Yöneticilerimiz gerçekten kötü ve bencil.
Yöneticilerimiz hırsız.
Siyasetçilerimiz kötü ve bencil.
Çevremiz.. O da gerçekten kötü.
Çünkü.. Biz de kötüyüz. Biz de benciliz.
Biz kötüyüz çünkü çalarak yaşamaya alışmışız. Hayatın aklınıza gelebilecek her alanında çalıyoruz. Hiç bir şey çalmazsak bile birilerinin gereksiz yere zamanını çalıyoruz. Ve en kötüsü de yaptıklarımızı tüm toplumun yaptıklarıyla benzer olduğu için normal görüyoruz. Eğer birine iyilik yapacaksak konum olarak bize geri dönüş yapabilme ihtimali olan makamdakine yapıyoruz. Arada içimizi ferahlatmak için yoldaki dilenciye de bir kaç kuruş veriyoruz. Örneğin okullarda asıl kıymetli olan öğrenciler olmasına rağmen.. Müdüre hürmet ediyoruz, hediyeler alıyoruz. Biz de hediye verme olayı hep aşağıdan yukarıya doğrudur.
Örneğin siyasetçilerimiz.. Asıl kıymetli olan halk olmasına rağmen çok daha kıymetlidirler. Arada bir cukkalamak için bir şirketle anlaşma yaparlar, çocuklara bisiklet dağıtıyoruz derler. 1 birim maliyetli ürünü 10'a mal edip sanki maaşlarından biriktirip o bisikletleri almışlar gibi BEN sizlere bisiklet dağıtıyorum derler. Karşılık olarak oy beklerler. Çok salakça değil mi ?
Biz de üst makama hürmet eder karşılığını bekleriz.
Çalıştığımız yerde veya günlük hayatta bizden aşağıda gördüklerimizi (evet hadsizlik diz boyu aynı zamanda) fırsat buldukça öperiz. Çocuğumuzun pipisini gösterir BEN yaptım demeye getiririz. Yöneticilerimiz de, siyasetçilerimiz de bizim aynamız aslında her ne kadar kabullenmesi zor olsa da. Kendimiz gibi olanları seçiyoruz, değer yargılarımız dahi sıkıntılı.
Eğitim sistemimiz berbat.
Trafik sistemimiz berbat.
Adalet sistemimiz berbat.
Bütün sistemlerimiz berbat.
Çünkü biz sistem sevmiyoruz!. Seveni de sevmiyoruz! Her yolun en kısasını, her işin en kolayını seçiyoruz. Hatta bununla da övünüyoruz, kurallar ne için var canım ? Tabi adalet sistemi bozuk tüm suç onda zaten. Biz iş yapan adamı sevmeyiz. Gördük mü kendi işimizi de ona yıkarız. Trafikte sürat yapar övünürüz, kırmızı ışıkta geçer durana salak deriz. 100 kere geçersin 101. de ebeni görürsün demeyiz, yürü be koçum deriz.
Adam kayırma var!
Torpil var!
Mülakat! var..
Çünkü biz bizden olanı seviyoruz.. Anladın mı topraam ? Anladın mı hemşerim ? Anladın mı takımdaşım ? Anladın mı gardaşım ? Bölmek, bölünmek bizim işimiz.
Armudu alırken 100 gram eksik satarken 100 gram fazla tartarız ama cuma saati mutlaka dükkanı kapatır camiye gideriz. Dostlar alış-verişte görsün, şovu severiz biz. Elhamdülillah müslümanız.. Hak, adalet, vicdan, eşitlik gibi kavramların inançlardan veya inançsızlıktan bağıntısız olduğunu "insan" olmak için gerekli bütün kavramlardan üstte olduğunu göremeyiz biz. Alnı secdeye değiyorsa yeterlidir bizim için. Eleştirim dinlerle yada inançsızlıkla ilgili değil bizim genel tarzımızla ilgili, isteyen inanır isteyen inanmaz beni ilgilendirmez.
Bütün evrenin yükü bizim sırtımızdadır. Evlenmiyorsa cinsel sorunu vardır, bakire değildir. Evlenip çocuğu olmuyorsa kalkmıyordur yada kısırdır. Biz başkalarının yaşamına müdahale etmeyiz.
Yöneticilerin de yaşamımıza müdahale etmesini istemeyiz.
Her işi en iyi biz biliriz. Yanıt veremeyeceğimiz soru yoktur. Velhasıl biz asla kaybetmeyiz en fazla almanlar kaybederse biz de yenik sayılabiliriz. Tuttuğumuz takım asla normal yollarla yenilemez, hakem kesin ibnedir. Beraberlik bile bizim için kötü skor. Skorlar bizim için çok önemlidir. Gecede banko 5 posta atarız vesselam. Skorlar bizim için çok önemlidir dedik ya önemli olan zibilyon tane üniversite mezunumuzun olmasıdır, o üniversitelerden çocukların kendilerini gerçekleştirebilmeleri yada kendilerini ne kadar geliştikleri değil. Akademisyenlerin ne ürettiğini mi sordun ? Derse girip çocukların zaten kitaplardan öğrenebilecekleri bilgileri onlara okuyorlar ya daha ne yapsınlar ?
Çocuklarımızı doktor, mühendis, yönetici olmaları için yarıştırırız. Aslında doktor olacak sayı da, mühendis olacak sayı da bellidir en baştan ama kaç kişinin iyi doktor, iyi mühendis, iyi insan olacağı belli değildir. Yarıştırmaya o kadar alıştırırsan büyüdüğünde iyi doktor, mühendis, yönetici olmaya değil yine en çok kazanan olmaya çalışır. 123.456 tane doktor yetiştiriyoruz her sene. Peki kaç tane temiz kalpli, pırıl pırıl çocuğu kötü yetişkin haline getiriyoruz ? Sadece yöneticiler yada öğretmenlerin başarısızlığı bu kadar büyük olamaz diye düşünüyorum. Sıkıntı bizde..
Efendim sözün özü.. Biz gelişemiyor değiliz, bizde öyle şey olmaz. Bakın herkesin elinde cep telefonu var. Altında arabası var 100 sene önce kaç kişide vardı ? Herkes bizi kıskanıyor haberin yok.