Topic: Serpme Kahvaltı Sorunu (Read 486 times)

Harcayabildigi para miktarıyla haz duyan insanlar da var, bunu elbette bir yere kadar anlayabilirim, mesela Acun, 15 sene önce firarda olan adam şimdi kaç milyon dolara yat yaptırıyor, özel uçağı ile kalkıp dominikten keyif için ebesininkine gidip günü birlik geri dönüyor falan filan. Bu tarz adamlar zaten belli sayıda, bunların israfı milli ekonomiye birşey yapmaz, önemli olan sıradan vatandaşın kendisini belirli noktalarda frenleyebilmesi.

Haklısın gospodin. Bi bakıma şöyle bişi de var. Herkesin gidemeyeceği mekanlar yaratıyor işletmeler. Çünkü buna ihtiyacı olan insanlar var. Zengin bi iş veren aynı apartmanda oturduğu apartman görevlisi ile aynı mekanda yemek yemek istemiyor. Bu mekanlarda yüksek faturalar ödeyen insanlar bu ayrıcalığa para ödüyor. Yemeklerin o kadar para etmediğini onlar da biliyordur bana kalırsa. Çok bi hoşnut olmasalar bile şikayetçi olmuyor çoğu bu durumdan. Yine o mekanlara gitmeye devam ediyorlar. Tıka basa doluyor o mekanlar her defasında. Bana göre Starbucks da böyle bi mekan. Logolu bardaktan kahve içmek, onunla sosyal medyaya fotoğraf atmak bi ayrıcalık gençler için.

Bu sınırsız açık büfe olaylarının hepsi taktik içeriyor az çok buluyorsunuzdur. İçinde yenecek pek bir şey olmayan tabaklar ve içi dolu dolu gelen hamur işi ile masayı donatıyorlar (özellikle de simit ve poğaça elbette). Geri kalanı, asıl yenecek olan yumurta peynir domates bal sucuk vesaire pahalı olduğu için çok az. Karbonhidratı dayıyorlar, para verdiğiniz için evde olsa yemeyeceğiniz şeyleri de yiyorsunuz. Doyuyorsunuz ama karbonhidrat ile yani. Türkiye de bu işler beyaz yaka sikmekten ibaret.

Valla hocam her şeyi sınırsız seçebilme dürtüsünü veya algısını veya zaafını (adına ne dersek diyelim) sistem çözdüğü için zaten oradan yürüyorlar müşteriye baştan. Lan onlarca çeşit reçel bal peynir zeytin, kuymak, sucuklu yumurta, kavurmalı yumurta .... Eminim, benim yazarken nasıl ağzım sulandıysa, okuyanların en azından birkaçında bile tok olsalar dahi aynı durum oluşur, işi bu aşamaya getirdikten sonrası zaten kolay, ondan da olsun bundan da olsun aman onda aklım kalır yemezsem derken birçok şeye sadece bir kaç çatal değdirip gerisinin olduğu gibi kalması gerçeği büyük sıkıntı.

Yiyenlerde abartmışlar hocam menü fiyatlarını biliyorlardır ne istediklerini de gayet bilinçli bir şekilde istedikleri ortada kahvaltı üzerine kahvelerde içilmiş. Üç kişiye serpme kahvaltı ekstra sucuklu, ekstra kavurmalı yumurta yani sağlam yemişler. Fiyatlamalara gelirsek bir tık pahalı ama artık genel olarak dışarıda yemek hiç ucuz değil artık İstanbul gibi metropol bir şehirde.

Üç kişi evde kahvaltı yapsa aynı yiyeceklerle gene 300-400 liralık masraf çıkar restorant maliyetinin üzerine 4-5x katı fiyatlandırma yapmış.

şimdi hocam herkesin gözünden kaçan şöyle bir durum var:

bak fişte 330 ml'lik mila suyun fiyatı 40 lira olarak geçiyor. migros'ta aynı suyun fiyatı ise 11,5 tl: https://www.migros.com.tr/mila-cam-sise-su-330-ml-p-7afd64
yani mekan kafadan her şeye x4 yapan bir yer. buraya giden insanlar da bunu bilerek gidiyor. 3 kişilik kahvaltı aslında sana, düz hesap, 2.500/3 olarak geliyor. bu neye benziyor biliyor musunuz? böyle bodrum'a gidip 500 liraya lahmacun varmış demek gibi. lan o mekanda zaten senin, benim gibi insanların yeri yok ki. biz 50 liralık lahmacun yiyen insanlarız. bir türlü insanlar bu durumu anlayamadı gitti.

Abi bu serpme kahvaltı olma durumunu geçeli çok olmuş. Bak şimdi sonlandırılmaya çalışılan asgari ücret çalışmalarının en üst seviyede zam vermeleri halinde bile bu hesaba göre sadece serpme kahvaltı almaya kalksa bu kesim sadece 7 serpme kahvaltı yapabiliyor. Demek ki sere serpe kahvaltı adeti bu kadarmış.

Her şeyi sınırsız seçebilme çok hoş bişi. Olayın israf boyutu da var tabiki. Ama bana kalırsa tabakları sınırsızca doldurma hazzı başka bişi. Dinlerin cenneti gibi bişi. Sürekli doldurmak. Hiç bitmemesi. Her insanın arzulayacağı türden şeyler. Ama kaynaklarımız sınırlı. Onları bi tık idareli kullanmalıyız bu dünyada. Serpme kahvaltı bu nedenle çok hoş bişi diiil. Ama değinilmesi gereken bi nokta daha var bana kalırsa. Bazı işletmeler astronomik rakamlar talep ediyor bu hizmete. Twitter'da bi paylaşım gördüm. Çok şaşırdım. Ne yenilirse yenilsin bu şekil bi fatura oluşmamalı bana göre. Yiyenler abartıyor. Ama işletmeler de abartıyor. 3 kişilik serpme kahvaltının faturası 2 bin 500 lira olamaz çünkü.

https://twitter.com/Darkwebhaber/status/1737196099129978968

Türkiye'de halk sağlıklı beslenme ve yaşam konusunda hala gelişmiş toplumlara kıyasla bilinçsiz olduğu için üreticiler ve servis sektörü de bu çok önemli konuyu pek umursamıyor (biraz da fireyi engelleyip kar maximizasyonu için)...

Kahvaltıyla ilgili temel bir örnek, doğal sucuk ve pastırma, yurt dışında popüler olan sosis, salam gibi işlenmiş ürünlere göre 1000 kat sağlıklıdır, hatta katkı maddesi konulmamış pastırmanın (bastırmadan gelir, at heybesinde et kurutarak çıkmış tam bir Türk geleneğidir) müthiş faydaları var,

fakat bizim üretici naapıyor, birkaç gurme istisna haricinde koruyucu kimyasalları basıyor sucuk ve pastırmaya, o zaman içinde doğal fermentasyondan oluşan bütün faydalı maddeler etkisiz hale gelmiş oluyor, sosis ve salamdan bir farkı kalmıyor...

Ev yapımı veya çok güvendiğiniz bir kasabın / mandıranın hazırladığı geleneksel sucuk ve pastırmayı 100% tavsiye ediyorum.

dostlar bu israf olayının bokunu aslında sosyal medyadaki maymunlar daha da çoğalttı. adam tüm ülkeyi dolaşıp, çoğunluğu reklam karşılığı olarak, nerede mekan varsa oraya çöküyor ve bunu takipçileri ile paylaşıyor. bunu gören bok böceği takipçileri de nefes almadan buralara saldırıyor. bakın normalde o tartı ile kahvaltı satan yerler sırf bu tipleri sayesinde insanların hücumuna uğradı. ilginç bir olaymış gibi insanlara dandik dandik yiyecekleri kakalıyorlar. israftan ziyade ne olduğu belli olmayan yiyecekleri bünyemize sokuyoruz. hani sigara, sağlık sistemine zarar veriyor diye ortalığı ayağa kaldıran tipler var ya. işte o kişilerin ağzından bir kere bu pis yiyecekler hakkında tek söz ettiğini duymazsınız çünkü onlar da aynı besinleri gömüyor. ama sigara içmedikleri için pis, kaka derler. ulan durduk yere bana sistem eleştirisi yaptırdınız ya gidip 2 kilo kahvaltı yiyeyim.

Hocam sizin bahsettiğiniz tarz doğru olanı, sıkıntılı olanda ise masada çatal koyacak yer kalmayana kadar masayı doldurdukları sistem. Sadece birkaç çatal değmiş kaselerin içindekiler doğal olarak israf oluyor, bunu koca ülkeye genellersek işin vehameti daha net ortaya çıkıyor. Bu işin içinde bir boyut daha var ki o en tehlikeli kısım, görgüsüzlük. Gösteriş için o sofralara oturup sosyal medyada story atanların çoğunluğu maalesef görgüsüz.

Bu aldığını tarttırıp aldığınız sistemi eskiden ankara bilken real alışveriş merkezinin içindeki yemek bölümü yapardı ve çok hoşuma giderdi. İstediğin şey yada şeyleri al istediğin kadar al ve aldığını öde. Hanımla çocukllarla gidince buradan onlarada bişeyler alırdıl ve aldıklarımız gerçekten biterdi. Herkes istediği kadar alırdı çünki. Aslında diğer yerlerde öyle olsa. Kilo ile köfte tavuk yada ne bileyim diğer şeyler.

400 gram çok da fazla değil ya düşününce zaten evde yerken de daha azını yemiyoruzdur. Tabaktaki ağırlığa göre ödeme olayını belki 10-15 yıl önce üniversitenin birinde görmüştüm, yeni yeni popüler oluyor olması bu yüzden bana ilginç geliyor. Sosyal medya sayesinde patlayan yeni bir akım diyebiliriz. Peynirin kilosu 200 lira, salatalığın 10 lirayken böyle bir ödeme sistemi olan yerde salatalık yiyemezdim sanırım

Bugün serpme değil de eski usul bir kahvaltıcıya gittik. Pastırmalı sucuklu yumurta, devasa bir bal kaymak, peynir, zeytin, domates ve salatalık olan basit ama çok lezzetli bir masaya kişi başı 200 lira civarı ödedik. En azından saçma sapan markalardan şuruplu reçeller falan yoktu, tamamen kaliteli ürünler yemiş olduk. Serpmedeki gibi israf da olmadı

fiyat standart hocam. biz iki kişi 400-500 gram aldık bir de yanında termos çay var. verdiğimiz para 400 liraya yakındı ama o paraya biraz daha ekleyip güzel bir et yemeği yenilebilir. saat 11 gibi gittiğim için araya et kısmını sıkıştırdım.
https://buuon.com.tr/istanbulda-kilo-ile-kahvalti-mekanlari/

bizim gittiğimiz yer buradaki işletmelerden birisiydi. değişiklik olsun diye gidilebilir ama onun dışında ben bir daha adımımı atmam çünkü gerçekten sağlıklı yiyecekler değil. belediyenin sosyal tesislerinde daha rahat ediyorum nedense. oradaki sıkıntı da yoğunluğun çok olması ve saat 12'den sonra kahvaltının bitmiş olması. istanbul'da olup da belediye tesislerine gitmeyen varsa mutlaka şans versin.

Kilo ile kahvaltı da çok enteresanmis hocam, fiyatlandırmasini da ayrıca merak ediyorum valla, burada da israf olur ama serpme kahvaltıdaki kadar olmaz diye düşünüyorum. Hatta dediğiniz gibi tabakların supurulme ihtimali daha yüksektir kesinlikle.
Açken gözü dönüp herşeyi yiyebilecekmis gibi hisseder insan ama biraz doyduğundan sonrası için pişman olma ihtimali hep yüksektir, o açıdan bile bakarsak kilo işi bana daha mantıklı geldi, sadece frene basacak yeri iyi bilmek gerek.

diğer şehirler nasıl bilmiyorum ama istanbul'da son dönemde moda olan bir kahvaltı çeşidi daha var. bu da açık büfe olarak geçiyor ama kilo ile kahvaltı ediyorsun. açık büfe şeklinde yer alan tezgahta peynir, simit, poğaça, zeytin, domates, salam ne ararsanız var ve siz bunları tabağa koyup en son olarak tartıda tartıyorsunuz. çıkan sonuca göre ödeme yapılıyor. oğlum son yıllarda bu sektörde bundan daha saçma bir olay gördüm mü bilmiyorum. kilo ile kahvaltı etmek nedir arkadaş?
geçen böyle bir yere gitmek zorunda kaldım ve tam tamına 400 gramlık yemek yedim. o gün kahvaltıdan başka bir şey yemedim. gerçi insanların tabaklarına bakınca neredeyse herkes tabaklarını süpürmüştü. sanki klasik açık büfe/serpme kahvaltı sisteminden daha iyi ya da herkes çok açtı.

Geçenlerde yaptığım bir yolculukta kahvaltı yapmak için sabah sabah epey bir yol teptim. Gördüğüm yerlerin çoğu simitçi. Hani o gün şöyle güzel bir serpme kahvaltı olan yer bulsa idim çok hoş olacaktı. Simit çay ile sabah kahvaltısı kaçamaktan başka birşey olmuyor.  Bir ailenin işlettiği butik bir yer buldum güzel sayılabilecek bir kahvaltı yaptım o gün. Ama bulmak için bilmediğim sokakları dolanmam gerekti. Şimdi ucuz diye millet simitçiye atıyor. Onlarda haklılar.

Ben dışarda kahvaltı yapamıyorum.

Hijyenik olduğunu da düşünmüyorum. Midem götürmüyor malasef

Serpme kahvaltıda bence porsiyonlar makul olursa ve istemediğiniz ürünler arasında eleme yapılırsa olay amacına ulaşır diye düşünüyorum, çünkü gerçekten 15-20 çeşit üründen azar azar yiyebilecek iştahta insanlar var, kendimden de biliyorum özellikle yoğun spordan sonra falan çok şaşırtıcı bir şey değil sağlam kahvaltı yapmak, kişiden kişiye değişen faktörler, önemli nokta aşırıya kaçan yerlerden uzak durmak çünkü @gospodin'in sektörün içinden çok net olarak anlattığı gibi o extra gelen ürünlerin çoğu sirkülasyona bir şekilde yeniden dahil oluyor...

Açık büfe vs gibi konular da benzer şekilde bir göz doygunluğu ve ihtişam deneyimi için tercih ediliyor, pozitif etki yarattığı için dünyanın her yerinde tatil köyleri bunu tercih ediyor, mutlaka bir miktar israf oluyordur ama onlar da mikro organizmalar tarafından parçalanıyor, zaten bütün nimetten 100% verim almak gibi bir olay fizik kanunlarına aykırı, mutlaka taşınırken depoda beklerken vs de fireler oluyor, bir ürün yenmedi veya fazla geldi diye onun başka bir ihtiyacı olana yetiştirilmesi teknik olarak her zaman mümkün değil...

Son dönemde özellikle sosyal medyada, ayrıca ara ara haber bültenlerinde konu ile ilgili farkındalık oluştuğunu gösteren paylaşımlar ve haberlere denk geliyoruz ki bu gerçekten çok sevindirici. Bununla alakalı kanun koyucunun katı kurallar koymasi da güzel olurdu, ayrıca otellerdeki açık büfe olayında da insanımızın göz acligiyla herşeyden tabağına koymaya çalışıp sonra çoğunu tabağında bırakarak masadan kalkması da sıkıntı, bunun da üzerinde durulması gerekir.

Gıda israfı ve boşa para harcamaktan öte bir anlamı yok. Böylesi yerlere pek gitmiyorum. Gittiğim zaman ise yiyeceğimi sipariş ediyorum. Doğrusu bu.

Galiba hayatımda bir kez o da zengin bir tanıdığımın misafir olarak bir serpme kahvaltı yerine gitmiştim. Masaya bir anda gözlemeler, patates kızartmaları, börekler çeşit çeşit reçeller ve envai çeşit başka yiyecekler geldi. Ve tabi ki çoğu boşa gitti. İçim çok acımıştı. Masadan topladığım kedi ve köpeğin yiyebilecekleri yiyecekleri en azından oradaki hayvanlara yedirdim. Ne kadar az yiyecek boşa giderse kardır diye. Ama o gün çıkınca dedim, zenginlerin israf ettiği yiyecekler ile fakirler doyar ve açlık kalmaz diye.

Gösteriş sever insanlardan pek hazzetmem, özellikle gıda işin içine girince ekstra uyuz olurum. Benim israf ettiğimi başka birinin imkansizlik nedeniyle masasına koyamama ihtimali hep üzer ve dikkatli olmaya iter beni. İsraf olacağını düşündüğüm her ne varsa cevremle paylaşırım, evde artan birşeyler varsa mesela ekmek, süt kaynatir kedilere veririm, camın önüne koyarım kuşlar yer, bence bizim.olan herşeyde doğadaki başka canlıların da hakkı vardır diye düşünüyorum.

gözü doymayan insanlara da saygı duyuyorum ama işin bir israf boyutu var ki eminim onlar da bu durumdan içten içe rahatsızdır (veya inş. öyledir yani).

daha geçen gün bunun geyiğini yaptık arkadaşlarla; benim serpme kahvaltım hıyar, domates, kaynamış yumurta, peynir ve biraz ekmektir dedim... ben dünyaya bu pencereden bakmayı seviyorum, büyük konuşmak istemiyorum ama günün birinde çok param olsa da sapıtmam, her şeyden önce ben çok cimri bir adamım (bunlara dışarıda para vermek yerine akşam pazarından ucuz yollu üçer beşer kilo almayı tercih ederim), sanırım kişiliğime işleyen bu cimrilik benim sapıtmamı engeller (amin deyin forumdaşlar :d)...

Hocam mesela kokoreç kelle paça işkembe falan çok severim, iyi yapanı bulunca her hafta yerim içerim mutlaka, mesela burada da aslında sevmeyene itici gelecek durumlar var ama sizin dediğiniz ihtimaller inanın bunlardan bin kat tiksindirici ihtimaller. Yahu bin türlü hastalık var, bağışıklık sistemlerimiz zaten dobrowskiden hallice organik yiyememekten, bir de elalemin mikrobuyla uğraşmayalim😅

o peynirlerin ya da sosislerin mıncıklanmasına gerek de yok. mesela tabağınıza 3 dilim peynir aldınız ve 2 dilimine hiç dokunmayıp yemeğinizi bitirdiniz diyelim. abi o 2 dilim peynir de sonradan kullanılır. ee bunda ne var, sonuçta dokunulmamış peynir diyebilirsiniz ama birisi onu tabağına koyuyor. çatalı başka besinlere değiyor sonra o çatal ya da besinler sizin dokunulmamış dediğiniz peynirle temas ediyor. ne bileyim belli bir süre dışarıda çok zor yemek yedim ama sosyal ortamlardan dolayı bunu kırmak zorunda kaldım. yapacak bir şey yok, sonuçta sütte banyo yapıp bunu videoya çeken bir milletiz. yemeye devam!

Serpme kahvaltı için özellikle biryerler hiç gitmedim. Katıldığım eğitim ve seminerlerde sabah kahvaltılarında dublex tabak hazırlamışımdır. Ama aldıklarımı asla çöpe hiç bir zaman atmadım. Günah ya. Para verdiğini söyleyip sofradakilerinin pekçoğunu kullanılamaz hale getiren çok gördüm. Yemiyorsan yeme ama ziyan etme. Gittiğim yörenin özellikle peynir çeşitlerinin tadına bakmak çok hoşuma gider. Eğer bizim görmediğimiz ortamlarda bunları kötü şekilde hazırlayanlar var ise allah onları görüyordur. Bir gün cezasını verir.

Bu ihtimaller kesinlikle yanlışlığı ispatlanması gereken ihtimaller. Çünkü mantıken genelde bilginin doğruluğunu sorgulariz ama bu örnekteki gibi durumlarda yanlış olsun hatta yanlış ispatlı olsun diye dua ederiz. 42 yaşındayım hiç serpme kahvaltıya gitmedim, imkan meselesi değildi,  onlarca çeşit içinden sadece birkaçına çatal degdirip gerisinin ziyan olabilecegi ihtimali hep gıcık etti beni. Bu arada geçen akşam yaşlı teyzelerin pazarın kapanış saatinde kalanları topladıkları bir haber vardı, çok üzüldüm inanın, onların bu durumunda hiç dahlim olmasa bile kendi olası israfimin onlardan alınmış nimet gibi olabileceğini düşünmek bile kötü ediyor beni.

Midem bulandı gospodin. Bir sürü yıldızları olan otellere tomarla para harcayıp başkasının mıncıkladığı peynirleri mi yiyoruz? Tamam doğa ana onu bize bir ineğin memesinden süt olarak verdi veya bir yumurtanın tavuğun neresinden çıktığını biliyorum ama benim yiyeceğim bir şeyi daha önce bir başkasının mıncıklamasından nefret ederim. En iyisi evde yemek hazırlayıp yanımızda taşımak ve otele gitmek yerine kamp yapmak.

Yayla konseptli yeşili bol mekanların iştah açıcı bir etkisi var. Kahvaltı da önemli bir öğün. İyi bir kahvaltı iyi bir gün anlamına geliyor ama bir öğünde yiyebileceğimiz besin miktarı sınırlı olmasına rağmen iştah açıcı mekanların etkisiyle masalarımızı serpme kahvaltı ile doldurup israf yapıyoruz. Bu israftan bir an önce vazgeçmeliyiz.

Hocam jackie Chan in bir videosunu izlemiştim, bir princ tanesini bile israf etmiyoruz demişti adam, kabataslak bakınca ne alaka falan gibi olsak da ilk bakışta, biraz etraflıca düşününce aslında doğru mantığın bu olduğunu anlıyor insan. Daha önce de yazdım, bu mevzunun öncelikle çocuklara ve gençlere çok iyi anlatılması lazım. Birimizin israfı digerimizin açlığı olabilir, sonrasında ise devletin bu konuda işletmelere radikal kurallar getirmesi lazım, üzerinde yeterince durulursa çok değil birkaç seneye israf tablosunda yerimiz olmaz.

Alan memnun satan memnun olunca bize laf söylemek düşmüyor. En çok israf edilen, en çok kazıklanılan öğünün bu olduğunu herkes biliyor. Dışarıda yemenin de en manasız olduğu fikrine herkes katılıyor. Ama buna rağmen bu mekanlar ağzına kadar dolu oluyor, isim yapmış olanlara ise rezervasyonsuz kapısından giriş yapamıyorsunuz.
Olabildiğince az tercih etsem de bazı dönemler ben de gidiyorum. En kral mekana da gitsen sana verdiği ürün kalitesiz oluyor. Ya kişi başı 300-400 lira vereceksin ya da Metro ya da Bim’den alınmış piliç salam ile kahvaltı yapacaksın. Kaliteli bir kahvaltı için maliyetler zaten çok yükseldi, kişi başı 200 lira isteyen yere gidince çok kayda değer bir şey yemiş olamıyorsunuz artık

Gidilebilir, buna kimse karışamaz. Sonuçta bir hizmet sunan bir işyeri var ve ona gidip yemek yiyorsunuz. Bu bir restoranda yemek yemekten farksız aslında. Restorant ikram verdiği salataların yenmeyenlerini döküyor, aynı mantık. Sadece kahvaltı olunca biraz göze batıyor bence. Gidilebilir, yenilebilir ama bazı şeylere dikkat etmek yeterli olur bence hocam. Her şeyin keyfi başka, kahvaltı da öyle.

İki şey var hem israf büyük hem de çok pahalı. Eskiden israf daha çoktu ama pahalılık artınca israf eskiye oranla azaldı. Çünkü tabaklara konan miktarları azalttı iş yerleri 😂
Maalesef ara ara bende gidiyorum sırf değişiklik olsun diye ama bana kalsa hayatta gitmem ama gel de birilerine anlat bu durumu 😔

Elimden geldiğince serpme kahvaltı yerine açık büfeyi tercih etsem bile bazen serpme kahvaltı gibisi olmuyor. Açık alanlarda serpme kahvaltı güzel oluyor size bir tavsiye vereyim. Yemeyeceğiniz şeyleri servis esnasında garsona söyleyin ve onları indirmesinler. Şahsen tatlı ürünler ile pek aram olmadı için bal, kaymak, reçel türü ve türevi ürünleri masaya koydurmuyorum. Bana harcanacak ürünler böylece israf olmamış oluyor. İsrafta gerçekten çok fazla önemsiz bir ülkeyiz.




Sadece tek bir kalem olan ekmek israfı ile üretilecek yol ile ilgili bir reklam. Doğruluğu tarafımca araştırılmamış olduğunu belirtmek isterim.

Yani serpme kahvaltı bence başlı başına gereksiz bir olay. Hem çeşit istediğin kadar yok hem fiyatı saçma yüksek. Onun yerine brunch tipi kahvaltılara gitmek çok daha mantıklı bence. Hem israf açısından da pozitif bir şey yapmış olursunuz. Sonuçta orada tabağınıza yiyeceğiniz kadarı alıyosunuz böylece israf minimuma düşüyor.

Kahvaltıcılar da keşke buna bir son verip mantıklı bir formül arasa. Serpme ile açık büfe arası bir formül bulunur belki. Yani hem israf azalır hem de mantıklı bir fiyat biçilir.

Aslında güzel bir konsept hazırlanabilir böylece. Örneğin bir tablet olur ve bu menüdeki her şeyi seçebilirsiniz, istemediğiniz şeyleri işaretleyin deyip israf karşıtı olarak böylece menüden yenmeyen şeyleri çıkarabilirsiniz. Hem düşünceli bir şey olur hem de fiyatta çıkardığı ürüne göre düşüş yaparsınız böylece insanları israfa karşı da teşvik etmiş olursunuz.

Bu konuda aslında birkaç ufak gibi görünen ama sonuca önemli ölçüde etki edebilecek dokunuşlar yapılabilir. Bazen masada üç beş çeşit peynir zeytin reçel olabiliyor, bunları ve diğer tüm ürünleri açık büfe tarzı şekilde istediğinden istediğin kadar seçebilecek şekilde müşteriye sunabilir işletmeler. Mesela üç dilim domates salatalık tabaginiza yeterli gelebilecek ama masada on katı bulununca haliyle geri kalanı israf, unutmamak gerekir ki bizim için fazla gelen ve israf olan herşey, başka birilerinin hayatı ihtiyacı olabilir. Bunu düşünerek hareket edebilirsek birçok noktada israfın önüne gecebiliriz

Mesela ilk bardak çaylar ücretsiz sonrakiler ücretli gibi fiyatlandırma yapan yerlerde var. Bu yüzden farklı kalemleri farklı fiyatlandırma politikası ile birlikte serpme kahvaltılardan inanılmaz paralar kazanılıyor. Bunda bazı ürünlere hiç dokunmadan masadan almaları da etkili oluyor. Üstteki arkadaşıma yazıyorum elbette bunu yapan insanlar da var. Maalesef onlara esnaf veya işletmeci demeye dilim varmıyor. Bana göre onlar haram lokmaya hayran olan hain insanlar. Yediği kaba tüküren kişiler. Esnaflık bu değildir.

Bu dediğinizi her işletme yapmıyor olsada illaki yapanlar vardır diye düşünüyorum. Özellikle bazı işletmelerin domates ve salatalık tarzı ürünlerde yapma olasılığı çok yüksek

Diğer görüşüme gelirsek bana görede çok gereksiz bir kahvaltı türü birçok şeye el bile değdirmeden masadan kalkıp gidiyoruz ve normalde sizlerinde dediği gibi 10 liraya maal edeceğimiz kahvaltıyı serpme kahvaltı adı altında 100 liraya maal ediyoruz. Hatta bazı işletmeler ekstra servis başına dahi para almakta

O menüye benim için ezogelin ve mercimek çorbasını da ekleyebiliriz. Ana konuya dönecek olursak, onlarca çeşidin birçoğuna sadece birkaç kez uzandiktan sonra geri kalanını bırakıyorlar ya, diyelim işletme çaktırmadan sonraki müşterilere vermek üzere yeniden kaselere alıyor mudur, sanmam ama ihtimali bile insanı bu aktiviteye tövbe ettirir.

Makarna ve kahvaltı dışarıda yenmez bence de. Zaten evde neredeyse aynısı yapılabiliyor ve evde maliyeti 10 iken dışarıda 100 oluyor ve hatta daha bile fazla. Dışarıda yenecekse evde yapamadığın bir şey yenmeli bence. Ya da çok özel bir kahvaltı ya da makarna olmalı. İsraf konusunda ise maalesef hiçbir şeyin israf edilmediğini ben de duymuştum. Atılması gereken yiyecekleri bile atmıyordur çoğu işletme. Ancak otelde açık büfe kahvaltılarında da aşırı çöpe atıldığını gördüm. O çöpleri ayıklıyorlar mıdır cidden merak ettim şimdi.

Evet bir de o boyutu var değil mi bu işin. Yani siz güzel geçen bir günden sonra akşam eve gitmeden güzel bir yemek yiyebilirsiniz ve moraliniz yerine gelebilir. Bir nevi gün içinde başardıklarınız için kendimizi ödüllendirmek olarak görebiliriz. Ancak kahvaltı için aynı şey söz konusu değil. Kahvaltı dışarıda yenilince uzun süreli açık alanda çok bir tat vermiyor. Evde kendi zevkimize göre hazırladığımız bir kahvaltı serpmeden daha fazla keyif verebilir doğal olarak.

Yine de arada bir olmak koşuluyla kahvaltı yapılabilir. Serpme olup israfı engellemek adına açık büfe tercih edilebilir.

Yıllardır dışarıda kahvaltı yaptığımı hatırlamıyorum. Serpme kahvaltı yıllar önce bile aşırı pahalı ve gereksizdi günümüzde hangi fiyatlardan serpme, sınırsız kahvaltı yapıyorlar zaten büyük israf, hiç bir fikrim yok.. Akşam yemeği için dışarı çıkılır, para harcanır bütün günün ardından ödüllendirme güzel aynısını kahvaltı için yapmak benim için bir motivasyon olmuyor. Kendime güzel bir kahvaltı hazırlamaktan daha çok keyif alıyorum.

Serpme kahvaltıyı mantıksız bulduğum için açık büfeyi daha çok tercih ediyorum. Açık büfede en azından insanlar genel olarak yiyebileceği kadarını aldıkları için israf serpmeye kahvaltıya kıyasla daha az oluyor. Ayrıca fiyat/performans açısından da açık büfe daha mantıklı geliyor çünkü istediğiniz kadar yiyip sabit fiyatı neyse onu veriyorsunuz.

Tabi herkes de kahvaltıya gidip saatlerce oturmadığı için serpme alıp hızlıca yiyip kalkmayı tercih edebiliyor. Getirilen yiyecekler de artınca boşu boşuna israf oluyor.

Gaziantep gastronominin başkentidir hocam. Tam yerinde yemeğe gitmişsiniz. Nohutu haşlayıp dürüm arasına sürüp bunu yerel bir tat olarak baharatlarla coşturup, Hindistanlılar gibi satan ve bunu meşhur eden bir şehirden her şey beklenmez mi? Gaziantep yemek anlayışında Türkiye’de en üst seviyede bir şehir.

Temizlik konusunda titiz birisinin dışarıdan yemeğe kesinlikle karşı duruş sergilediğini ben de yakınlarımdan biliyorum ama bazen bu kötü oluyor. Gün içerisinde yoğun olduğunuzda dışardan bir şey söylemek pratik olabiliyor.

Sabah kahvaltısı en sevdiğim öğündür ancak dışarıda yemek yemek bile bana biraz saçma gelen bir eylem heleki bilmediğiniz yerlerde bu insanlar her türlü pisliği yapabilir bazı durumlarda ister istemez katılıyorum zamanında gaziantepe gittiğimde bir serpme kahvatı gördüm vallaha billaha ogündür bu gundür aklımdadır lan bu nasıl çılgın bir lezzet karmaşaşası acıdan ekşiye kahvaltıda herşey vardı et bile vardı

Paranın değeri düştükçe dışarıdan yemek akıl alır gibi değil. Hertürlü şeyden herşeyi yapabilirler hele şu son dönemlerde etlerle ilgili çıkan yasadan sonra dışarıdan et türevi bile yemiyorum.

En temizi imkan dahilinde dönemsel küçük baş kestirip stoklamak. Stokdan çıkartıp çıkartıp yiyeceksin en azından ne yediğini biliyorsun.

Bir karadenizli olarak bu konuda çok şanslıyım. Köyümde bile sütü aldığım hane sayısı 2'yi geçmez en az 5-6 kişi süt yaparken.

Güzel oluyor ama ailecek bir kahvaltıya gitmek hocam ya bu arada evet mutfakta bir süre bende bulunmuştum ama bizim patron biraz hassastı bu konularda dokunulmamış olduğuna emin olduğu şeyleri ayrı bir yere alıyordu onları bile hayvanlar için ayırıyordu diğer ürünlerin hepsini çöpe attırıyordu tabi fiyatı da ona göre söylüyordu yine kar ediyordu yine kar ediyordu

bu işin içinden gelen birisi olarak bir restoranın en çok kar ettiği ürünlerin başında bu serpme kahvaltı olayı gelir. o bir parça alınan peyniri siz çöpe atıldığını mı sanıyorsunuz? akşam ara sıcak olarak sigara böreğinin içinde geliyor dostlar o peynirler. mutfakta hiçbir şey boşa gitmez merak etmeyin. gidiyorsa ya şefiniz kötüdür ya da siz salaksınızdır. bu kadar basit.

serpme kahvaltı olayına gelecek olursak da en fazla 50-60 senedir birkaç çeşit gıda ile kahvaltı etmeye başlayan bir millete çok bile. hava atacak ya at kafası...

not: kahvaltı etmeyin amk, gereksiz öğün.

Gıda konusunda dünyanın bir krize girdiği düşünülürse serpme kahvaltıya da yakında bir ayar verilir. 5 çeşit zeytin, 5 çeşit peynire gerek yok mesela. Birer çeşit koy isteyen alsın. 5 çeşit reçel konuluyor. Tamam önce müşterinin gözü doysun mantığı var da bu nereye kadar böyle sürebilir ki? Bana göre de biraz ayar çekilmesi gereken bir alan serpme kahvaltı.

Bana serpme kahvaltı hiç mantıklı gelmese de, ayda yılda bir ailece dışarıda kahvaltı yapma imkanı bulup bunu değerlendirmek isteyenlere lafım yok. Ama işin içine masaya onlarca çeşit ürün gelip, neredeyse yarısı israf edilircesine bir tüketim girdiğinde sorun başlıyor. Bizim sadece serpme kahvaltı özelinde değil, totalde yaptığımız israf ile dünyada yıllarca doyacak ülkeler var. kendince inançlı biriyim, israf bana başkasının da hakkı olabilecek herhangi bir şeyi ziyan etmek gibi geliyor, bir nevi kul hakkı yani. Tüketim çılgınlığı yaşanan günümüzde özellikle çocuklara ve gençlere israf mutlaka anlatılmalı, hatta müfredata bile bir şekilde koyulmali.

Güzel bir konu başlığı olmuş.

Bence de serpme kahvaltı israfa neden oluyor. Açık büfe daha mantıklı yalnız onda da şuna gıcık oluyorum; ben içki içmiyorum ama içki içen ile aynı fiyatı ödüyorum! malum alkol fiyatları pahalı oysa gazoz, ayran hadi bilemedin redbull ya da powerade içsem (ki onu da günde 1-2 tane ancak, fazlası tehlikeli) bile otelden aynı rakama yararlanıyorum. keza öyle aman aman et seven biri de değilim ama günde 1-2 kilo her türlü et yiyenle aynı ücreti ödüyorum   bence bu herşey dahil sistemde ayrı paketler olmalı, tıpkı kasko sigortası gibi, deprem doğal afet de mi olsun o halde ekistra...full kasko ayrı normal kasko ayrı olsun, zaten genelde bileklik ile geziniyorsun otelde, e buna bi chip tak ya da renkleri çeşitlendir ama yok tabi yapmazlar  

serpme kahvaltı gibi açık büfe ya da herşey dahil sistemde de israf oluyor evet ama en azından bir limit getirilirse örneğin no alcohol no meat (vegan) vs insanlar tabakları bardakları doldurup doldurup çöpe atmazlar ya da daha az atarlar. Ben genelde her şey dahil sistemde tabakta bişey bırakmam az alırım, doymazsam bi daha...ama bu herkesin kişiliğiyle de alakalı bir mevzu "madem para verdim alırım dökerim" kafasıyla olacak iş değil

şöyle de olabilir minimum bir tarife getirirsin, aldığın her şey hesabına yazılır, az yiyip içtiysen ekstra indirim yapılır. örneğin günde iki taneden fazla içki içtiysen ona göre tarife, 5 tane redbull içersen ona göre tarife...istense yapılır da işlerine gelmiyor, ortalama maliyeti HERKESE geçiriyorlar. şimdi bi tatil olmuş minimum 20k ortalama 30-40k, adam kadeh kadeh rakı cin viski içiyorsa diyor ki "ben bunu evde de içiyorum kurtarır" ama beni kurtarmaz

Yıllardır hiç anlayamadığım konulardan biridir bu serpme kahvaltı olayı. Dışarıda para verip kahvaltı yapmak yeterince absürt bir durum değilmiş gibi bir de bunu lüks akşam yemeği parasına pazarlayanlar gerçekten büyük dahiler olmalı. Buna giden kitleyle empati kuramıyorum. Para sizin istediğiniz gibi harcayın ama serpme kahvaltı olayının mantıklı tek bir yanı yok. Açık büfe kahvaltı anlaşılır da serpme kahvaltının gereksiz gösterişten başka bir olayı yok. Bu ekonominin yarattığı israf oldukça tahmin edilebilir bir boyutta.

Serpme kahvaltı deyince, minik minik kaselerle en az 15 çeşit ürünün olduğu kahvaltı masaları geliyor akla. Görsel olarak insanı inanılmaz cezbeden bu masalar, aslında o kadar da masum değilmiş. Dünyada gıda kaybı ve israf ile ilgili yapılan araştırmada yıllık 214 milyar liralık israf ile 67 ülkede 65. Sırada olmamız ve bunun 100 milyar rakamlar yarısını sadece serpme kahvaltınin olusturmasi ilgimi çekti.  Müşteriye cazip gelmesi için masaya konulan, sadece çatalın ucuyla bir kez tadina bakılıp daha da dokunulmayan ürünler üzerinden inanilmaz boyutlardaki bu israfın mutlaka kontrol altına alınması lazım, bangır bangır geldiği konuşulan gıda krizine koşarak gitmekten başka bir anlamı olmayan bu mevzu ile ilgili neler yapılabilir forumdaslarin fikirleri nelerdir?


http://israf.org/sayfa/Israf-Kulturu-Serpme-Kahvalti/562
https://m.firsatbufirsat.com/firsatlar/c/istanbul/t/serpme-kahvalti
https://eniyikahvalti.com/serpme-kahvalti-fiyatlari-2023/
https://twitter.com/RamazanBingol/status/1687736321521983489?t=9jWe2e5F80tfkywwWhzeow&s=19