Akıllı telefonlar insan hayatına girdiği andan beri hayatımız birçok yönden değişikliğe ve kolaylığa erişti.
Lakin ilk olarak globalleşmiş dev telefon şirketlerinin birbiriyle yarışı sürekli “son” teknoloji çılgınlığını getirdi. Belki de insanların gösteriş merakının bir yansımasıydı bu. Günümüzde son model lüks telefon kullanma isteği artık bir “imkan” dahili olmaktan çıkmış, insanların zorunluluk hissiyatı içerisinde şekillenmiştir. Hatta birkaç ay dolmadan üst modeli çıkan cihazlara geçiş ülkemizde de son derece yaygın bir durumdur.
İkinci olarak akıllı telefonların, popüler kültürün baş öğesi olması bakımından simgesel bir değer taşıdığı söylenebilir. Teknolojinin gelişmesiyle insan hayatına sürekli bir değişiklik katan bu cihazlara insanların çok hızlı adapte olması şaşırtıcı derecededir. Kitlesel tüketim ürünleri olan akıllı telefonlar tüketici toplumlarının baş düşmanıdır.
Üçüncü önemli nokta bu cihazların üretim aşamasıdır. Akıllı telefonlar en yoksul ve nüfusu fazla ülkelerde üretilir, en zengin ülkelerde kullanılır. Apple, Microsoft, Hewlett-Packard ve diğer şirketler için üretimde bulunan Çin'deki fabrikalarda 1.2 milyon işçi çalışıyor. Bu noktada farklı tabakalardaki insanlar arasında dolaylı olarak bir bağ kuruyor.
Dördüncü nokta ise akıllı telefonların kullanımıyla alakalı yaş aralığını kapsıyor. 7’den 70’e bütün insanların elinde bir “ihtiyaç” fazlası olarak görülebilir eşyalardır. Toplumda 7 yaşın altındaki bireylerin bile bu cihazlarla içli dışlı olduğuna rastlarız. Bundan 10 yıl önce küçük bir çocuk yaramazlık yaptığında ebeveynleri tarafından kontrol edilmeye, susturulmaya çalışılırdı. Teknolojinin bu denli gelişimiyle beraber bugün küçük bir çocuk yaramazlık yaptığında veya ağladığında ebeveynleri tarafından ellerine akıllı cihazlar verilir. Oysa çocuğa verilmesi gereken en önemli şey ilgi ve sevgidir.
Beşinci önemli nokta, akıllı telefonları üreten firmaların artık bir dünya devi haline gelip markalaşmış tabular halini almasıdır. İnsanların hangi marka telefonu kullandığı artık bir yaşam tarzı haline gelmiştir.
Üniversite 1. sınıftayken Sosyoloji-I dersine yönelik hazırladığım bir ödevimdi. Paylaşmak istedim