bilinçaltı ve beyin o kadar karmaşık bir bağlantıya sahip ki yıllar önce kuzenimle aramızda kendimizce kültürel sohbetler yaparken değişik bir yere vardık. şimdi bu yazıyı okuyunca aklıma tekrardan o vardığımız yer geldi.
zihnimizi ve düşüncemizi bir merdivenin basamaklarını çıkan bir çift ayakmış gibi düşünelim,
sürekli çıkmayı ve tırmanmayı hedefliyoruz.
eğer sen şartlanmış bir şekilde bir basamağa hedef koyup ben buraya kadar çıkabilsem yeter diyorsan, zihnini de manipüle etmiş olarak o basamağa ulaşmayı çalışıyorsun. tam o basamak koyduğun hedefe ulaşamasan bile yakınına ulaşmış oluyorsun.
sonra birbirimize dedik ki, bu basamağı ulaşmak istediğimiz yerinde çok ötesine koyalım. çok uzakta ve tırmanması çok zor olsa da pes ettiğimiz yerde geri dönüp baktığımızda belki de daha düşük bir hedeften çok daha yukarıda ona bakıyor olacağız.
şimdi kendisi tam olarak bu düşüncenin ardında çok güzel bir avrupa ülkesinde, çok iyi bir hayat için çabalıyor ve çalışıyor. tekrar sorsam ona belki pes edecek ve bu basamağı çoktan geçtiğini söyleyecek ama totemi bozmak istemiyorum.
ben mi?
o kadar çok baktım ki şuan hangi basamakta olduğum bilinçsizliğinde kayboldum.