırı ypg den temizlemek gibi gelmiyor. Daha çok bu bahaneyle suriyeye girip alınan yerleri ösoya teslim edip ösonun elini güçlendirmek ve esadın devrilmesini sağlamak gibi.
Yani amaç ypg yi temizlemek olsaydı eğer 1 sene geriye gitmeden müslümin ülkemizde ona savaş açanlarca kırmızı halılarla karşılamazlardı.
Ha diyorsanız ki eğer “kandırıldılar” e arkadaş o zaman artık bırakıp gitsinler. Bunları kandırmayan bi ben bi sen kaldın demektir.
Herşeyi yapıp edip sebep olup kandırıldık demekle kurtulmamalılar. Aynı savunmayı biz yaptığımızda neler oluyorsa aynıları olmalı.
Hukuk bunu gerektirir.
Sizlerinde bu kısa zamanda yaşanması kuvvetle muhtemel savaş için fikirlerinizi almak isterim.
Ancak burada ikilemde kalıyorum bende çoğu zaman.
Terörün bitmesi için yapılmalımı? Evet. Ancak bu noktada amacın terörün bitmesi değil, yeni bir terörist yaratma çabası olduğunu sanıyorum.
Yani düşünüyorumda öso ile ordumuzun ortak operasyon gibi bir saçmalığa girişmesine gerek varmıydı... buna cevabımız evet ise suriye ordusu ile ypg nin anlaşmış olmasıda normal olurdu. “Anlaşma şartlarını bilmiyoruz tabii ve böyle bir söylem mevcut, kesin değil” ki böyle bir durumda suriye hükümetinin ypg ye sahip çıkacağını sanmıyorum.
Ancak değişik bir durum oluyor burada. Hükümetimizi tanıdığımız için en kuvvetli olasılıkta bu geliyor;
Suriye hükümeti mahalleleri ypg den teslim alır,
Kendi ordusunu koruma için koyar,
Bizim ordumuz girer,
Biri çıkıp gaza getirir bir kurşun patlaması bir savaşa sebep verir. Bu aşamada öso ile ilerlemediği sürece suriye hükümetinin ordumuza dur diyeceğini sanmıyorum. Ancak ordumuz öso ile yürürse suriyeninde dur deme hakkı meşrulaşır. Hatta meşru zeminde ve uluslararası düşünülünce biz haksız oluruz.
Amaç burada sınırı ypg den temizlemek gibi gelmiyor. Daha çok bu bahaneyle suriyeye girip alınan yerleri ösoya teslim edip ösonun elini güçlendirmek ve esadın devrilmesini sağlamak gibi.
Yani amaç ypg yi temizlemek olsaydı eğer 1 sene geriye gitmeden müslümin ülkemizde ona savaş açanlarca kırmızı halılarla karşılamazlardı.
Ha diyorsanız ki eğer “kandırıldılar” e arkadaş o zaman artık bırakıp gitsinler. Bunları kandırmayan bi ben bi sen kaldın demektir.
Herşeyi yapıp edip sebep olup kandırıldık demekle kurtulmamalılar. Aynı savunmayı biz yaptığımızda neler oluyorsa aynıları olmalı.
Hukuk bunu gerektirir.
Sizlerinde bu kısa zamanda yaşanması kuvvetle muhtemel savaş için fikirlerinizi almak isterim.
Jump to: