Ripple ne değildir?Not: Bu yazı yayınlanma tarihinden yaklaşık 2 yıl önce yazılmıştır.Piyasalardaki işlem hacminin hızla yükselmesi ile ilk sıralara yerleşip ismini hekesin aklına kazıyan Ripple, çok sık gerçekleşen “Geleceğin Bitcoini” konulu haberlerin ve arkadaş sohbetlerinin de bir numaralı konusu. Yaklaşık 15 yıllık geçmişe sahip bir proje bir anda bu kadar popüler olunca, ben de sıradaki yazımı bu konuya ayırmaya karar verdim.
Ripple yıllar önce Jed McCaleb tarafından yaratılan bir sistem. Bugün çok ünlü bir yazılımcı olan Jed, aynı zamanda meşhur Mt.Gox. sitesinin de kurucusudur. Mt.Gox. mağdurları için hemen küçük bir not düşeyim, büyük facia yaşanmadan önce kendisi şirketin tamamını Mark Kerpeles’e satmıştı. Yani kaybolan Bitcoinler ile bir ilgisi yok. Jed, 2013 yılında Ripple’dan ayrılarak başka bir proje üzerinde çalışmaya başladı. Burada da işler yolunda gidip projesi başarıya ulaşınca, kendi payına düşen coinlerin toplam değeri 20 milyar dolara kadar ulaştı. Kendisini Forbes’ın zenginler listesinde 40. sıraya yerleştiren bu projesinin adı da tabiki Stellar.
XRP coin, Ripple üzerinde alıp satabileceğiniz varlıklardan sadece biri. Aslında bu sistemin amacı, farklı varlıkların transferi için yeni bir altyapı yaratmak. Ripple üzerinden Amerikan doları, Euro, İsviçre Frangı veya Türk Lirası transfer etmek mümkün. Ripple, yaratılış amacı ve işlevselliği nedeniyle kullanıcılara değil bankalara ve büyük finans kuruluşlarına hitap ediyor. Bir “kripto para” olduğu söylenen Ripple hakkındaki büyük çelişki de tam burada başlıyor. Bitcoin ve onun arkasından gelen kripto para hareketlerinin temelinde finansal özgürlük, global ekonominin çöküşü, modern bankacılığın tekelliği ve bir kontrol sistemi olarak paranın kullanımı gibi sorunlar bulunuyor. Bu nedenle Ripple, gelecek finans sisteminin temelleri olan günümüz kripto para sistemlerinin yanında değil, bunların tam karşısında, sorunları, çöküşleri ve krizleri yaratanlarla çalışıyor. Projenin Bitcoin destekçileri tarafından hiçbir zaman destek görmemesinin temel sebebi de bu. Yinede tüm bu farklılıklarına rağmen Ripple, kripto para dünyasının en popüler coinleri listesinde yerini aldı. Bu gerçek, bilinçsiz yatırımcıların yaratacağı spekülasyon gücünün hafife alınmaması gerektiğini hatırlatan çok somut bir örnek.
Ripple sistemi merkezi bir yapıya sahip. Ağ üzerindeki toplam Node sayısı yaklaşık 55 adet. Daha önceki yazılarımdan hatırlayacağınız üzere, aynı Bitcoin ağında olduğu gibi Node’lar ledger üzerindeki işlemleri kontrol edip onaylıyorlar. Burada dikkat çekmek istediğim nokta, ağa bağlı olan Node sayısı arttıkça sistem güvenliğinin artması. Bu dağınık ağ yapısı kripto para sistemlerini “merkezsiz” yapan temel unsur.
Ripple’ın 55 Node ile kontrol edilip onaylanan transfer işlemleri, Bitcoin ağındaki 12000 veya Ethereum ağındaki 30000 Node ile karşılaştırıldığında gerçekten güvensiz duruyor. Ripple’daki 55 Node’un yaklaşık yarısının da şirketin kontrolünde olduğunu düşünürsek, sistemin merkezi yapısı tam olarak ortaya çıkmış oluyor. Bitcoin ve benzeri kripto paralarda herkes Node olup sistemin güvenliğini kontrol edebiliyorken, Ripple, sadece iş ortağı olduğu borsalar, bankalar ve finans sistemlerine bu imtiyazı veriyor. Fakat ileride kötü niyetli bir veya daha fazla aktör ağa erişirse neler olabileceği gerçekten büyük bir soru işareti. Ağ konusundaki bir başka önemli kritik ise ünlü Bitcoin yazılımcısı Peter Todd tarafından yapıldı. Todd, eğer ağ üzerindeki Node’ların %20'lik bir kısmı bile işlem onayları konusunda ayrı düşerse, Ripple’ın ani bir Fork yaşayabileceğini söyledi.
Rippe projesinin güven vermeyen bir diğer yanı, toplam XRP coinlerinin %50'den fazlasının şirketin kendisi ve iş ortakları için ayrılmış olması. Bu, XRP fiyatının kontrolünü tamamen şirketin eline bırakıyor. Bunun ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu da eklememe gerek yok sanırım.
Eğer Ripple yatırımcısıysanız ve şimdiye kadar anlattıklarım sizi çok fazla kaygılandırmadıysa, buraya dikkat edin. Ripple hakkında belkide en endişe verici nokta “Balance Freeze”, yani hesap dondurma sistemi. Bu sistem ağ üzerindeki iş ortaklarına(borsalar) istedikleri hesapları dondurma imkanı getiriyor. Tıpkı bankaların bazı sebepler ile sizin paranızı dondurup erişiminize kapatması gibi. Bu özelliğin ilk maduru ise şirketin asıl kurucusu olan Jed McCaleb.
Jed, Ripple’ın geleceği konusundaki planlarında yalnız kalınca ayrılıp Stellar dediğimiz ve temelde bir Ripple Forku olarak başlayan projeyi kurdu. Tabi kendisi Ripple’daki devasa hissesi nedeniyle bol sıfırlı bir Ripple cüzdanına da sahipti. Birgün tek seferde 1 milyon dolar değerinde Ripple coini Bitstamp üzerinde satmayı deneyince Ripple şirketinin talimatı ile Bitstamp hesabı donduruldu. Bu hareketin sebebi Mccaleb’in Ripple’dan ayrılırken haftada en fazla 10 bin dolar değerinde XRP satacağı konusunda bir anlaşmaya varmış olması. Bu anlaşma nedeniyle Bitstamp şirketi de Mccaleb’e bir dava açtı. Piyasadaki coinlerin yarısına sahip bu 3–5 kişinin kavgaları bir yana, bu durum bize Ripple’ın ortakları aracılığı ile istediği zaman istediği hesabı dondurma gücüne sahip olduğunu açıkça gösteriyor.
Yazımın amacı Ripple’ı kötülemek değil. Ayrıca son teknoloji ürünü varlık transferi sistemleri ilgi alanım olmadığı gibi yazılarımda sıklıkla yer verdiğim bir konu da değil. Ama ne yazıkki, dünya bankacılık sistemine hızlı ve ucuz bir ürün sunan bu şirket, bilinçsiz spekülatörler ve onlardan aşağı kalmayan medya aracılığı ile “geleceğin Bitcoin’i” olarak tanıtıldı. Satoshi’nin Bitcoin ile başlattığı merkezsiz finans sistemi mantığına temelinde ters olmasına rağmen, sadece Blockchain kullandığı için geleceğin kripto parası zannedildi. “Bitcoin tehlikeli, Blockchain’e yönelmeliyiz” diyen bankaların bu sistemi kucaklamaları güzel bir haber olarak sosyal medya sayfalarında paylaşıldı.
Satoshi’nin anlatmak istediği kripto para modelinin böyle bir şeye ihtiyacı olmadığı unutulmuş veya hiç öğrenilmemiş gibi duruyor. Birileri hala Bitcoin projesi, bankalar ve devletler tarafından kabul edilip desteklenmediği için başarısız olacak zannediyor. Bitcoin’in, bu kurumların veya en tepedekilerin onayına ihtiyaç duymadığını anlayanlar malesef çok az.
Satoshi’nin başlattığı kripto para sistemlerinin en önemli özelliği bankalara olan ihtiyacı ortadan kaldırmaları. Bitcoin’in bankaların onayına ihtiyacı yok çünkü Bitcoin’in finans sisteminde bankalara ihtiyaç yok. Kendi varlıklarınızın sadece ve sadece sizin kontrolünüzde olduğu Bitcoin sistemine bir gün rakip gelecekse, bunun üçüncü kişi ve kurumlar ile ortaklık kuran ve varlıklarınızı onların kontrolüne veren bir sistem olmadığından emin olun.
Görseller ve daha fazlası için: https://medium.com/@ahmetseyhan/ripple-ne-de%C4%9Fildir-ffefa84558d3