Topic: İstanbul'un taşı toprağı çimento (Read 125 times)

aslında istanbul içinde de yaşanacak çok güzel bir yer var: çatalca
tabii ki fiyatlar anadolu'ya göre daha pahalı ama imkanım olsa direkt orada yaşardım. tüm türkiye'de deprem sorun olsa da asıl sıkıntı bizim yaşadığımız bu lanet istanbul. bu yüzden her yeri sakıncalı. (çatalca ne amk!)

istanbul dışında kırklareli'ne bakmak lazım. biraz soğuk ama her türlü gideri var. gerçekleşecek bir yunan saldırısı (bulgar değil) dışında pek tehlike de yok. fiyatlar sıkıntı!!!

senin güzellemesini yaptığın tip var, hani şu emek özgürlük bilmem ne ittifakından, o ittifakın ana bileşeni hdp var, hani şu pkk'nın siyasi uzantısı olmakla övünen, o dağ sıçanlarının ateşin çocukları diye bir uzantısı var, onlar etrafı yaktıkça senin gibi cexap67 troller bilinçli ya da bilinçsiz olarak bu söylemlerinizle onlara meşru zemin hazırlıyorsunuz. yakılan alanların otel olduğuna dair bir kanıt yok ama sizin mikrop ittifakınızın uzantılarının üstlendiği binlerce terör eylemi var.

---

izmir'e taşınmayı düşünecek olan arkadaşlara maaşlı trollerin propagandasına karşı temkinli olmalarını tavsiye ederim.


bir de şehre girerken burunlarına bir mandal takmalarını tavsiye ederim; neyse ki yarım saat sonra alışıyorsunuz (tecrübeyle sabittir).


benim favori şehrim ata toprağım sivas. arkamı biraz kurtarayım dört nala sivas'a gideceğim.


bir de istatistiklere göre yeşil alanların yıllara göre dağılımı var:


yeşil, orman ve ağaç gibi konular malum kitlenin işine geldiğinde ses çıkardığı işine gelmediğinde kulağının üzerine yattığı ve yerine göre iki ağaç ayağına koskoca bir ülkede kaos çıkardığı konulardır. bu gibi toplumsal olaylarda her zaman çok dikkatli olmak gerekiyor. bir polisin de şehit olduğu gezi ayaklanmasında polis otolarını nasıl devirdiklerini hepimiz görmüştük.

Bence de ileride Bursa'dan Çorlu'ya, Lüleburgaz'a kadar birleşik olabilir, o derece bir yoğunluk ama potansiyel var. 2. köprü açıldığında o ayaklardan itibaren tamamen bomboş araziler dolmuş. Anadolu tarafında Kocaeli Kartepe'ye kadar full dolu neredeyse. Gebze, Dilovası vs full+full. Rumeli tarafında da Marmara Ereğlisi'ne kadar neredeyse deniz kenarı dolmuş, sonrasında Çorlu Çerkezköy Lüleburgaz Tekirdağ aşırı dolu, ileride birleşecektir İstanbul'la. 3. köprü ve havalimanından sonra Kuzey Marmara otoyolu çevresi de dolacaktır diye düşünüyorum. Zaten akp de kanal istanbul ile aynı şeyi düşündü. Gelecekte bilimkurgu filmlerindeki gibi 5-10 şehrin tamamen birleştiği mega şehirlerin olduğunu görebiliriz cidden. 5 sene önce bile kelepir arsalar vardı, şimdi hepsinin fiyatları uçtu. 90'larda 2000lerde az az da olsa yukarıda saydığım yerlerden arsa toplamak lazımmış. Esenyurt Bahçeşehir Hadımköy bile 10 sene önce boştu, şimdi astronomik fiyatlara geldi.

Bahsettiğiniz bilinmezlik bu ülkeyi güvenilmez kılan ilk faktör hocam. Onun dışında dünyada turistik tesis yapma sezonu başladı diye adlandırılan başka bir ülke yok orman yangını veya deniz kenarında çıkan yangınlar başlayınca. Yanan ormanın yerine yenisinin yapildigi yer çok az, özellikle turistik bölgelerde öyle yerler yanıyor ki, ben kişisel olarak bilinçli yakılmadigini söyleyemem, yazık ediyorlar canım ülkeye göz göre göre

Türkiye’de kim bilir hangi alanlar kimlere verildi?Nasıl ihaleler döndü ve kimler el altından zengin edildi?Bunun cevabı o kadar çoktur ki eminim sayfalar boyu yazılan kitaplar olur.Kimler bundan önce fakirmiş şimdi milyarder bunları araştırınca işin ucu buralara kadar çıkabilir.

Neredeyse her yakılan arazi imara açılıyor, her alan özel şirketlere yok pahasına veriliyor.Basit bir örnekle açıklamam gerekirse bir şehirde deprem toplanma alanı olarak özel olarak inşa edilmiş bir yapıyı sudan sebeplerle yıkmaya çalışıyorlar ancak yapan Japon firma öyle demirler kullanmışlar ki o demirleri yerinden bile sökememişler ve şu anda yurtdışından özel cihaz getirtiyorlar.Yerine ne yapacaklar sizce?Tabii ki kumdan inşaat bir AVM…

Hocam 50 lerden itibaren ülkenin genel mottosu İstanbul'un taşı toprağı altındi. Hasbelkader gelen bir süre sonra ailesini köylüsünü akrabasını da getiriyordu ama o dönemlerde bu sorun teşkil etmiyordu. Günümüzde ise dünyadaki birçok ülkeden fazla nüfusu var, İstanbul a ihanet ediliyor şahsi kanaatim, bunu kendileri de ara ara kabul ediyorlar ama hepsi o. Mevcut nüfusun yarısının  çevre illere dağıtılması lazım ki İstanbul nefes alabilsin ama bunu yapma şansları yakın vadede yok.

Bu arada izmir örneğiniz yerinde olmuş, olmayacak yerlere millet bahçesi dikenlerin, daha olmayacak yerlere bina yapması bana artık mantıksız gelmiyor.

21 yıllık iktidar ülkenin her şeyini tek bir şehre hapsetmeye çalıştığı için İstanbul'da yaşanacak olası bir felakette ülkenin bağımsızlığı tehlikeye girecektir. 81 şehrimiz varken her şeyin tek bir şehre hapsedilmesi akıl mantık bilimle açıklanamıyor. Ülkeye böyle bir ihaneti ancak vatan hainleri yapardı.

Bu sırada diğer şehirlerde de bakanlık yanlış politikalarına devam ediyor. Yeşil alan sorunu olan İzmir'de Buca'ya ihanet edercesine bir plan ortaya koymuş Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. Neyse ki Tunç başkan çalışıyor da hukuk mücadelesinde yürütmeyi durdurma kararı çıkartabilmiş. Maalesef kendi ülkemizi iktidardan korumaya çalışıyoruz, ne kadar acı bir durum.

Yatırımlık bir yer düşünüyorsanız henüz çok gelişmemiş şehirleri değerlendirmek lazım. Bir arkadaşım Denizli’den bir arsa aldı, sorsanız büyükşehir ama gelişmesi için çok zamana ihtiyacı var. Hafiften dağlık ve ormanlık bir bölgeye şimdi evini yaptı ve inanılmaz değer kazandı. Kısa süre içerisinde 10’a katladı diyebiliriz.
Bolu tarafları da söylediğiniz işler için kullanılabilir. Hem İstanbul’a yakın hem doğal güzellikleri var. Ama ben olsam kar yağmayan bir yerleri tercih eder ve Ege ya da Akdeniz kıyılarına geçmeye çalışırdım

Ben direkt Antalya'yı tavsiye edebilirim. Antalya kırsalı çok geniş ve bomboş. Genel olarak çoğu yer çok sulak, özellikle kışları. Antalya Türkiye nin narenciye hub larından zaten. Bunun dışında kırsalda hayat çok ağır ilerler hiç sıkıntı stres yaşamazsınız. Bir ihtiyaç duyarsanız Antalya Türkiye nin gelişmiş kentlerinden biri olduğu için gönül rahatlığıyla şehir merkezine inip temin edebilirsiniz. Kışları ılıktır üşümezsiniz. Yazın da yaylaya kaçarsanız sorun olmaz.

İstanbul boğucu olduğu kadarıyla yoğun. Hiç uyumayan bir şehir her zaman öyleydi bu saatten sonra da böyle olacak. İstanbul öylesine alıştığım bir şehir oldu ki bırakmak istesem de kızıyor olsam da pahalığına, hayat şartlarının diğer şehirlere göre daha pahalı olmasına, trafiğine. Hepsini göz önüne getirsem bile seviyorum İstanbul şehrini. Ülkemizin her yeri güzel, gezip görüp kendinize göre bir seçim yapmalısınız.

Yurtdışında hala ahşap ev modaları var. Özellikle Karadeniz’e benzer yeşili olan yerlerde ahşap dekorasyon bile yapıyorlar. Yağışı çok olan yerlerde ahşap sorun yaratabilir diye betona dönüyor olabilirler ama ahşap evin keyfini de hiç birisi vermiyordur eminim, keşke Karadeniz gibi bir bölgede ikamet ediyor olsaydım. Her zaman hayalime sahip iklime sahipler. Muhteşem doğaya sahip bir bölge.

İstanbul boğucu bi şehir. Çünkü nüfusu çok kalabalık. Bana kalırsa İstanbul'dan kaçmak istesem İstanbul'a yakın, nüfusu az, yeşil bi şehir düşünürdüm. Güneyde Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Yalova var. Bursa daha bi güzelmiş eskiden. Ama orası da kalabalıklaştı. Balıkesir daha bi sakin. Çanakkale daha da bi sakin yer. Ama en iyisi Yalova bana kalırsa. Kuzeyde Karadeniz denizimiz var. Batıda Tekirdağ, Kırklareli. Doğuda Kocaeli, Sakarya. Mesafeler uzun. Ama otobandan birkaç saatte İstanbul'da olursunuz hafta sonları. İstediğiniz hayatı yaşarken canınız istediğinde İstanbul'a da gelirsiniz. Tabi satın aldığınız yerin daha da bi değerlenme ihtimali de var. Çünkü sizin gibi başka yerlere kaçmak isteyenler oldukça yeni araziler imara açılır birer birer.

Bu zamandan sonra İstanbul'a kim gelirse gelsin betondan kurtulması mümkün değil. Nerede yeşillik alan varsa beton döktüler. Zaten tepeden çekilen fotoğraflar beton yığını olduğunu gösterdi.
Ben imkanım olursa ege ya da Batı Akdeniz de yaşamayı tercih edeceğim. Hem güzel hem kalabalık değil. Karadeniz de çok güzel ama hava çok kapalı olduğu için yağış vs olduğu için kasvetli bir havası var. O yüzden ben Ege ( daha çok kıyı Ege tabi)

Sadece iktidar değil insanımızın genel sevdası beton.
Köye ev yapacak hayalim olsa ortalıkta hemen beton muhbbeti döner kardeşim ahşap evde yatması kalkması kadar güzel birşey yoktur insanlar kendilerini ölümsüz sandığı için uzun ömürlü ürünleri çok sever.

Ahşap bir yapıya bakmak bile insana moral verir.

Ben askerden sonra 2005 yılında Gebze'de ikamet etmeye başlamıştım, Gebze merkezde Coban Mustafa Paşa camii var, hemen bir alt sokagindaydi kaldığım ev, dünya kadar boş arazi vardı, 2014 te iş icabı ayrılırken ise mahallede neredeyse kümes yapacak kadar bile yer kalmamıştı, şimdilerde ise eski evleri müteahhitler alıp daire karşılığında büyük evler yapılmaya devam ediyormuş, Gebze'de durum boyleyken İstanbul'da da sanmıyorum artık sehirlesecek alan kalmış olsun.

Gelelim diğer tarafına işin, düzce Adapazarı tarafı hatta Karadeniz Ereğli ye kadar olan bölge olabilir, Trakya tarafı olabilir, doğu Karadeniz olabilir ama neresi olursa olsun pek de ucuz olmayacagi kesin hocam maalesef

Merhaba hocam İstanbul genel olarak pahalı yaban hayatı arıyorsanız güneydoğuda çalışırken çokça karşılaştığımı söyleyebilirim güneydoğuya giderseniz avcılık var elbette Karadeniz de de böyle imkanınız vardır neler aradığınıza göre değişiyor aslında yeşili doğayı seviyorsanız Artvin kuzeydoğu Karadeniz aklıma geliyor

İstanbul'un havası ve trafiği çekilmez, hayat pahalılığının ve nüfus kalabalıklığının verdiği eziyet diğer şehirler ile mukayese bile edilemez. Ben bazı mecburiyetler nedeniyle katlanıyorum bu şehre. Erken veya geç emekliliğimi kazanır kazanmaz bütün birikimlerimle bu şehirden kaçacağım. Hayalim İstanbul dışındaki bir şehirden ekilebilir, verimli ve uygun fiyatlara sahip büyük bir arsa satın almak.

Hem yatırımlık hem de yaban hayata özlem duyanlar için bilgi paylaşımı yapabiliriz bu konuda. İstanbul dışında hangi şehri hangi nedenlerden dolayı tavsiye edersiniz?