Tweet'de yazan arkadaş çok güzel anlatmış. Dediklerinde doğruluk %100'e yakındır. Bunda şüphe yok gibi bir şey.
Ama yazılanları okurken gözümde Ferhan Şensoy'un Pardon filmi canlandı... Ferhan Şensoy, rahmetli Rasim Öztekin ile birlikte güzel bir iş çıkarmıştı. Bir yanlış anlama sonucu asker kaçağı olan adama suç yıkılıyor o da komediyi yaratacak şekilde 2 arkadaşını yanına aldırıyor ve mahkeme süreci başlıyor.
Traji-komik bu filmi izleyin bence.
Film Youtube'da bile var (
https://www.youtube.com/watch?v=kggn0jLsIvA) (NOT: Yasal olup olmadığı hakkında fikrim yok.)
Gelelim asıl mevzuya.
Sadece bizim ülkemizde de değil, geçtiğimiz yıllarda İngiltere gibi hukuka çok önem veren bir ülkede bile yıllar sonra bir adam masum diye salındı. Yani kusura bakmayın da devletin masumiyet karinesi bir kenara, bütün delillere ulaşma, istediği kişiyi sorgulama şansı varken hata yaparak yanlış insanı suçlu bulabiliyor. Örnekte verilen tecavüzcü vakasında devlet tüm gücünü kullanmadan yakaladığı adama dayak atılmasına göz yumuyor, 1 ay cezaevinde kapalı hücrede yatırıyor ve suçlusu medya mı? halk mı?
Delilleri ile göz altına bile alınmadan yargılanan birisi var. Ezgi Mola'nın söylediklerini haklı haksız demeden şunu söylemek istiyorum. Kamu arasında infial yaratmış bu olayın yargılaması neden hızlıca yapılmıyor? Yargı süreci uzatıldıkça eğer göz altındaki şahıs eğer haklıysa mesela mağdur değil mi zaten şu anda? Adamı yargılarsın bir an önce cezası varsa verirsin yoksa aklarsın. Eğer bu süreçte Ezgi Mola bir mağduriyet yarattıysa onunda hesabını o zaman sorarsın. Adam suçlu ise zaten suçluya suçlu dendiği için kimse bir şey diyemez. Üstelik tweet'de bahsedilen kızın intihar mı ettiği yoksa töre cinayetine mi gittiği bir kaç günlük adli çalışma sonucu çözülecek bir şey. Arkadaşın tweet'inde dikkatimi çeken bir şey daha var
Adamın yargılaması devam ederken Ezgi Mola'ya dava açacak durumda olması ise bana pişkinlik örneği gibi geliyor. Eğer haklıysan, aklandıktan sonra açarsın davanı hakkın varsa tazmin edersin. Senin yargılaman devam ederken başkasına dava açmakta neyin nesi?
Ayrıca arkadaşın tweet'lerde bahsettiği bir konu daha var. Belki kız ile birlikteliği vardı ve töreye kurban gitti diye.
Gelin medyada çıkan (doğruluğunu teyit etmedim) haberi okuyalım;
Defalarca cinsel istismara uğradıktan sonra bunalıma giren ve canına kıyan İpek Er'in yaşadıkları hakkında son dakika detayları da geliyor. 24 yaşındaki Musa Orhan, 18 yaşındaki İpek Er'e defalarca cinsel istismarda bulundu. Yaşanan süreç sonunda talihsiz kadın intihar ederek yaşamına son verdi. Adli Tıp Kurumu, intihar eden İpek Er'in iddialarını doğruladı. Genç kıza yönelik eylem doğrulanarak, Musa Orhan'ın "nitelikli cinsel saldırı" suçundan tutuklanması talep edildi. Öte yandan talihsiz kızın mektubu da ortaya çıktı. İşte son dakika haberinin ayrıntıları...
...
"Musa Orhan ile sosyal medyada tanıştım. Sevgili olduk, sürekli benimle evleneceğini, beni sevdiğini söylemekteydi. 'Benimle kaçar mısın?' diyordu. Ben de beni ailemden istemesini söyledim. 20 Haziran'da köyüme geldi. Kaçamayacağımı söyledim. Beni dinlemedi.
O zaman bu şahıs neden medya kuruluşlarına da dava açmıyor?
Pardon filminden;
Adalet dediğiniz o kadar da adil bir şey değil demek ki...