Author

Topic: Neden gelişemiyoruz ? Öyle şey olmaz! (Read 362 times)

newbie
Activity: 74
Merit: 0
July 07, 2019, 08:43:23 AM
#16
suçu yöneticilere bulmıyalım. Her toplum layıkıyla yönetilir.

Tam olarak katılmasam da, haklılık payı var diye düşünüyorum. Sonuçta hepimiz aynı ortamda yaşıyor ve sık sık birçok adaletsizliğe, adam kayırmaya, haksızlığa uğruyoruz. Bu tarz işler yapan adamların içinden seçilen yöneticilerin de çok farklı olmasını beklememek lazım.

Sonuçta demokrasiyle yönetiliyoruz ve önümüze en azından 5 yılda bir de olsa sandık geliyor...

Bu sandıktan bir yönetim oluşuyor... Sonra da seçtiğimiz yönetimi suçlu buıluyorsak dönüp kendimize bakmamız gerekir...

Malesef haklısınız...
newbie
Activity: 118
Merit: 0
suçu yöneticilere bulmıyalım. Her toplum layıkıyla yönetilir.

Tam olarak katılmasam da, haklılık payı var diye düşünüyorum. Sonuçta hepimiz aynı ortamda yaşıyor ve sık sık birçok adaletsizliğe, adam kayırmaya, haksızlığa uğruyoruz. Bu tarz işler yapan adamların içinden seçilen yöneticilerin de çok farklı olmasını beklememek lazım.

Sonuçta demokrasiyle yönetiliyoruz ve önümüze en azından 5 yılda bir de olsa sandık geliyor...

Bu sandıktan bir yönetim oluşuyor... Sonra da seçtiğimiz yönetimi suçlu buıluyorsak dönüp kendimize bakmamız gerekir...
hero member
Activity: 1400
Merit: 569
suçu yöneticilere bulmıyalım. Her toplum layıkıyla yönetilir.

Tam olarak katılmasam da, haklılık payı var diye düşünüyorum. Sonuçta hepimiz aynı ortamda yaşıyor ve sık sık birçok adaletsizliğe, adam kayırmaya, haksızlığa uğruyoruz. Bu tarz işler yapan adamların içinden seçilen yöneticilerin de çok farklı olmasını beklememek lazım.
newbie
Activity: 118
Merit: 0
suçu yöneticilere bulmıyalım. Her toplum layıkıyla yönetilir.
legendary
Activity: 2240
Merit: 1131
DGbet.fun - Crypto Sportsbook
her koyunun kendi bacağından asıldığı ya da yaptıklarının kişisel olarak karşılığının sorulacağı bir sistem/din kolektif değerlendirme oluyorsa bireycilik ne/kim?

sorun: insanın yapısı, hayata dair okuduğunu anlayamaması ve değerlendirememesi. bazı değerlerin yanlış tanımlanması ya da yanlışa yönlendirilmesi; tıpkı bencillik gibi.

siz hiç samimiyet kelimesinin kötü ile anıldığı bir değerlendirme duydunuz mu? Öyle şey olmaz! Çünkü samimiyet iyi bir duygudur.
yok ya :) iyiyi ya da kötüyü belirleyen şey ne/kim? gargamel şirinleri kovalarken gayet samimi, bu onun samimiyetinin olmadığı anlamına mı gelir, yoksa tamamen nereye kanalize ettiğine mi?

şirinleri yakalamasının neresi kötü? şirinleri yakalamasının kötü olduğunu söyleyen kalabalık çoğunluklar mı? kalabalıklar şirinleri yakalamak kötü diyorsa bu bir kolektif anlayışın ürünü mü? peki kalabalıkların söylediği şeyin doğruluğu herkesi, her bireyi kapsar mı?

ekmek almaya gitmek mi suç, güvenlik güçleri ile karşı karşıya gelmek mi yoksa oyun çağında ideoloji kurbanı olmak mı? bu üçünün hepsi samimi duygular, samimiyet iyi ise kötü bu üçünden hangisi.

herhangi bir şeyin iyi ya da kötü olması sadece bir değer yargısıdır. kişinin ya da mülyon mülyon kalabalık kolektif grupların değer yargıları ya da bugün bize dayatılan değer yargılarının tamamı subjektiftir. herhangi birinin doğru olup olmadığını ispat edemeyiz. doğruluğu ispatlanamayan herhangi bir değer yargısının mülyon mülyon ortak görüşe sahip insalar ile çarpılıp katılımcı sayısının artırılması da onu daha fazla doğru yapmaz.

dinlerin ya da ideolojilerin içerisinde vasat hakimdir; çünkü herkes indirgemeciliği sever, kolay olanı arar ve onu seçer, sorgulamadan karar verir ve karar verdiği değeri vasat kılar. bunu oramda mı buramda mı arka masada mı gibi kişisel sanrılarına dayandırmak yerine, bir şekle girmeyi (şekilcilik) daha fazla rasyonel bularak da yapabilir, bu kişinin sürü psikolojisi ile hareketi anlamına gelir.

ülkücülerden örnekler verildi, dinlerden örnek verildi. peki örneklendirme verilmeyen kolektif anlayışlar kaldı mı? kalanların doğruluğu mu geçerli, ne yapılırsa yapılsın ahlaklı insan safsatasının önüne geçilemeyeceğinin örneğidir bu tartışma. her değerlendirmemiz subjektiftir, herhangi birinin doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanamaz. ahlaklı insan ne demekse artık, onu da hep bi grup olarak bulmaya çalışıyoruz. :)

marx altın gibi kalbe sahip iyi bir insandı, 20.yy felaketini tetiklemeyi hiçbir zaman amaçlamadı; ama vasatlık ve indirgemecilik bunu gerçekleştirdi. Bugün sözde marksist ya da ona yakın uç gruplardan bahsetmeye gerek var mı... soru işareti değil, üç nokta.
 
bencilliğin ve bireyciliğin ne demek olduğunu anlarsak konunun aslında dönüp dolaşıp bir yere gelmediğini anlayabiliriz. ama allah'tan bencilliği yanlış anlıyoruz, söz konusu analoji falan olsa muhabbet nerelere giderdi :)

hepimiz benciliz, kabul etmesek de fedakar olduğumuzu iddia etsek de ayan beyan benciliz. kendimize göre iyi ve kötü olarak belirlediğimiz değer yargılarına sahibiz. X kötünün gidip kendi iyimiz olan başkasının X kötüsünü dileyen bencilleriz.

 
legendary
Activity: 2128
Merit: 1148
ideali aramak güzel birşey ama o uğurda çabalamak ya da o bilince sahip olmak için de uğraş vermek gerekiyor.
yazılanlardan anladığım az-çok hepimiz stoacıyız  Cheesy

http://www.altinicizdiklerim.com/resimler/Dusunceler.pdf

"marcus aurelius - düşünceler pdf" olarak aratıp ilk sonuca tıklarsanız kısa bir süreliğine de olsa idealinizdeki o ütopik (şimdilik) ambiansa bir miktar dokunup hissedebilirsiniz.  Wink
legendary
Activity: 2352
Merit: 2592
Chancellor on Brink of Second Bailout for Banks
@bobita hocam genel olarak katılmakla birlikte değişmeyecek kısmına katılmıyorum. Değişim bizim temel unsurumuz. Siz yada ben görür müyüz bilmiyorum ama değişecek, değişmek zorunda yada yok olup gideceğiz. Avrupa'nın derebeylik düzeninden bugünkü haline gelişi gibi bir değişim yaşayacağız gerekli şartlar oluştuğunda. Hiç bir değişimin kolay olmadığı gibi bizimkide kolay olmayacak bir gün elimizde bir bok kalmadığını gördüğümüzde uyanacağız. Belki sıfırdan, belki eksiden başlayacağız, belki kendi içimizde çok büyük çatışmalar yaşayacağız ama başaracağız. Yaşamak en güçlü güdüdür, evriminde temelini oluşturan etmen. Ortaya çıkan probleme karşı uyum sağlayamayanlar elenir, uyum sağlamayı başaranlar yoluna devam eder. Son dönemlerde tersine evrim geçiriyor gibi göründüğümüz doğru Smiley ama dedim ya mecburen değişeceğiz.

Genel pencereden baktığımızda dünya içinde benzer şeyler geçerli, aslında tam bir virüs gibi davranıyoruz. Kişisel-Bölgesel hedefler için dünya üzerindeki canlılığın total geleceğini mahvediyoruz. Göremeyeceğime emin olmakla birlikte bütün dünya devletlerinin bir şekilde tek çatı altında birleşmek zorunda kalacağını veya devlet-millet kavramlarının tamamen yok olacağını düşünüyorum. Ortak dil, ortak ahlak kavramları, ortak hukuk, ortak para yada değişim birimi gibi unsurların kuvvetleneceğini düşünüyorum. Zaten bu forumda olmamın ve merkeziyetsizliğe değer vermemin en büyük nedeni de bu.

@ekiller hocam benzer şeyleri küçük çapta olsa da ben de yaşamıştım. Öğrenciyken bir sebepten okul değiştirmem gerekti kendi yağında kavrulan küçük bir ilçeden bursa anadolu lisesine geçiş yaptım. Okula başladıktan bir hafta sonra sınıftaki bir arkadaş beni tuvalete çağırdı, 20 kişi beni bekliyormuş meğer. Ülkü ocaklarına kayıtlı mısın diye sordular. Bahsettikleri şeyi hayatımda ilk kez duyuyordum Smiley İlk okuldan sonra anadolu lisesi okunan zamanlardı.

Hemfikiriz siyasetçileri de toplum olarak bu şekle soktuk aslında tamamen bizim yansımamız. Aldıkları nefes şekli bile toplumun onlara verdiği karakteristik yapıyla ilişkili. Biz öyle bir ortam yarattık ki yaşama tutunma şekilleri bu oldu. Biz atarlanan "adam" severiz. Çiller dahi iki demecinden birinde atarlanıyordu mesela. Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz durumu. Bir gün cetvelin eğri olduğunu görebildiğimizde mecbur o cetveli değiştireceğiz.
legendary
Activity: 2632
Merit: 1333
İş yine dönüp dolaşıp dinde takılıyor, çünkü dinler insanlara kollektif olarak, düşünmeden, yorum yapmadan, sorgulamadan, gördüğü gibi yaşamayı telkin ediyor, bireyselliği genellikle tasvip etmiyor. Bunun nedeni de basit: düşününce bazı şeyler ortaya çıkıyor, sorgulamalar başlıyor, düzenleri bozuluyor.

Neyse, esas konu bu değil, şunu demek istiyorum, bizim gibi toplumlarda bireyler kişisel başarı bilinci kazanmadıkları için (yukarıda yazdığım bunun temel nedenlerinden birisi) kendisine/topluma/insanlığa değer katma konusunda çaba göstermiyorlar, hatta umurlarında bile değil. Ama bir yandan da her şeye sahip olmak istiyorlar, üstelik istekleri de bastırmak zor.
İşte bu aşamada başarının yerini sahip olma hırsı alıyor ama bu sahip olma eylemi bireysel beceriler güdük kaldığı için farklı yollardan yapılıyor, bakıyorsun bir anda birilerinin bir çok şeyi oluveriyor, diğerleri bu durumu lafta kınıyor ama içten içe gıptayla aynısını kendisi de istiyor. Böyle olunca diğerleri de "düzen böyle" diyerek takip ediyor ve sistem de bunu destekliyor, yani hak etmeden sahip olmak normalleşiveriyor.
Ancak aslında X malı gerçek anlamda istendiğinden değil, sadece maddi veya hava atma değeri için elde edildiği için, nimetlerinden de faydalanılamıyor. Veya kişi şu veya bu şekilde X malını elde eder etmez o şeyin cazibesi bitiyor (çünkü tek amacı sahip olmaktı, onunla ne yapılacağı umurunda değil) ve bir sonrakine gözünü dikiyor. İşte bu da toplumun genelinde yayılan agresif bir tümör olarak bizi kemiriyor.
Bir aile 3 oda+1 salon evde oturuyor ve cümbür cemaat "oturma odası" yaptıkları bir odaya tıkışıyorlarsa aslında o evde yaşamıyorlardır, veya en iyisi olsun diye aldığı 32 programlı çamaşır makinesinin hayatı boyunca 2 programını kullanıyorsa o makineyi işine yaradığı için değil, ona sahip olma hırsıyla almıştır, ya da instagram ve whatsapptan başka bir şeyini kullanmadığı Iphone'ı sırf sosyal ortamlarda masaya koymak için edinmiştir vb vb, bu tarz örnekler uzar gider.

Evet, eğitim sistemimiz berbat...Çünkü amaç öğrenmek/öğretmek değil, sadece diploma vermek (yani şekilcilik daha çocukluktan belleklere kazınıyor)
Evet, trafik sistemimiz berbat...Çünkü az önce kendisi yaptığı şeyi biraz sonra başkası yapınca "...kodumun çocuğu" diye küfür eden yaşam formuna kendi eylemini hatırlattığında tepkisi yüzsüzce sırıtmak oluyor,
Evet, adalet sistemimiz berbat...Çünkü her konuda olduğu gibi o konuda da hem devlet, hem vatandaş işine gelen haksızlıklara kör ama ucu kendi götüne dokununca kıyameti kopartıyor,
Evet, bütün sistemlerimiz berbat..Çünkü bütün sistemlerimizi oluşturan bizleriz ve bireyden topluma değişmeden giden yozlaşma,yobazlık, cehalet, kabalık, çifte standart, açgözlülük artık genlerimize işlemiş durumda.
Ve değişmeyecek
legendary
Activity: 2240
Merit: 1112
LLP Programming & Electronics
 @Bthd

Konu baya güzel olmuş, keyifle okudum. Birkaç şeyde ben yazmak istedim.

 Benim gençliğim ülkü ocaklarının olduğu, çetelerin olduğu ve bu ocaklara üye şahısların (sözde ülkücülerin) sokaklarda kendilerine benzemeyen, onlar gibi olmayan, entelektüel kişileri, gençleri "Ya allah bismillah allahu ekber"  nağraları ile  dayak attığı, bıçakladığı, kulağını yırtarak küpesini kopardığı, 1 kişiye 5-10 kişinin daldığı,  kız arkadaşının yanında genç bir erkeğe sataşıp dayak attığı, uzun saçlı ise  "ibnemisin lan sen, karı mısın"  denildiği zamanlarda geçti.

Bu durumlara maruz kalan insanlar, kedilerine koruma ve saldırı yöntemleri geliştirdiler. Bu yöntemlerin arasında en güçlüleri; Kin, nefret, aşağılama, küçümseme gibi duygulardı.  İşte bugün ki çarpık siktiri boktan düzenin tohumları o zamanla da ve biraz daha öncesinde atıldı.

Her farklı düşünceye mensup kişiler ellerine bir silah aldı. Hangi silahı daha kolay ve etkin kullanabileceklerine göre Din, milliyetçilik, sosyalizm komünizm cephanelerini seçtiler ve bunları birbirlerinin üzerine yağdırmaya başladılar.

Bu olaylar olurken yıllarca halk daha da kabuğuna çekildi ve kendine bir koruma kalkanı geliştirdi. Konuşmayayım, bulaşmayayım, işime gücüme bakayım ve en önemlisi "aman benim dümenim düzgün olsun da, ne olursa olsun"  kafasına girdi insanlar.
Bu, doğal olarak insanlarda gelişen bir duygu oldu. Haksız da değildiler. Ama her şeyin bir faturası vardır elbette.

Hani sen yukarıda demişsin ya ;

Siyasetçilerimiz kötü ve bencil.
Çevremiz.. O da gerçekten kötü.
Çünkü.. Biz de kötüyüz. Biz de benciliz.


işte bu durum bizim eskiden bu yana böyle evrilmemizden kaynaklanıyor bence. Baskılar altında, korkarak ve kabuğuna çekilerek "aman benim dümenim düzgün olsun da, ne olursa olsun" düşüncesi ile yaşamaya başlayınca insalar böyle bencilleştiler.  Buna sadece halk değil politikacılar, siyaset adamları da dahil. Çünkü onlar da bizim içimizden geliyorlar. Bugünün siyaset adamlarının birbirine acımasızca, terbiyesizce, alçakça saldırmalarının altında yatan sebep yukarıda bahsettiğim geçmişleri, gençlikleri ve o zamanlarda yaşadıklarından dolayıdır. Bu adamlarda sonuçta siyasetçi olarak doğmadılar.  
 Eminim Bahçeli gençliğinde birkaç solcu dövmüş yada dayak yemiştir, itilip kakılmıştır. Diğer parti liderleri de öyle.

Şimdi bu kadar baskılanmış ve manipüle edilmiş bir topluma üzerine de sen aptal aptal Tv dizileri, hiç ulaşamayacağı hayaller, sürekli beyin yıkama verirsen bu insan topluluğundan ne bekleyebilirsin ki ?  Milletimiz tabloyu o kadar geç fark ediyor ki çoğu zaman iş işten geçmiş oluyor.  
 Millet olarak biz sikildiğimizi henüz yeni anlamaya başladık.

Hiç kullanamayacağı köprünün varlığı ile kıvanç duyan insanlarımız, bunun bedelini ödeme zamanı geldiğinde (vergiler, zamlar) sızlanmamalı.

Çok uzattım yine Smiley yani demek istediğim şey, biz bir evrim sonucu bu hale geldik.  Yoksa kimse kötü doğmaz, göt doğmaz diyorum ben.
legendary
Activity: 2240
Merit: 1131
DGbet.fun - Crypto Sportsbook
..

Hocam senin avatarda amma manidar olmuş 😀
Adam meyhanede içip en az 10 flüt parası veriyor sonra kaç para ulen bu flüt diye bağırıyor.😄

varoş kültürünün hayali elvis olamaz hocam :) bazen hepimiz "acaba btc kaç para oldu" derken ibrahim abi gibi çıldırıyoruz :)
jr. member
Activity: 182
Merit: 7
Bu toplumu Orta Asya gelenekleri yavaşlatıyor aslında biraz. Bu millet, tarla yabancıya gitmesin diye akrabalar ile evlenmeyi gelenek haline getiren bir millet. Bu ülkenin insanları, yanlızlıktan korktuğu için kalabalık aileler kuran insanlar. Aslında buraya 20 tane şey sayarım ama hepsi başta söylediğime çıkar Orta Asya gelenekleri.. "gelenek" zaten başlı başına toplumun gelişmesinde zayıflatıcı bir unsurdur (istisnalar vardır, konumuz onlar değil). Şimdi biraz Orta Asya'nın temel insan yapısından bahsedeyim;

Akrabaları ile evlenir.
Korkaktır, kalabalık olunca cesaret gelir.
Empati yapamaz, zihin yapısı müsait değildir.
Birey olmaktan korkar, kalabalık olmaktan haz alır.

Peki neden Orta Asya insanı böyle dersek: Başta akraba evliliği biyolojik olarak toplumu geri bırakmış, aile kavramı çok güçlü olduğundan dolayı insanlar özgünleşememiş ve bu iki faktör dsiplinsizlik ile buluşunca facia ortaya çıkmış.

"yöneticilerimiz sahtekar bıdı bıdı" bunlar boş söylemler, böyle boş bir toplumda kim olsa cebini doldurur.
member
Activity: 812
Merit: 14
FRX: Ferocious Alpha
yaptığımız her işi "başkaları ne der?" sorusu üzerinden gerçekleştiriyoruz; zaten toplumun duymak istediğini düşünen bir insanın sözleri ne kadar ilgi çekici olabilir ki. ilgi çekmeyecek, yenilikçi anlayışların dışında, sıradan düşünen ve sıradan yaşayan insanlara dönüşüyoruz.

konuda din üzerinden örneklendirme yapılmış; ahmet nesin'in bir görüşü vardı cevizkabuğu programlarından birinde. nesin, anadolu insanını ibadet yükümlülüklerini yerine getirmeyen, dinlerini tam anlamıyla bilmeyen (namaz, zekat, hac, kural, kaide vs.) deist müslümanlar olarak tanımlamıştı.Smiley buna yakın bir şey demişti uzun zaman oluyor net olarak hatırlayamadım. bu insanlar din sahibi; çünkü kendilerine gülümseyen kapı koluna baktıklarında fransız entelijiyansı ile aynı anlamsızlığı görebiliyorlar ve kolaylığı bakımından toplumsalın çözümünü kabul ediyorlar. daha fazla detaya girip konuyu amacı dışına çekmek istemiyorum.

yukarıdaki örnekten yola çıkarak; inanıp inanmamanın dışında, dini kavramsal yapıda ele alıp bir ideoloji olarak düşünürsek, X'çiliğe, X'sizme, X'omania ve X'istliğin içerisindeki sıradanlığı görebilirsiniz. herhangi bir ideolojinin kötü ve sıradan olduğunu düşünmüyorum ama hepsi aynı Smiley) aynı işte; çünkü içinde insan var. çünkü insanın altın gibi bir kalbi olsa da nihayetinde bağırsağında 2 kilo fışkı taşır Smiley

baskı ve dayatmaların olmadığı, bireysel özgürlüklerin "pot"tan sonuna kadar açıldığı ve bunun hissettirildiği bir ortamda yaşarsak neden gelişmeyelim inş. Smiley

ideoloji/din ya da değil, bencilliğimin ön planda olmadığı bir yaşam her şeyden önce rasyonel değil. ben ancak kişisel çıkarlarımı iyiye kanalize ederek topluma fayda sağlamayı amaçlayabilirim. benim için bunun dışında kalan her şey ütopya.

Hocam senin avatarda amma manidar olmuş 😀
Adam meyhanede içip en az 10 flüt parası veriyor sonra kaç para ulen bu flüt diye bağırıyor.😄
legendary
Activity: 2240
Merit: 1131
DGbet.fun - Crypto Sportsbook
yaptığımız her işi "başkaları ne der?" sorusu üzerinden gerçekleştiriyoruz; zaten toplumun duymak istediğini düşünen bir insanın sözleri ne kadar ilgi çekici olabilir ki. ilgi çekmeyecek, yenilikçi anlayışların dışında, sıradan düşünen ve sıradan yaşayan insanlara dönüşüyoruz.

konuda din üzerinden örneklendirme yapılmış; ahmet nesin'in bir görüşü vardı cevizkabuğu programlarından birinde. nesin, anadolu insanını ibadet yükümlülüklerini yerine getirmeyen, dinlerini tam anlamıyla bilmeyen (namaz, zekat, hac, kural, kaide vs.) deist müslümanlar olarak tanımlamıştı.:) buna yakın bir şey demişti uzun zaman oluyor net olarak hatırlayamadım. bu insanlar din sahibi; çünkü kendilerine gülümseyen kapı koluna baktıklarında fransız entelijiyansı ile aynı anlamsızlığı görebiliyorlar ve kolaylığı bakımından toplumsalın çözümünü kabul ediyorlar. daha fazla detaya girip konuyu amacı dışına çekmek istemiyorum.

yukarıdaki örnekten yola çıkarak; inanıp inanmamanın dışında, dini kavramsal yapıda ele alıp bir ideoloji olarak düşünürsek, X'çiliğe, X'sizme, X'omania ve X'istliğin içerisindeki sıradanlığı görebilirsiniz. herhangi bir ideolojinin kötü ve sıradan olduğunu düşünmüyorum ama hepsi aynı :)) aynı işte; çünkü içinde insan var. çünkü insanın altın gibi bir kalbi olsa da nihayetinde bağırsağında 2 kilo fışkı taşır :)

baskı ve dayatmaların olmadığı, bireysel özgürlüklerin "pot"tan sonuna kadar açıldığı ve bunun hissettirildiği bir ortamda yaşarsak neden gelişmeyelim inş. :)

ideoloji/din ya da değil, bencilliğimin ön planda olmadığı bir yaşam her şeyden önce rasyonel değil. ben ancak kişisel çıkarlarımı iyiye kanalize ederek topluma fayda sağlamayı amaçlayabilirim. benim için bunun dışında kalan her şey ütopya.
legendary
Activity: 2240
Merit: 1112
LLP Programming & Electronics
Yöneticilerimiz gerçekten kötü ve bencil.
Yöneticilerimiz hırsız.
Siyasetçilerimiz kötü ve bencil.
Çevremiz.. O da gerçekten kötü.

Çünkü.. Biz de kötüyüz. Biz de benciliz.



 Hey, teachers, leave them kids alone !   Wink

https://www.youtube.com/watch?v=YR5ApYxkU-U
legendary
Activity: 1218
Merit: 1291
Bu siyasetçiler toplumumuzu yönetiyor ve insanlar birey olmayı unutup bizler ve onlar olarak gruplaşıyor. İşte bu gruplar çok tehlikeli, iftira, karalama ve adam kayırma kayırma gibi türlü oyunlar dönüyor. Cemaatler dini topluluk olmak yerine rant peşinde koşan gruplar haline geliyor, din insanların kötülüklerini gizlediği bir maske oluyor, bireyler bencilleşiyor, kolektivizm ölüyor geriye kendi ülkesi için duyar kasmayan ama göçmenler ve lgbt konusunda eşitlikten bahseden yarı humanist insanlar kalıyor. Doğu Avrupa dışında ülke görmedim ama emin olun şu sınırdan çıktığınız anda diğer insanların ortak kültürü var, bizde ise tam bir kültürsüzlük ve karmaşa hakim. Bu iş böyle olmaz, rant peşinde, karı/kız, güç peşinde koşan adamlardan yönetici olmaz. Demokrasi bizim gibi ülkeler için en boktan sistem, bu kadar kamilin doğru karar vermesine imkan yok. Bu yüzden ülke düzelmez en mantıklısı onurlu arkadaşlar ve eş edinmek, en azından kendi çevreni güzel insanlarla doldurmak. Her şey çok güzel olacak diyorlar ama inanmıyorum reis, büyük bir kesimin mayası bozuk.
legendary
Activity: 2352
Merit: 2592
Chancellor on Brink of Second Bailout for Banks
Yöneticilerimiz gerçekten kötü ve bencil.
Yöneticilerimiz hırsız.
Siyasetçilerimiz kötü ve bencil.
Çevremiz.. O da gerçekten kötü.

Çünkü.. Biz de kötüyüz. Biz de benciliz.

Biz kötüyüz çünkü çalarak yaşamaya alışmışız. Hayatın aklınıza gelebilecek her alanında çalıyoruz. Hiç bir şey çalmazsak bile birilerinin gereksiz yere zamanını çalıyoruz. Ve en kötüsü de yaptıklarımızı tüm toplumun yaptıklarıyla benzer olduğu için normal görüyoruz. Eğer birine iyilik yapacaksak konum olarak bize geri dönüş yapabilme ihtimali olan makamdakine yapıyoruz. Arada içimizi ferahlatmak için yoldaki dilenciye de bir kaç kuruş veriyoruz. Örneğin okullarda asıl kıymetli olan öğrenciler olmasına rağmen.. Müdüre hürmet ediyoruz, hediyeler alıyoruz. Biz de hediye verme olayı hep aşağıdan yukarıya doğrudur.

Örneğin siyasetçilerimiz.. Asıl kıymetli olan halk olmasına rağmen çok daha kıymetlidirler. Arada bir cukkalamak için bir şirketle anlaşma yaparlar, çocuklara bisiklet dağıtıyoruz derler. 1 birim maliyetli ürünü 10'a mal edip sanki maaşlarından biriktirip o bisikletleri almışlar gibi BEN sizlere bisiklet dağıtıyorum derler. Karşılık olarak oy beklerler. Çok salakça değil mi ?

Biz de üst makama hürmet eder karşılığını bekleriz.  Kiss Çalıştığımız yerde veya günlük hayatta bizden aşağıda gördüklerimizi (evet hadsizlik diz boyu aynı zamanda) fırsat buldukça öperiz. Çocuğumuzun pipisini gösterir BEN yaptım demeye getiririz. Yöneticilerimiz de, siyasetçilerimiz de bizim aynamız aslında her ne kadar kabullenmesi zor olsa da. Kendimiz gibi olanları seçiyoruz, değer yargılarımız dahi sıkıntılı.

Eğitim sistemimiz berbat.
Trafik sistemimiz berbat.
Adalet sistemimiz berbat.
Bütün sistemlerimiz berbat.

Çünkü biz sistem sevmiyoruz!. Seveni de sevmiyoruz! Her yolun en kısasını, her işin en kolayını seçiyoruz. Hatta bununla da övünüyoruz, kurallar ne için var canım ? Tabi adalet sistemi bozuk tüm suç onda zaten. Biz iş yapan adamı sevmeyiz. Gördük mü kendi işimizi de ona yıkarız. Trafikte sürat yapar övünürüz, kırmızı ışıkta geçer durana salak deriz. 100 kere geçersin 101. de ebeni görürsün demeyiz, yürü be koçum deriz.

Adam kayırma var!
Torpil var!
Mülakat! var..

Çünkü biz bizden olanı seviyoruz.. Anladın mı topraam ? Anladın mı hemşerim ? Anladın mı takımdaşım ? Anladın mı gardaşım ? Bölmek, bölünmek bizim işimiz.

Armudu alırken 100 gram eksik satarken 100 gram fazla tartarız ama cuma saati mutlaka dükkanı kapatır camiye gideriz. Dostlar alış-verişte görsün, şovu severiz biz. Elhamdülillah müslümanız.. Hak, adalet, vicdan, eşitlik gibi kavramların inançlardan veya inançsızlıktan bağıntısız olduğunu "insan" olmak için gerekli bütün kavramlardan üstte olduğunu göremeyiz biz. Alnı secdeye değiyorsa yeterlidir bizim için. Eleştirim dinlerle yada inançsızlıkla ilgili değil bizim genel tarzımızla ilgili, isteyen inanır isteyen inanmaz beni ilgilendirmez.

Bütün evrenin yükü bizim sırtımızdadır. Evlenmiyorsa cinsel sorunu vardır, bakire değildir. Evlenip çocuğu olmuyorsa kalkmıyordur yada kısırdır. Biz başkalarının yaşamına müdahale etmeyiz.  Shocked Yöneticilerin de yaşamımıza müdahale etmesini istemeyiz.

Her işi en iyi biz biliriz. Yanıt veremeyeceğimiz soru yoktur. Velhasıl biz asla kaybetmeyiz en fazla almanlar kaybederse biz de yenik sayılabiliriz. Tuttuğumuz takım asla normal yollarla yenilemez, hakem kesin ibnedir. Beraberlik bile bizim için kötü skor. Skorlar bizim için çok önemlidir. Gecede banko 5 posta atarız vesselam. Skorlar bizim için çok önemlidir dedik ya önemli olan zibilyon tane üniversite mezunumuzun olmasıdır, o üniversitelerden çocukların kendilerini gerçekleştirebilmeleri yada kendilerini ne kadar geliştikleri değil. Akademisyenlerin ne ürettiğini mi sordun ? Derse girip çocukların zaten kitaplardan öğrenebilecekleri bilgileri onlara okuyorlar ya daha ne yapsınlar ?

Çocuklarımızı doktor, mühendis, yönetici olmaları için yarıştırırız. Aslında doktor olacak sayı da, mühendis olacak sayı da bellidir en baştan ama kaç kişinin iyi doktor, iyi mühendis, iyi insan olacağı belli değildir. Yarıştırmaya o kadar alıştırırsan büyüdüğünde iyi doktor, mühendis, yönetici olmaya değil yine en çok kazanan olmaya çalışır. 123.456 tane doktor yetiştiriyoruz her sene. Peki kaç tane temiz kalpli, pırıl pırıl çocuğu kötü yetişkin haline getiriyoruz ? Sadece yöneticiler yada öğretmenlerin başarısızlığı bu kadar büyük olamaz diye düşünüyorum. Sıkıntı bizde..

Efendim sözün özü.. Biz gelişemiyor değiliz, bizde öyle şey olmaz. Bakın herkesin elinde cep telefonu var. Altında arabası var 100 sene önce kaç kişide vardı ? Herkes bizi kıskanıyor haberin yok.
Jump to: