![](https://ip.bitcointalk.org/?u=https%3A%2F%2Fi.imgur.com%2FHy2PIcg.jpg&t=662&c=03LZR8wkZ-enbg)
Dijital veri parçalara bölünerek inanılmaz çok sayıdaki ufak DNA moleküllerine sentezlenerek depolandı. DNA dehidre edilerek uzun süreli saklama sağlanabiliyor. Ekip dosya marka parçalarını DNA’ya yerleştirerek, geniş çaplı kullanılan polimeraz zincir reaksiyonu(PCR) teknolojisiyle veriyi geri alabildi. Bu yöntem sayesinde araştırmacılar tüm DNA kodunu okumak yerine aynı bilgisayardaki rastgele erişim belleği(RAM) gibi , baktıkları yerde veriyi sıfırlayabilir. Ayrıca araştırmacılar hata düzeltme metodu kullanarak XOR(exclusive-or logic) avantajını kullandı. Sonuç olarak resimler, bir bayt bile kayıp yaşanmadan yeniden oluşturulabildi. Bir diğer deneyde ise yine Washington Üniversitesi ‘nden bir video “Voices From the Rwanda Tribunal” kodlanarak , yeniden alınabildi. Yani bir video kaydedilebildi. 10 yıldan fazladır dünya çapında araştırmacılar DNA’ya veri yüklemenin yolunu arıyorlar. Daha öncesinde başka bir ekip DNA’ya 53,000 kelimelik bir kitap ve resimlerini kodlamıştı. Diğer ekipse 2013’de William Shakespeare’’in sonelerini kodladı. Fakat bu son gelişmede son teknoloji kullanılarak rastgele erişim metodu ve sondan-sona sistem tarif edildi. Ayrıca DNA okuma-yazma hata kaynakların detaylıca kaydedildi. Şimdilik bir DNA sentezleme onbinlerce dolara mal olduğundan, henüz böyle bir teknolojinin yayılması mümkün değil. Fakat DNA bazlı depolama sistemleri çok az yer kapladığı ve DNA moleküllerinin binlerce yıl saklanabildiği düşünülürse , buna değer. 2020’ye kadar tüm dünyadaki dijital bilginin 44 trilyon gigabayta ulaşması bekleniyor.
Kaynak