reis tam da bu nedenle ülkenin sosyal yapısını da göz önünde bulundurarak düşük faizle insanları harcamaya yönlendirerek piyasanın akmasını sağlamıştı. tabi bu süreçte aldığı tek önlem global çapta yeni bir parasal genişleme dönemine girilmesi için dua etmek
. aslında ortada bir para varsa; bu paranın arzı artmasa bile herkes parayı bi "takas aracı" olarak görüp seri bi şekilde ortada döndürürse tüketim ekonomisine dayalı akan bir model oluşturulabilir.
İşte birilerinin bunu dile getirmesi gerekiyor. Ekonomi biliyoruz diyorlar ama ekonominin en kötü teorilerini, paradokslarını ülke üzerinde uygulamaya koymaya çalışıyorlar. Daha bir kaç makro ekonomik modelleme paylaşmayı düşünüyorum. En azından foruma biraz katkımız bulunsun.
bence, tüketim ekonomisinde ilk önce belirsizlik denen naneyi ortadan kaldırmak lazım. bizim gibi, yapay ve zoraki bi şekilde faizleri düşürerek parayı eritme tehditi üzerine kurulu tüketim ekonomileri bir yerde patlar diye düşünüyorum ama abd gibi bolluk, bereketin olduğu; güven ortamının ve hukukla korunan bir refahın olduğu özgür ortamlarda para öylesine hızlı bir şekilde ortada döner ki; hem gelirler artar, hem de iyi gelire dayalı bi şekilde gider azalır çünkü çoğu üründe en az maliyetle max kâr elde edilmiştir ve satıcılar her zaman sürümden kazanıyodur
(kapitalizm sayesinde markalar arası rekabet vardır vs.). insanlar aldığı her üründen %100 verim alır; bizde de bi otomobile %80 ötv öderiz falan filan. mesela, belirsizliğin /tüketim ekonomisine/ karşıtlığının en büyük örneği benim. kafamda -özgürlük (ekonomik//finansal özgürlük) hedefi olduğu için yıllarca araba almamıştım, alsam da kullanmamıştım. halbuki bir gence, erken yaşlarda en çok prestiji, havayı araba katar
(sosyolojik tespit olarak söylüyorum benim görüşüm bu değil) ama ben o tüketim modeline alışamamıştım. benim içinde bulunduğum duruma göre bana maddi açıdan + sağlamayan hiçbir şeyi tüketmem mümkün değildi çünkü benim özgürlük yolumda bana - yazan hiçbri şeyi sevemiyodum ve bana - yazan şeylere yatırım yapmak bana çok mantıksız geliyordu. tüketimi ancak kafamdaki belirsizliği ortadan kaldırdığımda yani finansal olarak özgür bir birey olduğumda aşabildim. ve ancak şu an
(finansal olarak özgür bir birey olduktan sonra); bana maddi açıdan + sağlamayan, hatta - yazan ve bolca vergi içeren araba vb. ürünleri tüketebiliyorum.
bana göre; sadece ötv bile iktidarlar için bi tehdit olmalı çünkü günümüz dünyasında ancak ekonomik olarak özgür olduğumuzda, özgür bir birey olarak varolabiliriz. ve devlet yüksek vergi sistemiyle bizim özgürlüğümüzün önünde duran acımasız bir varlık olarak görevini sürdürüyor. dolayısıyla, kendi yarattığın mekanizmanın dişlilerinin seni ezdiğini anladığında; devlet denen naneye olan bağlılığını da sorguluyorsun
.
biz insanlar, paranın nominal bi değerden öte; vadedilmiş özgürlük olduğunu ve finansal olarak önce bireysel sonra milletçe yükselmenin yollarını bulmalıyız.