"Cihazları kullanan arkadaşım oc ve modlamaya karşı olduğu için orjinal şekliyle kullanmakta."
sonrası
"Tüm kartları yeniden modlayıp ayar çekmek gerekiyor. Kim modladıysa çok yüksek OC ile modlamış. Hem çok elektrik çekiyor hem de çıok aşırı ısınıyor."
biz ne zaman dürüst bir millet olacağız çok merak ediyorum... Allah herkese düzgünlük, samimiyet ve istikamet versin.
amin hocam herkese versin ama;
Rabbimiz gizli ve açık her türlü günahı yasaklıyor (Enam 6/151). Ama günah işleyebileceğimizi de belirtiyor (Nisa 4/17). İnsanız. Hata edebiliriz. Ama bu hata ve günahları ilan etmemeliyiz. Günahımıza şahitler tutmamalıyız. Tek şahidimiz Rabbimiz olmalıdır. Ona yönelmeliyiz. Ondan gizli kalacak hiçbir gizli yoktur. Zira acılar paylaşılarak azalır belki ama günahlar paylaşılarak affettirilmez. Günahların açıkça söylenmesi, günaha karşı olması gereken direnci kırar. Onun için örtülü kalmalı. Allah perdeyi kaldırmadıkça kişi perdeyi kaldırmamalıdır. Günahını böbürlenerek anlatan günahının cezasını katmerleştirir.
Yüce Allah, bütün Müslümanların günahlarını bağışladığı halde günahlarını ortalığa yayanları affetmez. Peygamberimiz günahını açığa vuranı ikaz eder ve şöyle buyurur: Adamın biri gece kötü bir iş yapar. Yüce Allah o kişinin suçunu örter. Fakat o kimse sabah olunca rastladığı kişiye ben dün gece şöyle şöyle günah işledim, der. Allah da geceleyin örttüğü bu suçu ortaya saçar. Açığa çıkarır. Artık bu gizli günah açıkça işlenmiş hale gelir.
Peygamberimiz yanında yetişmiş olan dostları bu hususlarda çok hassaslardı. Bir gün Abdullah bin Mesud’a (RA) bir adam getirilir. Şu adama bakar mısın! Sakalından şarap damlıyor. Bu adama ceza verir misin, derler. Eskiden gayrimüslim bir deve çobanı olan ama sonraları Hz. Peygamber’in eğitiminden geçip Müslüman olan bu zarif sahabi, tam bir zarafet ve insanlık dersi verir. Peygamberimizin kusur, ayıp ve günahları araştırmayı yasakladığını hatırlatır. Sonra da kendiliğinden ortaya çıkan kusur ve ayıpların yargılanacağını ekler.
Bu söylediklerinin çoğundan az biraz haberim var, ama şunu da unutmamak gerek, devir ne sahabe devri, ne peygamberimiz var, ne bizlerde onun sabrı var, ne vahiy geliyor, ne de doğru düzgün tebliğ var. İnsanları tabii ki tenkit ederek yargılamak bize düşmez. Hiçbir gizli gizli kalmaz, er geç çıkar, bugün çıkar yarın çıkar, çıkmaz zanneder ölürsün ahirette önüne koyulur. Amacım sadece belki ama belki insanlar biraz utanır, da kendilerine gelirler. Bak ben kimse öyle olsun böyle olsun demiyorum, kimseye de hidayeti ben veremem, biz ne kadar doğruyuz tartışılır, ben insan olsunlar dürüst olsunlar, isterlerse ateşe tapsınlar, herkes hesabını kendisi verecek, ama açıktan saf ve salak yerine koyulmak da insanın ağrına gidiyor. "Cumalı ağzımla" diyerek başlayıp virgülsüz yalan söyleyebilen tek milletiz. Neyse öte yandan kimse kimseyi düzeltemez. Bu pislikleri örtme konusu kafamın bir köşesine yer etti, umarım kendime hakim olup değerlendirebilirim. Allah razı olsun.