Topic: Siyasi partisizlik (Read 190 times)

partilerin oy grafiğini gösteren pasta grafikler vardır hani kimi ince dilim kimi kalın, kimi kırmızı kimi mavi falan olur
işte o pastanın tamamı aynı ve tek bi pasta! sadece renk (tandans) ve büyüklük (kitle) değişiyor, o pastaya girecek kim olursa olsun o pastanın bir parçası olur.
o yüzden siyaset, burada ya da hayatınızda çok büyük yer edinmesin derim, ileride çok büyük hayal kırıklığı yaşayacak insanlar, bir zamanlar taraftar oldukları-destekledikleri için...gerçi kimisi anlamamakta ısrarlı, ne dersen de boşşş, tanrının huzuruna çıksa destekleyecek fanatiklikte...
ayrıca demokrasi de showdan ibaret tüm dünyada, kimisi pro kimisi noob
ytd

bir ekleme daha: eğer illa birini destekleyecekseniz kendinizi ve sevdiklerinizi destekleyin, çoluk çocuğunuzu akrabanızı vs.
narsist olabilirim ama biraz özgüveni olan biri kalkıp da tanımadığı adama sonuna kadar destek vermez! babamın oğluna göstermediğim güveni kalkıp da başkasına göstermem

Oy kullanmak vatandaşlık görevimiz. Bu ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak istiyorsak her seçimde sandığa gidip oy kullanacağız, kullanmamız gerekiyor. Siyasi partisizlik ikilemini Türkiye’de aklı başında herkes şu anda yaşıyor. Cumhuriyet Halk Partisi, Terör seviciler ile birlikte ve yönetiminde bu insanlardan var. Adaletten bahseden partiler en büyük liyakatsizliği yapıp torpili “Referans” adı altında meşrulaştırma biçiminde. Halkların Demokratik Partisi zaten açılımını kimsenin bilmediği, terör örgütünün siyasal uzantısı. Sırtını PYD, YPG dayayan şerefsizler. MHP desen milliyetçilikten dem vurup, özgün bir duruş bile sergileyemeyen bir parti halini aldı. İYİ partide de çalkantılar var. Yine de bana büyük partilerde en fazla yakın gelen parti. Saadet desen başındaki adam Madımak katliamının baş şüphelisi.

Artık dinden bahseden tüm partilerden soğudum. Kim en çok haktan hukuktan bahsediyorsa en fazla onlar bunları ihlal ediyorlar. Siyasi olarak net bir parti yok. Bu yüzden herkes bu seçimde de partizanlık yapıp her zaman ki verdiği partiye sevmese de oy verecek.

aziz ve şerefli milletimiz; dünyanın dört bir yanında defalarca çöktüğü için deneysel alanda tartışmaya mahal bırakmamış bir sistemin savunucularından yana tercih kullanmamış, çıkar güderek sandığa gitmemiş, ödev ahlakını çiğneyen anlayışlara boyun eğmemiş; neresinden bakarsan bak çok kral bir hareket!

ne yani! bir bardak su verdiler diye köleleri mi olsaydılar? bana birisi bir bardak su verdi diye kendimi kayıtsız şartsız ona borçlu hissetmem, böyle bir hissi taşıyacağıma susuzluktan ölürüm daha iyi; bana bir bardak su verdi diye benden menfaat bekleyen ve bunu her yerde zikreden insanlarla da şahsen işim olmaz, bu kadar menfaatperestlik beni bozar. bana göre, bir bardak suyun karşılığı ancak bir bardak sudur, daha fazlasını beklemek menfaatperestlliktir.

ayrıca, hatırladığım kadarıyla tkp meclise chp sayesinde girmişti (vekil takasını severler), ki zaten haberin detayındaki tkp'liler kendileri oy alamasa bile chp oy aldığı için durumu iyi bir gelişme olarak değerlendirmiş; fıkra gibi bir olay! :) seni tenzih ederim; bazı çin malı yetersiz kapasite hard diskler "neden hepimize bilmem ne diyorsun, neden beni bilmem ne sanıyorsun" falan diyor sonra; güler misin yoksa sabaha mı bırakırsın... :)

muslol bak, o da siyasi partisiz: https://web.archive.org/web/20180204233611/https://mobile.twitter.com/serakadigil/status/190443607147286529#

---

aziz nesin'in senaryosu; hani şu darbe şartları altında yapılan oylamaya evet demek zorunda kalan insanlara "türk halkının %60'ı aptaldır" diyen adamın...

kore sevdalıları tepeden inme bir gelenekten geldiği için bu aziz ve şerefli millete yıllarca kötü sözler söyledi, açıkçası onları bir yere kadar makul karşılayabiliyorum ama bu sözde s*lcuların da kendi halkına aptal demesini inanın hiçbir yere konduramıyorum. dünya üzerinde kendi halkını aşağılayan ve ona hakaret eden başka statükolar oluşmuş mudur, dünya üzerinde böyle bir s*l anlayış başka bir yerde şekillenmiş midir gerçekten çok merak ediyorum.

ayrıca sana bir üzücü haberim daha var, övündüğüz yapımların çoğu arak! mesela aklıma ilk gelenler, charlie chaplin'in city lights'ı en büyük şaban olmuş, mesela yine charlie chaplin'in the kid'i garip olmuş; zihniyetiniz arak olduğu için ayakta tutunmanız mümkün olmuyor zaten...

bu aziz ve şerefli millete arak yapımlarla hakaret etmek yerine bu ülkeye faydalı işler yapmayı deneseydiniz arkanızdan hayırla yad ederek bir tas su dökenler çıkardı ama sizin gibi bir topluluk için ufak su dökecek birileri bile çıkmayabilir; tarih çok hazin bir yok oluşa sahne aralıyor...

Ben açıkcası ittifak olayının b %1-3 falan alan partiler için çok muazzam olduğunu düşünüyorum. Mesela %1 bile oyu olmayabilir ama TİP milletvekilı çıkarıyor, veya işte BTP falan gidip iyipten seçiliyor falan. Sonuç olarak genel anlamda bir ilgi var ve bence bu çok önemli, bunun olması gayet güzel bir şey. Yani en basitinden 6lı masaya bakalım, ok chp ve iyip iyi oy alıyolar, bana kim deva/saadet/gelecek %3ten fazla alacak garantisi verebilir ki, alamama ihtimalleri çok yüksek, gelecek herhangi bir yerde %3 bile gösterilmiyor, saadet desen %1i zorlar anca, deva bi tek biraz gösteriliyor, hele hele demokrat parti? Şaka gibi, adamların oyu 0.2 falan, temsilen ordalar sadece, ideoloji temsil etsinler diye başka bir şey değil.

Sonuç olarak, %0.2 bugün bir oy alıp, ittifaka girip, kimsenin oyunu bölmeden, amacın iktidarı yenmesek iktidarı yenecek ittafaka, eğer iktidarda kalmaksa iktidarda kalacak ittifaka girebilirsin %0.2 ile 0.5 ile ve hem doğruları söyleyen mantık odaklı akıl odaklı bir parti olursun, hemde kimseye zararın olmaz.

Artık %1-3-5'in önemi yok başkanlık sistemi geldiğinden beri iki kutuplu bir sisteme geçtik. İki yoldan birini seçiyorsun üçüncü bir yol yok. Böyle bir ortamda yeni partilerin çıkması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Ne zaman meclisin güçlü olduğu demokratik sisteme dönülür ve baraj kalkar o zaman parti bazında çeşitlilikten bahsedebiliriz. Şu anda çeşitlilik ancak ittifak içinde olabiliyor o da olduğu kadar. Görüyorsunuz hiçbir konuda partiler bir araya gelemiyor ki normali de bir araya gelememek zaten. Farklı sesler mecliste olmalı ki her kesimden insan temsil edilsin.

İktidar kötü de yönetse yirmi senedir yönetimde muhalefet de yirmi senedir seçim kazanmamak için her şeyi yapıyor. Biz yine oyumuz boşa gitmeden kötünün iyisini seçmeye çalışıyoruz ama çeşitli çıkar gruplarının blok oy kullandığı yerde bireysel fikirlerin çok önemi olmuyor. Popülizm her zaman kazanıyor ve bu bizim ülkemize özgü değil.

Bu ülkenin iyileşmesi için insanların takım tutar gibi parti tutmayı bırakması lazım. Hep bu yüzden işler böyle kötü bir noktaya kadar geldi. "Şimdiki gitse yerine kim gelecek ki?" mentalitesi dünyanın en boş şeyi bana göre. Şöyle bir gerçek var ki ülkede ciddi anlamda güvenilecek ve kurtarıcı gözüyle bakılabilecek kimse yok. Her siyasinin bir açığı bulunuyor bir şekilde. Tabi keşke o siyasiler bu açığı kapatmaya uğraşsa ve güzel bir sinyal verse diyorsunuz ama genelde bunu yapmıyorlar.

Fakat her ne olursa olsun eğer kötüye giden bir düzen varsa halk onu sorgulamayı bilmeli ve ilk seçimde başkasını seçerek bir şans tanımalı. Körü körüne bağlanırsanız sonunuzun nasıl olacağı şansa kalır sadece.

Bende bi an acaba Zübük mü dedim bi an, malum siyasetle alakalı en güzel işlerinden biridir, düz şaban döneminden sonra yavaş yavaş siyasi filmler çekmeye başlamıştı, ondan sonra çokta iş verilmemeye başlanmıştı zaten. Zübük tam olarak bir kesimi anlatıyor ama artık onlar anlayabilir mi kendilerinden bahsedildiğini bilemem.

Oy bölünmesi durumu çok doğru, o yüzden bencede gerek yok. Ama ben bahsettiğim şeyde ısrarcıyım, akla mantığa uygun işler yapan, ve bu tarz söylemleri olan kalmadı ülkede. Her parti, akp'den chp'ye, mhp'den iyip'e, hdp'den devaya, akla gelebilecek HER parti gerçekten sadece oy için saçma sapan şeyler yapıyor ve söylüyor. Bunun sonu yok, insanlar herkes kırmızı ayakkabı giysin istiyoruz diye çıkışsa, bunun için STK falan kursa, bakarlar bu işte iyi oy var, başa gelince kırmızı ayakkabıyı zorunlu yapıcaz derler, o kadar delirmiş durumdalar, kimsde durup demez ki ne alaka birader, böyle absürd saçma şey mi olur.

Hocam ben konuşmaları takip ediyorum da, bu koltuk belası filmini daha önce izlememiştim, forum sayesinde Kemal Sunal filminde eksiğim olduğunu öğrendim filmin siyasi içeriklerle dolu olabileceğini düşünüp izlemeye başlayacağım, bakalım bu da diğer filmleri kadar kaliteli mi, eminim öyledir zaten,

Yok hocam benim bahsettiğim o değildi şimdi baktım ismi koltuk belası. https://youtu.be/9wOPLOm0Dlc . Gerçekten de adamım nice filmi var ki suanki yaşadıklarımıza seneleer seneeler önceden igneleme yapmış misal zubuk filmi.

Filmin adı Üç kağıtçı. Filmde çok ince nüanslar var. Romatizmal rahatsızlığı olan bir şahısın biraz şarlatan takviyesiyle ülkede nerelere gelebileceğini gösteren çok güzel bir filmdir. Kemal Sunalın her filminde bir doz eleştiri, bir doz sosyal mesajlar vardır. Bu ülkenin gerçeklerini mizah ile anlatan çok iyi filmleri var bu da onlardan birisi. Ha şu an o gelse o da barajı geçer eminim. Yıllar geçmiş sistem hala aynı. Aynı şekilde para kazanan, aynı şekilde seçim kazanan insanlar var. Geçen gün Müge anlı muska yırttı içinden dua yerine iddia kuponu çıktı. Bir de bunu 600 liraya almışlar. Bizim ülke böyle gelmiş böyle gider adam olmazlar.

Lider gibi bir lider göremiyoruz bu sebeple özellikle gençler kararsız. Kim olursa olsun ülkeyi daha refah bir seviye çıkarabilecekse o kişiye oy veririm partisi önemli değil. Şimdi bakıyoruz bir sürü parti var çoğunluğu ise zamanında Akp çatısından ayrılıp parti kuran millet vekilleri bakanlar hatta başbakan. Özellikle ekonomiden anlayan bir kişi çıksa parti kursa güzel güzel yapacaklarını anlatsa bile yinede yıllardır aynı kişilere oy verenler bildiklerini yapmaya devam edecekler.

Şöyle bir örnek vereyim yıllar önce Akp yönetimi Manisa ili Saruhanlı ilçesi Develi köyüne çöplük yapmaya karar verilir köylüler duruma itiraz ederler ve tüm siyasi partileri gezerek destek ararlar sadece TKP’den destek alırlar parti yönetimi ile köylüler protestolara katılarak çöplük yapılmasını engellemiş olurlar. Bu olayın ardından yapılan seçimlerde TKP’ye Sıfır oy çıkar çöplük yapmak isteyen Akp’ye ise 194 oy ile birinci parti seçilir.

https://www.hurriyet.com.tr/amp/gundem/develi-yi-coplukten-kurtaran-tkp-ye-tek-oy-cikmadi-7008697

Bu insanlar yaşanan bu kadar ekonomik çöküşe rağmen desteklemeye devam edeceklerini düşünüyorum. Yani demem o ki sadece partiyle iş bitmiyor bilinçli seçmende gerekiyor.

parti kur oy verelim 
kim gelirse gelsin aynı girdaba giriyor
aynı şeyi defalarca deneyip aynı sonucu alıyoruz
ben kimseye oy moy vermem, kimin ne hali varsa görsün, herkes hak ettiğini bulur eninde sonunda...

Son zamanalarda böyle hissedenler arasına bende katıldım diyebilirim ancak oy vermekten başka çaremizin olduğunu düşünmüyorum. Maddi, manevi, ahlaki bir çöküş içindeyiz ve bu ortamda bile muhalefetten ateşli itirazlar yok. Aman onları kırmayalım aman bunları kırmayalım diyerek bu işi başaracaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Sol tarafta bölünme sağ tarafa göre çok daha fazla ve bu nedenle solda hiç bir zaman birliktelik olmayacaktır. Türkiye’de sağın en büyük avantajlarından biri de bu. Millet İttifakı’nın aday konusunda halkın sesine, kamuoyuna kulak vermesi gerekiyor aksi takdirde önümüzdeki seçimde kazanmaları zor görünüyor.

Gereksiz yere oy bölmekten başka bir şey olmaz şuan. Bilmem kaç tane parti var ve bu gereksiz partiler oyları bölüyor. İşte eş akrabaya zorla attırıyorlar at hadi falan filan ondan sonra 5-10 oyla bir yer kaybediliyor. Ne gerek var?
Şuan adam gibi siyaset yapan parti sayısı az ve siyasetin cıvkının çıktığını düşünenlerdenim. Eskisi gibi bir siyaset göremiyoruz ne yazık ki. Bir tarafa oy vermek gerekiyor ama o tarafa oy verdiğinizfe tamamıyle o görüşü savunuyor olduğunuzdan değil. Bazen el mecbur oraya gidiyor. Hadi artık bir şeyler değişsin kafasında olduğumuz gibi. Benim bildiğim siyasette her bir siyasi partinin ideolojisi olur. Devir böyle değil artık ne yazık ki. Nerede sorun varsa onu kullanarak siyaset yapılıyor.

Kemal Sunal'ın bir filmi vardı ya belediye başkanı yapıyorlardı şuan ismi tam aklıma gelmedi ama durum ona döner hocam. Şuan ülkenin kamusal anlamında birçok önemli mevkisinde bulunan kişiler mevkilerini kendilerine ve çevrelerinin lehiyle orantılı bir şekilde kullanmakta. Bu düzeni bozmadığımjz sürece olan yine halka olacaktır. Bunun dışında ise önerinize sıcak bakıyorum örneğin haluk levent özgür demirtaş gibi isimlerin olduğu bir partiye hiç olmadığı kadar sıcak bakacak nice insan vardır. Sırf Haluk Levent'in ahbap vasıtasıyla derman olduğu kişiler neredeyse %1 çıkartır diyebilirim.

Son zamanlarda başka böyle hisseden var mı bilmiyorum, fakat sanki bırak daha önce bir şeyler başarmış kişileri, ben, veya sen, veya öbürü, herhangi birimiz düzgün bir adet siyasi parti kursak, sadece akla mantığa uygun saçma sapan olmayan şeyler söylesek, kaçamak cevap vermeden bir duruş sahibi olsak, çoğu partiden çok oy alırız gibi durmuyor mu?

Tamam bu ülkede AKP, CHP, İYİP, MHP, HDP bunların belli bir oy oranı var ve bunları geçmek zor, anketlere kalacak olsa Zafer, Memleket, Saadet, Deva, Gelecek bunlarda alt tabakalardalar ama yine %1 üstüne çıkma ihtimalleri var gibi, olmayadabilir, oladabilir, ama potansiyelleri var.

 Fakat bunların arasına girebilecek kadar bir başarı elde edilebilir. Çokta öyle aman aman bir şey yapmaya gerek yok. Atatürkçü, akla mantığa yatkın cevaplar veren, her konuda o konunun uzmanından yardım alan, ve dik duruş sahibi bir parti açıp, neyin nasıl yapılacağını tek tek dosya dosya anlatan, dümdüz bir parti gerekiyor gibi sanki.

Zafer partisi mesela benim oy vereceğim bir parti değil, ama adamlar çıktılar ve biz bütün bu göçmenleri göndereceğiz kardeşim dediler, ve başkada çok fazla bilinen bir özellikleri yok, elbette YÖK ile, eğitim ile, sağlık ile, ekonomi ile ilgili bir çok duruşlar vardır, ama bunları kimse umursamadı, bunlar sayesinde tanınmadılar, sadece "zafer turizm ile yollayacağız hepsini" dediler ve tanındılar.

Sadece bir konuda dik duruşa sahip bir parti bile ne kadar çok ilgi çekebildi, ve halkın istediği şeyi özürsüz amasız yapıcam diyen adam tek bir konuda bu kadar çok ilgi çektiyse, o zaman belki halkın istediği şeylerin tamamını yapacak lan, doğruyu faydalı olanı yapıcam diyen saçma sapan oy uğruna kıvraklıklar peşinde olmayan, ve özellikle içinde yolsuzluk olmayan herhangi random bir parti bile %1+ alır gibi durmuyor mu?

Bunu ne kendime, ne şuan bunu okuyan sana, ne de arkadaşına diyorum, bu gerçekten HERHANGİ birimizin yapabileceği kadar basit görünüyor, ve zaten sorun burada. Şunu yapmak bu kadar kolayken, hiçbir partinin yapmıyor oluşu korkunç değil mi. Daha önce burada mesela birisine anlatmaya çalıştım, AKP çok çok çok kötü yönetiyor ülkeyi diince, hemen CHP zannediyor, hayır kardeşim şuan bu ülkede ki %1 üzeri alan partilerin tamamı berbat, çünkü çok basit olan akla uygun cevaplar yerine kıvrak cevaplar verip en çok oy verecek şeyleri yapıyorlar, yok 1 tane bile düzgün parti.

Ben yine gidip mecburi oy kullanacağım, ülke en azından daha az kötü olsun diye, ama buna neden mecburuz? Neden çok iyi bir partiye oy veriyorum gerçekten çok seviyorum partimi diyebileceğimiz parti bulmak zor, neden "en azından şundan iyi" diye birilerine oy veriyoruz? Bu çok zoruma gidiyor.