Topic: Tuik Verilerine Göre İşsizlik Oranı (Read 407 times)

İŞKUR'a gidip de "ben iş arıyorum" diye başvurmayanlar da işsiz sayılmıyordu sanırım. Öyle bir şey okumuştum. Yani kendi çabasıyla yıllarca iş arayan, bulamayınca da ümidini kesip aramayı bırakanlar işsizden sayılmıyor. Halbuki SGK kayıtları üzerinden bu kişilerin sayısına erişilebiliyor. Fakat resmi hesaba dahil olmuyorlar. Kişinin çalışmayı isteyip istememesi, İŞKUR'a başvurup başvurmadığı üzerinden belirleniyor sanırım. Başvurmamışsa, demek ki çalışmayı istemiyor, o yüzden de işsiz sayılmaz deniyor olmalı. Bir de İŞKUR'a başvurduktan sonra geçen süre var; onun ne kadar olduğundan emin değilim. Zamanaşımı süresi vardı. Şu kadar sürede işe başlamamışsa, "iş beğenmiyor" denerek yine işsizden sayılmıyor.

Aslında bir de bu müdür mevzuu var ama derinlemesine anlatmıyacam artık O kadar yazıyorum hiç takan yok ne bir cevap ne bir merit geliyor bizim yazılara
Şaka şaka...
Müdür mevzu başka... Bizlerdeki müdür kavramı ile olması gereken ya da büyük devletlerde yer alan müdürlerin hikayesi başka.

Bizim Müdürler
+Yüksek maaş
+Sıfır sorumluluk
+Yükü altındakine yüklemek
+Üstündekine yaranmak

Olması Gereken Müdür
+Gerçek Lider
+Sorumluluk Alan
+Altındakilerin yükünü hafifleten
+Ast - Üst ilişkisinde denge ve iş barışı sağlayan...

Az işim var detayları güncellerim bir ara.

Gülüyordur zaten. Bu verilere göre iyiyiz, birde bu hesablamalara eklenmeyen rakamlar varki, hocam bildirmiş hani iş aramayanlar haliyle sayılamıyor onlarıda katarsak ortaya iyi bir rakam çıkıyor. İşsizliyin nedenlerini zaten yukarıda arkadaşlar iyice saymışlar, birde ülkeye sığınanlar var ki onlara ne iş ve ya ne kadar maaş verirlerse adamlar razı yeterki kendi ülkelerine geri dönmesinler. Buda etki ediyor tabi bizim millet maaş az deyince müdürde azsa çalışma zaten bu parayla seve seve çalışan işçi bulurum diye çokda sallamıyor, biraz kabaca anlatdım kusura bakmayın.

satılan fabrikalar, konkordato ilan eden şirketler, geçici süreli istihdam teşvikleri. baktığın zaman zaten işsizlik oranını düşürmeye yönelik kalıcı atılan bir adım yok ki? dönemsel olarak düşüşler yaşanabilir ama genel grafikte trend ayı piyasasında

İlla bana uzun uzun yazdıracaksınız.
Ülkenin neresinde iş odaklı eğitim var. Hadi iş odaklı eğitim verdin adama o eğitime uygun iş nerede var.
Üniversitelerin açılışı %99 İİBF yani, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile yapılır. Bildiğim kadarıyla ülkede İİBF'si olmayan üniversite yok. Her üniversite yıllık ortalama 250-300 öğrenci alıyor. 200'ye yakın üniversite var. 50K civarı öğrenci giriyor İİBF'ye yıllık. Peki bunların uzmanlığı ne? İdari bilimler! İdare, Yönetim...

Peki KPSS atamalarında memur kadroları neye göre açılıyor?
3001'i duyanlar vardır. 3001 kodu KPSS'nin Mevlana'sıdır. Kim olursan ol gel'idir. Yani Spor oku, Süt Ürünleri, Arkeoloji, radyoloji, ne okursan oku geldir. İçişleri bakanlığına 3001 atamasıyla memur alınır bu ülkede. Süt ürünleri mezunu olan adam, iyi puan alırsa veya dayısı kuvvetliyse idareye memur olur.
Türkiye'de meslek tanımı 200-300 arası. Gelişmiş ülkelerde bu rakam 3000'e yakın. Biz de olay şu her şeyi bil ama ne iş olursa da yap! Yok öyle bir dünya bu şekilde ileri gidemeyiz, gidemiyoruz da...



Bunu dışarıdan gözle söylemek mümkün. EYT'lilerin emekli edilmelerinin hakları olduğuna %100 katılmakla birlikte, devletimizin şu anki koşullarda bunu karşılayabileceğine inanmıyorum. Bunu biliyorum, karşılayamaz ama bu konu hakkında detaya giremem de. Konu siyasi boyut kazanır ve ben bunu hiç istemiyorum. Ama EYT ile işsizliği çözmek mümkün değil.
Zaten konunun EYT ile alakası da yok bence. Birincisi kamu kadrolarında eksikler doldurulmuyor kamuda tasarruf tedbiri muhabbetine. İkincisi işsizliği kamusal olarak çözemez. İş yaratmak zorundayız. İstihdam arttırmalıyız. İş beğenmemeye son vermeliyiz. Tarım'ı önemsemeli, bilim ve teknolojiyi benimsemeliyiz ki ileriye gidebilelim.

Ama işin özü bir önceki alıntıladığım post için verdiğim cevapta. Önce eğitim! Önce eğitimi doğru yapmalıyız...

İşsizlikle mücadele edebilmek için eyt lilere pes edecekler. Tahminim emeklilik yaşını 50 yaş 25 yıl sigorta primi falan şeklinde revize edip bir kısım insanı emekli edecekler yapmazlarsa bu işsizlik ortamı dahada artar cunku emekli olabilecek yeterlilikte kimse yok. Mesela suan calıstıgım şirkette kimse işten ayrılmadan emekli olmayı beklese ilk emeklimizi 10 yıl sonra falan anca veriyoruz sanırım. bu tüm ortamlar icin gecerli. eski sgk girişlilerden emekli olmayan cok az kişi kaldı dolayısıyla herkes suanki gecerli yasadan emekli olacak

Aynen doğru şahsen bu saatten sonra üniversite okuyanda öyle aman aman bir iş bulamıyor artık istediği işi veya mesleği yapabilmek çok zor. Her yerde böyle bu durum bende öyleyim kendi okuduğum veya bitirdiğim ile alakalı bir iş imkanım bile yok bu işsizlik rakamları da bana komik geliyor şahsen.

Konu güzel,yorumlarda bir o kadar iyi.Akşam tekrar bakacağım bu konuya.
Ben tuiki falan bilmem doğru mu yanlış mı yoksa manipüle mi ediyorlar bunu bilemeyiz.Ama etrafımda olan şu.
Üniversite okuyupta kendi işini yapan tek bir kişi yok.
ya garson ya bi yerde yardımcılık yapıyor(okuduğu bölümle alakasız) yada kahvehanelerde takılıyorlar.

Açıklar tabi. Siz İşkur başkanın yüzüne hiç baktınız mı Baştan aşağı siyası bir kişilik olduğu aşikar. Yanlış anlaşılmasın taraf olayından bahsetmiyorum. Ama işsizliğin düşük çıkarılmasıyla, katılım oranın yüksek çıkarılmasıyla, enflasyonun düşüyor denilmesi aynı düşüncenin eseri... Bana dokunmayan yılan bin yaşasın...

kıymetli efendimis bugün de işsizliğin değil iş gücüne katılımın arttığını açıklamış.

Böyle olduğunu bilmiyordum. Bu durumda bizim gördüğümüz rakamların en az 2-3 katı işsizlik var diyebiliriz, cidden korkunç bir durum. İşsizlik oranını düşük göstermek için her köye üniversite ya da meslek okulu yapıldığı görüşünü biliyor ve destekliyordum ama ekonomimiz acınacak hale gelmiş gerçekten bunu tekrar görmüş oluyoruz bu oranlarla
Çoğu kişinin artık iş beğenmeme şansı da kalmadı. Her şey o kadar pahalı ki hayatını sürdürmek için düzenli bir maaş olmadan durmak imkansız gibi bir şey. Yıllarca üniversite okuyup hem para hem zaman harcayıp asgari ücrete kasiyer olmak zorunda kalıyor genç nesil. Bir an önce toparlanırız umarım

Başlarını kaçırmışım üzüldüm. Konu biraz yön değiştirmiş ama ben ana noktaya geri dönmek istiyorum.

Ülkemizde işsizlik rakamlarının nasıl hesaplandığını bilmeyen çok sayıda insan olduğunu düşünüyorum.
Şimdi öncelikle üniversiteyi yada herhangi bir okulu bitirdiniz. 3 yıldır iş arıyorsunuz ama İşkur'a başvurmadınız. O zaman bizim verilerimize göre siz işsiz değilsiniz. İşsiz olmanız için İşkur'a bu konuda beyan vermeniz gerekli!

Peki karar verdiniz ve İşkur'a gidip ben işsizim arkadaş hele bana bi iş ayarla dediniz. Hay hay dediler. İşsiz misiniz? Hayırrr!!!
İşkur başvurunuzdan itibaren size 1 yıl içerisinde en az 3 iş gösterecek (bulursa...!) İşsiz misiniz? Hala hayır...
1 yılın sonunda İşkur'un ayarladığı görüşmelere katıldınız ama siz işi beğenmediniz. İşsiz misiniz? Hayır efendim siz artık resmen iş beğenmiyorsunuz ve işsiz rakamlarına dahil olmayı dahi hak etmiyorsunuz. Gidin ne haliniz varsa görün.

Türkiye'de işsizlik rakamlarına dahil edilenler şunlardır efendim. En az 2 yıldır iş aradığı, İşkur'a müraacat ettiği ve İşkur'un teklif ettiği işlerde işverenin sizi istemediği durumlar sonucunda artık işsizsiniz.

Örneğin Ahmet üniversiteyi 2012'de bitirdi. 2 yıl iş aradı ama işkura başvurmadı. Sonunda askere gitti falan... geldi yıl oldu 2015... E hadi biraz daha aradı. iş yok. 2016'da İşkur'a gitti ben iş bulamadım dedi. İşkur Bilgisayar mühendisi Ahmet'e iş olarak bir markette asgari ücretle 09:00 - 21:00 arası markette kasiyerlik teklif ettiler. Ahmet çaresiz ya kabul edecek ya da işsiz değilsin sen iş beğenmiyorsun denilecek...

Allah iş arayan herkese yardım etsin. Çok zor ve sıkıntılı bir süreç.

Dünyanın genel olarak işsizlik ve para dışında daha büyük sorunları var ama canımız yanmadığı için hiç o tarafa bakmıyoruz Küresel ısınma, dünya ülkelerinin bir çoğunda yaşanan açlık ve su sıkıntısı ve daha önemlisi cevresel problemler/felaketler. ünlü kızılderili şef Seettle yüzyıllar önce Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak demiş ve gerçekten ne kadar önemli olduğunu içinde bulunduğumuz yıllarda anlıyoruz. Kasım ayının sonuna geldik havalar 21 derece ile devam ediyoruz.. bu sene kışı yaşamayacağız gibi bir şey olacak. Şimdi kış olmadığı zaman ülkemizdeki tarim ürünlerinin bir çoğu verimsiz veya çürük olacak çünkü toprağın kış aylarını yaşamaya ihtiyacı var ancak 2 aydır havalar mevsimden çok alakasız şekilde ilerliyor. bu işlem dolaylı yoldan ama sağlık ama parasal yönden etkileyecek ama kimsenin o kadar da umurunda olmayacak.  Parasal yön; ülkemizde yetiştiremediğimiz ürünler için yurtdışından daha düşük kalitede gıda ürünü alacağız (nohut, mercimek, pirinç, sarmısak vs) Sağlık yönü; Yurtdışından aldığımız genetiği değiştirilmiş ürünler bizi toplum olarak rahatsız edecek ve şimdilerde olmasa bile yaşlılık döneminde ağır hastalıklar geçirmemiz muhtemel olacak.

Ülkemizdeki işsizlik konusunda daha doğrusu konuya uygun olarak düşüncelerimi paylaşmam gerekirse eğer gerçekten bu işsizlik çok makul ve mantıklı yaklaşımlarla çözülebilir ama olayın en köküne kadar inip çalışmayan insanların neden çalışmadığını, çevresindeki iş olanaklarından neden faydalanmadığını ve dahası psikolojik bir sorunu olup olmadığını araştıran bir komisyon olmalı. Almanya, İsviçre ve Fransa gibi ülkelerde tanıdıklarım var bu ülkelerin şartlarından bahsetmeyeceğim ama İsviçrede 11 ay çalışmayan teyzemin oğlunun evine gidilip neden çalışmadığı sorgulanmış ve sonrasında kendisini geliştirmesi isterse eğer arzusuna göre devlet destekli(ulaşım, yemek ve kurs süresince sigorta) yardım edilip işe yerleştirilebileceği söylenmiş. Teyzemin oğlu 38 yaşında Bizim ülkemizde benzer bir sistem var ilgili SGK merkezine çağırılıyorsunuz mesela eviniz Pendik civarında size Beylikdüzü civarında bir halk evinde boyacılık, mobilya ve demircilik ile ilgili kurs olduğunu söylüyor. yol parası size ait, kurs süresince sigortanız var ama yemek yok isviçre ile Türkiye kıyaslamak çok mantıksız ama orada yaşayan insanla burada yaşayan insanın arasındaki fark insanı çok düşündürüyor.

İşsizlik oranı bu verilerden çok daha yüksek, oranı düşük göstermek için yapılan numaraları sizin de anlattığınız gib hepimiz biliyoruz. Bu hem ülkemizin problemi, hem de nüfusu hızla artan dünyanın, yani küresel bir işsizlik problemi var. Teknolojinin gelişmesi ile birçok meslek kayboluyor. 20 sene sonra temiz içme suyunu bile zor bulacağımız bir dünyada iş bulmak da haliyle kolay olmayacaktır. Ülkemiz açısından bakarsak kendi insanımıza iş bulamazken sınırlarımızda aldığımız milyonlarca mülteci ile de uğraşmak zorundayız. Ortaya pek iyimser bir tablo çıkmıyor.

İşkurda yer alan yerleştirilecek iş sayısı ile başvuran kişi sayısı arasında uçurum var. Bu nedenle İşkur içerisinde de oyunlar döndüğü ve torpilin geçerli olduğu söyleniyor. Asgari ücret civarındaki verilecek maaşlara torpil dönmesi pek anlamlı değil ama insanların o işlere de ihtiyacı var ve bu maaş için bile araya birilerini sokmak gerekebiliyor. Sözde kura ile belirleniyor olsa da sıkıntılar olduğunu duydum. İşsizlik oranı çok yüksek ve insanların gelirleri çok düşük.

TÜİK verilerine göre işsizlik oranı çok düşük. Enflasyon çift hanenin altında. Bunlar neyin kafasını yaşıyor anlamak mümkün değil. Bu halkı neden bu kadar aşağı görürler anlamış değilim. Bu haberlere kargalar bile güler.

işkur zaten yoğunluğu çok yüksek bir kurum. gidip de yoğunluktan dolayı kapısından dönen de çok insan tanıyorum çevremde. kamuya alım yapan geçici statüsünde, özele alınan istihdam teşviği kapsamında yine süreli işe alımlar yapıldığından hiçbir soruna çözüm olamayan bir kurum haline geldi.

İşkura 6 ay uğramazsanız işsiz sayılmıyorsunuz çalışmaya gönlü yok olarak gizli işsiz olarak sayılıyorsunuz. Yani işkura gittiniz size geri dönüş yapmadılar sizde bidaha gitmediniz ta ta taaa artık işsiz değilsiniz bu tarz bir çılgın veriyle ölcülüyor ona rağmen işsiz sayısı 1m arttı.

ben sizin için demedim hocam tam tersi kendim için "konumuz işsizlik." dedim. 5-6 milyon göçmen hangi ülkeye gelse orada ekonomik olarak sorun çıkar. hele ki ekonomisi bizimkisi gibi kırılgan olan ülkeler resmen  can çekişir. demek istediğim kaçak işçiler olmasa bile işsizlik sayısı artacak çünkü para yok:)

bir başka sıkıntı da 20 soru çözüp inşaat mühedisi, avukat vs olan insanlar yüzünden. şayet tanıdığınız varsa en kral şirkette çalışıp, genelde belediye iştirakleri olur orası, mal mal etrafta dolaşabilirsiniz. bunun yanında tanıdığı olmadığı için güzel teknik okullardan mezun olan arkadaşlar ya iş arar ya da çok düşük maaşla çalışmak zorunda kalırlar. arkadaşınıza tavisyem, iş arayışı için arap ülkelerini araştırması. rusya'ya pek bulaşmaması yönünde olacak.

Attiğim mesajlari 3’de 3 ters anladin, neyse sikinti yok.. Sorun bizde falan değil, dunyadaki hicbir gelismekte olan ulke 8 senede gelen ekstra 7 milyon insani besleyemez. adi ustunde gelişmekte olan ülke.

İlk mesajimda ‘kapitalist olduğumuzu değil’, ‘kapitalist kuklası’ olduğumuzu söyledim.

İkinci mesajımda ‘Japonlarin İngilizce bilmediğini değil’, ‘göçmen gelmemesi için ülkelerinde İngilizce kullanmadiklarini’ belirttim.

Üçüncü mesajimda ‘küreselleşme’ kavramı ‘NWO’ anlamına gelir. Bu kavramı da çok uzun bir şekilde anlatamam.

Bura Almanya değil, biri gelismis ulke biz ile hala gelisiyoruz. Konuyu kapadim bol şans

suraya kuresellesme hakkinda bir video birakayim, merak eden izlesin.

https://m.youtube.com/watch?v=gwjQzr97qpc

bence sorun küreselleş(eme)me, global anlamda oyuncu olamazsanız globallerin oyuncağı olursunuz. Küba mesela amerikan karşıtlığıyla 1-2 nesil harcadı, şimdi "en fazla cadillac bizde" diye artizlik yapıyor, ha bir de kansere alternatif çözümler sunuyor. avrupa bizden nitelikli suriyeli aldı, biz de niteliksizleri kendimize sakladık

her neyse, sorun bizde arkadaşlar suçu kendimizde arayalım önce...

abi konu işsizlik, ben de sebebini soyluyorum. iş var, 7 milyon kaçak göçmen var.

bu kureselleşmiş kukla ulke ve patronlari bizim vatandaşi calistiracagina kacak isci calistiriyor ve hukumet de buna goz yumuyor diyorum tr’de işsizlik falan yok turkiye her sene 470 bin insan göç aliyor. bu kadar insana is saglayacak bir de kendi vatandasina is saglayacak. saglayamiyor iste. kacak isciler 1500 tlye it gibi calisiyor, turk de işsiz kaliyor. bu kadar basit

buna küreselleşme diyorlar, ne küreselleşmesi bildiğim vahşi kapitalizm bu.

devlet kendi vatandaşını umursamiyor, tek düşündüklerı şey ciro. en ucuz işciyi bulup, en dusuk maliyetle en uzun sure çaliştirmak. tam bir köle sistemi, çözümü de kaçak işçiliğin yasaklanmasi yani her sene alinan 470 bin kusur göçmenin ülkeye girişinin durdurulmasidir. buna gozumuzu kapatirsak, gormezden gelirsek yakinda issizlik %50 olacak zaten. bu rakamlarin alayi yalan, insaat muh arkadasimla pubg atiyoruz şu an. 1 senedir iş ariyor iş yok.

@wolwoo, kapitalizmin tek bir çeşidi yok. almanya örneği için sosyal kapitalizm diye bir şey uydurmuşlar mesela. insanlara daha hoş gelen bir kapitalizm cinsi ama bunu elde ederken diğer dünya ülkelerinin çektiği acıyı da görmek gerekiyor. bizim gibi ülkelerde bildiğin vahşi kapitalizm yaşanıyor. neredeyse ingiltere'nin sanayi devrimi dönemi gibi. hatta geçtiğimiz yıllarda devlet büyüklerimiz ülkemizde yaşanan iş kazaları için o dönemi örnek göstermişti. bence o örnekte ciddiydiler. çin de aynen bu şekilde devam eden bir hayat anlayışı var. bizim ülkemizdeki solcular çin'in hala sosyalist bir ülke olduğunu düşünüyor. yazık ne diyeyim. rusya için bile bunu diyorlar unutmadan ekleyeyim.

kore'nin siyasi tarihine bakınca da bizimle aynı çizgide ilerlediğini görüyoruz. öğrenci olayları, darbe, öncesinde ikiye bölünen bir ülke... artık coğrafya mı yoksa başka faktörler mi etkili bilmiyorum ama kağıt üstünde bakıncabizden çok daha iyi durumdalar.

@blacknavy, japonlar uzun zamandır robotlar üzerinde çalışıyordu. sebebi ise genç nüfusun olmaması ve dandik işlerde çalışak göçmenleri ülkeye sokmak istememeleri. toyota'nın en kaliteli modelini kendi vatandaşlarına sunan, bir alt modelini ise yurtdışına gönderen güzel bir ülke. bizde ise en dandik tütünü biz içiyoruz, kalitelisini yurtdışına gönderiyoruz.

neyse, konumuz işsizlik. bu kadar atıl duran bir genç neslimiz var ve resmen nesil kaybı yaşıyoruz. 1000 yıldır bu topraklarda yaşıyoruz geyiğine girmek istemiyorum çünkü türkler nereye gitmişse orası vatanı olmuştur. (hep hareket halindeyiz moruq.) yine de geçmiş nesilden aldığımız bu toprakları gelecek nesillere güzel bir şekilde devretmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.

Ben bilmiyor demedim ki? Tekrar okumalisin

Ülkelerinde bizdeki gibi her yerde İngilizce yazı bulamazsin, paketli ürünler ve marketlerde dahi ürünlerin İngilizce içeriği yazmaz. Bunun amacı da adamların ülkelerine göçmen istememesi. Sen bu olaylara tamamen farklı bir açıdan bakıyor gibisin bu nedenle anlaman biraz zor. Küreselleşme denen şey 21. yy’ın mermisiz işgal sistemidir. Gel İstanbul’a, kırgız 1500 tlye kaçak çalişiyor patronlarin hiçbiri de vatandaşa 2000 tl asgari ucret + prim ile toplamda 3000 tl masraf yapmiyor.  Sonra ne oluyor? insanlar ayni kirgiz gibi 1500 tlye calisiyor ya da son donemlerde gordugun gibi intihar edip geçiyorlar.

https://onedio.com/haber/2016-dunya-ingilizce-yeterlilik-verileri-aciklandi-turkiye-avrupa-da-sondan-ikinci-744982
Japonya'nın yarıdan fazlası ingilizce biliyor, https://eksisozluk.com/japonyada-herkes-ingilizce-biliyor-ama-konusmuyor--1131071

tamam dostum devam ederiz yine

Küreselleşmiş kapitalizm yani küreselleşmeden bahsediyorum. Bu arada özelleştirme falan fasa fiso, demokratik sistemde (yersen) başımıza kuklaları koyup donumuza kadar özelleştirdiler. Bunların tamamı hikaye, Japonya’da ürün paketlerinin üzerinde İngilizce tek bir yazı bile bulamazsınız. Göçmen kuralları çok sıkıdır, asla kendi vatandaşlarına ihanet etmezler. Bugün Japon’un hali ortada, millet depremde bile ölmüyor çünkü Japon’un sadece diğer Japon’a Japon oldugu için bile saygısı var. Kimse malzemeden çalmaz, kültürel birlik var. Burada asil sikinti 1990 sonrası küreselleşme propagandası, bunu anlamak isteyen de var, istemeyen de. Bunu uzun uzun anlatamayacağım

"Kapitalizm üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bunların kâr amacıyla işletilmesine dayanan bir ekonomik sistemdir. Serbest piyasa ekonomisi olarak 16. yüzyılda çıkmıştır." Vikipedi
Yani kapitalist sistemler kötü diye birşey yok. Türkiye de krulduğundn bu yana yarı kapitalist bir sistemle yönetiliyor, son zamanlardaki özelleştirmeler konusunu geçelim orası ince mevzuular

Aslında kafasını kullananlar kapitalizm içersinde kendilerine gayet güzel yer bulmuşlar. WW2'dan sonra yenik devletler Almanya ve Japonya-İtalya, sisteme ayak uydurmuş hatta sistemin ana unsurlarından bri haline gelmişler. Güney Kore 80'lerde Türkiye ile benzer şartlara sahipken şimdilerde solladı geçti.
Hangi sistemi uygularsanız uygulayın iş "insan" faktöründe biter. Almanya'da sosyal haklar-işsizlik maaşı vs...Amerika'da vakit geçirmiş bir arkadaş eğer istenirse ayda 3000-5000 dolar civarında para kazanılabileceğini söylemişti, 10 milyon evsiz abd'nin ayıbı...

İşsizlik, inşaat sektörüyle pohpohlanan bir ekonomiyle bir yere kadar gider. Gerçekten de inşaat hızlı ve yüksek istihdamı sağlayan bi sektör ama finans sıkıntısı çıktığında durma noktasına gelir. Bunun yerine katma değeri yüksek işlere el atılsa ya da hiç bir şey yapılamıyorsa gıda sektöründe önlemler alınsa..
>>>>https://www.tarimdanhaber.com/tarim/10-maddede-turkiye-hollanda-tarim-karsilastirmasi-h12158.html  
>>>https://www.sozcu.com.tr/2017/ekonomi/hollanda-tarim-urunu-ihracatinda-rekor-kirdi-1635420/
Yani Konya kadar bir ülke Türkiye'yi solladı geçti, biz de portakal sıktık sadece

Küreselleşmiş, kapitalizmin kuklası ülkeler ve bu düşünce sisteminde ulus devlet yapısına saygı duyulmaz. Biri bu yapıya saygı duymuyorsa aynı işi kaçak bir göçmenin senin yaptığının yarı fiyatına yapmasına göz yumar. Bu nedenle, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde işsizlik artar. Son dönemlerde siyanürle intihar vakaları giderek arttı ve insanlar sanmasınki ölümlerden sadece yöneticiler sorumlu, tam tersine onlar bizim siluetimiz.

artık işsiz insanların sayısını hesaplarken değişik bir sistem uygulanıyor. yani iş aramayı bırakmış birisi artık işsiz sayılmıyor. ne güzel değil mi:) her yere üniversite açınca 25 yaşına kadar insanlar okumuş gibi görülüyor ki büyük ihtimalle o kişiler arasında okuma yazmayı bilmeyenler de var. böylece lise mezunu işsiz sayısı da azalmış oluyor. bütün bunlara rağmen ortada korkunç bir tablo var. ben ahmet'e mehmet'e bok atmak istemiyorum. bu ülkeninin büyüyelim de işsizlik artarsa artsın aman canım sende tavrından nefret ediyorum. yukarıda yazılı olan istatistik içinde olan ve olmayan bütün insanlara sabır diliyorum. umarım en kısa sürede iş bulup rahat ederler. işsizlik öyle berbat bir şeydir ki zamanla sizin işiniz olur.

kaynak (trthaber): https://www.trthaber.com/haber/ekonomi/agustos-ayi-issizlik-rakamlari-aciklandi-441294.html