Topic: Sandalyenin Ucuna Oturma Takıntısı (Read 104 times)

Kicimizin kalbimizle bu kadar yakın ilgili olması gerçekten çok enteresan geldi bana ama bilim işte kardeşim, artık kızdığım arkadaşlarıma götlük yapma derken iki kez düşüneceğim galiba 😅

Farklı bir yaklaşımla girmişler konuya. Aslında mantıklı yönü de var ama genelden uzak bakılırsa. İşi acele olan ve beklemeyi sevmeyen kişi bulunduğu yere kendini ait hissetmek istemez. Yani öyle koltuğa yayılarak oturmaz. Yanıltıcı olan kısmı da var sanki. Bu kişiler belki sadece kendi ortamlarının dışında bu şekilde oturuyorlar. Kendi ortamlarından kastettiğim sadece evleri değil, takıldıkları kafeler, tanıdıklarının evleri vs. Burada hasta olarak geldikleri için zaten tedirginler ve sonucunu bilmedikleri için muayene olacaklarından bu şekilde davranmaları normal olabilir. Birçok deneyde ya da gözlemde olduğu gibi geneli yansıtmaktan uzak bir gözlem olmuş doktorların yaptıkları. Ama adamların da kendi işi sonuçta gözlemlemiş ne diyelim.

Sonunda finansal sağlığa bağlamanız farklı olmuş biraz

https://imgyukle.com/i/Q2PbWx

Odaklanmış bir zihnin bıçak gibi olduğu söylenir ama daha keskin olanı bilgeliktir. Zihin doğru bakışı vizyonu gördüğü zaman bilgiler bir şekilde saçılıyor etrafa )

Ben farklı bir açıdan yaklaşayim olaya. Extrovert yani dışa dönük olmayan insanlarda özellikle yabancı oldukları ortamlarda bu oturma stilini daha çok görürsünüz bu huzursuzluklarini cekinikliklerini gösterir. Birde dikkat ederseniz bu kişiler ellerini kollarını nereye koyacaklarini bilemezler ve buzusup sıkışık bir şekilde dururlar. Teorik olarak bu insanların düşüncelerini istedikleri gibi söyleyemediklerini istedikleri tepkileri vermediklerini hesaba katarak bu kalp hastalıklarının olabilitesinin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. B kişisi örneğinde dünya yansa sıkıntı takmayacagi için A kisisine nazaran daha az kalp sorunu yaşaması daha olası.


Bende finansal sağlıktan da devam ettireyim hocam. Hislerin enerjisi konusunda hislerin insan üzerindeki enerjisinden bahsetmiştim. Bu konuda aslında o konuya eklenebilir. Örnek veriyorum is görüşmesi ya da ticari bir görüşmesine gittiğinizde sandalyenin ucuna oturursaniz finansal olarak o görüşme sizin için iyi geçmeyecektir alabileceğinizden daha azını alırsınız. Ancak doğru bir oturma şekliyle ipleri elinize daha rahat alırsınız. Peki nasıl olacak bu oturma derseniz mabadiniz sandalyenin en ucuna doğru götürüp yerlestireceksiniz sırtınızı ne önde tutacaksınız ne de oklava yutmuş gibi dim oturacaksıniz sandalyeye yaslayin ama iyice gomulmeyin. Ellerinizi ayaklarınıza secdedeymissiniz gibi koymayın sandalyenin kolcaklarina koyun. Eğer sandalyenin yanında masa varsa o ortamda egemen olmak isterseniz yani görünmez bir güç savaşı varsa masaya kolunuzu yerleştirin.

Beden dili öyle güçlü bir silahtır ki insanı vezir de eder rezil de eder o yüzden vaktiniz olursa eğitimlerine katılın yoksa videolar izleyin derim naçizane tavsiye olarak 😇😊

Sonunda finansal sağlığa bağlamanız da çok güzel olmuş hocam sonuna kadar okudum yazınızı ve benim böyle bir şey yapmadığımı fark ettim. Genelde ucu ucuna oturan insanları görsem de ben bunu yapmazdım demek ki kişilik özelliklerim b’ye uygun olarak gelişiyor. B kişisinin görüntüsüne bakınca evet doğru benim için doğru sayılabilecek bir kişilik özelliklerine sahip araştırma olmuş diyebilirim. Zaten araştırma da öyle üstün körü de yapılmamış 9 senelik klinik bir çalışma var sanırım işin ucunda. Hayatta aceleci olmak gereken yerler de var ama ben ağırdan almayı seviyorum

Sandalye ucunda oturmayı öncelikle kendimde keşfetmiştim genellikle içgüdüsel olarak bir hız içerisindeyim bu oturuşuma bile yansımış olduğunu. Bunları düşünürken böyle bir araştırma çalışmasına denk geldim. Meğerki sandalye ucuna oturma hastalığına sahipmişim 

Hikayesi şöyle ;

Sandalyenin veya koltuğun ucunda oturma hastalığı, 1950'lerde dönemin dünyaca ünlü kardiyologlarından meyer friedman ve ray rosenman'ın da ilgisini çeken bir davranış. bu iki doktor bir süre sonra muayenehanelerinin bekleme salonunda ilginç bir şey gözlemlemişler. gelen kalp hastalarının çoğu bekleme sırasında koltuğun uç kısmına oturuyormuş. bunun ilk olarak fark edilmesi de bekleme salonundaki mobilyaları incelerken sandalye ve koltukların ön kısmının daha çok aşınmış olmasının görülmesinin bir sonucuymuş.

Bu iki doktor "belki de insanların koltuğun ucuna oturmasıyla kalp hastalığı riski arasında bir bağlantı vardır" deyip 9 yıllık bir araştırmaya başlamışlar. İnce bir açıdan bakarak A ve B iki kişilik analizi yapmışlar bu doktorlar

A tipi kişiliğe sahip olanlar sabırsız, bir an önce harekete geçmek isteyen, insanları beklemeyi sevmeyen, sürekli acele içinde olan, trafikte hız yapan, bir işte geri kalırsa stres yapan, zaman zaman gereğinden fazla hırslı olan kişilermiş.

b tipi kişiler de daha sakin, hayatı daha ağırdan alan kişilermiş. tabi ki a tipi kişiliğe sahip insanların kalp hastalığına yakalanma riski b tipi kişiliğe sahip olanlara göre çok daha yüksekmiş. zaten a tipi kişiliğe sahip olanlarda bu koltuğun ucuna oturma olayı daha fazla görülüyormuş.

Kaynakça: https://eksiseyler.com/1950lerde-sandalyenin-ucuna-oturma-takintisi-sayesinde-tespit-edilen-a-ve-b-kisilik-tipleri

Kalp sağlığınıza ve finansal sağlığınıza dikkat edin arkadaşlar