Author

Topic: ORTAÇAĞ YEMEKLERİ (Read 322 times)

hero member
Activity: 1204
Merit: 623
February 10, 2024, 02:30:22 PM
#31
@verbakalım hocam, kuvvetle muhtemelen yaşınız benden de fazladır, 43 yaşındayım, özellikle 35 yaşından sonra insan hayatının daha sakin daha stabil daha net geçmesini istiyor. büyük şehirlerin karmaşası, hayat şartları, gündelik zorluklar vs den ne kadar sıyrılıp sükunete yaklaşırsa, o kadar iç huzuru artıyor insanın. Bilemiyorum belki de sadece bende böyledir ama en azında  gözlemlerim de bu yönde. Doğa benim gibi kırsalda doğup büyümüş biri için zaten vazgeçilmez, umarım siz de beklentilerinize uyacak zamanlar geçirirsiniz bundan sonra.

Doğa candır, doğa hayattır. Eskiden avm ler yokken insanın canı sıkılmasın diye kırlara piknik alanlarına yada su başlarına gidilirdi yada giderdik. Ama şimdi öyle mi. Kendimizi lüks içinde ölüme hazırlıyoruz. Nefes alacağımız her türlü alanı yok edip kapalı mekanlar içinde beton bloklarda yaşamayı gelişme sandık. Halbu ki eskiden doğayla iç içe biz gelişiyorduk.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
February 09, 2024, 02:33:28 AM
#30
@verbakalım hocam, kuvvetle muhtemelen yaşınız benden de fazladır, 43 yaşındayım, özellikle 35 yaşından sonra insan hayatının daha sakin daha stabil daha net geçmesini istiyor. büyük şehirlerin karmaşası, hayat şartları, gündelik zorluklar vs den ne kadar sıyrılıp sükunete yaklaşırsa, o kadar iç huzuru artıyor insanın. Bilemiyorum belki de sadece bende böyledir ama en azında  gözlemlerim de bu yönde. Doğa benim gibi kırsalda doğup büyümüş biri için zaten vazgeçilmez, umarım siz de beklentilerinize uyacak zamanlar geçirirsiniz bundan sonra.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
February 08, 2024, 02:51:02 PM
#29
Abi ben küçük de olsa bahçemde en azından yazın sebzelerin yetistiriyorum, kumesim var, taze yumurta imkanım var, çok fazla bilgim olmadığından büyük baş hayvan bakamıyorum ama onu da bir yerden başlasam hayvanların yayilabilecegi alanım da var. 10 sene Gebze de yaşadıktan sonra döndüm memlekete, herkes imkanı kadar dogallasmaya çalışsa bu bile büyük adım olur, kırsalda yeri yurdu olmayana lafım yok ama ata toprağı olup bayramdan bayrama gidenleri yönlendirmemiz lazım.
İşin diğer tarafına gelince,.maalesef orası derin ve karanlık kuyu, artık geç kalmış bile olabiliriz, sular şimdilik yüksek balıklar böcekleri yiyor, ama gün gelir böcekler de balıkları yiyecek duruma gelir.

Valla adına sevindim ne güzel hayvanlarla uğraşmak onların arasında bir kaç saat geçirmek çok güzel. GEçmişte benimde tavuklarım kuzularım koyunlarım vardı. Gerçekten kuzu koyun yaymak çok güzel. Tabi o zaman çocuksun aklında hep başka planlar fikirler var. Zaman geçtikçe geriye dönüp baktığımda en özgür takıldığım zamanlar o zamanlarmış. Dağlar ve sen. Hele bir yağmur yagsın oradayken yanlızlığın dibine vuruyorsun. Tarlaların ortasında dimdik. Sklanacak bir yer yok. Koyunlar ile koyun koyuna ıslanarak dolanmak. Yağmurdan 20 dakika sonra kuruyosun ha bu arada.
İnsanın kendi benliğine en yakın olabildiği dönemler işte sizin bahsettiğiniz dönemler hocam. 10 sene Gebze de yaşadım, ilk gittiğim 2005 yılında gebze merkezde yine tek tük de olsa bahçeli evler olan mahalleler vardı, şimdi ise bırak bahçeyi köpek için kulübe yapacak yer kalmamış, sürekli bir devinim koşuşturmaca var, malum iş potansiyeli nedeniyle insanlar akın akın gelmeye hala devam ediyormuş. Bu curcuna içinde insan kendisine uzaklaşıyor ister istemez, Allah herkese benimki gibi imkan nasip etsin. Denize 10 dakika uzaktayım, eve 500 metre mesafede ırmak var, 1 km mesafede de göl, doğanın içindeyim yani her türlü, daha ne isteyeyim.

Gelecek günler inşallah düşündügüm şekilde gelişir ve benim ufak da olsa eski günlerde olduğu gibi doğaya dönüşüm olur. Belki 5 10 tavuk beslemeye başlaya bilirim. Tabi gelecek günlerin nasıl gelişceğini bilmiyorum ama umuyorum.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
February 08, 2024, 03:29:15 AM
#28
Abi ben küçük de olsa bahçemde en azından yazın sebzelerin yetistiriyorum, kumesim var, taze yumurta imkanım var, çok fazla bilgim olmadığından büyük baş hayvan bakamıyorum ama onu da bir yerden başlasam hayvanların yayilabilecegi alanım da var. 10 sene Gebze de yaşadıktan sonra döndüm memlekete, herkes imkanı kadar dogallasmaya çalışsa bu bile büyük adım olur, kırsalda yeri yurdu olmayana lafım yok ama ata toprağı olup bayramdan bayrama gidenleri yönlendirmemiz lazım.
İşin diğer tarafına gelince,.maalesef orası derin ve karanlık kuyu, artık geç kalmış bile olabiliriz, sular şimdilik yüksek balıklar böcekleri yiyor, ama gün gelir böcekler de balıkları yiyecek duruma gelir.

Valla adına sevindim ne güzel hayvanlarla uğraşmak onların arasında bir kaç saat geçirmek çok güzel. GEçmişte benimde tavuklarım kuzularım koyunlarım vardı. Gerçekten kuzu koyun yaymak çok güzel. Tabi o zaman çocuksun aklında hep başka planlar fikirler var. Zaman geçtikçe geriye dönüp baktığımda en özgür takıldığım zamanlar o zamanlarmış. Dağlar ve sen. Hele bir yağmur yagsın oradayken yanlızlığın dibine vuruyorsun. Tarlaların ortasında dimdik. Sklanacak bir yer yok. Koyunlar ile koyun koyuna ıslanarak dolanmak. Yağmurdan 20 dakika sonra kuruyosun ha bu arada.
İnsanın kendi benliğine en yakın olabildiği dönemler işte sizin bahsettiğiniz dönemler hocam. 10 sene Gebze de yaşadım, ilk gittiğim 2005 yılında gebze merkezde yine tek tük de olsa bahçeli evler olan mahalleler vardı, şimdi ise bırak bahçeyi köpek için kulübe yapacak yer kalmamış, sürekli bir devinim koşuşturmaca var, malum iş potansiyeli nedeniyle insanlar akın akın gelmeye hala devam ediyormuş. Bu curcuna içinde insan kendisine uzaklaşıyor ister istemez, Allah herkese benimki gibi imkan nasip etsin. Denize 10 dakika uzaktayım, eve 500 metre mesafede ırmak var, 1 km mesafede de göl, doğanın içindeyim yani her türlü, daha ne isteyeyim.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
February 06, 2024, 01:10:18 AM
#27
Abi ben küçük de olsa bahçemde en azından yazın sebzelerin yetistiriyorum, kumesim var, taze yumurta imkanım var, çok fazla bilgim olmadığından büyük baş hayvan bakamıyorum ama onu da bir yerden başlasam hayvanların yayilabilecegi alanım da var. 10 sene Gebze de yaşadıktan sonra döndüm memlekete, herkes imkanı kadar dogallasmaya çalışsa bu bile büyük adım olur, kırsalda yeri yurdu olmayana lafım yok ama ata toprağı olup bayramdan bayrama gidenleri yönlendirmemiz lazım.
İşin diğer tarafına gelince,.maalesef orası derin ve karanlık kuyu, artık geç kalmış bile olabiliriz, sular şimdilik yüksek balıklar böcekleri yiyor, ama gün gelir böcekler de balıkları yiyecek duruma gelir.

Valla adına sevindim ne güzel hayvanlarla uğraşmak onların arasında bir kaç saat geçirmek çok güzel. GEçmişte benimde tavuklarım kuzularım koyunlarım vardı. Gerçekten kuzu koyun yaymak çok güzel. Tabi o zaman çocuksun aklında hep başka planlar fikirler var. Zaman geçtikçe geriye dönüp baktığımda en özgür takıldığım zamanlar o zamanlarmış. Dağlar ve sen. Hele bir yağmur yagsın oradayken yanlızlığın dibine vuruyorsun. Tarlaların ortasında dimdik. Sklanacak bir yer yok. Koyunlar ile koyun koyuna ıslanarak dolanmak. Yağmurdan 20 dakika sonra kuruyosun ha bu arada.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
February 05, 2024, 01:45:04 PM
#26
Hocam son satırda herşeyin nedenini ve sonucunu açıklamışsın resmen. Her zaman söylediğim birşey var, kurtuluşumuzun yollarından biri kesinlikle topraktan çiftçilikten geçiyor, köylü milletin efendisi sözünün temelinde de aynı mantık var aslında. Çiftçilik ve hayvancılık ile ilgili cılız adımlar atıldı ama milletin şehirleşme merakını yenemedi bu adımlar. Yaşadığımız şehirde, üstelik şehir merkezine 10-20 km mesafedeki ilçelerde yaşayanlarda bile mutlaka merkez ilçelere yerleşme telaşı var. Burada iş imkanı bahane, çocukların okulu bahane vs. fakat bunlar çözüme kavuşturulması kolay sorunlar. Toprağa dönmemiz, aydınlanmayı tekrar aynı yerden başlatmamız lazım.

@totti67 hocam söylemek kolay da anlatmak çok zor. Kime anlatancan sen başlarındaki belayı. Anlayacak adam anlayacak kafa lazım. Sen bir şeyleri anlatmaya çalışınca başka kim var ki ona oy verelim mantığı ile anştayn olsa baş edemez. Adam atomu parçalamak daha kolay demiş. Biz bunların kafalarındaki bu kara düşünceyi nasıl yok edeceğiz. Biz değil hazreti azrail bunlarla baş edemez.

Abi ben küçük de olsa bahçemde en azından yazın sebzelerin yetistiriyorum, kumesim var, taze yumurta imkanım var, çok fazla bilgim olmadığından büyük baş hayvan bakamıyorum ama onu da bir yerden başlasam hayvanların yayilabilecegi alanım da var. 10 sene Gebze de yaşadıktan sonra döndüm memlekete, herkes imkanı kadar dogallasmaya çalışsa bu bile büyük adım olur, kırsalda yeri yurdu olmayana lafım yok ama ata toprağı olup bayramdan bayrama gidenleri yönlendirmemiz lazım.
İşin diğer tarafına gelince,.maalesef orası derin ve karanlık kuyu, artık geç kalmış bile olabiliriz, sular şimdilik yüksek balıklar böcekleri yiyor, ama gün gelir böcekler de balıkları yiyecek duruma gelir.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
February 05, 2024, 12:36:55 PM
#25
Hocam son satırda herşeyin nedenini ve sonucunu açıklamışsın resmen. Her zaman söylediğim birşey var, kurtuluşumuzun yollarından biri kesinlikle topraktan çiftçilikten geçiyor, köylü milletin efendisi sözünün temelinde de aynı mantık var aslında. Çiftçilik ve hayvancılık ile ilgili cılız adımlar atıldı ama milletin şehirleşme merakını yenemedi bu adımlar. Yaşadığımız şehirde, üstelik şehir merkezine 10-20 km mesafedeki ilçelerde yaşayanlarda bile mutlaka merkez ilçelere yerleşme telaşı var. Burada iş imkanı bahane, çocukların okulu bahane vs. fakat bunlar çözüme kavuşturulması kolay sorunlar. Toprağa dönmemiz, aydınlanmayı tekrar aynı yerden başlatmamız lazım.

@totti67 hocam söylemek kolay da anlatmak çok zor. Kime anlatancan sen başlarındaki belayı. Anlayacak adam anlayacak kafa lazım. Sen bir şeyleri anlatmaya çalışınca başka kim var ki ona oy verelim mantığı ile anştayn olsa baş edemez. Adam atomu parçalamak daha kolay demiş. Biz bunların kafalarındaki bu kara düşünceyi nasıl yok edeceğiz. Biz değil hazreti azrail bunlarla baş edemez.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
February 05, 2024, 07:57:01 AM
#24
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be. Smiley

Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı.

Hocam çare insanin özüne dönmesi.

Balık mi istiyorsun ödemek yerine gidip avlanacaksin.
Yumurta mı istiyorsun gidip tavuk besleyeceksin.
Et mi isiyorsun kuzu dana besleyeceksin.
Süt mu istiyorsun keçi besleyip sagacaksin

Eğer ortaçağ daki doğallık şuan olsa insan ömrü 140-180 yıla cikar ama çoğu ürün genetiği değişti boş kalori insan vücuduna faydası yok. Eskiden insanlar ilaç kullanmadan 70-80 yıl yaşıyormuş şuan bunca teknolojiye rağmen gidemiyor o kadar.

İnsanın özüne dönme ihtimali yok, gıda konusunda son derece disiplinli bir şekilde doğru şeyler yaptığımızı varsaysak bile kurtarmıyor çünkü bazı istatistiki araştırmalar gezegenin sağlıklı şartlarda ancak 4 milyar civarında insanı barındırabileceğini, bundan fazlasına kaynakların yetmeyeceğini gösteriyor.
Dolayısıyla toplumun geneli olarak kötü şeylerle beslenmeye mecburuz, küçük, şanslı bir azınlık çeşitli koşullardan dolayı sağlıklı gıdaya erişebiliyor.

Üzerinde bulunduğumuz topraklar iyi bir planlama ve ata tohumlarını yeniden hayata geçirmek kaydı ile 500 milyon insanı besleyecek kalitede. Yurdun her yöresi farklı bir ürünü geliştirecek gibi dünyada nerden ne getirsen burada mutlaka yetişecek bir yöre bulur. Sorun biz bunun yapılmasını istemiyoruz. Savaş halindek, ukrayna dünyaya bgday ihraç ediyor. Bizim konyalı amcalar yangelip yatıyor. Ürettirilsin önce tarım sonra hayvancılık sonra da biz düzeliriz.
Hocam çok doğru noktalara temas etmişsiniz ama zaten bu problemleri başımıza bela edenler global güçler, tohumda hibriti soktular, gübrede kimyasalı, ilaçta da keza öyle. Neticede neredeyse yüzde 0 doğal gıdaya mahkum birakildik. Üretici özelinde ise, tarımda olsun hayvancılıkta olsun maliyetler inanılmaz düzeyde, bir süre sonra ürününden istediği kazancı elde etmeyi bırakın sürekli içeri giren çiftçiyi de anlamak lazım.

Bu konuyu devletin halletmesi şart. Tedavi edici harcamaları göz önüne alında sağlık sektörü zaten bokuyla oynuyor artık ama olsun epeyce kabarık durumda. Toplumu gıda ile sağlıklı bir duruma getirip sağlık yönünden koruyucu taramalar ve destekleri devreye almış olsalar esas harcamalarda kullandıkları ve bu kullanılmayan bölümü tarıma aktarsalar hem kaliteli ürün hem sağlıklı bir toplum ortaya çıkarırlar.

Ne diyom ben ya. O zamanda adamşarın kafaları düzgün çalışır ve bu durumu oluşturanları görüp anlar. NE olur sonra seçim zamanı bunları tepeler geçer halk. Olmaz olmaz gıdada sahteciliğe devam. Oy anam oy.
Hocam son satırda herşeyin nedenini ve sonucunu açıklamışsın resmen. Her zaman söylediğim birşey var, kurtuluşumuzun yollarından biri kesinlikle topraktan çiftçilikten geçiyor, köylü milletin efendisi sözünün temelinde de aynı mantık var aslında. Çiftçilik ve hayvancılık ile ilgili cılız adımlar atıldı ama milletin şehirleşme merakını yenemedi bu adımlar. Yaşadığımız şehirde, üstelik şehir merkezine 10-20 km mesafedeki ilçelerde yaşayanlarda bile mutlaka merkez ilçelere yerleşme telaşı var. Burada iş imkanı bahane, çocukların okulu bahane vs. fakat bunlar çözüme kavuşturulması kolay sorunlar. Toprağa dönmemiz, aydınlanmayı tekrar aynı yerden başlatmamız lazım.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
February 04, 2024, 04:18:19 AM
#23
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be. Smiley

Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı.

Hocam çare insanin özüne dönmesi.

Balık mi istiyorsun ödemek yerine gidip avlanacaksin.
Yumurta mı istiyorsun gidip tavuk besleyeceksin.
Et mi isiyorsun kuzu dana besleyeceksin.
Süt mu istiyorsun keçi besleyip sagacaksin

Eğer ortaçağ daki doğallık şuan olsa insan ömrü 140-180 yıla cikar ama çoğu ürün genetiği değişti boş kalori insan vücuduna faydası yok. Eskiden insanlar ilaç kullanmadan 70-80 yıl yaşıyormuş şuan bunca teknolojiye rağmen gidemiyor o kadar.

İnsanın özüne dönme ihtimali yok, gıda konusunda son derece disiplinli bir şekilde doğru şeyler yaptığımızı varsaysak bile kurtarmıyor çünkü bazı istatistiki araştırmalar gezegenin sağlıklı şartlarda ancak 4 milyar civarında insanı barındırabileceğini, bundan fazlasına kaynakların yetmeyeceğini gösteriyor.
Dolayısıyla toplumun geneli olarak kötü şeylerle beslenmeye mecburuz, küçük, şanslı bir azınlık çeşitli koşullardan dolayı sağlıklı gıdaya erişebiliyor.

Üzerinde bulunduğumuz topraklar iyi bir planlama ve ata tohumlarını yeniden hayata geçirmek kaydı ile 500 milyon insanı besleyecek kalitede. Yurdun her yöresi farklı bir ürünü geliştirecek gibi dünyada nerden ne getirsen burada mutlaka yetişecek bir yöre bulur. Sorun biz bunun yapılmasını istemiyoruz. Savaş halindek, ukrayna dünyaya bgday ihraç ediyor. Bizim konyalı amcalar yangelip yatıyor. Ürettirilsin önce tarım sonra hayvancılık sonra da biz düzeliriz.
Hocam çok doğru noktalara temas etmişsiniz ama zaten bu problemleri başımıza bela edenler global güçler, tohumda hibriti soktular, gübrede kimyasalı, ilaçta da keza öyle. Neticede neredeyse yüzde 0 doğal gıdaya mahkum birakildik. Üretici özelinde ise, tarımda olsun hayvancılıkta olsun maliyetler inanılmaz düzeyde, bir süre sonra ürününden istediği kazancı elde etmeyi bırakın sürekli içeri giren çiftçiyi de anlamak lazım.

Bu konuyu devletin halletmesi şart. Tedavi edici harcamaları göz önüne alında sağlık sektörü zaten bokuyla oynuyor artık ama olsun epeyce kabarık durumda. Toplumu gıda ile sağlıklı bir duruma getirip sağlık yönünden koruyucu taramalar ve destekleri devreye almış olsalar esas harcamalarda kullandıkları ve bu kullanılmayan bölümü tarıma aktarsalar hem kaliteli ürün hem sağlıklı bir toplum ortaya çıkarırlar.

Ne diyom ben ya. O zamanda adamşarın kafaları düzgün çalışır ve bu durumu oluşturanları görüp anlar. NE olur sonra seçim zamanı bunları tepeler geçer halk. Olmaz olmaz gıdada sahteciliğe devam. Oy anam oy.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
February 04, 2024, 03:45:45 AM
#22
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be. Smiley

Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı.

Hocam çare insanin özüne dönmesi.

Balık mi istiyorsun ödemek yerine gidip avlanacaksin.
Yumurta mı istiyorsun gidip tavuk besleyeceksin.
Et mi isiyorsun kuzu dana besleyeceksin.
Süt mu istiyorsun keçi besleyip sagacaksin

Eğer ortaçağ daki doğallık şuan olsa insan ömrü 140-180 yıla cikar ama çoğu ürün genetiği değişti boş kalori insan vücuduna faydası yok. Eskiden insanlar ilaç kullanmadan 70-80 yıl yaşıyormuş şuan bunca teknolojiye rağmen gidemiyor o kadar.

İnsanın özüne dönme ihtimali yok, gıda konusunda son derece disiplinli bir şekilde doğru şeyler yaptığımızı varsaysak bile kurtarmıyor çünkü bazı istatistiki araştırmalar gezegenin sağlıklı şartlarda ancak 4 milyar civarında insanı barındırabileceğini, bundan fazlasına kaynakların yetmeyeceğini gösteriyor.
Dolayısıyla toplumun geneli olarak kötü şeylerle beslenmeye mecburuz, küçük, şanslı bir azınlık çeşitli koşullardan dolayı sağlıklı gıdaya erişebiliyor.

Üzerinde bulunduğumuz topraklar iyi bir planlama ve ata tohumlarını yeniden hayata geçirmek kaydı ile 500 milyon insanı besleyecek kalitede. Yurdun her yöresi farklı bir ürünü geliştirecek gibi dünyada nerden ne getirsen burada mutlaka yetişecek bir yöre bulur. Sorun biz bunun yapılmasını istemiyoruz. Savaş halindek, ukrayna dünyaya bgday ihraç ediyor. Bizim konyalı amcalar yangelip yatıyor. Ürettirilsin önce tarım sonra hayvancılık sonra da biz düzeliriz.
Hocam çok doğru noktalara temas etmişsiniz ama zaten bu problemleri başımıza bela edenler global güçler, tohumda hibriti soktular, gübrede kimyasalı, ilaçta da keza öyle. Neticede neredeyse yüzde 0 doğal gıdaya mahkum birakildik. Üretici özelinde ise, tarımda olsun hayvancılıkta olsun maliyetler inanılmaz düzeyde, bir süre sonra ürününden istediği kazancı elde etmeyi bırakın sürekli içeri giren çiftçiyi de anlamak lazım.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
February 03, 2024, 04:53:21 AM
#21
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be. Smiley

Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı.

Hocam çare insanin özüne dönmesi.

Balık mi istiyorsun ödemek yerine gidip avlanacaksin.
Yumurta mı istiyorsun gidip tavuk besleyeceksin.
Et mi isiyorsun kuzu dana besleyeceksin.
Süt mu istiyorsun keçi besleyip sagacaksin

Eğer ortaçağ daki doğallık şuan olsa insan ömrü 140-180 yıla cikar ama çoğu ürün genetiği değişti boş kalori insan vücuduna faydası yok. Eskiden insanlar ilaç kullanmadan 70-80 yıl yaşıyormuş şuan bunca teknolojiye rağmen gidemiyor o kadar.

İnsanın özüne dönme ihtimali yok, gıda konusunda son derece disiplinli bir şekilde doğru şeyler yaptığımızı varsaysak bile kurtarmıyor çünkü bazı istatistiki araştırmalar gezegenin sağlıklı şartlarda ancak 4 milyar civarında insanı barındırabileceğini, bundan fazlasına kaynakların yetmeyeceğini gösteriyor.
Dolayısıyla toplumun geneli olarak kötü şeylerle beslenmeye mecburuz, küçük, şanslı bir azınlık çeşitli koşullardan dolayı sağlıklı gıdaya erişebiliyor.

Üzerinde bulunduğumuz topraklar iyi bir planlama ve ata tohumlarını yeniden hayata geçirmek kaydı ile 500 milyon insanı besleyecek kalitede. Yurdun her yöresi farklı bir ürünü geliştirecek gibi dünyada nerden ne getirsen burada mutlaka yetişecek bir yöre bulur. Sorun biz bunun yapılmasını istemiyoruz. Savaş halindek, ukrayna dünyaya bgday ihraç ediyor. Bizim konyalı amcalar yangelip yatıyor. Ürettirilsin önce tarım sonra hayvancılık sonra da biz düzeliriz.
legendary
Activity: 2646
Merit: 1333
February 02, 2024, 04:59:58 PM
#20
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be. Smiley

Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı.

Hocam çare insanin özüne dönmesi.

Balık mi istiyorsun ödemek yerine gidip avlanacaksin.
Yumurta mı istiyorsun gidip tavuk besleyeceksin.
Et mi isiyorsun kuzu dana besleyeceksin.
Süt mu istiyorsun keçi besleyip sagacaksin

Eğer ortaçağ daki doğallık şuan olsa insan ömrü 140-180 yıla cikar ama çoğu ürün genetiği değişti boş kalori insan vücuduna faydası yok. Eskiden insanlar ilaç kullanmadan 70-80 yıl yaşıyormuş şuan bunca teknolojiye rağmen gidemiyor o kadar.

İnsanın özüne dönme ihtimali yok, gıda konusunda son derece disiplinli bir şekilde doğru şeyler yaptığımızı varsaysak bile kurtarmıyor çünkü bazı istatistiki araştırmalar gezegenin sağlıklı şartlarda ancak 4 milyar civarında insanı barındırabileceğini, bundan fazlasına kaynakların yetmeyeceğini gösteriyor.
Dolayısıyla toplumun geneli olarak kötü şeylerle beslenmeye mecburuz, küçük, şanslı bir azınlık çeşitli koşullardan dolayı sağlıklı gıdaya erişebiliyor.
legendary
Activity: 2100
Merit: 1452
February 02, 2024, 01:49:22 PM
#19
Balığı kendim tutarım ondan yana sorun yok
 tavuk dediğin canlı 365 gün yumurtlayamaz bunun için gdo'lu özel yemler verilir ve ışık oyunları ile gerekirse günde 2 kere yumurta verdirilir tavuk bakımı oldukça zordur  bulunduğu alanda otluk alan kalmaz kakası asidiktir öyle olduğu yerde her mahsül yetişmez ancak gübresi ciddi anlamda değerlidir. 
Dana veya kuzu besleyebilmek için ciddi alana ihtiyaç var öyle kuzuyu aldım ahıra koydum bedava et olmaz satın aldığın etten pahalıya bile mal olacaktır.
Keçi bakımı daha zordur inatçı hayvandır öyle her yerde bakamazsın.


Söylediğiniz şeyleri ünümüzde yapabilmek için en az 10 dönümden fazla bir toprağa ihtiyacınız var birde bunun yanında kışın hayvanlardan mahsül almak istemiyorsanız gdolu yem vermelisiniz.

Nufus artışından sonra söylediklerinizi yapabilmek için dağa çıkmak veya ortak yaşam alanlarından ciddi anlamda uzak olmalısınız ee çoluğunuz çocugunuz okumayacak mı? zifiri karanlıktamı yollayacaksınız?  Bu yollamanın maliyeti ne olacak?

Süslü rüyalardan biri söylediğiniz.
member
Activity: 1011
Merit: 65
February 02, 2024, 01:34:27 PM
#18
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be. Smiley

Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı.

Hocam çare insanin özüne dönmesi.

Balık mi istiyorsun ödemek yerine gidip avlanacaksin.
Yumurta mı istiyorsun gidip tavuk besleyeceksin.
Et mi isiyorsun kuzu dana besleyeceksin.
Süt mu istiyorsun keçi besleyip sagacaksin

Eğer ortaçağ daki doğallık şuan olsa insan ömrü 140-180 yıla cikar ama çoğu ürün genetiği değişti boş kalori insan vücuduna faydası yok. Eskiden insanlar ilaç kullanmadan 70-80 yıl yaşıyormuş şuan bunca teknolojiye rağmen gidemiyor o kadar.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
February 02, 2024, 07:22:37 AM
#17
aynen benim atalarım köyde elma şarabı içmeden sabah kendilerine gelemiyormuş. o dönemin en beğenilmeyen yemeği ise yarak sote idi.

@gospodin  hocam ne güzel yazmışsın eskileri. Tabi bu yapılan orta çağ yemekleri yöreye göre farklılıklar da gösterebiliyor. Mesela daha doğuya gidince orada haşgeryar da çok sevilirdi özellikle sabahları.
Orta çağ yemegi Haşgeryar : haşlanmış gergedan yarağı
Bunun sotesi güzel olurmuş. illaki bir yerlerde bunu kaydı kuydu vardır. Çıkar gelir yakında. Cheesy
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
February 02, 2024, 04:48:32 AM
#16
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be. Smiley

Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı.

Hocam dün carrefoursa da çiftlik deniz levreği 230 lira idi, hani şu hepsi aynı boyda olanlardan, tanesi tahminimce 600-700 gr gelir, iki kişi olsan biri yetmez, en az iki tane alman lazım, ikisi en az 300 lira yapıyor. Bunu ıvırı zıvırı ile al sana 500 TL. yahu bir akşam öğününü şöyle adam gibi geçireyim desen ortaya çıkan rakam bu.
Bu ülkede birileri konforlu yaşasın diye, birileri aç kalıyor hocam, bizim gibi üç ülkeye bakabilecek bir ülkenin en az dörtte biri aç ise, biz aktif olarak ortaçağın bile çok gerisindeyiz demektir.
legendary
Activity: 2100
Merit: 1452
February 02, 2024, 02:25:02 AM
#15
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be. Smiley

Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı.
member
Activity: 1011
Merit: 65
February 01, 2024, 08:34:39 PM
#14
Ortaçağda yemeklerde Şarap en önemli yere sahipti. Yemeklerde tazelik ve doğallık aranırdı. Genel olarak incelediğimde ;
Ortaçağda bile yemeklerde doğallık aranıyormuş enteresan geldi


Evet orada bir kelime hatası yapmışım. Ortaçağ yemeklerinde doğallık aranıyordu değil doğallık vardı demem gerekiyordu.
legendary
Activity: 2646
Merit: 1333
February 01, 2024, 05:27:39 PM
#13
Ortaçağda yemeklerde Şarap en önemli yere sahipti. Yemeklerde tazelik ve doğallık aranırdı. Genel olarak incelediğimde ;
Ortaçağda bile yemeklerde doğallık aranıyormuş enteresan geldi o çağda doğal olmayan yiyecek var mıydı? acaba merak ettim. Üst sınıf günümüz zenginler için bol çeşit ve seçenek her zaman var elbette ve balık seçenekleride oldukça bol çeşit. Günümüz koşulunda alt sınıfın yediklerini bulamayan ailelerde mevcut, çağ değişsede fakir her çağda fakir.

Soracaktım ama benden önce davranmışsın  Cheesy

Ortaçağ dediğimiz çağ insanların henüz doğayı manipüle edemedikleri ve gezegenin işleyişi hakkında bizden de az şey bildikleri, deneyimlere dayalı bir çağdı, dolayısıyla bir ürün basit yetiştirme teknikleriyle yetişebiliyorsa varlığını sürdürebiliyor ve tabii ki ya doğal oluyor, ya da hiç olmuyordu.
Başka bir yiyecek türü bilmeyen insanların doğallık aradığı ifadesi duyduğum en anlamsız argümanlardan birisi olmuş.
hero member
Activity: 1428
Merit: 931
February 01, 2024, 02:51:58 PM
#12
Ortaçağda yemeklerde Şarap en önemli yere sahipti. Yemeklerde tazelik ve doğallık aranırdı. Genel olarak incelediğimde ;
Ortaçağda bile yemeklerde doğallık aranıyormuş enteresan geldi o çağda doğal olmayan yiyecek var mıydı? acaba merak ettim. Üst sınıf günümüz zenginler için bol çeşit ve seçenek her zaman var elbette ve balık seçenekleride oldukça bol çeşit. Günümüz koşulunda alt sınıfın yediklerini bulamayan ailelerde mevcut, çağ değişsede fakir her çağda fakir.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
February 01, 2024, 01:46:56 PM
#11
Ortaçağ da ;

Et Balık tüketimi yaygındı
Ekmek buğdayın kabuğuyla yani bugün kepekli ekmek dediğimiz türden ekmek yapılırdı.
Domuz eti dana kuzu eti bol bol tuketilirdi.
Bal şarabı elma şarabı yaygındı
Mikroplar için sirke kullanılırdı
Soğan ve sarımsak iyi bir antibiyotikti.
Obezlik yoktu. Kalori fazlası yoktu.
Genetiği değiştirilmiş ürünler yoktu. Herşey doğaldı.
Herşeyin tohumu orjinaldi kaliteliydi.

Ortacagda borsa yoktu altın gümüş vardı
Herşeyin değeri üretim maliyeti kadardı.

Maliyet=paraydı




Ulan ortaçağ karanlığını bizzat yaşıyor memleket, ama o dönemki garibanın sofrasında olanlar günümüz garibanina lüks resmen. Hani bu menüyü memlekete sunup şimdi mi yaşamak isterdiniz yoksa ortaçağda mi diye sorsanız, büyük çoğunluğu ortacagi secerdi, ki bence orta direk kesimin bile tercihi ortaçağ olabilirdi bence. Ayrıca demek ki o dönem trol tayfası da yokmuş, millet rahat rahat et yiyormuş, 200k trol beslenecegine 200k sığır besleseydiniz bu pahalılık olmazdı ette demişti geçenlerde Fox Ana haber sunucusu, bana gayet mantıklı gelmişti bu laf.
member
Activity: 1011
Merit: 65
February 01, 2024, 01:18:10 PM
#10
Ortaçağ da ;

Et Balık tüketimi yaygındı
Ekmek buğdayın kabuğuyla yani bugün kepekli ekmek dediğimiz türden ekmek yapılırdı.
Domuz eti dana kuzu eti bol bol tuketilirdi.
Bal şarabı elma şarabı yaygındı
Mikroplar için sirke kullanılırdı
Soğan ve sarımsak iyi bir antibiyotikti.
Obezlik yoktu. Kalori fazlası yoktu.
Genetiği değiştirilmiş ürünler yoktu. Herşey doğaldı.
Herşeyin tohumu orjinaldi kaliteliydi.

Ortacagda borsa yoktu altın gümüş vardı
Herşeyin değeri üretim maliyeti kadardı.

Maliyet=paraydı


legendary
Activity: 2198
Merit: 1232
January 04, 2023, 04:47:21 AM
#9
Orta çağ insanları sağlık açısından da daha sağlıklıydılar. En azından beslenebildikleri her hayvansal yada bitkisel gıda doğaldı şimdiki gibi saçma sapan hormonların,fruktozların kısacası yapay şekerlerin doldurulduğu ürünler tüketmiyorlardı. Yavaş yavaş insanlık mobilitesini kaybediyor hareketlilik azaldıkça üzerine kötü beslenme devrede olduğu sürece aşağı doğru evrimleşme devam edecek. Hani var ya bir resim maymundan insana.
sr. member
Activity: 1358
Merit: 374
January 04, 2023, 02:41:47 AM
#8
e bizim memleketin % 70 ine yakını ortaçağdaki alt sınıfın yediklerini bile günümüzde yiyemiyor ki bu manzaraya bakınca  Grin

Orta çağ yemek olarak daha iyiymiş gerçekten Smiley baksanız şimdilerde onların yedikleri yemeğe hayal gözüyle bakıyoruz, bir kuru etin kaç lira olduğunu bilmiyorum ama bir kg pastırmanın 600 lira olduğunu biliyorum, sucuk desen 300 kâğıt, artık et türü yemekler yemiyoruz da, peynir zeytin bile yiyemez duruma geldik arkadaşlar gerçekten kötü durumdayız, orta çağ diyoruz da asıl şimdi bakalım insanlar neler yiyor diye,
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
January 04, 2023, 01:40:53 AM
#7
e bizim memleketin % 70 ine yakını ortaçağdaki alt sınıfın yediklerini bile günümüzde yiyemiyor ki bu manzaraya bakınca  Grin
legendary
Activity: 2128
Merit: 1148
December 27, 2022, 01:37:56 PM
#6
hamurr humurrrr fred çakmaktas gibi sofraya gömüldükleri geldi aklıma bi de "nihaHahah" Erol Taş şuh kahkası...
legendary
Activity: 2324
Merit: 1176
December 27, 2022, 01:09:34 PM
#5
Geçmişte zenginler şarapçıymış demek ki  Grin ortaçağ yemekleri alt sınıfların yediği yemekler bugün bizim yediklerimizden daha iyi tabi o dönemle aradaki uçurum farkı temizlik ve hijyende saklı banyo gibi ihtiyaçları o dönemde sıcak su ile gideremezler tuvaletleri tahmin edemiyorum iyi ki o dönemde yaşamamışız
hero member
Activity: 1274
Merit: 680
December 27, 2022, 12:58:38 PM
#4
Hocam güzel başlık ve güzel bilgiler ama nerenin yemekleri bunlar? Ortaçağ Avrupasında olduğu anlaşılıyor ama bilmediğim manchet ekmeğini googleladım ve Britanya'da yapıldığını gördüm, herhalde doğrudur. Her coğrafyanın farklı yemekleri var ve o zamanlar kültürler arası etkileşim az olduğu için yemeklerin komşular dışında az yayıldığını tahmin ediyorum. Bizim bile İç anadolu ile Karadeniz mutfağında nasıl farklılıklar var. Bizim ortaçağda ne yediğimizi merak eden olursa şöyle bir instagram tarih sayfasına denk gelmiştim: https://www.instagram.com/tabbahname/  Yabancı seyyahların yemeklerimiz hakkında yazdıklarını paylaşıyor. Genel olarak çorba, içine biraz koyun eti atılan bakliyat ve sebze yemekleri ve de bulgur dikkatlerini çekmiş. Kaç kere etli bulgur içeren paylaşım gördüm. Bizde en büyük değişiklik kahvatlı gibi duruyor. Eskiden hep çorba içilirmiş. Günümüzdeki peynir ekmek çay yokmuş. Çay zaten cumhuriyetten sonra yaygınlaşıyor. Ortaçağda yok gibi bir şey.
member
Activity: 1011
Merit: 65
December 27, 2022, 12:03:08 PM
#3
legendary
Activity: 2408
Merit: 1478
alex
December 26, 2022, 10:26:08 AM
#2
aynen benim atalarım köyde elma şarabı içmeden sabah kendilerine gelemiyormuş. o dönemin en beğenilmeyen yemeği ise yarak sote idi.
member
Activity: 1011
Merit: 65
December 25, 2022, 04:35:15 PM
#1
Ortaçağda yemeklerde Şarap en önemli yere sahipti. Yemeklerde tazelik ve doğallık aranırdı. Genel olarak incelediğimde ;

Alt sınıf yediği yemekler:
-Et(domuz, kuzu, sığır eti)
- Çorba/Güveç
-Süt, peynir
-Arpa ekmek
-Balık(buldukları zaman)
-Meyve(ağaçlarda yada çalılarda buldukları zaman)
-Bal
-Sebzeler(kendileri yetiştirdikleri)
içkiler:
-Bira
-Bal likörü
-Elma şarabı

Üst sınıfın yediği yemekler:
-Et(kuzu, domuz, sığır, tavşan, koyun, kuğu...)
-Balık(somon, mezgit, pisibalığı, morina, alabalık, turna)
-Manchet ekmeği
-Yengeç, istiridye, midye
-Baharatlar
-Peynirler
-Meyveler
içkiler:
-Şarap(meyveli, meyvesiz)



Et Şarap Bira Peynir Likör Rom Sebzeler ve Meyveler sofraları süslüyordu.


Jump to: