Profesör Joseph Yam (Son Manipülasyon Bükücü)Bu isim size ne ifade ediyor bilmiyorum fakat benim gözümde özellikle hedge fonları,swap işlemleri gibi finansal araçlarla küresel çapta hareket eden büyük fonlara hakim manipülatörlerin kirli planlarına kabus gibi çöken ve sadece kendi ülkesinde değil ayrıca finans aleminde post modern bir direnişin adıdır Joseph Yam.
Bizdeki damatların, partizanların, kraldan fazla kralcı geçinen yöneticilerin aksine liyakat basamaklarını adım adım çıkarak hem kendi ülkesinde hem de yurt dışında kendini geliştirip iyi bir eğitim almış ve yine liyakatle iş başına gelerek önemli yerlerde görev almış ve yine önemli başarılara imza atmış biridir.
(Bkz:Profesör Yam GBM, GBS, CBE, JP gibi unvan ve nişanelere de sahiptir.)Özellikle Hong Kong Para Kurulu Başkanı (merkez bankası başkanı) olduğu dönemlerde ülkemizde dahil diğer kapitalist ülkelerin basın yayın organlarında maalesef sadece merkez başkanları maaş sıralamasında “en yüksek” maaşı almasıyla gündeme gelebilmiş, Soros’un Quantum fonu gibi ülkelerin kaderiyle onayan manipülasyonlarına karşı verdiği amansız mücadele ve diğer önemli icraatları adeta sümen altı edilmiştir.
Asian Crisis, 1997Yine o dönemlerde özellikle 1997 yılında Asya Krizi patlak vermiş, 1998'in yaz aylarında da kriz derinleşmişti. Asya Kaplanları (%5’in üzerinde büyüme sağlayan Tayvan, Singapur, Hong Kong ve Güney Kore ekonomileri) o günkü derinleşen kriz ortamında “Asya'nın Kağıt Kaplanları” olarak anılmaya başlanmış ve yine bu ülkelerde, devalüasyonlar birbirini izlemiş, büyüme ve işsizlik had safhaya çıkmıştı.
Bu derinleşen krize dayanabilen tek devlet bir kalmıştı: o da Hong Kong idi. Peki bu her geçen gün derinleşen krize direnebilecekler miydi?
Paul KrungmanPaul Krugman'ın
“Bunalım Ekonomisinin Geri Dönüşü ve Küresel Kriz” kitabında da bahsettiği üzere;
“Hong Kong'un ekonomisi, iyi kurallara bağlanmış bankaları ve muhafazakâr bütçe politikasıyla, bölgedeki diğer tüm ülkelere kıyasla, çok daha sağlıklı işlemişti. Sağlıklı yapı nedeniyle, krizin ilk yılında panik nedeniyle sermaye kaçışı olmamıştı. Buna rağmen şehir yanlış zamanda, yanlış yerdeydi. Komşuları geriledikçe Hong Kong'lu işletmeler sıkıntıya girdi. Japonlar alışveriş seyahatleri düzenlemekten vazgeçtiler, Güneydoğu Asya şirketleri Hong Kong bankalarıyla iş yapmayı durdurdular. Daha da kötüsü, hong kong döviz kurunu 7.8 abd doları'na kesin biçimde sabitlemişti. hong kong sırf bu nedenle tokyo'dan bile daha pahalı bir şehir haline geliverdi. Sonuç, durgunluğun derinleşmesiydi.Kaçınılmaz olarak rahatsızlık başladı. devalüasyon olacak mıydı? Hong Kong'lu iş adamları devalüasyon istemeye başlamışlardı. Fakat hükümet kurlara dokunulmayacağını açıkladı. Gariptir ki 1992'de İngiliz hükümeti de aynı şeyi yapmış ama Soros'un tuzağına yakalanmışlardı.
Çin'de de bir devalüasyon olacağı söylentileri yayılmaya başlamıştı. Böyle bir gelişme Hong kKng'u iyice köşeye sıkıştıracaktı.Soros'un -bu fona dikkat edin- Quantum fonu ve Robertson'un Tiger fonları bu gelişmeleri izleyerek pusuda bekliyorlardı. “
Krugman'a göre; bu iki fon Hong Kong'da ikili oynamaya başladılar. Hong Kong borsasında hisseleri açığa satarak piyasada devalüasyon baskısı oluşturmaya çalıştılar.
Açığa satmak, hisse senetlerine sahip kişilerin hisselerini ödünç alıp, bir kira bedeli ödeyerek satış yapmaktır.
Hisse senedi almak için ödenen bu bedel -bu bir şirket de olabilir bir kişide- krediyi alacak kişinin veya ülkenin kredibilite/güvenilirlik rasyosuna/oranına göre değişebilir fakat genelde yüzde 10'dan fazlası tercih edilmez. Bu açığa satışta belli bir kira karşılığı da dahil diyelim, 100 lira ödeyerek bir süreliğine 1000 liralık bir varlığın sahibi olabilir ve yine o varlıkla işlem (örn:hedge fonu alım-satımı) yapabilirsiniz. Özetle cebinizdeki 100 lira ile 1000 liralık hedge fonu yönetebilirsiniz.
(Bkz:kredi kelimesi latince “credo” kelimesinden gelir; anlamı güven/teminat demektir.)Diğer bir ifadeyle Soros amca 100 Hong Kong dolarını (1usd=7.8hk) alarak 1000 adet hk dolarlık hisse alıyor, sonra da bu 1000 hk dolarlık hisseyi piyasada satıp, 1000 hk doları karşılığı abd doları satın alıyordu.
(Hk Doları: Hong Kong Doları)Bu sayede yaratılan kaldıraç etkisi ile Abd dolarına olan talebi arttırarak Hong Kong hükümetini ters köşede bırakıp devalüasyona zorluyorlardı. Zaten ana gaye de buydu.
Ayrıca yarattıkları ortamda aldıkları hisselerin fiyatı düşeceği için, daha yüksek kurdan ellerindeki dövizi bozdurup, hisseyi düşük fiyatlardan yerine koyarak iade edebilirlerdi.
Nasıl olsa dövizi yönlendirebilecek büyüklükte bir fon akışına sahiplerdi. Yani ellerinde her türlü imkan ve finansal enstrüman vardı.
Diyelim ki böyle bir durumda yabancıların elindeki her 100 dolar (sıcak para) ülkenizden kaçmaya kalktığında, bu döviz kaçışına mâni olabilmek için sizin merkez bankanızın elinde ne kadar nakit rezerv olması gerekir? O her 100 dolar çıkışına karşı sizin elinizde 1000 dolar olması gerekir ki kendinizi olası Quantum veya Tiger fonu odaklı kaldıraçlı işlemlerle ülkenizde yapılacak olası operasyonlara/manipülasyonlara karşı savunasınız.
Kaldı ki bizim ülkemiz şartlarına bakacak olursak, sizin o 1000 birim doları almanız için ödemeniz gereken bedel ortalama 1000x6=6000 birim tl’dir.
Tabi diğer yandan karşınızda Soros gibi para babaları olunca oyuna 0-1 geride başlıyorsunuz. O dönemde Hong Kong’un geride başladığı gibi. Haliyle bu kirli oyunun Soros için zararla sonuçlanması çoğu otoriteye göre de mümkün değildi ve bu maçın sonunda beraberlik de yoktu.Ya Hong Kong doları devalüe edecek ve böylece Soros gibi manipülatörler dolar spekülasyonundan para kazanacaklardı ya da Hong Kong ekonomisi direnip galip gelecekti.
bkz:Faiz Dersi -->>http://www.mahfiegilmez.com/2012/10/faiz-dresi.html
bkz: Faiz Dayince --> http://www.mahfiegilmez.com/2018/06/faiz-deyince.htmlbkz:Faiz & Para İlişkisi için ---> http://www.mahfiegilmez.com/2012/11/para-ve-faiz.htmlbkz: Borsa ve faiz ilişkisi --> http://www.mahfiegilmez.com/2015/02/borsa-faiz-iliskisi.htmlBu olası iki senaryoda diyelim Hong Kong hükümeti devalüasyona direndi. O zaman mecburen faizleri yükseltecekti. Faizler yükselince paranın hisse senetlerinde olma maliyeti artacak ve hisseler hızla düşmeye başlayacak, bu sayede açığa satılan hisseler ucuza alınıp tekrardan sahiplerine iade edilebilecekti. Hong Kong dolarları bloklar halinde göze batacak şekilde satılıyor ve piyasanın dikkati çekilmek isteniyordu.
Bu noktada Hong Kong’lu yetkililer oyunun sadece bundan ibaret olmadığını söylediler; Quantum ve Tiger fonlarından ülkedeki yerel basındaki bazı gazetecilere ve yazarlara Hong Kong dolarının ve Çin parasının (o dönem rinminbiydi adı sanırım) veya her ikisinin birden devalüasyonun eşiğinde olduğunu anlatan felaket senaryoları yazmaları için paralar ödendi.
Yine Krungman’a göre, sonraki gelişmelerle oynanan bu kirli oyunun çok daha büyük boyutlarda olduğu anlaşıldı. Soros ve Robertson'un hedge fonları, Hong Kong doları'nın çöküşüne referans olacak şekilde Japon yeni, Avusturalya doları ve Kanada doları'nın düşüşünü gövde gösterisi yaparcasına tetikleyerek bu paraları da göstere göstere açığa satmışlardı.
Nihayetinde Soros ve Robertson, Hong Kong'un köşeye sıkıştığı ve yapabileceği çok fazla bir şey olmadığını düşünüyordu.Borsası büyük olsa da, Hong Kong'un kendilerine karşı kullanabileceği para miktarının fazla olmadığı yönünde hesap yapmışlardı. Hedge fonlarını açığa sattıkları ve raporlarla sabitleşen miktarın 30 milyar dolar olduğu sonradan ortaya çıktı. Bu tür bir paraya karşı, Hong Kong'un elindeki kaynakların çok yetersiz kalacağını düşünen iki kişi Soros ve Robertson'du.Amerika'da 1.5 trilyon dolarlık açık pozisyon almakla, Hong Kong'da 30 milyar dolarlık açık pozisyon almak neredeyse aynı anlama geliyordu."
Evet arkadaşlar Joseph Yam önderliğindeki Hong Kong ekonomisi direndi ve günün sonunda Quantum ,Tiger gibi fonlar kuyruklarını kıstırarak ülkeden kaçtılar. Eşi görülmemiş bir şekilde Hong Kong Para Kurulu Otoritesi -tabi Joseph Yam’ın talimatıyla- borsadan hisse almaya başlayıp dirayetli ve sistematik bir şekilde ters pozisyona girdiler.Akabinde Soros’un açığa satış yaptığı hisseleri hızla yukarı gidiyor ve Soros’un fonu zarara uğruyordu. Düşünün adamlar bunu para çıkışlarını önleyen bir devlet müdahalesi mekanizmasından yoksun olmalarının yanında dışa açık bir piyasa ekonomisinde yapmayı başardılar. Bunun yanında kendilerine karşı yapılan olumsuz propagandalara karşı hükümetle ortak hareket edip halkı bilinçlendirdiler. Aşırı harcamalardan kaçınıp tasarruf yaparak rezervlerini arttırdılar. Ve işini iyi yaptığı için de Joseph Yam’a o dönem itibariyle merkez bankası başkanlarına verilen en yüksek maaşı bağladılar. Bizim yerli basında bunu haber yaptı sadece(!)
MB Başkanlarının Maaşları, 2008 VerileriBu büyük manipülasyonun ardından ve yine konuyla ilgili aslında bir manada küresel çapta neyle karşıya karşıya olduğumuzu anlamak adına Morgan Stanley’in baş global stratejisti Barton Biggs’in ve yine Paul Krugman’ın ifadelerini çok önemli buluyorum.
Paul Krugman da Fortune dergisindeki yazılarından birinde:
"Ülke içinde, şirketlerle ilgili dedikodu ve söylemlere dayanılarak yapılan manipülasyonlara uygulanacak cezalar çok net ve et-kin bir şekilde düzenlenmiştir. Fakat ülkelere karşı yapılan manipülasyonlar için bir düzenleme yoktur.Ülkelerin sermaye piyasaları herkese açıktır. Fakat bu piyasaları düzenleyen ve herkesin işlem yapmasına izin veren kurumlar ulusaldır. Hepimiz dünya çapında yetkili olan, denetleyici ve düzenleyici bir kurumun vücuda getirilmesinin ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Örneğin, Londra’da çalışan Amerikalı para yöneticilerini, Çin’de yaptıkları manipülasyon nedeniyle cezalandıracak bir kurumun nasıl oluşturabileceğini hayal etmek için bile bir fırın ekmek yememiz gerekiyor. Bu taarruz ateşine maruz kalmış bir ülke olmasanız bile, uluslararası çaptaki manipülasyonları cezalandıracak bir kurumu oluşturma konusunu, hemen bugünden düşünmeye başlamalıyız.”
Barton Biggs şöyle diyor: "Hong Kong para otoritesinin yaptıklarını anlayışla karşılıyorum. Hedge fonlar birlik olup, Hong Kong’a yaptıkları türden bir saldırıyı bir ülkeye yaptıklarında, darmadağın eden ve ahlaksız bir faaliyet içindedirler. Yaptıkları şey, kendi para kazanma hırsları için ülke insanlarını ateşe atmaktır. Spekülatörlerin parayla dünyayı yönetmesine izin verilemez ve ülkeler ellerindeki silahları bunların ataklarına karşı kullanmalıdırlar."
Keza Hong Kong'daki bu insanlar da özellikle Biggs'in vurguladığı gibi bu belayı başlarından defetmek için ellerinden geleni yaptılar.Bizdeki para kurullarının başındaki biatçı idareciler gibi üst perdeden talimat alıp kendi adamlarını zengin etmek adına bayram arası piyasalar kapalıyken(!) dolar alıp satmadılar. Yabancı yatırımcıyı ters köşeye yatırmak için yerli para rezervlerini kısıp olası bir swap krizine sebep olup borsayı bir günde rekor düzeyde %7 zarara uğratmadılar.Sonuçta o yabancı yatırımcı (sıcak para sahipleri) senin yerli hisselerinin 3/2’sine sahip.Adama tl satmayıp şark kurnazlığı yaparsan o da gider senin hisseni satıp tl bularak yine senin borsana değer kaybettirir ve olan yine senin kendi yerli yatırımcına,vatandaşına olur.
(Bkz: konuyla ilgili yazım için ---> https://bitcointalksearch.org/topic/m.50349579)Belki konuyla alakası yok diyeceksiniz ama...Örneğin ülkemizde kaç tane Aselsan var arkadaşlar? Bir tane! Aselsan gibi bir kağıttan 40 bin tl zararı olan bir arkadaşım var.Adam güvenmiş yerli ve milli servet,şirket demiş yatırım yapmış.Bir günde g-20 ülkesi olan bir bir ülkenin borsası %7 düşer mi? Yazık değil mi bu insanlara,yerli yatırımcıya?
Neyse lafı da fazla uzatmadan...Bu konudan çıkarılacak önemli dersler olduğunu düşünüyorum saygıdeğer arkadaşlar. Finansal okur yazarlığımızı arttırmamız çok önemli.O yüzden sizlerle elim ve dilim döndüğünce bu ve benzeri konuları paylaşma gereği duyuyorum.Sonuçta çoluk çocuğumuz, ailemiz de dahil hepimizin geleceği söz konusu.Neden daha iyi yaşam şartlarına ve daha iyi imkanlara sahip olmayalım? Olmamız lazım.Olmamız lazım ki bizden sonra gelenler bu sıkıntıları yaşamasınlar.
Umuyorum hepimiz adına her şey çok güzel olacaktır.Muhabbetle kalınız.Faydalanılan KaynaklarPaul Krungman - Bunalım Ekonomisinin Geri Dönüşü ve Küresel Kriz
Para Harekatı - Yaşar Erdinç
Finansal Krizler Tarihi – Çılgınlık, Panik ve Çöküş, Charles P. Kindleberger, Robert Z. Aliber