Benim yaş grubum pizzayı Ninja Kaplumbağlar'dan bilir aksini kimse iddaa edemez. O zamanlardan bir reklam çalışmasıyla dünyanın her yerie ayıldı bu pizza.
Yurt dışındaki yediğim pizzalar ile burada yediklerimin arasında dünyalar kadar fark var, burada en iyi mekanda da yiyim o yurt dışında yediğim pizza tadını alamıyorum.
Topic: Pizza Kültürünün Türkiye’de Nasıl Yayıldı? - page 2. (Read 212 times)
Ben nededense pizzayı hala sevmem. Bunun nedeni de hamuru. Önüme en pahalı pizzayı koyun, sonrada bir lahmacun koyun lahmacunu tercih ederim. Gerçekten bizim lahmacun bir başka. Pizza yedim bir kaç defa ama bir tad alamadım. Lezzet sıfır gibi bişey. Yediklerin yal gibi karma karışık. Yok zeytin yok sucuk yok peynir yok mısır... Ne o öyle. Lahmacun öyle mi... Hele bir de acılı olunca. Sıcak sıcak offf.
Açıkçası 90lar ve erken 2000 lerde çocuk olarak ben de ninja kaplumbağalar izledikten sonra pizza etkisine girmiştim. Canım istemişti merak etmiştim. Hamburger kadar etkili olduğunu düşünmesem de pizzanın çizgi film yoluyla popüler olmasına şaşırmadım.
elbette yeni damak tatlarına karşı her zaman bir miktar önyargılı olabiliriz ama ben aslında pizzanın türk mutfak kültürüne çok da uzak olmadığını düşünüyorum. ninja kapluşlar ya da başka bir şey sayesinde; pizza ve pizza kültürü bir şekilde türkiye'de yayılmaya müsait bir üründü ve bu nedenle yayıldı diye düşünüyorum.
1989 yılı…Türkiye ilk defa pizza dükkanlarıyla tanışır. Türkiye’ye birkaç dükkan açarak pazarın nabzını yoklayan ünlü marka aldığı sonuçla şoka girer. Bekledikleri gibi olmaz. Boğazına düşkün olduğu için pizzayı seveceğini düşündükleri Türk tüketicisi, pizzayı sevmez. Dükkanlar kapatılır. Geri dönülür.
1991 yılı. Murakami-Wolf-Swenson Productions’ın ürettiği bir çizgi film dünyada büyük ilgi görür. Yapımcı şirket Türkiye’deki bir özel kanala bu çizgi filmi teklif eder. Kanal şaşkındır, fiyat gerçekten olması gerekenin %10’udur.Adeta kapandaki peynir gibi duran bu teklifi kaçırmaz özel kanal. Yayınlanmaya başlar. Çizgi film Türkiye’de de çok tutulur. Oyuncakları, rozetleri, kartpostalları, defterleri ve kitap kapları ile müthiş bir pazarlama da beraberinde gelir.
1994 yılına gelindiğinde çizgi film milyonlarca çocuğu ve genci etkisi altına almıştır. Bu çocuklar tuhaf bir biçimde annelerinden pizza pişirmesini istemeye başlar. Türk anneleri pizzayı nasıl yapacağını bilmez. Talep gitgide artar. Derken pizza zinciri dükkanlarını yeniden aktif hale getirir, yeni dükkanlar açar. Çocuğu yemek yemeyen anneler mecburen pizza sipariş eder. Liseli, üniversiteli gençler arasında bir itibar nesnesi haline gelir. Türk mutfağının demode lahmacunu, pidesi terk edilmiş, gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına gider hale gelir.
pizza talebini patlatan bu çizgi filmi çoktan tahmin ettiniz değil mi? Bravo! O çizgi film “Ninja Kaplumbağalar”
İşte algılarımız böyle yönetiliyor.20-30 yıllık stratejiler çiziliyor, uygulanıyor. Bizim eğlenceli diye izlediğimiz masum çizgi filmler, diziler, sinema filmleri birtakım fikirlerin beyinlerimize çok daha hızlı zerk edilmesini sağlayan katalizörlerden ibaret. Ve emin olun, bu bilinçaltı pazarlamacıları, bu algı sihirbazları bize sadece pizza yedirmiyor…!
Bir kitapta okuduğum bu yazı aklıma geldi ve sizlerle paylaşmak istedim. Bize izletilen film, dizi, programlar ve reklamlar tesadüf değildir, izletilen dizilere bir bakın aile yapılarının bozulmasının en büyük sorunu belki de budur... “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter” Malcolm X
https://www.thegeyik.com/pizza-kulturunun-turkiyede-tutunmasinin-ilginc-hikayesi
1991 yılı. Murakami-Wolf-Swenson Productions’ın ürettiği bir çizgi film dünyada büyük ilgi görür. Yapımcı şirket Türkiye’deki bir özel kanala bu çizgi filmi teklif eder. Kanal şaşkındır, fiyat gerçekten olması gerekenin %10’udur.Adeta kapandaki peynir gibi duran bu teklifi kaçırmaz özel kanal. Yayınlanmaya başlar. Çizgi film Türkiye’de de çok tutulur. Oyuncakları, rozetleri, kartpostalları, defterleri ve kitap kapları ile müthiş bir pazarlama da beraberinde gelir.
1994 yılına gelindiğinde çizgi film milyonlarca çocuğu ve genci etkisi altına almıştır. Bu çocuklar tuhaf bir biçimde annelerinden pizza pişirmesini istemeye başlar. Türk anneleri pizzayı nasıl yapacağını bilmez. Talep gitgide artar. Derken pizza zinciri dükkanlarını yeniden aktif hale getirir, yeni dükkanlar açar. Çocuğu yemek yemeyen anneler mecburen pizza sipariş eder. Liseli, üniversiteli gençler arasında bir itibar nesnesi haline gelir. Türk mutfağının demode lahmacunu, pidesi terk edilmiş, gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına gider hale gelir.
pizza talebini patlatan bu çizgi filmi çoktan tahmin ettiniz değil mi? Bravo! O çizgi film “Ninja Kaplumbağalar”
İşte algılarımız böyle yönetiliyor.20-30 yıllık stratejiler çiziliyor, uygulanıyor. Bizim eğlenceli diye izlediğimiz masum çizgi filmler, diziler, sinema filmleri birtakım fikirlerin beyinlerimize çok daha hızlı zerk edilmesini sağlayan katalizörlerden ibaret. Ve emin olun, bu bilinçaltı pazarlamacıları, bu algı sihirbazları bize sadece pizza yedirmiyor…!
Bir kitapta okuduğum bu yazı aklıma geldi ve sizlerle paylaşmak istedim. Bize izletilen film, dizi, programlar ve reklamlar tesadüf değildir, izletilen dizilere bir bakın aile yapılarının bozulmasının en büyük sorunu belki de budur... “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter” Malcolm X
https://www.thegeyik.com/pizza-kulturunun-turkiyede-tutunmasinin-ilginc-hikayesi
Jump to: